..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tarih, hiçbir zaman orada bulunmamış kişiler tarafından anlatılan hiçbir zaman olmamış olaylarla dolu bir yalan. -Santayana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Türkiye > Mehmet Sinan Gür




14 Haziran 2003
Kitap - Memet İle Memo  
Mehmet Sinan Gür
Ben bu alemde gorkusuz yaşamag istirem...Gapımmı kilitlemeden uyumag, hemi de adalete inanmag istiyem...” “Zap suyunda rafting, Cilo dağında trekking yapmag da istiysen mi babao?” “Ben bagımsızlıg savaşçısı degil garnı tog, sırti pek bir Te-Ce vettandaş


:BGBC:
İzedebiyatı çok seviyorum. Nereden geldi şimdi bu muhabbet derseniz –ki herhalde diyorsunuz- açıklayayım. Bir konu üzerine bir yazı yazdığım zaman bunun başka biçimlerini de yazabiliyorum. Bugünkü yazının konusu yine milliyetçilik; ancak bu kez kuramı değil, onun ülkemizdeki görüntüsü. Bunu bir örnekle açıklamak istiyorum. Bu arada size bir de kitap tanıtmış olacağım. (Keşke İzedebiyatın bir de kitap tanıtımı köşesi olsaydı. İzedebiyat yazarları okudukları kitapları tanıtmak istediğinde okuyucu bunları toplu olarak bulabilirdi.)

Memet ile Memo, bir çizgi roman. Necdet Şen hem yazmış, hem çizmiş. 16 adetlik hızlı gazeteci dizisinin 10, 11 ve 12. kitaplarında. Kitapların hepsi geçtiğimiz 10-13 yıl içinde çeşitli gazete, dergilerde günlük dizi olarak yayınlanmış. Bazısı da yani çıkıyor. www.derkenar.com yazar-çizerin kişisel sitesi. Memet il Memo bir dergide yayınlandığında mahkemelik olmuş. Ancak sonunda yazar beraat etmekle kalmamış, bir de övgü almış.

Roman hakkında yazılan karardan:

“... okunup incelenip değerlendirildiğinde ve sonucunda bu çizgi romanın birlik ve beraberlik duygularını ve kardeşlik duygularını yaratmaya yönelik mizahi nitelikte, eleştirel sözcüklerle, fakat özde memleketin ve toplumun tümünün yararına mesajlar veren bir çizgi roman olduğu kanısına varılmış ... ve çizgi roman kareleri hepsi incelendiğinde, konuşmaların sosyal yaşamın, ekonomik sıkıntıların insanları açmazlara soktuğu dile getirilerek Türkiye’de yaşayan tüm insanların asgari yaşam koşulları içinde, Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olan herkesin özlemini de dile getirdiği saptanmıştır.”

Yazar-çizer ”Türkiye’de hep kötü değil, iyi şeyler de oluyor” diyor, ben de katılıyorum. Gelelim öyküye...

Olay 1992-93 yıllarında geçiyor. Memet, liseyi bitirip üniversiteyi kazanamamış, saçı uzun (atkuyruklu) genellikle Ortaköy’de gezinen parasız bir İstanbullu genç. Askerlik celbi geliyor. Memo, iki abisi PKK ile dağa çıkmış, köyde yaşlı anası ile kalmış Silopili bir genç. Ona da askerlik celbi geliyor.

Memet birliğine katılıyor. Sudan bir sebeple dayak yiyor, aşağılanıyor. Askerlik yapanların bildiği şeyleri yaşıyor.

Memo da katılacak ancak aklı anasında. Ona kim bakacak? Abilerinin dağa çıktığını söyleyemez. Gitmese olmaz. Böyle düşünerek çaresizlik içinde sokaklarda dolanırken yanına bir araç yanaşıyor ve aracın içindekiler zor kullanmadan onu arabaya alıyorlar. Issız bir yerde ağzına silah sokup vuruyorlar. Memoyu bir askeri doktor tedavi ediyor.

Bu sırada geçen konuşmalar:

“Kim o?”
“Dohtır beg, hele aç... Benim Mıho...”
“Ne var Mıho?”
“Bir hestamız vardır dohtır beg...”
“Kurşun yarası mı?”
“He.”
“Ama ben askeri doktorum Mıho... Ya duyulacak olursa?”
“Eskersin ama dohtırsın begim... O da hastadır...”

Tak tak tak.
Mıho: “Yeter ana... Yeter ana...”
Ana: “Gappı açıh.”
Mıho: “Adı Memo...”
Ana: “Gurbanın olam efendü... Elimde bi tek bu çoccuğum galdi. Oni bana bağışlayasan... Çorabini postalini öpem...”
Mıho: “Hep aynı hekkaye: Ağzının tavanına tek gurşun... Fekkat bu yetim şanslıymış, yanagıni delip çıhmiş. Gan zaiyati çoh oliir.”
Doktor: “Tamam.”
...
Doktor: “Kanamayı durdurdum. Bu antibiyotikleri kullanın... Ateşi yükselirse beni gene çağırırsınız.”
...
Doktor yolda giderken kendi kendine: “Sanki içimizden birileri Kürtlerle Türkler arasında barış olmamasını istiyor gibi...”

Yaralandığı için gününde teslim olamayan Memo, asker kaçağı durumuna düşüyor. İyileştikten sonra kendisine inanmazlar düşüncesi ile dağa çıkıyor, PKK’ya katılıyor, ancak hemen ne kadar yanlış davrandığını anlıyor.

Memetin nöbet tutarken düşündükleri:

“Eve gitmek istiyorum. Dayak yemek istemiyorum. Üşümek, korkmak, nöbete kalkmak da istemiyorum. Sadece uyumak istiyorum. Uyandığımda annemi dolma sararken bulmak istiyorum. Ispanaklı börek ve reçel istiyorum. Şehrimin çöp kamyonlarını bile özledim...”

Bir gece Memo’nun arkadaşına söyledikleri:

“Biliysen mi hayatta en büyük düşüm nedir?”
“Türküci olmag?”
“Bilememişsen gurban... Ben bu alemde gorkusuz yaşamag istirem...Gapımmı kilitlemeden uyumag, hemi de adalete inanmag istiyem...”
“Zap suyunda rafting, Cilo dağında trekking yapmag da istiysen mi babao?”
“Ben bagımsızlıg savaşçısı degil garnı tog, sırti pek bir Te-Ce vettandaşi olmag ister idim... Feggat anlaşılmaz bir ‘rüzgar’ ki beni bu daglara savurmuştur.”
...
Memo kendi kendine: Artıg ikki ataş arasında kalmışsen Memo... Garşinda devlet, arkanda gelrilla... neremden yiyecegam?.. Gögsümden mi, sırtimdan mi?..”

Askerlerin, PKK’nın, özel harekat timinin yaptığı yanlış işleri görüyoruz. Bir olay sırasında Memet ile Memo karşı karşıya geliyorlar. Ama benzer düşünceler içinde olan bu iki kişi birbirine ateş etmiyor. Bu sırada patlayan bir bomba çığa neden oluyor. Memet çığ altında kalan Memo’yu kurtarıyor. Biraz ağız dalaşı yapıp ayrıldıktan sonra bir asker yanlışlıkla Memet’i vuruyor ve kaçıyor. Memet’in yardımına bu kez olayı uzaktan gören Memo koşuyor. Sırtında köye götürüp hayatını kurtarıyor. Ancak kendisi dağa döndükten sonra donarak ölüyor.

Memo’nun son sözleri, kendi kendine:

“Bundan ötesi yog Memo... Aslında mağlup olan sen değilsen Memo... Yohsullug Memo..
He Memo...
Yohsullug Memo...
Yohsullug...”

Memet ciğerinin yarısı parçalandığı için çürüğe çıkartılır. Onu da son kez İstanbul’da saç sakal birbirine karışmış olarak görürüz.

Sigara istediği bir Kürt’e söyledikleri:

“Benim için ne düşündüğünüzü biliyorum: ‘Askerden döndü döneli kafayı yedi.’ Siz olsanız yemez miydiniz? İnanın bana orda çok feci şeyler gördüm.... İnsan ruhunda gizli vahşeti, fırsat kollayan gaddarlığı gördüm... Demek siz Kürtsünüz... Sanırım ben de Türküm. Bu kör dalaşını ne siz kazandınız ne biz; hepimiz yenildik... Cinayet kazandı...”

26.Mayıs.2003

Aşağıdaki siteyi karıştırırsanız Memet ile Memo ve Hızlı Gazeteci hakkında daha fazla bilgi sahibi olursunuz.

http://www.hizligazeteci.com/gazeteci/medya/mehmetsinangur.shtml






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
01 06 Diyarbakır"dan Sevgilerle
Güçlü Olan Haklıdır
Anılarımın Üstüne Beton Dökülmüş

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Canlı Balık
Baraj Sorusu: Beni Seviyor Musun?
Lenin'in Mozelesini Ziyaret
Sahalin'de Altı Ay
Ölüm Anında Görülen Tünel ve Işık
Cadde'de Eğlence
Müzik Film - Hair
Önyargı
Çanakkale Gezisi - 2
İki Günlük Çanakkale Gezisi - 1

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nazım Hikmet'ten Çanakkale Şiiri [Şiir]
Ateş ve Ölüm (Bütün Şiirler 16. 07. 2009) [Şiir]
Seni Seviyorum Bunalımı [Şiir]
İncir Ağacı [Şiir]
Bir Dosta E - Mektup [Şiir]
10 Ağustos 1915 Anafarta Ovası [Şiir]
Sevgisizlik [Şiir]
Mor Çiçekler [Şiir]
Eskiden [Şiir]
Bir Ruh Çağırma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayı seviyorum. Bir tümce, bir satır, bir sözcük yazıp altına tarihi atınca onu zaman içine hapsetmiş gibi oluyorum. Ya da akıp giden zamanı durdurmuş gibi. . . Bir fotoğraf, dondurulmuş bir film karesi gibi. Her okuduğunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman aynı tadı veriyorlar. Siz de yazın, zamanı durdurun, göreceksiniz, başaracaksınız. . . . Savaş cinayettir. Savaş olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanları ölenlerin ardından ağıt yakmayı edebiyat olarak kabullenmiş. Yazgımız bu olmasın. Biz demiştik demeyelim. Yaşam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceğimiz, dolarla, altınla ölçülemeyecek bir değer. (Ancak başkaları için değeri olmayabilir. ) Nazım Hikmet’in 25 Cent şiiri gerçek olmasın. Yaşamı ıskalamayın ve onun hakkını verin. Başkalarının da sizin yaşamınızı harcamasına izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karşımıza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldırmamak, bazen savaşa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çıkar. Nasıl oluyor da çoğunlukla siyasi yazılar yazarken bakıyorsunuz bir kedi yavrusu için şiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranışımı yadırgıyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her şey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarını çırpan bir kelebek İtalya’da bir fırtınaya neden olur. Ya da tam tersi. İtalya’daki bir fırtınanın nedeni Çin’de kantlarını çırpan bir kelebek olabilir. Bu düşünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaşır, kaynağına geri gelir. "Düşünüyorum, peki neden yazmıyorum?" dedim, işte böyle oldu. .

Etkilendiği Yazarlar:
Herşeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanık, Tolstoy ilk aklıma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.