..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Erdem İlker




26 Aralık 2023
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 3  
1. BÖLÜM: NUMARASIZ

Erdem İlker


Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 3: Numarasız


:BJE:
-     Kimsesizler mezarlığına hoş geldiniz gençler.

Hayalet ona hayran olan, arz-ı endam etmesini bekleyen kitlesine kavuşmanın verdiği mutlulukla doluydu, içi içine sığmıyordu. Belli ki hikâye anlatmadığı zamanlarda canı sıkılıyordu bu metruk ruhun. Kimsesizler mezarlığı yeni bir cenaze gelmediği sürece sessiz, sedasız ve tekinsiz bir yerdi çünkü. Evet, bir hayalet için bile.

‘’ Size daha önce hikâyelerden bahsetmiştim ve insanların birer hikâye olduğundan. Peki, sadece insanlar mıdır hikâye olan? Seslerinizi duyar gibiyim, tabiiii ki haaayıııır’’

Hayalet son cümleyi öğretmenin sorusuna hep bir ağızdan cevap veren ilkokullu gibi vurgulayarak söylemek için epeyce çabalamıştı. Bu gece sanki biraz daha şık görünüyordu hayalet. Gri takım elbisesi daha bir az toz pas içindeydi, saçları eskisinden daha az dağınıktı ve gezindiği yerlerde kesif bir limon kokusu bırakıyordu. Lafına devam etti gevşek gevşek.
‘’ Hayvanların da hikâyeleri vardır, anlatılması gereken ya da seyredilmesi gereken hikâyelerdir bunlar. Burada olduğunuza göre gençler, ben anlatacağım ve siz dinleyeceksiniz’’

‘’ Kimsesizler mezarlığında bulunanların mezar taşı olmaz. İsimleri cisimleri de olmaz, sadece birer numaradan ibarettirler ve tabii ki o numarayı ihtiva eden basit metal bir plakadan. Ama sonuçta burada insan ya da insan kalıntıları bulunur. ‘’ Hayalet bunun gibi düşüncelerin aklımızdan geçtiğini bir kâhin edasıyla öngörerek devam etti anlatmaya.
‘’ Ah gençler içinizden geçeni biliyorum, ama hayalet abi burada hayvan ne gezer diye? Gezer canım kardeşim, gezer. Hayvanlar her yerde. ’’
Mezarların sıra sıra bulunduğu patikanın karşısına doğru yürüdü hayalet. Aslında tam olarak yürümedi, biraz suda yürür gibi biraz süzülür gibiydi hareketleri. Durduğu yer ise sıradan yeşilliklerin olduğu, çayır çimen bir yerdi.

‘’ Burada yatan köpeğin adını bilmiyorum, bilsem de söylemezdim sonuçta ama bilmiyorum bana söylemedi. Ben adını pilot koydum, nedenini sonra anlatıcam. Pilotu, aslında pilottan geri kalanları buraya saçı sakalı birbirine karışmış, bir ayağı topal aksayarak yürüyen bir adam getirdi. Adımlarının ardında kan ve gözyaşı damlaları bırakarak geldi, öyle de gitti geri. Buraya gömmeden önce dakikalarca ağladı öptü onu, sonra da uzamış içi pislik dolu tırnakları ile pençe gibi görünen ellerini kullanarak kazdı burayı ve köpeği usulca yerine bıraktı. Hareketleri o kadar nazikti ki, bu paspal görünümlü adamdan böyle bir hareket ister istemez beklemiyorsunuz izlerken. Ama adam öyleydi, saygı değer bir emaneti kırıp dökmüş mahvetmiş bir şekilde yerine sahibine teslim ediyor, bunu yaparken de utançtan yerin dibine giriyor gibiydi. ’’

Hayalet bir sigara yaktı. Sigara farklı bir markaydı her zaman içtiğinden.
‘’ Adam ağlaya ağlaya giderken tabi ben pilotla konuşmaya başladım. Köpek adamla yol arkadaşıymış, yoldaş yani, açlığa da tokluğa da. Sıcağa da soğuğa da falan anladınız işte. İnsan yılıyla 7 yıldır beraber sokaklarda yaşam mücadelesi vermişler. Adamın kimsesi yokmuş, duruma bakılırsa onun da sonu burası olacak yani, bakalım kısmet bekliyoruz ’’
Hayalet arada duruş pozisyonunu değiştiriyor, bir sağ adımını öne alıyordu, bir sol adımını. Sanki ağırlığını bir ayağından diğerine değiştirip duruyor gibiydi, tabi bir ağırlığı var ise.

‘’ O aralar tabi dilencilerin banka hesabında bilmem kaç milyon lira çıktı, bilmem ne oldu haberleri pek meşhurdu. Bu haberleri izleyip, izleyip biz boşa çalışalım bunlar yattığı yerden milyoner olsun diye düşünen sarhoşun biri bunun yoldaşını bir gün gözüne kestirip buna dalmış, çıkar lan paraları biz 3 kuruş için köpek gibi sürünüyoruz, sen yattığın yerden oh ne ala diyerek’’

Sarhoşun konuşmasını taklit etmeye çalışmıştı hayalet ama hiç olmamıştı, iğrenç bir taklitti. Belki de yaşarken ağzına içki sürmemiş biriydi. Oyunculuk yeteneği de yerlerdeydi, belki de bu hikâyeleri anlatan kişi olma rolü başka herhangi bir aday olmadığı için ona kalmıştır.
‘’ Sonra gençler tabi arbede çıkıyor, sarhoş bizim sefalet babayı dövüp bayıltıyor tabi dağ gibi herif sarhoş marhoş ama bir çaktı mı amel defteri kapatacak gibi bir tipmiş. Onla da doymuyor tabi küfrede küfrede bıçaklıyor bizimkini. En hayati yerlerine gelmediği için adam ölmüyor. Sadece yığılıp kalıyor orada. Pilot da tabi saldırıyor bu arada ve yoldaşından da daha dişli çıkıyor bana sorarsanız. ’’

Son cümlesinin ardından ağzıyla köpek gibi ısırma hareketi yaptı, yüzünde hafif kıkırdamalı bir ifade vardı, köpek gibi hırlayarak yaptı bunu.
‘’ Tabi canı yanan çam yarması da köpeği bıçaklaya, bıçaklaya halletmiş bir güzel, sonra da kuyruğunu ve kulaklarını kesmiş, tekmelemiş etmiş falan canı yandı ya pilot kapmış yarım kilo et bundan. Aslında kuyruğunu ve kulaklarını kestiğinde pilot hala canlıymış, bana sorsanız anlattıklarından anladığım şu. Pilot istese o yara berelerden kurtulur ve hayata tutunsa yaşamaya devam edebilirdi. Ama yoldaşının da öleceğini sandığı için ve artık yorulduğu için, yaşadığı yaşantıdan, bir gün aç bir gün tok geçirmekten yılmış. Artık gitme zamanı geldi diye düşünüp kendini bırakmış. ’’
Artık alışkanlığı olduğu üzere toprağını sevdi pilotun. Bir sigara daha yaktı, bu sigarayı içerken daha derinden hatta bazen iki kere nefes çekiyordu. Sigara nın hayalete hafif geldiği ortadaydı.

‘’ Şimdi gençler işin ilginç tarafını söyleyeyim. Yılların hayaletiyim, bunu ilk kez gördüm o yüzden ilginç. Pilot ile konuşmamızı yaptığımızda ben baya üzgündüm, onu da aradığı huzurdan daha fazla ayrı kalsın istemediğimden bir an önce azat etmek istedim. Hadi geç yerine yat, dünya bu, sen yine de elinden geleni yaptın dediğimde pilot cevap olarak bana ben insan değilim ve burada işim yok artık kalmadı abi, çekeceğim kadar çektim, oysa çekmeye değil mutlu olmaya gelmiştim, bana öyle söylenmişti. Neyse hep de mutsuz değildim esasında çok da şimdi şaapmıyim, hadi kal sağlıcakla yengeye selam dedi ve gençler burayı iyi dinleyin, serbest bırakılmış bir Çin balonu gibi gökyüzüne süzüle süzüle uçtuuuuu gitti’’

Gözleri yavaşça topraktan semaya doğru kaydı.
‘’ Belli ki pilotun ölüsünün kabirde işi yoktu gençler. Yerin dibi var, yer var ve gök var. Pilot un yeri belli ki göklerdi, biz yerlilerin yeri değil, yerin dibi hele hiç değil. En azından köpekler için durumun böyle olduğunu söyleyebilirim bizzat gözlerimle gördüm. Herkes yerini bilsin diye diyorum bunu, anladınız siz. ’’

Sigarayı sinirle yere attı ‘’ amaaaaan’’ diyerek, hiç ama hiç tatmin olmuyordu. Sonra çıkarıp paketi de buruşturup attı. Katran zifir vs gibi tüm değerleri 1 ve 0,1 olan, diğerlerine göre görece daha az zararlı olduğunu iddia eden bir sigaraydı ama bizim hayaleti kesmemişti.

Hayalet, bu sahneleri de kes gibisinden eliyle makas işareti yapıp sonra da tekrar lafa girdi.
‘’ Şimdi lafın başında size bir hayvanın hikâyesi olur mu demiştim, tabi ki de hayvandan kast ettiğim Pilot değildi. O bir köpekti, bu hikâyenin öznesi olan asıl gerçek hayvan bu vahşeti uygulayan hayvan, bu cana kıyan hayvan tabii ki. İnsanlar dil ve akıldan yoksun ilan ettiği her canlıya hayvan der, bu kanı döken asıl dil ve akıldan yoksun birisi bana göre. Konuşmayı bile doğru dürüst beceremeyen ve akıldan yoksun olduğunu anlamak için Einstein olmayı gerektirmeyen birisi. Anlamadığınız şey şu, onlar sizden daha masum canlılar. Bu dünyada insanlar hariç hiçbir canlının yapmayacağı iğrençlikler vardır, insan hariç hiçbir canlının düşmeyeceği utanç verici durumlar vardır. ’’

Ani bir öksürük tuttu, sigara değiştirdiği için eskisinden daha çok, daha sarsıcı öksürükleri oluyordu. Birkaç küfürden sonra anca kendine geldi, toparlandı. ‘’ Ben burada kimsesizlerin kimsesi değilim, kimsenin kimsesi de değilim. Yani artık öyle gençler, çünkü ayrıldık, benimkiyle. ’’
Üzgünleşti birden hayalet, ayrılığın ilk evresindeki rahatlık hissi yerini ikinci evresindeki ortada kalmışlık hissine bırakıyordu tam da o anda. O olmadan da prezantabl olabileceğini kendine kanıtlamak istercesine üst başına özen göstermişti belli ki. Zaten neden pilotun hikâyesini anlatıyordu ki bunu da anlamamıştı. Birden aklına esip bu duygusal hikâyeye girmişti belli ki. Ona da pişman oldu.

Onunla o kısacık anda kurduğu duygusal bağı hatırladı. ‘’ Madem mezara yatıp susmak zorunda değildi, neden uçtu gitti ki. Dost olabilirdik. Beraber takılabilirdik, birbirimizin kimsesi olabilirdik, birbirimize göz kulak olabilirdik, bende yalnız hissetmemek adına burada gelip size çene çalmazdım’’
Hayalet içini çekti, hayatında belki bir kere olabilecek bir fırsatı kaybetmiş gibi hissediyordu ve şimdi anlatırken o içindeki yokluk hissini tekrar güncel bir şekilde yaşamıştı.

‘’ Neyse her şey olması gerektiği gibi oluyor işte’’

Hayalet aniden yok oldu gitti, gözlerinin aniden nemlendiği görülsün istememişti, ama görüldü. Bazen böyle gülerek mutlu başlayan günler aynı şekilde bitmiyor maalesef.
















Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın fantastik roman kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 1
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 22
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 18
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Finali
Kimsesizler Mezarlığı Bölüm 10
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 17
Kimsesizler Mezarlığı 2. Sezon Bölüm 19
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 29
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 24
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 23

Yazarın roman ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kimsesizler Mezarlığı 3. Sezon Bölüm 25

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Zaman Yolcusu [Öykü]
Yoksun [Öykü]
Selen [Öykü]
İbret [Öykü]
Coğrafya - Aşk - Kader [Eleştiri]
Gerçek [Eleştiri]
Mutluluk ve Huzur [Eleştiri]
Muasır Medeniyete Erme [Eleştiri]
Ölüm ve İhtimaller Üzerine [Eleştiri]
Ölümü Unutarak Yaşamak [Eleştiri]


Erdem İlker kimdir?

Hakkımda bilmek istediğiniz her şey, duymak dahi istemediğiniz her şeyle birlikte bu hikayelerin, kitapların içine dağılmış durumda. Buraya onlarla alakalı damıtılmış bir özet çıkartıp yazmak sizi kolaycılığa yönlendirmek olur. Buraya gelenlerin tek bilmesini istediğim sizler için aldığım riskler. Karanlık hikâyeler anlatmak, garip öyküler yazmak, fantastik, gerilim ve korku dünyasında olmak zihni türlü düşünce yapılarına girmeye, olguları sorgulamaya, dünyayı ve hayatı başka bir gözle bakmaya itiyor insanı. Hem de metrobüse canhıraş bir şekilde binmeye çalışan magandanın arkadan çılgınca içeriye doğru itmesi gibi. Bunun sonucu olarak da ortaya hikâyelerle birlikte bazen monolog beyin fırtınaları da çıkıyor. İşte bu noktada ben, bizzat kendim, şahsım ve ötekilerim ile fikir birliğine vardığımız şu oldu. Bazı karalamaları, bazı hikâye ve kitapları paylaşalım ve ben olmayanlar da okusun. Okusun ve her kitap ya da hikâye ya da makale ile bir yolculuğa çıksın. Karanlık, kasvetli, içinde yabancı hissedip keşfetmeye bazen korkacağınız, bazen sabırsızlanacağınız dünyalara yolculuğunuzda kolay gelsin. Merakına engel olamayanları ve belasını arayanları tüm yolların kesiştiği o soğuk yerde bekliyor olacağım.

Etkilendiği Yazarlar:
stephen king, j.r.r tolkien, isaac asimov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Erdem İlker, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.