Yaşamak ne güzel şey be kardeşim. -Nâzım Hikmet |
|
||||||||||
|
Kendini bilmek bir erdemse, bir o kadar ustalık ve ciddi bir gayret gerektirir. Evvela; kendini aramak, kendini bulmak gibi… Kendini aramak süreklidir. Bazen son nefes bile yetmez kendini bulmaya. İnsan, inildikçe derinleşen giz galerilerinde, çözüldükçe düğümlenen yollarda kaybolur. Yeryüzünde insan olabilmek, kendisi olmak, kendini yaşamaktır. Bilmek, kendini yaşamanın şartıdır. İçindeki hüzün mavi bir renkle çoğalıyorsa eğer, mavi mavi gözyaşları dökmelidir insan. Ruhunun dizeleri hicaz nağmelerde hayat buluyorsa, hicaz söylemelidir şarkılarını o zaman. Ferahnak, bir başka ruhun makamadır çünkü. İnsan yoksulsa, yoksulluğun onurunu korumalıdır. Yarı aç yaşamalı, az konuşmalı, alçakgönüllü olmalıdır. Yoksula atlas libas giyinmek, zebercet takınmak, büyük sözler söylemek yakışmaz. Kalemin ucundan gelincik mevsiminin şiirleri dökülüyorsa, bir başka mevsimin şiirlerini yazamaz insan. Hazan bir başka kalemden dökülür. Bir başkasının mevsimidir çünkü hazan. Kendini bilmek, kendini yaşamaktır. Bir o kadar bilmek, insanlığı anlamaktır. Yeryüzü her gün, yeni bir sıkıntı çağına gebe; insanlar her gün, yeni bir sorunun çözüm arayışına giriyorlarsa, insanın kendi olamaması, kendini yaşamamasıdır bütün sebep. Bir başkasını yaşamaya, bir başkası olmaya heveslidir insan. Kendine yaklaşamaz, kendisini bulamaz ve kendisini beğenmez. Kendini bilmek, dünya gerçeğini fark etmekle başlar. Dünya gerçeği, binlerce yıllık yeryüzü gerçeğidir ve bu bir alemler gerçeğidir. İnsan da bu gerçekler içinde küçükte olsa bir gerçektir. Önce büyük gerçek fark edilir ve sonra insan kendini bulur. İnsanın düşüşüne neden olan yanlış öyle bir yerden başlar ki, o, kendini ait olmadığı bir mekânda, kendisine yakışmayan bir kılıfta, kendisini kuşatan gerçeğin dışında bir yerde aramaktır. Kendini bilmek, büyük bir erdemdir uzun lafın kısası. Bu erdem, önce Hakk’ı tanımak, O’na inanmakla başlar. Ve insan, Haktan yansıyan kendi ışığını bulur eninde sonunda…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yûşa Irmak, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |