..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Iþýk verirseniz, karanlýk kendiliðinden yitecektir. -Erasmus
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Ýnternet > Ömer Faruk Hüsmüllü




8 Kasým 2010
Düþünen Kafalardan Düþünce Kýrýntýlarý  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Buradaki örnekler birer “düþünce kýrýntýsý, ama etkileri oldukça fazla. Çünkü alýnacak o kadar çok ders var ki!.. Sizden ricam buradaki örneklere benzer bildikleriniz varsa lütfen ekleyiniz/paylaþýnýz. Dilerseniz “yorum” kýsmýna yazarak bunu yapabilirsiniz ya da dilerseniz buradakilerle sizdekileri birleþtirerek ayrý bir yazý olarak yayýmlayabilirsiniz.


:AEJG:


(Bu da doðadan bir kýrýntý...)

***
Sayýn okur,
Bu çalýþma internet ortamýndan derlenmiþtir. Örnekler seçilirken dikkatli davranýlmaya çalýþýlmýþtýr, ancak buna raðmen bir hata varsa affola!
Buradaki örnekler birer “düþünce kýrýntýsý, ama etkileri oldukça fazla. Çünkü alýnacak o kadar çok ders var ki!..
Sizden ricam buradaki örneklere benzer bildikleriniz varsa lütfen ekleyiniz/paylaþýnýz. Dilerseniz “yorum” kýsmýna yazarak bunu yapabilirsiniz ya da dilerseniz buradakilerle sizdekileri birleþtirerek ayrý bir yazý olarak yayýmlayabilirsiniz.
Bilgi diðer insanlarla paylaþtýkça deðer kazanýr. Ýnsanlarýmýza bu yolla saðlayacaðýmýz faydanýn vereceði hazzý hep birlikte tadabiliriz.
Bu örnekleri birlikte çoðaltmaya var mýsýnýz?
Saygýlarýmla.(Ö.F.H)
(Not: Bu yazýyý sormadan, hatta kaynak göstermeden bile alabilirsiniz…)
***

1-Fransa hükumeti ricalinden biri Napolyon’u bir savaþta
tenkide kalkýþýp parmaðýný harita üzerinde gezdirerek:
“Önce burasýný almalýydýnýz, sonra buradan geçerek
ötesini zapdetmeliydiniz, gibi fikirler belirtmeye
baþlayýnca Napolyon: “Evet!” demiþ, “onlar parmakla
alýnabilseydi dediðin gibi yapardým.”
**
2-Yavuz Sultan Selim, bir çok Osmanlý padiþahý gibi
sefere çýkacaðý yerleri gizli tutarmýþ. Bir sefer
hazýrlýðý sýrasýnda vezirlerinden biri ýsrarla seferin
yapýlacaðý ülkeyi sorunca,
Yavuz ona:
“Sen sýr saklamayý bilir misin?” diye sormuþ. Vezir:
“Evet, hünkarým, bilirim.” dediðinde Yavuz da cevabý
yapýþtýrmýþ:
”Ben de bilirim.”
**
3-Sokrates ölüme götürülürken karýsý yanýbaþýnda aðlýyormuþ.
Sokrates , ’Niye aðlýyorsun ?’ diye sormuþ.
Kadýn ’Haksýz yere ölüme gidiþine ’ demiþ.
Cevabý tam kendince vermiþ Sokrates:
’Haklý yere götürseler daha mý iyi olurdu ?’

HAKSIZLIK YAPMAK, HAKSIZLIÐA UÐRAMAKTAN DAHA ACIDIR.
Sokrates ( M. Ö 470-400 )
**
4-Kral Dionysios, ARISTIPPOS’a sorar:
"Nedendir acaba, her gün filozoflar hükümdarlarý ziyaret ederler de, hiçbir hükümdar kalkýp bir filozofu ziyarete gitmez?"
Aristippos, "Bunda þaþacak bir þey yok hükümdarým" der, "Hekimler, yataðýndan kalkamayacak durumdaki hastalara giderler, çünkü o hastalarýn hekimlere gitmeleri mümkün deðildir.."
**
5-DÝYOJEN ve BÜYÜK ÝSKENDER
Diyojen Ýskender’e ayaða kalkmadý. Hiç istifini bozmadý. Binlerce insan: "Ýskender geliyor," diye kýrýlýp geçiyorken o, yerinden kýmýldamadý bile.
-Sen ne yapýyorsun, gelenin kim olduðunu bilmiyor musun, diye onu tartakladýlar.
Ýskender:
-Durun, dokunmayýn!...
-Görmüyor musun, Ýskender geliyor, diye insanlar yerlere yatýp kalkýyorlar! Sen yoksa Ýskender’i tanýmýyor musun? dedi.
Diyojen:
-Tanýyorum. Ýyi tanýyorum ve sizi iyi biliyorum, diye cevap verdi.
Ýskender:
-O halde söyle kimim, ben?
Diyojen:
-Bendemin bendesisin (Esirimin esirisin), dedi.
Ýskender sarsýldý. Yerinde duramadý ve atýndan indi.
-Nedemek bu? dedi.
Diyojen:
-Sen, toprak için insan öldürüyorsun. Dünya benim esirim, kölem. Sen de benim köleme köle olmuþsun. Kim kime ayaða kalkacak? dedi.
Ýskender bunu kabullendi. Diyojen’in büyük bir filozof olduðunu anladý ve dedi ki:
-Dile benden ne dilersen.
Diyojen:
-“GÖLGE ETME BAÞKA ÝHSAN ÝSTEMEM..” dedi
**
6-Dostlarindan biri, Fransiz krali 15. Lui’ ye:
- Majesteleri, akil vergisi almayi hiç düþündünüz mü?
Hiç kimse budalalýðý kabul etmeyecegine göre, herkes
böyle bir vergiyi seve seve öder. Kral, alaylý alaylý
gülerek:
- Hakikatten enteresan bir fikir, cevabini vermiþ. Bu
buluþunuza karþilik, sizi akil vergisinden muaf
tutuyorum.

