640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
|
||||||||||
|
Bir ara hatırlarsınız televizyonlarda ki bir komedi programında Gazman diye bir tip vardı, ünlü bir komedyenin canlandırdığı. Kuru Fasulye konservesini yeyince , Temel Reisin ıspanak yemesi gibi ona da güç kuvvet geliyordu. Oysa ki bizim kültürümüzde gaz çıkartmak, abdestin bozulmasına da sebebiyet verir, ama siz izlerken bilinçaltınıza bir dolu mesaj geliyor''Adama bak kuru fasulyeyi yiyor sonra da kötüleri ve kötülükleri def ediyor üstüne çarpı atıyor.'' diye düşünüyor haliyle insanoğlu... Bir de şarkısı var değil mi eskilerden, hani bir çoğunuz da söylemişsinizdir. ''Aman bu fasulye yedi buçuk liraya hem kaynasın hem oynasın.'' Demek ki fasulyenin kaynarken oynama özelliği de var. Buradan o sonuç çıkıyor... Bir de ilkokullarda, kavanozlarda, pamukların içinde fasulye deneyleri vardır. Bunu da bir çoğunuz öğrenci olduğunuz sıralarda yapmışsınızdır... Taze fasulye mi kuru fasulye mi derseniz bu fakire, ben her ikisini de sevmek ile birlikte her zaman kuru fasulyeyi bir adım önde kabul ederim. Ha bir de piyaz olarak yapıldığı ve de yendiği zaman çok güzel oluyor kuru fasulye. Pilav üstü kuru da çok leziz olur onu da söyleyeyim... Ben de yaparım iş yerinde zaman zaman elemanlara. Durun durun hemen telaş yapmayın, çok da zor değil ocakta kuru fasulye pişirmek. Soğanı, domatesi, biberi öldürün önce. Öldür dediysem bıçak ya da tabanca çekmeyeceksiniz tabi ki tencerede kısık ateşte ısıtarak öldüreceksiniz. Sonra fasulyeyi ekleyip, az kavurup üstüne de suyu boca ettiniz mi, alın size mis gibi Türk'ün en milli yemeği. Yanına soğanı ve turşuyu da sakın unutmayın. Gazman denen zibidi gibi de olmak istemiyorsanız, az yiyin, tıka basa doymadan kalkın sofradan. İş yerinde de kendiniz yaptınız mı beş altı kişilik kuru fasulye, çok da ucuza gelecektir porsiyonu, yoksa kaliteli lokantalarda on on beş liradan aşağıya yiyemezsiniz diyeyim yani... Kuru Fasulye deyince Rize de ki Hüsrev Lokantasını nasıl es geçeriz. Ha, bana ''Yedin mi orada kuru fasulye?'' derseniz, yemedim ama, gidip geçenlerden, yiyenlerden az çok duymuşluğum var. Karadeniz'de Rize'de, Trabzon'da, Giresun'da, Samsun'da siz insanların, Lazların sadece hamsi yediğini mi zannediyorsunuz yoksa ? Çok uzun zamandır memleketim Artvin'e gitmiyorum, gidersem mutlaka Rize'den geçip o kuru fasulyenin tadına bakmak nasip olur inşallah... Çok zor bir durumdur, bir toplulukta tutamayıp da kendini gaz çıkartmak zorunda kalmak. İnsan yerin dibine, hem de dibinin de dibine geçer. O sebep ile siz siz olun, gittiğiniz davetlerde tıka basa karnınızı doyurmayın derim. Hepinize en derin sevgi ve saygılar yine...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |