..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Umutsuzluğa düşmeyin. -Charlie Chaplin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Polisiye > erdal divriklioğlu




28 Mart 2014
Yüz Kitabı  
bölüm 7 devam 3

erdal divriklioğlu


Uzun öğrencilik yıllarından sonra,siyasetin içerisinde pişmek ve kamile dediği gibi pişkinleşmek kolay olmamıştı.Ona göre psikolojik anlamda bir sınırı yoktu.İnsan kademe kademe ya daha çok ahlaklı bir yaşama doğru yol alır ve hayatta yaptıklarından ödün vermeyerek böyle bir sınırsızlığı seçer yada kademe kademe daha da pişkinleşir bu pişkinlikte kendine yine yeni bir sınırsızlık seçerdi. Politika her ne kadar işleyiş gereği belli kurallar manzumesi etrafında dönsede,zeki ve ihtiraslı insanların kendi seçtiği sınırsızlıkta tatmin olabilecekleri alanı en geniş şekilde önlerine seren basamakları,yükselişlerinin nihai hedefleri belli en iyi koridordu.


:AIFH:
Yüz kitabı bölüm 7 devam 3

"Bu politikacıları anlamak çok zor." dedi Kamil Irgazoğlu.
"Meclisteki şu kavgalarına baksanız,her ay yeni bir milletvekili seçimi yapmanız lazım müsteşarım"
"Bence sen biraz zayıflasan diyorum,kamil" dedi müsteşar.
Kamilin suratı bir anda allak bullak olmuştu.Ne diyeceğini bilemedi bir an.İşin kolay yoluna kaçıp,kendince nüktedan bir cevapla savuşturdu müsteşarın eleştirisini.

"Haklısınız müsteşarım,haklısınızda,ne yapayım karım çok iyi bakıyor bana yahu"
Müsteşar hafif bir tebessümle kamil'in yüzüne baktı.
"Bak şimdi sende pişkinliğe vuruyorsun,o halde politikayı öğrenmişin kamil efendi"
deyip kahkayı bastı.

Orta halli bir kasabadan gelmişti Kamil.Ankaranın havasına bir hayli yabancı kalmıştı epeyce bir süre.Sonra, Hısım,akraba,köylümüz derken bir şekilde Aydın Tacoğlu'na ulaşmayı bir şekilde başardı.En başlarda yanında bir görev vermeyi red etti müsteşar.Kolaymıydı öyle koskaca müsteşarın yanında çalışmak.Çantasını bile taşısa herşeyin bir liyakatı olmalıydı Tacoğluna göre.Sonra politikaydı bu.Çevrede bir sürü çakal kendisinden bir şeyler koparmak için fırsat beklerken,hata yapmaya kesinlikle lüksü yoktu. Kolay gelmemişti buralara.Bu çağda,bu zamanda memleketin en önemli bakanlığında müsteşar olarak görev yapmaktaydı.Çoğu zaman evine bile günlerce gitmediği olmuştu.Toplantıdan,toplantıya koşuyordu.Klasörler dolusu evraklar,yazışmalar alt bürokratik kadro ile cebelleşmeler.Mevzuatlar,genelgeler hemen herşey katlanarak ve büyüyerek üzerine bir çığ halinde akıyordu sanki.Ankarada okuduğu yıllarda daha idealist bir adamdı.Paraya fazla önem vermesede yoklukla geçen çocukluğu ve gençliği ona ticari bir kafa zehir gibi bir denge mekanizması katmıştı.Uzun öğrencilik yıllarından sonra,siyasetin içerisinde pişmek ve kamile dediği gibi pişkinleşmek kolay olmamıştı.Ona göre psikolojik anlamda bir sınırı yoktu.İnsan kademe kademe ya daha çok ahlaklı bir yaşama doğru yol alır ve hayatta yaptıklarından ödün vermeyerek böyle bir sınırsızlığı seçer yada kademe kademe daha da pişkinleşir bu pişkinlikte kendine yine yeni bir sınırsızlık seçerdi. Politika her ne kadar işleyiş gereği belli kurallar manzumesi etrafında dönsede,zeki ve ihtiraslı insanların kendi seçtiği sınırsızlıkta tatmin olabilecekleri alanı en geniş şekilde önlerine seren basamakları,yükselişlerinin nihai hedefleri belli en iyi koridordu.Makam,mevkii gibi insanoğlunun peşinden koştuğu herşeyi dikkatli ve sabırlı bir nefesle takip ettikçe kendisine veriyordu. Ama hataya yer yoktu bu dünyada eskilerin politika anlayışı yerle bir olmuş Ağızdan çıkan herşeyin ölçülerek,tartılarak sarfedildiği dengeler üzerine kurulmuştu herşey. Bu yolun başlangıcında dikkat ve denge varken ortalarında daha geniş yetkiler ve başlangıca hükmetme sanatı yerini alıyordu.Daha da ilerisinde ise; daha büyük bir güce kavuşurken bu seferde farklı güçlerin temsilcileri ile olan kaldıraç sanatını iyi tanımak ve ona göre yol almak gerekiyordu.Kim ne derse desin herşeye rağmen bu puslu,sisli havada yol almak gerekliydi.Aşağıda durmadan mızıldayan ve çıkan her kanunun her yönetmeliğin önünde mızıldıyarak tepinip duran yukarıda ise; Sana gideceğin yolu aşağı yukarı belirlemiş iradelerle kol kola bir meydan savaşı sunan bir yoldu bu.Aydın Tacoğlu müsteşar kalmayacaktı.Yanında bulunan bir çok salak ve asalaktan farklıydı o.Bir şekilde bu çarkın dişlilerinden kendini koparacak.Yukarıda en tepelerde bir yerlerde yer alan daha büyük çarkın parçası olacaktı. Temsil ettiği çarkın kendisi ile inatlaşan tüm dişlilerine elinden geldiğince gücü yettiğince can hıraş bir şekilde saldıracak yukarlarda olan büyük dişlilerin mutlaka dikkatini çekecekti. Bu yüzden en başından beri kendisine gelen hısım,akraba yada köylü tanıdıklarına pek yüz vermiyordu.

Kamil ise biraz farklı bir adamdı.Tıknaz ve kısa boyu ile Aydın Tacoğluna sempatik görünen bir yanı vardı.Başta kabul etmedi onu.Ama bu adam diğerlerinden daha bir arsız daha bir inatçı çıkmıştı. Kapısını aşındırdı aylarca.Sonunda kabul etsede ona hiç bir zaman ısınamadı. Onda sevdiği tek yan her nasılsa düzenli ve tertipli bir adam olmasıydı.Kendisinden hiç beklenmeyecek ölçüde tüm hengame işleri belirli bir düzen tertip içersinde Ona işini kolaylaştırcak bir şekilde sunuyor.Bütün angarya işleri ve de çantacılığını iyi yapıyordu. Bunun dışında kulağının aşağıdaki dişliden gelen seslere delik olmasıda Aydın Tacoğlunun inatlaşan ve mızmışlaşan bürokrasi ile savaşında katkı sağlıyordu. Kamil Irgazoğlu çok akıllı bir adam olmasa da müsteşarın işini görebilecek bir kapasiteye sahipti. Bilişim ve Teknoloji Bakanlığı gibi bu zamanın en önemli bakanlığında müsteşar daha yukarılarına gitmek için sarf ettiği mücadelede bir gün aşağılarda kalacağı sadık ve minnettar Kamil Irgazoğluna her zaman ihtiyaç duyacaktı.

Meclisin yolunda yürürken Kamilin elindeki dosyaları uygun bir yere koyarak,arkasında kaldığını fark eden Müsteşar Kamil Tacoğlu merakla geriye döndü.

Kamil aniden kendisine gelen bir telefonu dikkatli bir şekilde dinliyor ve herhangi bir şey söylemiyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın polisiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Evet Sende Haklısın Jale / Bölüm 8
Evet Sende Haklısın Jale / Bölüm 7
Evet Sende Haklısın Jale. / Bölüm 6
Evet Sende Haklısın Jale Bölüm 5
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı
Yüz Kitabı

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Evet Sende Haklısın Jale!..
Evet Sende Haklısın Jale!.. (Bölüm 4)
Yüz Kitabı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Humanarşist 2 [Şiir]
Kakavanlar [Şiir]
Madenci [Şiir]
Gözyüzü [Şiir]
Humanarşist [Şiir]
Takipdeydik. [Şiir]
Ben Senim,sen Aşk... [Şiir]
Mülteci [Şiir]
Yetmez! [Şiir]
Çelik Devrimi [Şiir]


erdal divriklioğlu kimdir?

Yazdıklarım ve yazacaklarıma dair. . .

Etkilendiği Yazarlar:
En iyi etkinliğim yazmaya kaçışlarım...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © erdal divriklioğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.