**
7-Demosthenes, (MÖ.384 - MÖ.322) Atina’lý ünlü politikacý. Atina’da doðmuþtur. Babasý zamanýn silâh yapýmcýlarýndan, zengin bir kiþiydi. Kekeme olan Demosthenes uzun zaman aksaklýðýný giderebilmek için aðzýna çakýl taþlarý koyarak konuþma pratikleri yapmýþ ve nutuk yazarlýðýna merak salmýþtýr.
Atina’da önemli bir tartýþma yapýlýrken kürsüye Demostenes çýkar, ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarýnda konuþmakta, filozofu dinlememektedir. Demostenes, "Bir hikâye anlatýp ineceðim" der ve anlatmaya baþlar:
"Uzun zaman önceydi, bir delikanlý Atina’dan Megara’ya gitmek için bir eþek kiralamýþtý. Eþeðini kiraya veren adamýn da Megara’da iþi vardý, beraber yola düþtüler. Konuþa konuþa giderlerken öðle sýcaðý bastýrdý, biraz dinlenmek ve öðle yemeði yemek için bir su baþýna çöktüler. Ama ortalýkta hiç gölgelik yoktu ve eþeðin sahibi yemeðini alýp eþeðinin gölgesine sýðýndý. Eþeði kiralayan genç buna içerledi, ’Sen çekil gölgede ben oturacaðým’ dedi. Beriki itiraz etti: ’Ben oturacaðým, çünkü eþek benim.’ Delikanlý Ama ben eþeði kiraladým’ deyince, eþeðin sahibinden ’ Ben sana eþeði kiraladým gölgesini deðil’ cevabýný aldý ve aralarýnda kavga çýktý."
Hikâyenin tam burasýnda Demostenes kürsüden iner yürümeye baþlar. Dinleyiciler, "Sonunda ne oldu, sonunu anlat" diye baðrýþmaya baþlayýnca Demostenes kürsüye döner:
"Sizin için çok önemli bir konuda bir þeyler anlatmaya çalýþtým, dinlemediniz. Þimdi ise eþeðin gölgesini merak ediyorsunuz. Ne fikrimi söyleyeceðim ne de eþeðin gölgesine ne olduðunu..."
Kürsüden iner, yürür gider.
**
8-Sultan Alparslan 27 bin askeriyle bizans topraklarinda
ilerlerken, keþfe gönderdigi askerlerden biri huzuruna
gelip telaþla:
- 300 bin kiþilik düþman ordusu bize dogru yaklaþiyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek þöyle der:
- Biz de onlara yaklaþiyoruz.

**
9-Bir bilgeye, ’ Bir insanýn akýl düzeyini nereden anlarsýnýz ? ’ diye sormuþlar.
’ Konuþmasýndan’ demiþ.
’ Ya hiç konuþmazsa ?
Gülümseyerek þu cevabý vermiþ:
’ O kadar akýllý insan yoktur ’
**
10-DÝYOJEN:( M.Ö 413 – 356 )
Yoksul Diyojen, bir gün çok dar bir sokakta kibirli bir zenginle karþýlaþtý.
Ýkisinden biri kenara çekilmedikçe geçmek mümkün deðildi.
Kibirli zengin, hor gördüðü filozofa,
’Ben bir serserinin önünden kenara çekilmem !’ dedi.
Diyojen, hemen kenara çekilerek, gayet
sakin bir þekilde þu karþýlýðý verdi:
’Ben çekilirim.’
**
11-Kral Dionysios ,Aristippos’un yüzüne tükürmüþ.Aristippos aldýrmamýþ. Dostlarý bu küçüklüðünü yüzüne vurduðu zaman,onlara : ”Ne olur?” demiþ, ”balýkçýlar da ufacýk bir balýk tutmak için tepeden týrnaða deniz suyu ile ýslanmaya pekâlâ katlanýyorlar.” (Montaigne’den bir alýntý.)

**
12-ÜNLÜ ÇÝN FÝLOZOFU LAO TZU’NUN HÝKAYESÝ

Öykümüz ünlü Çin düþünürü Lao Tzu’nun zamanýnda geçer. Lao Tzu bu öyküyü çok sever, sýk sýk anlatýrmýþ hatta..
Efendim köyde bir yaþlý adam varmýþ. Çok fakir. Ama kral bile onu kýskanýrmýþ. Öyle dillere destan bir beyaz atý varmýþ ki..
Kral at için ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamýný teklif etmiþ ama adam satmaya yanaþmamýþ.
- "Bu at, bir at deðil benim için. Bir dost. Ýnsan dostunu satar mý" dermiþ hep..."
Bir sabah kalkmýþlar ki, at yok. Köylü ihtiyarýn baþýna toplanmýþ:
- "Seni ihtiyar bunak! Bu atý sana býrakmayacaklarý, çalacaklarý belliydi. Krala satsaydýn, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaþardýn. Þimdi ne paran var, ne de atýn" demiþler.
Ýhtiyar : - "Karar vermek için acele etmeyin" demiþ. Sadece "At kayýp" deyin. Çünkü gerçek bu. Ondan ötesi sizin yorumunuz ve verdiðiniz karar. Atýmýn kaybolmasý, bir talihsizlik mi, yoksa bir þans mý, bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir baþlangýç. Arkasýnýn nasýl geleceðini kimse bilemez."
Köylüler ihtiyar bunaða kahkahalarla gülmüþler. Ama aradan 15 gün geçmeden, at bir gece ansýzýn dönmüþ. Meðer çalýnmamýþ, daðlara gitmiþ kendi kendine. Dönerken de, vadideki 12 vahþi atý peþine takip getirmiþ.
Köylüler, ihtiyar adamýn etrafýna toplanýp özür dilemiþler.
- "Babalýk" demiþler. "Sen haklý çýktýn. Atýnýn kaybolmasý bir talihsizlik deðil adeta bir devlet kuþu oldu senin için. Þimdi bir at sürün var."
- "Karar vermek için gene acele ediyorsunuz" demiþ ihtiyar. Sadece atýn geri döndüðünü söyleyin. Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne getireceðini henüz bilmiyoruz. Bu daha baþlangýç. Birinci cümlenin birinci kelimesini okur okumaz kitap hakkýnda nasýl fikir yürütebilirsiniz?"
Köylüler bu defa ihtiyarla dalga geçmemiþler açýktan ama, içlerinden "Bu herif sahiden gerzek" diye geçirmiþler.
Bir hafta geçmeden, vahþi atlarý terbiye etmeye çalýþan ihtiyarýn tek oðlu attan düþmüþ ve ayaðýný kýrmýþ. Evin geçimini temin eden oðul þimdi uzun zaman yatakta kalacakmýþ. Köylüler gene gelmisler ihtiyara.
- "Bir kez daha haklý çýktýn" demiþler. "Bu atlar yüzünden tek oðlun bacaðýný uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak baþkasý da yok. Þimdi eskisinden daha fakir, daha zavallý olacaksýn" demiþler.
Ýhtiyar : - "Siz erken karar verme hastalýðýna tutulmuþsunuz" diye cevap vermiþ. "O kadar acele etmeyin. Oðlum bacaðýný kýrdý. Gerçek bu. Ötesi sizin verdiðiniz karar. Ama acaba ne kadar doðru. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan sonra neler olacaðý size asla bildirilmez."
Birkaç hafta sonra, düþmanlar kat kat büyük bir ordu ile saldýrmýþ. Kral son bir ümitle eli silah tutan bütün gençleri askere çagýrmýþ. Köye gelen görevliler, ihtiyarýn kýrýk bacaklý oðlu dýþýnda bütün gençleri askere almýþlar. Köyü matem sarmýþ. Çünkü savaþýn kazanýlmasýna imkan yokmuþ, giden gençlerin ya öleceðini ya esir düþüp köle diye satýlacaðýný herkes biliyormuþ.
Köylüler, gene ihtiyara gelmiþler. "Gene haklý olduðun kanýtlandý" demiþler. "Oðlunun bacaðý kýrýk, ama hiç deðilse yanýnda. Oysa bizimkiler belki asla köye dönemeyecekler. Oðlunun bacaðýnýn kýrýlmasý, talihsizlik deðil, þansmýþ meðer."
- "Siz erken karar vermeye devam edin" demiþ, ihtiyar. Oysa ne olacaðýný kimseler bilemez. Bilinen bir tek gerçek var. Benim oðlum yanýmda, sizinkiler askerde. Ama bunlarýn hangisinin talih, hangisinin þanssýzlýk olduðunu sadece Tao/Tanrý/Allah biliyor."
Lao Tzu, öyküsünü þu nasihatla tamamlarmýþ, etrafýna anlattýðýnda:
- "Acele karar vermeyin. O zaman sizin de herkesten farkýnýz kalmaz. Hayatýn küçük bir parçasýna bakýp tamamý hakkýnda karar vermekten kaçýnýn. Karar aklýn durmasý halidir. Akýl insaný daima karara zorlar ve gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi baþlar. Bir kapý kapanýrken, baþkasý açýlýr. Bir hedefe ulaþýrsýnýz ve daha yüksek bir hedefin hemen oracýkta olduðunu görürsünüz."
**
13-Aisopos (Esop) evinde çalýþýrken, bir asil kapýyý vurmadan içeri girer ve kitaplarýna eðilmiþ filozofa, "Böyle yapayalnýz nasýl oturabiliyorsun" der.
Aisopos baþýný kaldýrýr, "Ben yalnýz falan deðildim" der, "ama sen içeriye girdiðin andan itibaren ne kadar yalnýz olduðumu anladým."
**
14-Sokrates,’Evlenin, karýnýz iyi çýkarsa mutlu, kötü çýkarsa filozof olursunuz’ demiþ. Kendisi huysuz bir kadýnla evlenmiþ. Bunun huyuna dayanabilirsem hayatýn güçlüklerine de dayanabilirim’ diyerek.
Karýsý gerçekten de huysuzmuþ. Kocasýný öðrencilerinin yanýnda bile azarlamaktan çekinmezmiþ. Sabýrlý adammýþ Sokrates.
Karýsý yine bir gün yerli yersiz konuþmaya baþlamýþ.
Filozof da o sýrada öðrencisiyle sohbet ediyormuþ. Kadýn, bu kez baðýrýp çaðýrmaya baþlamýþ. Yine yanýt alamayýnca bir kova suyu kocasýnýn baþýndan aþaðýya boca etmiþ.
Sokrates, gayet sakin bir biçimde öðrencisine dönerek:
’Zaten ne zaman gök gürlese, ardýndan yaðmur yaðar.’ demiþ...
**
15-Ünlü Roma filozofu Epictetus’tan mantýk dersi alan bir öðrenci, ’Mantýðý ispat bilimi olarak niteliyorsunuz; mantýk dersi almanýn gerekli olduðunu ispat ediniz o halde’ diyerek hocasýný sýkýþtýrmak ister. Epictetus’un cevabý kýsa ve açýk olur : ’Peki ispatýmýn iyi olduðunu nasýl bileceksiniz?’
Prof. Dr. Cemal Yýldýrým
MANTIK
**
16-Bir gün Ömer Hayyam’a (ölm. 1132) sordular:
‘’Dünyanýn öküzün boynuzlarý üstünde durduðu söyleniyor siz ne dersiniz?’’
Büyük Hayyam, büyüklüðüne yakýþýr bir cevap verdi:
‘’Dünyanýn öküzün boynuzlarý üstünde durduðu doðru deðildir ama buna inanan öküzlerin bulunduðu doðrudur’’
**
17-Birisi Thales’e sorar:
Sana göre dünyada biricik devamlý olan þey nedir?
Ümit, diye cevap verir düþünür; “zira bizi en son býrakan budur.”
Peki, öyleyse en kolay olan þey nedir? diye sorulunca,
Baþkasýna nasihat vermek diye karþýlýk verir.
**
18-Öklit çaðlar boyu yalnýz matematik dünyasýnýn deðil, matematikle yakýndan ilgilenen hemen herkesin gözünde özenilen bir örnekti. Ökliti M.Ö. 300 sýralarýnda yazdýðý 13 ciltlik eseriyle meþhurdur. Ýskenderiye Kraliyet Enstitüsü’de dönemin en saygýn öðretmenidir.
Dönemin Kralý I. Ptolemy okumakta güçlük çektiði Elemenler’in yazarý Öklit’e ‘’Geometriyi kestirmeden öðrenmenin yolu yok mu?’’ diye sorduðunda, Öklit; ‘’Kusura bakmayýn ama geometriye giden bir kral yolu yoktur’’ diye karþýlýk verir.
**
19-Filozof Diyojen’e sormuþlar:
’Üstadým! Niçin iki kulaðýmýz ama bir tek aðzýmýz var?’
Diyojen;
’Az konuþalým ama çok dinleyelim diye’ demiþ.
**
20-VICTOR HUGO
’Yaþlýlýk yýllarýnda iken niçin kendinizi bu kadar yoruyorsunuz?’ diye soran arkadaþlarýna Victor Hugo, þu cevabý vermiþ:
’Dinlenmek için önümde sonsuz bir hayat var’
**
21-Kulaklarýnýn büyüklüðüyle ünlü Galile’ye hasýmlarýndan birisi ’Üstat!’ demiþ, ’Kulaklarýnýz bir insan için fazla büyük deðil mi?’
Galile, ’Doðru’ demiþ ’Benim kulaklarým bir insan için biraz büyük, ama seninkiler de bir eþþek için fazla küçük sayýlmaz mý?’
**
22-Thales dedi ki “hayat ile ölüm arasýnda hiçbir fark yoktur’
’O halde niçin ölmüyorsun?’ dediler.
Dedi ki:
“Hayat ile ölüm arasýnda bir fark olmadýðý için’
**
23-Sözlerinin sivriliðiyle tanýnan bir bilge kiþiye, yakýnlarý:
’ifadeleriniz çok aðýr geliyor, insanlar bazen kaldýramýyor efendim’
dediklerinde þu cevabý vermiþ:
’Kütükler için keskin balta gerekir’
**
24-Aristo’ya sormuþlar;
-Yalan söylemekle ne kaybederiz?
-Doðruyu söylediðiniz zaman bile karþýnýzdakini inandýramamayý.
**
25-Bir þemsiye tamircisi, yazmýþ olduðu þiirleri incelemesi için Shakespeare’e gönderdiðinde yazarýn verdiði cevap ;
’ Dostum siz þemsiye yapýn,
hep þemsiye yapýn,
sadece þemsiye yapýn.’
**
26-Ýlk çaðlarda Sparta krallýðý yapan Agesilaus’a sormuþlar:
’Doðruluk mu daha büyük meziyettir, yiðitlik mi?’
Agesilaus cevap vermiþ:
’Bütün insanlar doðru olsaydý yiðitliðe ne lüzum kalýrdý’?’
**
27-Xenocrates (Zenon) bir öðrencisiyle konuþuyor, o ne derse öðrencisi sürekli onaylýyormuþ. Filozofun sabrý tükenmiþ ve baðýrmýþ:
"Hiç olmazsa bir kere itiraz et, baþka bir fikir söyle de iki kiþi olduðumuzu arýlayayým.."
**
28-Bir gün Eflatun, talebelerinden birini kumar oynarken yakalamýþ ve þiddetle azarlamýþ. Talebesi:
’Ýyi ama ben çok az bir parayla oynuyorum’ diye itiraz edecek olmuþ ki Eflatun cevap vermiþ:’
’Ben seni kaybettiðin para için deðil, kaybettiðin zaman için azarlýyorum’
**
29-Hastalýktan ötürü gözleri kapanmýþ olan bir adam, halk þairi Seyrani’ye:
’Bende dünyayý görecek göz mü kaldý?’ diye þikayette bulununca, söz ustasý Seyrani:
’Hiç üzülme dostum!’ demiþ. ’Zaten dünyada da bakýlacak surat kalmadý.’
**
30-Diyojen’e sorarlar:
’Ýnsanlar niye dilencilere sadaka verir de filozoflara vermez?’
’Çünkü bir gün topal ya da kör olabileceklerini düþünürler ama filozof olabilecekleri akýllarýndan geçmez de ondan’ der.
**
31-Talebelerinden biri Konfüçyus’a ’Ölüm nedir?’ diye sorduðunda, Konfüçyus’un cevabý þu olmuþ:
’Hayat hakkýnda ne biliyorsun ki, sana ölümden bahsedeyim.’
**
32-Konfüçyus bir arkadaþýna þöyle der:
’Senin bir yumurtan var, benim bir yumurtam var. Sen yumurtaný bana versen, ben de yumurtamý sana versem, yine senin bir yumurtan benim de bir yumurtam olmuþ olur. Ama senin bir bilgin var, benim de bir bilgim var. Sen bilgini bana versen benim bilgimle birlikte iki bilgim olmuþ olur. Ben de bilgimi sana versem senin bilginle birlikte iki bilgin olmuþ olur.’
**
33-Meþhur Yunan filozofu Aristo’nun yeðeni Kalisten’de filozoftur ve Büyük Ýskender’in maiyetinde bulunmuþtur.
Birgün Diyojen’e dostlarýndan biri ondan þöyle bahsetmiþ:
’Ne mutlu baþýna, ne bahtiyar adammýþ Kalisten! Ýskender’in maiyetinde bulunduðu için, kralýn ziyafetlerinde de önemli yeri vardýr’
Diyojen yüzünü ekþitir ve :
’Aksine ne mutsuz adam demelisin; çünkü kendi karný acýktýðý zaman deðil, Ýskender’in karný acýktýðý zaman yemek yiyebiliyor’ der.
(Kalisten, Ýskender’i tenkit ettiði için idam edilmiþtir)
**
34-Öklid, birgün dersini bitirdiðinde öðrencilerinden biri yaklaþýr:
’Verdiðiniz ispatlar çok güzel; ama pratikte bunlar neye yarar?’ diye sorduðunda, Öklid kapýda bekleyen kölesini çaðýrtýr, ’Bu delikanlýya 5-10 kuruþ ver, vaktinin boþa gitmediðini görsün!’ der.
**
35-Bir tanýdýðý hakkýnda Anaksagoras’a ’O kendisinin hiçbir önyargýsý olmadýðýný söyleyip duruyor, siz ne dersiniz?’ diye sorduklarýnda,
’Halbuki bu iddiasý bile çok büyük bir ön yargýdýr.’ diye cevap verir.
**
36-Çalýmlý bir eda ile herkesten daha iyi yüzdüðünü iddia eden birine, filozof Aristippos þunlarý söylemiþ:
En küçük balýklarýn bile sahip olduðu bir meziyetten dolayý kendine bir pay, bir þeref mi çýkartýyorsun?’
**
37-Epiktetos’a sorarlar;
’Filozof olmak üzere çalýþan bir kiþinin ilk iþi nedir?’
Epiktetos,
’Kendini beðenmiþlik ve bencillikten kurtulmak’ diye cevap verir.
’Çünkü birþey öðrenmeye baþlayan birinin, ona öðretilecek þeyleri daha önceden iddia etmesi mümkün deðildir.’ der.
**
38-Makedonya kralý Philip bir gün oðlu Ýskender’in hocasý olan Aristoteles’e kýzar ve onu aþaðýlamak için
’ne olacak sanki, senin yerine bir köle tutar, onun oðlumla ilgilenmesini ve eðitmesini saðlarým.’
Bu sözler üzerine ünlü düþünür kendinden emin bir þekilde,
’Evet majesteleri, iyi fikir! O zaman çok geçmeden iki köleniz olur.’ diye karþýlýk verir.
**
39-Önermeler mantýðýnda yanlýþ bir mantýksal önermeyi doðru varsayarak istediðiniz herþeyi ispatlayabilirsiniz. Bu konuda Bertrand Russell’ýn baþýndan bir geçen olay þöyle anlatýlýyor:
"Bertrand Russell , arkadaþlarýyla bu konuyu tartýþýrken bir arkadaþý onu zor durumda býrakmak için , 1=0 ’ý doðru kabul edip kendisinin (Russell) papa olduðunu kanýtlamasýný istiyor. Russell iþe baþlýyor ;

B: 1=0 eþitliðinin iki tarafýna da 1 ekliyorum. 2=1 oldu.
A: Doðru
B: Beni ve Papa’yý ayný odaya koyun.
A: Peki koyduk.
B: Ben ve Papa ayný odadayýz. Odada kaç kiþi var?
A: 2 kiþi var
B: 2=1 olduðuna göre Papa ve ben biriz. Ben Papa’yým."

Kaynak : "Önermeler Mantýðý" -Ali Nesin (Nesin Vakfý Yayýnlarý)

**
40-EFLATUN’A ÝKÝ SORU
Hiçbir zaman kahkaha ile güldüðü görülmemiþ, toplumun kötülüklerinden ve nahoþ hallerinden kaçmayý kendine düstur edinmiþ olan Eflatun’a iki soru sormuþlar.
Birincisi; ’Ýnsanoðlunun sizi en çok þaþýrtan davranýþlarý nelerdir?’
Eflatun tek tek sýralamýþ:
’Çocukluktan sýkýlýrlar ve büyümek için acele ederler. Ne var ki sonra çocukluklarýný özlerler.
Para kazanmak için saðlýklarýný yitirirler. Ama saðlýklarýný geri almak için de para öderler.
Yarýnlarýndan endiþe ederlerken bugünü unuturlar.
Sonuçta, ne bugünü, ne de yarýný yaþarlar.
Hiç ölmeyecek gibi yaþarlar. Ancak hiç yaþamamýþ gibi ölürler...’
Sýra gelmiþ ikinci soruya; ’ ’Peki sen ne öneriyorsun?’
’Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayýn! Yapýlmasý gereken tek þey, sadece kendinizi sevilmeye býrakmaktýr. Ve önemli olan; hayatta, en çok þeye sahip olmak deðil en az þeye ihtiyaç duymaktýr.’
**
41-Ünlü Romalý hatip Çiçero Roma’da nutuk söylemektedir.
Çiçero’yu sevmeyen, hýrsýz ve rüþvetçiliði ile ün salmýþ bir senatör kalabalýk arasýndan baðýrýr:
- Hey ne havlayýp duruyorsun orada?
Çiçero hemen cevabý yapýþtýrýr:
-Ne yapayým bir hýrsýz gördüm de...
**
42-Asya’da eski zamanlarda bir genç Tibet Rahipleri’ne katýlmak ister. O zamanlar tapýnaklardaki rahip sayýsý sýnýrlý imiþ ve rahipliðe kabul edilmek imkansýzdýr. Genç her þeye raðmen þansýný denemeye karar verir. Bir tapýnaðýn kapýsýný çalar. Kapýyý açan görevliye dilinin döndüðünce tapýnaða katýlmak ve rahip olmak istediðini anlatýr. Görevli kapýyý kapatýr bir müddet sonra elinde tamamen su dolu bir kap ile geri döner ve bunu gence uzatýr.
Bu hareketin mesajý çok açýktýr. Tapýnaktaki rahip sayýsýnýn kalabalýk olduðunu, onu kabul edemeyeceklerini ima etmektedir. Genç çok üzgündür ancak ümidini kaybetmez.
Hemen bir gül yapraðý kopartýr suyun üzerine koyar ve kapýyý çalarak su kabýný geri verir. Ve bu kez onu içeri kabul ederler. Çünkü mesaj çok anlamlýdýr: Bir gül yapraðý, suyu taþýrmaz...
**
43-Sokrates bir gün öðrencisi Sofokles’e demiþ ki:
’Öðrenciler birazdan derse girecek, kaç kiþi olduðunu say bana bildir.’
Sofokles, kapýya dikilmiþ ve baþlamýþ içeriye girenleri bir bir saymaya.
Sokrates sormuþ:
-Kaç kiþi var?
-Sadece bir kiþi
-Nasýl olur içeriye birçok kiþinin girdiðini gördüm.
Bu sýnýfa birçok kiþi girdi. Ancak kapýnýn önünde bir taþ duruyordu. Hiçbiri o taþý kaldýrýp yan tarafa koymadý. Ancak en son giren öðrenciniz Platon, onu kaldýrýp kenara koydyu. Onun için orada sadece bir adam var, demiþ.
**
44-Birgün tanýdýðý bir adam Sokrates’e rastlar ve,
-Arkadaþýn hakkýnda çok önemli birþey duydum. Biliyor musun? Der.
Sokrates:
-Bir dakika bekle! Bana birþey söylemeden evvel, senin küçük bir testten geçmeni istiyorum ve buna üç filtre sistemi deniyor, der.
-Üçlü filtre mi? Diye þaþýrarak sorar arkadaþý.
-Doðru! diye devam eder Sokrates. Birinci filtrem; Gerçeklik filtresi.
Bana birazdan söyleyeceðin þeyin doðru olduðundan yüzde yüz emin misin?
-Hayýr, der arkadaþý sadece duydum ve...
-Tamam der Sokrates sözü keserek ve; sen bunun doðru olup olmadýðýný bilmiyorsun. Þimdi testin ikinci bölümüne geçelim. Ýkinci filtre; Ýyilik filtresi.
Arkadaþým hakkýnda bana söyleyeceðin þey iyi birþey mi?
-Hayýr! Der adam. Tam tersi ama...
-Öyleyse diye devam eder Sokrates. Onun hakkýnda bana iyi birþey söylemeyeceðin anlaþýlýyor ve bunun doðru olduðundan da emin deðilsin. Fakat yine de testi geçebilirsin. Son bir soru kaldý. O da iþe yararlýlýk filtresi.
Bana arkadaþým hakkýnda söyleyeceðin þey benim iþime yarar mý?
-Hayýr , hiçbir iþine yaramaz sadece...
-Tamam anlaþýldý der Sokrates. Eðer bana söyleyeceðin þey doðru deðilse ,iyi deðilse, iþe yarar ve faydalý deðilse, bana neden söyleyesin ki?
**
45-Antoine LAVOÝSÝER
Kimya biliminin dehasý Lavoisier’ in, asýl eðitimi hukuktu ve Paris Barosu’na kayýtlý bir avukattý. Bilimsel
gözlem ve yorum üzerine yaptýðý konuþmalarý nedeniyle bütün dünyada ün kazanmýþtý.
1794’de solunum üzerinde deneylerini yapmakta olduðu bir sýrada, Lavoisier, Devrim Mahkemesi önüne çaðrýlýr. Ýki suçlamaya hedef olmuþtur:
1. Devrim karþýtý olarak karalanan aristokrasiyle iliþkisi;
2. Vergi toplamada yolsuzluk (Lavoisier topladýðý vergilerin küçük bir bölümünü laboratuvar deneyleri için harcamýþtý).
Lavoisier’yi kurtarmak için dostlarý mahkemeye koþmuþtu ama tanýk olarak bile dinlenmemiþlerdi. "Yurttaþ Lavoisier’in çalýþmalarýyla Fransa’ya onur saðlayan büyük bir bilgin olduðunda hepimiz birleþiyor, baðýþlanmasýný diliyoruz" dilekçesiyle baþvuran günün seçkin bilim adamlarýna, yargýcýn verdiði yanýt kesin ve çarpýcýdýr: "Cumhuriyet’in bilginlere ihtiyacý yoktur!" Galileo yaþamýnýn son on yýlýný Engizisyon’un göz hapsinde geçirmiþti. Lavoisier’in sonu daha acýklý olur: 51 yaþýnda iken, "devrim" adýna kafasý giyotinle uçurulur.
Lavoisier, boynunun vurulmasýný beklerken kitap okuyordur. Cellat, onu giyotine götürmek için yanýna geldiðinde, Lavoisier, nerede kaldýðýný unutmamak için okuduðu kitabýn arasýna bir kitap ayracý koymuþtur.
Lavoisier; matematikçi Lagrange’ i çaðýrdý ve:
"kafam sepete düþtüðünde gözlerime bak. Eðer iki kere göz kýrparsam; insanýn kafasý kesildikten sonra bir süre daha beyin düþünmeye devam etmekte demektir" dedi
Lavoisier’ in kafasý kesildi, sepete düþtü ve gülerek iki kere göz kýrptý.
Matematikçi Lagrange diyor ki;
"Lavoisier’ in son saniyedeki ispat arayýþý, bilimselliðinyüzyýllar sürecek meþalesidir.
Ama o yobaz kafalar asýrlarca karanlýkta sürünecekler, insanlýðý da süründürecekler"

Giyotinle baþý bedeninden ayrýldýðýnda Lavoisier, 51 yaþýndaydý. Gökbilimci Joseph Langrange "Kafasýnýn koparýlmasý için bütün gereken yalnýzca bir saniyeydi. Onunki gibi bir kafanýn bir daha gelmesi için belki yüzyýl bile yetmeyecek " sözleriyle üzüntüsünü dile getirecekti.

Ya onu giyotine gönderen yargýcýn sonu ne oldu diye sorarsanýz:
Robespier’in düþmesinden birkaç gün sonra Coffinhal de idam edildi.
**
46-Bir filozofa sormuþlar: “Þansa inanýr mýsýn?”
Filozof: “Evet, yoksa sevmediðim insanlarýn baþarýlarýný neyle açýklardým.”
**
47-Meþhur bir filozofa: “Servet ayaklarýnýzýn altýnda olduðu halde neden bu kadar fakirsiniz?” diye sorulduðunda:
“Ona ulaþmak için eðilmek lazým.” demiþ.
**
48-Tolstoy diyor ki:
” .Sadece Tanrý’ya inandýðým anlarda yaþamýþ olduðumu hatýrladým.Bu,geçmiþte nasýlsa, bugün de öyleydi. Yaþamak için Tanrý’nýn varlýðýnýn farkýnda olmaya ihtiyaç duyuyordum. O’nu unutmaya, ya da O’nu inkar etmeye göreyim; ölüyordum. “
**
49-Montaigne, ”kimse kimseyi deðil, herkes kendi kendini adam eder, etmelidir. Adam olmaksa kendini bilmekle baþlar” der.
**
50-Diogenes, lahanalarýný derede yýkarken yanýndan geçen Aristippos’a “Lahana ile yaþamasýný bilseydin, bir zalime dalkavukluk etmezdin” demiþ. (O dönemde Aristippos devrin hükümdarýnýn yaðcýsý olduðundan ömrü saraylarda geçiyor. Bu gariban da dere kenarýnda bir fýçý içinde yaþamaya çalýþýyor.) O da ona “Ýnsanlar arasýnda yaþamasýný bilseydin, böyle lahana yýkamazdýn!” diye cevap vermiþ. Bakýn akýl ayrý ayrý görüþleri insana nasýl kabul ettiriyor. Ýki kulplu bir çömlek; ister saðýndan tut, ister solundan... (Montaigne-Denemeler)
**
51-Kral Dionysios, Platon’a, Ýran iþi, uzun damalý ve kokulu bir elbise hediye etmiþ.
Platon: ”Ben erkeðim; kadýn elbiseleri giymek istemem.” diyerek almamýþ; ama Aristippos almýþ ve demiþ ki :
“Ýnsan ne giyerse giysin, erkekse yine erkektir.” (Montaigne’den bir alýntý)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn Ýnternet kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Facebook'ta Okuduklarým - 11
Facebook'ta Okuduklarým - 17
Facebook'ta Okuduklarým - 10
Facebook'ta Okuduklarým - 22
Facebook'ta Okuduklarým - 23
Facebook'ta Okuduklarým - 21
Ýzedebiyat Sitesindeki Bir Yýlým
Facebook'ta Okuduklarým - 19
Facebook'ta Okuduklarým - 20
Facebook'ta Okuduklarým - 15

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kim,ne Demiþ? (Ýsimler Alfabetik Sýraya Göredir... )
Sevgi - Gönül - Umut ve Mutluluk Üzerine Aforizmalar
A'dan Z'ye Güzel Sözler
Baþöðretmen Atatürk Öðretmenler Hakkýnda Ne Söyledi?
Barýþ ve Özgürlük Üzerine Özlü Sözler
Dostluk Üzerine Aforizmalar
Erkek ve Kadýn Üzerine Aforizmalar
Acý - Haz - Elem - Üzüntü Üzerine Aforizmalar
Dünya Atatürk'ü Konuþuyor
Atatürk’ün Özgürlük ve Baðýmsýzlýk Konularýndaki Sözleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.