"Denemeler"de gördüğüm şeyi Montaigne'de değil, kendimde buluyorum. -Pascal |
|
||||||||||
|
Evet, hiçbir suç sahibinde kalmayacak. Öyle vaat edilmiş bize. Evet, her suç için bir mahkeme, er geç kurulacak vedahi mutlaka bir hüküm verilecek bu aşikâr… İnsanı, hipnoz eden adeta kendinden geçirip büyüleyen bir cümlenin noktasını koymamaktaki inada, ısrarla devam etmek de bir şey ifade etmeyecek! Zira sözün hiçbir hükmü kalmadı artık modern çağlarda. En güzel cümleleri sayıp döktüğümüz şu ahir zaman diliminde bile yeryüzünün kavgaları, insanların duyarsızlıkları devam ettiği için bu güzelliklerde birer çam ağacı gibi devrilip gidecek, kelimelerimiz de çirkinleştikçe, haddimizi de aştıkça şaşkınlığımız her gün biraz daha artacak kısaca… Zaman akıyor ey okuyucu! Üstelik ışık hızıyla akıyor bunu sen fark edemesen de.. Her şey, olmak zorunda olduğu hal üzerinde ve yazgısına tutsak bir şekilde akıyor zaman… Ama, fakat ve lakin sen hariç… Zaman bölünür, çağlar isimlerle anılırdı eskiden, İlk çağ, orta çağ, yakın çağ, şimdi isimler kifayet etmez oldu çağlara! Her gün, yeni bir çağ oldu. Her gün bu çağda insanda kendine yeni bir ilah bulup yeni bir kelimeye tapıyor bulundu. Yemin sözcükleri, öğrenme metot ve modelleri, evlenme şekilleri, hastalıklar, çareler, hızlı bir evrim geçiriyor artık. Akıldan ve düşünceden daha hızla yaşıyor insan, üstelik düşünmeden, üstelik beyin bedava iken… Bir özlü söz, korlanmış demir parçasının ulaştığı doruğu sabitleştiriyor derin anlamında: “Demir tavında dövülür”. Başka hiçbir söz, zamanın, akıllara durgunluk veren incelikteki bir “anlık” parçasının önemini bu kadar derin ifadeyle anlatamaz herhalde. Demir ve tav; Sur ve kıyamet gibi. Anlık depremler, anlık ölümler.. İnsanın hiç bitmeyecek sandığı ömür çizgisinde milyonlarca an var. Milyonlarca kıyamet, milyonlarca ölüm de demek bu.. Zaman akıyor, uçuruma koşan çıldırmış küheylanlar gibi. Bekleyişler, özlemler, yakarışlar çare dahi değil. Yarınlar sel gibi çağıldıyor saçlarımıza, tenimize, ruhumuza. Söz, vakti gelmişken söylenmeli, darağacı vaktinde kurulmalı ve hüküm ferman edilip infaz edilmeli. Vakti gelen ok fırlamalı yaydan… Zaman akıyor anlamını kavrayamadığımız kelimeler gelip geçiyor gözlerimizin önünden bir film şeridi gibi. Onları anlamak gerek. Anlamlı cümlenin sırrı çözülsün, yazıtlar aydınlansın diye… Demiri dövmek vakti gelmişse, beklememeli artık. Karanlık yeterince çökmüşse üzerimize, bir fişek atıp güneşi çağırmalı. Güneş penceremize kadar gelmişse eğer, şükürler, dualar, gönüllerde salınmalı. Bazı tasarılar eyleme dönüşmeliydi şimdiye kadar. Bazı özlü cümleler vardı, yazılması, söylenmesi gereken. Zaman akıyor. Vakti geçen eylemin sızısıyla vakit kaybetmenin ne anlamı var şimdi? İnsan bilemiyor, zamanın nasıl aktığını fark edemiyor. Bir takım sıkıntılar edinme, çırpınışlar, haykırışlar faydasız artık. Yürüdüğümüz yollara bir takım işaretler konulmuştu. Durulması, hızlı yürünmesi, susulması, haykırılması gereken noktalar vardı. Fark edemedik. Şimdi çok geç. Her nefes yalnızca bir kere solunabiliyor. Aynı nefesi ikinci kez solumak ne kadar mümkünse, yapılması gereken fakat yapılmamış olanı yapmak da o kadar mümkün gelmeli kuvvetimize yük cinsinden. Zamanın en küçük parçası “an”. Yeryüzü, bir anını bir daha yaşamadı ki hiç! Her nefesi, solunması gereken anda solumak gerekiyor öyleyse çünkü zaman hızla akıyor sevgili okuyucu hızla… http://twitter.com/yusairmak https://www.facebook.com/yusairmak yusairmak@hotmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |