Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius |
|
||||||||||
|
İki kişi ortak çalışıyorduk ve çalıştığım arkadaşla neredeyse hiç bir araya gelmedik, geldiğimiz zamanlarda da çalışmadık. İnşaat Mühendisliği okumama rağmen, bu dersi çok ciddiye almamın nedeni, içimde uhde kalan yarım bıraktığım konservatuar eğitimimde bana verilen sanat terbiyesi ve sanata duyduğum hayranlıktı. Burada beni yetenek sınavıyla konservatuara alan koro şefi Muzaffer Taşkın'ı saygıyla ve minnetle anmazsam nankörlük etmiş olurum. Oysa bu dersi alan mühendislik öğrencileri gayet rahat bir şekilde yapının statik (durağan) dengesini dikkate alarak ve basit sistemler oluşturarak, akademisyenlerle de fazla tartışmadan ilerliyorlardı. Benimse asistanın ve profesörün her yanına gitmem olaydı. İkisi bir oluyor ve canıma okuyorlardı. Paslaşarak dalga geçmenin sanatını yapıyorlardı adeta bu iki ucube. Sonuç:Her hafta götürdüğüm eskizleri çıkarken çöpe atıyordum. Okul başlayalı haftalar geçmişti ve ben inatla özgün, fonksiyonel hayalimdeki evi yaratmaya çalışıyordum. Projenin adı buydu: Hayalimdeki Ev. Tasarladığım bütün yapılar neredeyse anılarımda kalan tortulardan kopya çekiyordu. Bense saf yaratıcılık peşindeydim. Ama ne zaman gönyeleri T cetveline dayayıp bir plan çizsem geçmişte yaşadığım evlerin bir kopyası oluyordu. Dönemin sonuna doğru kredisi iki olan ve beni de çöküşe sürükleyen bu dersten kurtulmaya karar verdim ve geçmişimde kalmış bir anıdan faydalanarak ama yenilikler türeterek bir yapı tasarladım. Fayansların bile tek tek çizgilderini ellerimle çizerken ne kadar yorulduğumu anlatmama gerek yok sanırım. Projenin teslim saatini 15 dk geçirdim ve projeye ortak olan arkadaşımın başka bir proje teslim ettiğini gördüm, benimse projemi kabul etmediler ama teslim aldılar. Niyeyse!!! O dönem bütün derslerden kaldım ve tek bir şey öğrendim: Teslim gününde profesörle bağrışırken ağzımdan şöyle bir cümle çıktı: "Ama hocam bu çok zor bir şey!" O dersin ne kadar zor olduğunu bir tek ben mi anlamıştım yoksa bütün o vasat çizimleriyle not ortalaması kovalayanlarda anlamışlar mıydı? Ben hayal kurarak hata yapmıştım ve bu hata bana bir döneme malolmuştu. Ama beni sınırlarıma kadar zorlayan akademisyenler eğitimim için hiç de gerekli olmayan bir şeyi anlamamı sağlamışlardı. Umarım bunun vebalini taşıyabilirler.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Gökhan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |