|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
22 Aralık 2003
Sevgilim Mardin © - 1
Mardinli Bir Kadın
Nükhet Everi
Mardin denince aklınıza ne ya da neler gelir bilemem. Benim aklıma onlarca şey geliyor. Bütün bunları burada sizlerle bu yeni yazı dizisinde paylaşacağım. Ama belki de biraz gurme zevkleri olan biri olduğumdan benim aklıma ilk anda yemekleri geldi bugün M |
|
Ve sevdalandı kadın bozkır gözlü Marde’ye...
Hiç şehirlerin de cinsiyeti olabileceğini düşündünüz mü? Bir tür enerji... Ben her şehrin enerjisini farklı hissederim. Kadın, erkek, genç, yaşlı, ana, baba, çocuk, ata vs...
Mardin deyince aklıma gelen, erkek enerjisi olan bir şehir. Mardin bir erkek. Yaşını göstermeyen, dağ gibi ayakta sapasağlam kalmış yakışıklı bir erkek. Size garip gelebilir ama, hani şöyle biraz Kenan İmirzalıoğlu, Özcan Deniz, Kadir İnanır arası bir karışım...
Mardin denince aklınıza ne ya da neler gelir bilemem. Benim aklıma onlarca şey geliyor. Bütün bunları burada sizlerle bu yeni yazı dizisinde paylaşacağım. Ama belki de biraz gurme zevkleri olan biri olduğumdan benim aklıma ilk anda yemekleri geldi bugün Mardin’in.
Mardin yemekleri... Sakın ola Güneydoğuya has kebap ve acılı yemekleri düşünmeyin Mardin yemekleri denince. Mardin yemekleri şehrin aynen kendisi gibi çok farklı ve çok özel. Bu mutfak et ile bulguru, sebze ile baharatı müthiş bir uyumla bir araya getirir. Tıpkı attığınız her adımda şehrin Um-Dabaggiye, Hassuna, Samara, Halaf’tan Uruk, Hurri, Akad, Hitit,Mitanni, Asur,Arami, Med’lere; Persler, Büyük İskender, Selevkoslar, Abgarlar,Ermeniler, Romalılardan, Sasaniler, Bizans’a; Artuklulardan, İlhanlı-Moğol, Karakoyunlu, Akkoyunlulara; Osmanlıdan günümüz Türkiyesine tüm tarihi bir potada eritip, hepsini uyum içinde yaşatmasını hissedeceğiniz gibi.
Size bugün Mardinli bir kadından bahsetmek istiyorum. Ebru Baybara Demir. Onu artık o kadar çok insan tanıyor ki... Mardin’de yaptıklarıyla, Mardin için yaptıklarıyla ve o eşsiz yemekleriyle artık Mardin’e yolu düşen hemen herkes tanıyor. Ama özellikle rehberler için hiç de yabancı değil o. İstanbul Rehberler Odası’nın bir dönem Genel Sekreterliğini yapmış olması zaten Türkiye’deki hemen tüm profesyonel turist rehberlerinin onu tanıması demektir.
Benim ilgimi ise bir dergide hakkında çıkan epey detaylı bir yazı ile çekmişti. Bir kadın olarak yaptıkları, verdiği savaş takdirimi kazanmıştı. O sıralar turist rehberleri için bir eğitim gezisi düzenleme derdindeydim aşığı olduğum Mardin’e. Onu aradım, tebrik ettim ve bana bir tur düzenlemek için yardımcı olmasını rica ettim. İşte o andan itibaren de arkadaşım oldu.
Bir Mardinli o. Büyüdüğü, yetiştiği ve yaşadığı şehir olan İstanbul’u terk edip, tüm zorluklara göğüs gererek köklerinin olduğu ve deli gibi sevdiği Mardin’e yerleşmiş bir Mardinli. Bir bozkır gözlü o... Burnunda hızması, Mardin’e has telkari yüzük, bilezik, küpe ve kolyeleri ve giydiği yörenin becerikli terzilerinin elinden çıkan harika yöresel kıyafetleri ile Mezopotamya ovasına bakan, hayranı olduğum Ermeni mimar Lole’nin eseri bir binadaki lokantasını işleten becerikli bir Mardin kadını o.
Hikayesi çok yazıldı çizildi. Evlenişi, balayı için geldiği Mardin’e kalmak ve bir şeyler yapmak için kocası ve çocuğuyla geri gelişi. Turizm için çabalamaları. Bir Alman grubunun öğle yemeğini vermesi gereken lokantanın yemeği yapamayacağını bildirince, dayısının karısının mahallenin bütün kadınlarını ve gelinlerini bir araya toplayıp çeşit çeşit yemekler hazırlayıp dayısının Mezopotamya ovasına bakan eski taş evde tüm grubu ağırlaması. O andan sonra Mardin mutfağını yaşatmaya karar verişi ve Cercis Murat Konağı’nı kullanılır hale getirip sıra dışı bir lokanta kurması...
Cercis Murat Konağı çok özel bir mekan. Mezopotamya ovasına hakim güzel bir taş ev. Mardin’in pek çok sivil mimari eserinde imzası olan Ermeni mimar Lole bu binayı 1888’de yapmış. Konak el değiştire değiştire 90’lı yıllara gelmiş ve en son 1992-1998 yılları arasında Mardin İl Turizm Müdürlüğü Hizmet Binası olarak kullanılmış. 2001 yılında da Ebru Baybara tarafından Mardin yemeklerinin sunulduğu son derece şık bir lokanta haline getirilmiş.
Geçen sene Mardin’de yemek saatlerimi ve onun dışındaki tüm boş zamanımı Cercis Murat Konağı’nda geçirdim diyebilirim. Bundan da son derece zevk aldım. Mezopotamya ovasına hakim terasta oturup güneşin batışını seyretmek sizi Mardin evleriyle bir bütün haline getirir. Mardin evlerinin pencereleri önce kendi teraslarına sonra da Mezopotamya ovasına bakarlar. Siz de onlarla aynı tarafa yönelttiğiniz bakışlarınızla Mardin’deki benzersiz taş işçiliğini, güneşin batışı ile kızıla dönüşen sarı taşları, gecenin gelmesiyle Suriye yönünden yaklaşan maviliğin hava karardıkça bir denize dönüşmesini seyredebilirsiniz.
Bu nasıl bir zevktir bilir misiniz? Bilmiyorsanız hiç zaman kaybetmeden bunu yaşamanızı tavsiye ediyorum.
Geçen sene Ebru bana ileriye dönük projelerini anlatıyordu, o sıralar üzerinde çalıştığı bir kitap vardı, Mardin yemekleri kitabı. Kıyıda köşede kalmış, unutulmaya yüz tutmuş tüm yemekleri araştırıyor, buluyor, deniyor ve bunları yazıyor, bazılarını da lokantanın mönüsüne alıyordu. Bir de mutfak atölyesi projesi vardı. Bana yeni denediği Süryani şarabını tattırırken, ‘Ben burada isteyen herkese Mardin yemeklerini öğreteceğim. Bir program hazırlıyorum. İnsanlar çarşıya çıkacak, alışveriş yapacak, kullanılacak malzemeyi tanıyacak, yemekleri yapacak ve yiyecek...’ diyordu.
Bu sene Mardin’e gittiğimde epey değişmiş buldum Cercis Murat Konağı’nı. Öncelikle epey bir restorasyon geçirmiş, odalarda bazı nişler ortaya çıkmış ve Ebrunun duyarlılığı ile son derece güzel bir hale gelmişti. Terasları yeniden düzenlemiş, iç mekandaki salonlara Mezopotamya, Babil ve Savur gibi isimler takmıştı. Alt katı ‘Mutfak Atölyesi’ haline getirmiş. Çok güzel olmuş Mutfak Atölyesi. Bana orada bu senenin yeni şarabını ve yanında mönüye yeni eklediği kapari salatasını denetirken anlattı; Mutfak Atölyesi çok ilgi çekmişti. Gruplar geliyor ve değişik programları uyguluyorlardı burada. Kitap bitmiş, basım aşamasına gelmişti. Şimdilerde başka bir şehrin mutfağına el atmıştı. O kitap ta bitmek üzereydi.
Ben bu yıl yaptığımız eğitim gezisinde de tüm yemek saatlerimi ve boş zamanlarımı Cercis Murat Konağı’nda geçirdim. Size de tavsiye ederim. Gidin, o güzel tatlarla tanışın. Benim mönüden özellikle tavsiye edeceklerim tabii ki benim damak tadım ama kötü yemek yok ki Cercis Murat Konağı’nda... Her yemeğin bir öyküsü var. Sunuşu da pek güzel. Nar Salatası, İkbeybet (haşlanmış içli köfte), Irok (kızartılmış içli köfte), Bacanak Çorbası, Kaburga Dolması, Bademli İç Pilav, Kapari Salatası, Zencefilli Limonata ve Süryani şarabı benim favorilerim ve olmazsa olmazlarım açıkçası Mardin’de.
Ebru ile Mardin konusuna bakışımız aynıdır. Ben de turizm için doğru yatırımların yapılması gerektiğini, eğitim eksikliği olduğunu ve bu konuya çok ciddi boyutta eğilinmesi ve iyi sanayi yatırımları yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ebrunun bir kadın olarak tüm zorluklara göğüs gererek ve her şeye rağmen baş koyduğu bu işi ısrarla devam ettirmesi beni her zaman çok etkiledi. Gidin, görün, tanışın, yemeklerini deneyin. Sadece bir lokanta işletmecisi ile karşı karşıya gelmeyeceksiniz. Son derece sevecen karakterini hemen keşfedeceksiniz. Size her konuda da yardımcı olacaktır. Mardin’de ne yapılır, nerelere gidilir, nereden ne alınır... Kısacası Mardin’i doğru pencereden gösterecek ve sevdirecektir size.
Bana da Mardin’i severken yılmamayı, bıkmamayı, inatla başladığını bitirmeyi öğretti. Kurucusu ve Başkanı olduğum Mardin Çalışma Komisyonunun çalışmalarına sergilediği güven ve kendince yardımları için ona teşekkür ediyorum buradan. Ben de bir kadın ve Mardin aşığı olarak onun yaptığı çalışmaları gönülden destekliyorum ve desteklemeye de devam edeceğim.
Bu zarif mekan ve tatlarla tanışmak isteyenlere:
Cercis Murat Konağı
Birinci Cadde, No.517 Mardin
Tel: (0482) 213 68 41 – (0482) 212 83 23
Faks: (0482) 213 68 42
Web: www.cercismurat.com
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Bozkırlardır gözleri. . .
Etkilendiği Yazarlar:
William Shakespeare, Gabriel Garcia Marquez, F.G. Lorca, Hermann Hesse, Max Frisch, Paul Auster, Jean Paul Satre, Can Yücel, Özdemir Asaf, Edip Cansever, Cevat Şakir Kabaağaçlı, Murathan Mungan
|
|
bu
yazının yer aldığı
kütüphaneler |
|
|
|