Ben bir kuşum; uçtum yuvadan... Artık ben nerede, eve dönme isteği nerede?.. -Leyla ve Mecnun, Fuzuli |
|
||||||||||
|
“En büyük hayalim, Ankara’da basılan bir gazetenin Türkiye’den, Uygurlara kadar tüm Türkler tarafından okunup anlaşılmasıdır.” diyerek yola çıkan -bir başka Karamanoğlu Avşar’ı- Gâzi Mustafa Kemal Atatürk’ün kişisel çabaları sonucu dilde sadeleşme daha doğrusu Türk(çe)leşme çalışmaları başlamış ve sıhhat, afiyet gibi yabancı kökenli sözcüklerin yerine sağlık sözcüğü yaygınlaştırılmıştır. Kaşgarlı Mahmut, Ahmet Yesevî, Yunus Emre, Karamanoğlu Mehmet, Atatürk olmasaydı Anadolu Türkçesinin hali nice olurdu acaba? Atatürk’ün yüksek dil ve tarih bilinci (şuur) olmasaydı? Ve bilgisi?.. Cumhuriyetin ilk yıllarında hayata geçirilen dil devriminin başarıya ulaşmasında Atatürk’ün engin bilgi ve birikiminin hakkını teslim etmeliyiz. Söz gelimi “sagun”dan, sağlık sözcüğünün türetilmesi… Günümüzde tabip, hekim, doctor (okunuşu: daktı..) gibi yabancı sözcükler yerine; sagun sözcüğünü kullansak nasıl olur? Güzel olur aslında. Ya da en azından -dilimizin (büyük ve küçük ünlü uyumu) kuralları ve estetik güzelliği açısından- hekim’i kullansak… Türkçede em yani ilaç yapıp, hastaları iyi eden kişilere emçi (emci), otaçı (otacı) gibi adlar verildiğini biliyoruz. Yine yağmur yağdırmak, hastaları iyileştirmek gibi doğaüstü güçleri olduğuna inanılan kimselere de baksı denmektedir. Japoncada da shogun (okunuşu; şogun olmalı..), ishi (hekim), yakuzaishi (eczacı) gibi benzer anlamda sözcükler bulunuyor. Japonca yakkyoku (ecza, eczane) ve yakuzaishi (eczacı) sözcüklerinin Türklerin geleneksel tedavi yöntemlerinden yakı/yakı yakmak ile olan anlam ve ses benzerliği dikkatinizi çekmiştir. Bu durumda, Türk ve Japon halklarının aynı soydan olduklarına inanan Atatürk’ün, kendisine vedâya gelen ve Türkiye’den ayrılacağı için çok üzgün olan Japon elçiyi teselli etmek için söylediği “Üzülmeyiniz… Bir gün tüm Türk devletleri Çin Seddi’nde buluşacağız!.” sözü daha bir anlam kazanmaktadır. Atatürk’ün, Çanakkale Cephesi’ne giderken iki sandık (tahta bavul olmalı) kitapla gittiğini ve bu kitaplardan birinin de “Uygur Türkçesi Sözlüğü” olduğunu biliyor muydunuz?!. Aziz Dolu Atabey azizdolu.wordpress.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aziz Dolu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |