İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
Malatya Kent Konseyi Şair ve Yazarlar Grubu’nun bir üyesi olarak uzun süredir bir etkinlik yapamamıştık. Malatya Yerel Günden 21’den Malatya Kent Konsey’e geçti geçeli şair ve yazarlar olarak birkaç istişare toplanası ardından ilk kez yeniden 12 Mart 2011 Kent Konseyi Fethi Gemuhluoğlu Salonu’nda Beydağı Sanat Günleri’ni Orhan Tuğrulca ile yâd ettik. Orhan Tuğrulca’yı “Malatya Siyasi Tarihi” adlı kitabıyla tanımıştım. Aynı zamanda Kent Konseyi Niyazi Mısri Çalışma Grubu Temsilcisi olan Orhan Tuğrulca’nın ikinci kitabı “Niyazî-i Mısrî” ismiyle piyasaya çıktı Malatya tarihi ve kültürü üzerinde çalışmalar yapan tarihçi-yazar Orhan Tuğrulca 12 Mart 2011 Kent Konseyi Fethi Gemuhluoğlu Salonu’nda Beydağı Sanat Günleri’nde Malatya tarihi üzerinde konuştu… Söz konusu Malatya olunca Tuğrulca’yı pür dikkat dinledim… Elindeki dokümanlara bakılırsa çok geniş çaplı ve iyi hazırlanmış. Ancak -zaman yetersizinde olsa gerek- hazırlandığı dokümanını yeterli sunamadı. Ya ben kendisinden çok şey bekliyordum ya da Sayın Tuğrulca o gün eşref saatinde değildi… Ancak yine de istifa ettim. Konuşmasının başında; “Malatya bir Sivas değil, bir Diyarbakır değil, bir Bursa değil, bir İstanbul değil” şeklinde girmişti Elbette ki; Malatya bir Sivas, Diyarbakır Bursa İstanbul değildir ve olamaz da… Malatya Malatya’dır… Ancak Sayın Tuğrulca’nın bu konuşmasında ne kastettiğini ileriki satırlarında öğreneceğim ki; Malatya, tarihini kaybetmiş, tarihine sahip çıkmamış bir kent… Zira tarihçi Tuğrulca’ya göre Malatya, çok yer değiştiren bir kent. İlk yerleşim yeri Fırat Vadisi olan Malatya, ikinci yerleşkesi Asklantepe Höyüğü, ardından bu gün “Battalgazi” değdiğimiz Eskimalatya ve en son yerleşkesi Azpuzu’nun bir yazlık bölgesi olan şimdiki modern Malatya… Peki Fırat Vadisi’den Azpuzu’nun bir yazlık bölgesi olan şimdiki modern Malatya’ya gelişinden neler kaybetti ve neler kazandı… Tarihçi Tuğrulca’ya kalırsa Malatya tarihsel versiyon olarak çok şeyler kaybetmiş. Bu güne kadar dört yerleşke devresi geçiren Malatya’nın tarihi bir kalıntısı kalmamıştır… Örneğin (bu gün Battalgazi olan) Eskimlatya’da adeta bir Moğol istilası gibi tarih kokan surlar yıkılarak -tabiri caizse- birkaç yıkık-dökük surların kalıntısı hariç taş üstüne taş bırakılmamıştır… Aslantepe Höyüğü hakeza içler acısı (bu benim katkım)…(Aslantepe Höyüğü; bu gün kelimenin tam anlamıyla sanki zincire vurulmuş gibi…) Tarihçi Tuğrulca konuşmasında muta mut yazdıklarımın aynısını söylemiyordu ama ben kendisini dinlerken bunları okuyordum… Aslında Tarihçi Tuğrulca’nın anlattıklarından sonra bir kez daha anladım ki; Malatya kafası karışık bir kent. Hangi yönüyle tarih sahnesinde yer alacağına henüz karar verememiş bir kent. Ünlü/meşhur insanıyla mı, kayısısıyla mı çıksın öne; henüz karar vermemiş… Hangi yönüyle öne çıkacağı yönde karar veremediği gibi ‘Türkiye’nin fikri yapısına yön veren insanları’na, şair ve yazarlarına gereği gibi değer veremediği için her gün kan kaybeden bir kent…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şevket Başıbüyük, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |