Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana |
|
||||||||||
|
Okuyanlar araştıranlar mutlaka biliyorlar da kısaca hatırlatmakta yarar var. 4 Nisan 1953 günü İtalya'da ki Nato Tatbikatından dönerken, Çanakkale Nara Burnu açıklarında, gece İsveç Bandıralı Naboland adlı kuru yük gemisi ile çarpışıyor ve hızlı bir şekilde Çanakkale'nin derin sularına saplanıyor... Yardım şamandırasını fırlatıyorlar ve kısa zaman sonra kurtarmak için bölgeye Deniz Kuvvetlerinden gemiler geliyor... Kurtarılmak için 72 saat zamanları var. Sekiz denizci denizaltının üst tarafında, bunlardan üçü de şehit olarak hayatını kaybediyor ve sadece beş kişi kurtuluyor bu hazin olayda... ''Yönetmenliğini usta isim Ömer Faruk Sorak'ın yapacağı "Dumlupınar: Sonsuza Kadar" filminin ön hazırlık sürecine başlandı. Senaryo yazımı 2014'de başlayan ve 5 yıllık geniş çaplı çalışma sonucunda tasarlanan projenin, yapım ortağı ve dağıtımcısı TME ve SAN Medya Film, eserin ön hazırlık sürecini titizlikle sürdürüyor. Hazırlık aşamasından sonra çekimlere başlanacak film, önümüzdeki yıl sinemaseverlerin beğenisine sunulacak. Genelkurmay Başkanlığından 2015 yılında alınan onay ve destekle çekilecek film için Deniz Kuvvetleri Komutanlığı döneme uygun ekipman desteği sağlayacak. Türk sinemasının en yüksek bütçeli filmlerinden biri olması öngörülen filmin oyuncu kadrosu ise önümüzdeki günlerde açıklanacak.'' Ben hep hüzünlenirim o türküyü duyunca ''Ahhhh bir ataaaş veeeer cigaraaaamı yaaaakayım. Sen salllaaaan geeeeel ben boyunaaaaaaaaa bakaaaayım.'' Bizler işte böyle bir milletin evlatlarıyız. Vatan Sağolsun idi son sözleri ki onlara minnet borcumuz var. Bile bile ölüme giderken dahi türkü söylüyorlardı, hala yankılanır durur o türkü Nara Burnu açıklarında... Ne zaman radyoda çalsa benim aklıma hep Dumlupınar Şehitleri gelir... Ölüme Bile Türkü Çağırarak Gidenler ''4 Nisan 1953 günü TCG Dumlupınar Denizaltısında Şehit Olan Türk Denizcilerine'' Ölüm kolaydır vatan için Bir an bile düşünmeden verilir can Zor olan nedir bilir misiniz a dostlar? Sevdiklerinizin şehit olup da Mezarlarının gönüllerde olması Üzerlerine bir avuç da olsa vatan toprağı atamamak Bayramlarda mezarlarına gidememek ''Baba ben geldim''diyememek... Acı olan budur işte Yoksa gerisi ''vız gelir tırıs gider'' Çanakkale Sen ki geçit vermedin zamanında Yedi Düvele bile Sen ki hâlâ türkülerimizin göz bebeğisin Yüreklerimiz titrer durur Yurduma olmuşsun her daim gurur... Zamanında Bağrına binlerce vatan evladını yatırdın Nice müttefik gemilerini Topla tüfekle iman ile batırdın... Sularında özgürlük türküleri söyledik hep Gözümüzün bebeği, donanmamızın direği Dumlupınar'ı mızı Aslan gibi evlatlarımızı istedin Al senin olsun Çanakkale Bas bağrına onları bas... Bundan sonra hiç bir gemimizde Bu ismi göremeyeceksin bir daha Tarihe altın harfler ile yazıldı zaten adları Haykırdı Astsubayım Selami Ümit kalmadığında hayattan Bura da biraz gözleriniz dolsun Bizi sakın unutmayın''Vatan Sağ olsun'' Onlar zaten elli küsur senedir Sevenlerinin ve milletimizin kalbinde Kahraman Dumlupınar ve komutanlarım Hakkımız helaldir hepinize... ''Bir hilal uğruna'' güneşler de battı zamanında... Deniz için doğmuşlardı Deniz içinde can verdiler Bir an gözlerini kırpmadan... Türk’üz türkü çağırırız ya Hala yankılanır o türkü Nara Burnu açıklarında Denizin seksen metre altında... ''Ahhh bir ataaş veeer cigaraaamı yaakayım Sen sallan geeel ben boyunaaa bakaaayım'' Şehitler ölmez derler Ve onlar ölüme bile türkü çağırarak gidenler... AHMET ZEYTİNCİ Unutmak gaflettir. Tarihimize değer katanları, kahramanları bu millet hiç bir zaman unutmamıştır ve bundan sonrada unutmayacaktır. Sadece Dumlupınar Denizaltısı değil, buna benzer tarihimizde ki önemli olayların aslına sadık kalınarak mutlaka beyaz perdeye aktarılması ve gelecek kuşaklara anlatılması lazımdır. Ruhları şad mekanları cennet olsun aziz şehitlerimizin...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |