..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi dünyadaki yaþam ýrmaðýdýr. -Henry Ward Beecher
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Sinema ve Televizyon > Seval Deniz Karahaliloðlu




9 Mart 2004
Ali Bey Hidayete Erdi  
Seval Deniz Karahaliloðlu
Acaba filmin müziðine mi kapýlmýþtý? Filmin çekim platosunda, müzik eþliðinde iki kere diz kýrýp, el þýklattýktan sonra, ‘Ya buranýn havasý çok hoþmuþ, nasýl derler çok janti, gelmiþken bari filmin bir iki sahnesinde oynayayým’ mantýðý ile


:BGBB:

Ali Bey Hidayete Erdi…

Seval Deniz Karahaliloðlu

Geçen gece çalýþmaya baþlamadan önce, þöyle televizyonun, nam-ý diðer ‘aptal kutusunun’ baþýna oturup dünyada neler oluyor diye kanallar arasýnda bir gezeyim dedim.
Elimde uzaktan kumanda, o kanal senin bu kanal benim dolanýp dururken atv’de yayýnlanan ‘Kurþun Yarasý’ dizisine rastladým.
Tarihi filmleri sevdiðim için dekoru ve dönem kýyafetlerini de görünce, biraz seyretmeye karar verdim.
Zaten ne olduysa ondan sonra oldu.
Ana haber spikeri olarak gördüðümüz ve benimsediðimiz Ali Kýrca’yý karþýmda dizi ‘oyuncusu’ olarak görünce ilk önce gözlerime inanamadým.
Ýlk tahminim, Yeþilçam filmlerinin alýþýlmýþ senaryosu gereði, Ali Kýrca’nýn bir ikiz kardeþi olduðu yönündeydi.
Ýkinci ihtimal, ‘insanlar çifter çifter yaratýlmýþlardýr’ öngörüsü bir kez daha doðrulanýyordu ve çok baþarýlý bir benzerlik olayýyla karþý karþýyaydýk.
Ve bu durumda, adýný bilmediðimiz arkadaþýmýza, hararetle her yýl Amerika’da yapýlan ‘Ünlülerin Benzeri Yarýþmasýna’ katýlmasýný tavsiye etmekten baþka bir çaremiz kalmýyordu.

Üçüncü ve son ihtimali düþünmek bile istemiyordum ama galiba aklýma gelen en kötü þey baþýma geliyordu. Bu Ali Kýrca’nýn ta kendisiydi. Yani Ana Haber Spiker’i ve modern zamanlarýn popüler deyimiyle, anchorman’i .( Büyük bir olasýlýkla tam olarak ne anlama geldiðini dahi bilmediðimiz kelimeleri, ne diye silah zoru ile Türkçe’ye sokmaya çalýþýrlar ve çok büyük bir marifetmiþ gibi sürekli dayatma politikalarý ile ‘beynimizi yýkamaya’ kalkarlar acaba? Bu durumda, ‘Amerikan özentisi elitlerimize’, ‘Vatandaþ burasý Türkiye, Türkçe konuþ’ uyarýsýnda bulunmak en doðal hakkýmýz oluyor galiba.)
Doðal olarak, bilmek zorunda olmayanlara hemen bu yabancý kelimenin ne anlama geldiðini açýklayalým. Basit anlamýyla ‘sunucu’, Oxford sözlüðünde ise kelimesi kelimesine, radyo ve televizyonda, kiþilerle canlý yayýndayken röportaj yapan ve haberleri sunan kiþi olarak tanýmlanýyor. Yani kýsaca Öz Türkçe olarak ‘sunucu’ dense hiçbir sorun kalmayacak ama o zamanda havalý olmuyor tabii.

Gelelim Ali Kýrca’ya Türk Televizyonlarýnýn en havalý ve karizmatik anchorman’ine. (sunucusuna, lütfen hiç olmazsa bu yazýlýk idare ediverin artýk)
‘Kimlik tespitinden’ sonra, Ali Kýrca bunu neden yapmýþ olabilir acaba? diye düþündüm.
Bu kadar ünlü, bu diziyi seyredene kadar mesleðinde belli bir yere gelmiþ olduðunu düþündüðüm ama artýk o kadar da emin olamadýðým, ‘sözde’ yýllarýn spikerine ne olmuþtu acaba?
Esen Pop Star rüzgarýnda onu da mý yitirmiþtik?
Her þeyi býrakýp birden Pop Star olmaya filan mý karar vermiþti?
Aldýðý maaþ yetmiyordu da maalesef ‘hayatýný idame’ ettirebilmek amacýyla, mecburen dizilerde, yan iþleri de mi kabul etmeye baþlamýþtý?
Yada 40’ýndan sonra hayatýna bir güzellik katýp, meslek deðiþtirerek, bundan sonra sadece ‘oyunculuk’ mu yapacaktý?
Veya yeni bir kitap yazacaktý ve ‘Best Seller’ (En Çok Satan Kitaplar anlamýna geliyor ama anchorman olan mühim bir þahsiyete, düz Türkçe gitmez, karizmasýna ayýp olmasýn diye gavurcasýný yazýyoruz) olmasý için konu araþtýrmasýný bizzat ‘yaþayarak’ mý yapýyordu?
Üstteki þýklarýn hiç biri deðilse, sýrf eðlence olsun diye, halk aðzýyla ‘iþ olsun torba dolsun’ anlayýþýyla kendini kameralarýn önüne atmýþ olabilirdi..
Bilmem fark ettiniz mi?
Bu iþte ciddi bir ‘ters mantýk’ var.
Zaten yýllardan beri kameralar önünde olan bir insan kendini neden kameralarýn önüne, hem de hiç gereði yokken, ‘ters açýya düþmüþ kaleciler misali’ atar ki?
Hakikaten niye atar?
Ýntikam duygusu olabilir mi?
Hep mankenler ve oyuncular mý ‘sunuculuk’ yapacak?
Ben de oyunculuk yaparým, ‘baþkasýnýn mesleðine göz dikmek nasýlmýþ size gösteririm’ mi demek istemiþti?
Ali Kýrca’nýn ‘Çökertme’ þarkýsýný çok sevdiðini her fýrsatta kendini pistlere atarak muhteþem bir performans gösterdiðini hepimiz çok iyi biliyoruz.
Acaba filmin müziðine mi kapýlmýþtý?
Filmin çekim platosunda, müzik eþliðinde iki kere diz kýrýp, el þýklattýktan sonra,
‘Ya buranýn havasý çok hoþmuþ, nasýl derler çok janti, gelmiþken bari filmin bir iki sahnesinde oynayayým’ mantýðý ile birden filme mi dahil olmuþtu?
Bu eðlenceli tahminler oyununu istersem sonsuza dek sürdürebilirim ama sizleri sýkmaya hiç gerek yok.

Oyunculuðu seçme nedeni ne olursa olsun, burada dünyada yapýlmasý en güç olan iki meslekten bahsediyoruz. ‘Habercilik’ ve ‘oyunculuk’.
Ýlkini biliyorum. Çünkü son 12 yýldýr bu meslekteyim ve þaka kaldýrýr hiçbir yaný yok.
Üstelik böyle ‘hafifliklere’ asla müsamaha gösterilemeyecek kadar ‘ciddiyet’ ve ‘sorumluluk’ isteyen, ‘aðýrbaþlý’ olmayý gerektiren bir meslek.
Ve ‘yürekten severek’, iþini ‘saygý duyarak’ ‘dürüstçe’ yapan ‘haberciler’ için dünyanýn en ONURLU mesleði.
Bizim meslekten olanlar için fazladan bir unvana zaten gerek yoktur.
Onurla taþýdýðýmýz ‘gazeteci’, ‘haberci’ unvaný hak edildiði sürece, vereceði onur bize yeter.
Görmeyen gözlere, anlamak istemeyen zihinlere girebilmesi ve orada kalýcý olmasý için ONURLU kelimesinin üstüne basa basa yazdým.

Özellikle, televizyon sýký ve ciddi kurallarý olan bir yerdir. Bilen bilir.
Kulaklarý çýnlasýn spikerlik ve sunuculuk hocam Taylan Çamdoruk, TRT’de çok uzun yýllar spikerlik ve sunuculuk yapmýþ olmanýn getirdiði yýllarýn birikimi ile gerçekten de mesleðin ‘duayenlerinden’ biridir.
Yýllarýn birikiminden damýttýðý ‘mesleðin altýn kurallarýný’ bize aktarýrken bir çok uyarýda bulunurdu.
Bunlar yerinde uyarýlardý.
Haklýydý da.
Bir seferinde, haber sunuculuðu ve program sunuculuðu konularýný tartýþýrken ‘Ya birini seçeceksiniz yada ötekisini. Her ikisi birden olmaz. Haber spikerliði çok ciddi bir iþtir. Belirli kurallarý vardýr. Bu kurallar, sadece kamera önündeyken deðil ayný zamanda, gündelik hayatta, kamera arkasýndayken de iþler’ demiþti.
Þu anda ne demek istediðinizi çok net olarak anlýyorum hocam.
Hatta sadece davranýþ deðil giyim kuþam konusunda da ‘haber formatý’ dediðimiz bir format vardýr.
Mesleðin özü olan bilgi birikimi, deneyim, ekran hakimiyeti, tavýr, kýyafet, özel hayat ve bunlarýn birleþiminden oluþan bir imaj, Türkçe adýný kullanalým ‘izlenim’.
Bir haber spikeri için ekran baþýndaki esas patronlar, yani izleyiciler karþýsýnda ‘doðru izlenimi’ oluþturmak yýllar alýr. Ve bu ‘izlenimi’, kaðýttan bir kule misali yýkmak ise beþ dakika, hatta daha kýsa.
Peki, deðer mi?
O sorunun cevabýný da izleyiciye ve ‘izlenimi’ yaratana býrakmak gerekecek herhalde.

Bu arada, bir de iþe oyunculuk açýsýndan bakmak gerek.
Oyuncular haklý olarak isyan edecek.
Oyunculuk, bu kadar ‘ucuz’ mu diye?
Her önüne gelen ben ‘oyuncuyum’ derse, Yýldýz Kenter’e Müþfik Kenter’e, Ferhan Þensoy’a , Genco Erkal’a, Suna Pekuysal’a, Haluk Bilginer’e ve daha burada adýný sayamadýðým Türk Tiyatrosunun duayeni olmuþ, o büyük oyunculara, önlerinde saygýyla eðildiðimiz o deðerli insanlara ne diyeceðiz?
Sahi, Ali Bey size oyuncu dersek, aranýzdaki farký vurgulamak için bu büyük insanlara baþka bir isim bulmamýz gerekecek, herhangi bir öneriniz var mý?
Mesela, Haluk Bilginer, son dönem Türk Tiyatrosunun yetiþtirdiði gerçek bir usta, hakiki bir tiyatrocu ve tartýþýlmaz bir biçimde olaðanüstü bir ‘oyuncu’.
Þimdi Haluk Bilginer, Ali Kýrca oyunculuk yapýyor ben de, Ana Haber Sunucusu ( ana dili gibi Ýngilizcesi olduðu için yabancý konuklarla rahatlýkla söyleþi yapabilir) olacaðým derse ve spikerliðe soyunmaya kalkarsa ne yapacaðýz?
Bu durumda, haklý olarak kimse aðzýný açýp da, ‘sen ne yapýyorsun kardeþim’ yollu tek bir kelime dahi edemez.
Üstüne üstlük Haluk Bilginer, yarattýðý ’saðlam imajla’ bugüne kadar yaptýðý her iþi, ‘çok iyi’ yaptýðýný da kanýtladý.
Ýster misiniz, Haber Spikerliði iþinden de ‘yüzünün aký’ ile büyük bir baþarý ile çýksýn.
Al sana, istenmeyen bir ‘rakip’.
Hem de orman kurallarýnýn geçerli olduðu, korkunç bir rekabetin yaþandýðý Medyamýzda.
Üstüne üstlük, Ali Kýrca’ya nazaran artý olarak, Haluk Bilginer’in ‘kiþilik sahibi’ olmak, 'iþini ciddiye almak', ana dili gibi Ýngilizce bilmek, oyunculuktan gelen ‘ekran hakimiyeti’, hadi iþi iyice abartalým daha yakýþýklý olmak (televizyon dili ile ekrana daha çok 'yakýþmak', yani kamera için fotojenik olmak) durumlarý var.
Yandý gülüm, keten helva.
Sen ‘Dimyata pirince giderken, bir de evdeki bulgurdan ol’ iyi mi?
Bu durumda, Ali Bey’in ‘sahiden’ dizi oyunculuðuna devam etmesi gerekecek.
Yani mecburiyetten.
Ama bu durumda da, ciddi bir ‘engeli’ var.
Büyük bir engel.
Oyunculuk yada ‘Oyun Yeteneði’.
Öyle geçerken uðradým, hadi bir iki sahnede ben de görüneyim mantýðý ile olmaz.
Oyunculuðu öðrenmesi gerekecek.
Ama üzülecek bir þey yok, son günlerde Türk Tiyatrosu’nun duayeni Özdemir Nutku’nun Alkým Yayýnlarýndan ‘Yeni Baþlayanlar Ýçin Oyuncunun Çalýþmasý’ isimli kitabý piyasaya çýktý.
Özdemir Nutku Hoca olacaklarý önceden görmüþ gibi,
sanki, kitabý Ali Kýrca için özel olarak yazmýþ.
Ýsmi de ‘cuk’ oturdu.
‘Yeni Baþlayanlar Ýçin Oyunculuk Çalýþmasý’.
Ali Bey, o kitabý alýr okursa, eminim parlak zekasý ile oyunculuk mesleðinin önemli sýrlarýna hemen vakýf olacak (kýrk yýldýr meslekte olup, çok iyi bir oyuncu olduðu halde, hala öðrenecek çok þeyim var diyenler ne yapsýn bilemiyorum ama, neyse)
Ve oyunculuk gibi ‘sýradan’ bir iþin de altýndan baþarýyla kalkacaktýr.
Çünkü alýnmasýn ama ‘Kurþun Yarasýndaki’ oyunculuðu ‘çok kötü’.
Hatta, ‘kötü ötesi’.
Hani, nasýl derler ‘berbat’.
Fashion TV’ye çýkan mankenlerin ‘oyunculuðu’ gibi.
Berbat kelimesinden daha kötü bir tanýmlama biliyorsanýz, lütfen içinizden geçiriniz çünkü þu anda anýmsamýyorum.
Ama ben, okuyacaðý kitap ile hemen bu sorunun üstesinden geleceðini biliyorum.

Allah korusun, daðlara taþlara, bu oyunculuk performansýný, haber spikeri olarak göstermiþ olsaydý, o dakika onu televizyonun kapýsýnýn önüne koymuþlardý.

Ali Bey, çýktýðý bir televizyon programýnda, nasýl spiker olduðunu ve TRT’ye nasýl girdiðinin hikayesini anlatmýþtý.
O zamanlar, eni konu, çok akýllý, uslu, efendiden bir adam gibi duruyordu.
Biz de ciddiyetle dinlemiþ ve þans eseri spiker olmasýna pek sevinmiþtik.
Hikayeye göre, TRT’nin kapýsýndan dönmüþ ve merdivenlerden aþaðý inmek üzereyken, kurumda çalýþan bir beyin yoldan çevirmesi ile TRT’nin kapýsýndan tekrar içeri girmiþti.
Ýþte tam da böyle, çok hoþ bir þekilde anlatmýþtý.
Ah, efendim, ah!
Büyük hata, ilerde büyük bir oyuncu olacak ‘kabiliyet’, bu hareketle köreltilmiþ oldu ve
Türk Tiyatrosu yýllar boyu böyle ‘mümtaz’ bir þahsiyetten mahrum býrakýldý.
Bunu ancak, ‘þimdi’ anlayabiliyoruz.
Ama þükürler olsun, yýllar sonra da olsa,
Ali Bey, ‘Kurþun Yarasý’ ile tekrar ‘doðdu’.



.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Aaaaaa! Öyle mi?
Gönderen: Kâmuran Esen / m
26 Nisan 2004
Aaaaaa! Öyle mi? Çok ayýp belki ama, þimdi haberim oldu......Çok kötü bir televizyon izleyicisiyim.Haberleri hiç kaçýrmam da, izlemediðim bir akþama rastlamýþ BU HABER.....Sizden öðrendim Ali Kýrca'nýn bir dizede göründüðünü.......Demek ki yine de tv izlemesem de olur.Sonuçta, haberim oluyor haberlerden.izedebiyatta bile..........Beni tv'ye küstürenlerin suçu bu.........Yalnýz ben, tesadüfen, A.Müfit Gürtuna'yý görmüþtüm bir dizide.Çok þaþýrmýþtým.Aslýnda hiç bir þeye þaþýrmamak lâzým.Bizde herþey olur......Çok güzeldi yazýnýz.Her zamanki gibi......Tebrikler...Sevgiler....Kâmuran ESEN

:: Alican
Gönderen: Hakan Hoþgör / Konya
11 Mart 2004
Ali Beðin Kurþun Yarasý'nda arz-ý endâm ediþi atv Ana Haber'de öyle bir verildi ki sanýrsýnýz Ali Kýrca En Ýyi Oyuncu Oskar'ýný almýþ. Allah'tan Efelik kavramýnýn rezil edildiði bu dizimsiyi seyretmiyorum da tahammül kapasitemin bir kýsmýný da Alican'a ayýrmak zorunda kalmadým.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sinema ve televizyon kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Mahallenin Delisinden Modern Zamanlara Dair Haberler…
Sesine Botoks Mu Yaptýrdýn Dinçer Aðabey?

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Franca Rame ve Dario Fo"dan Büyüklere Masallar : Japon Kuklasý
Ýçimden Çýkan Küheylan...
Öpülesi "Yastýk Adam" Öyküleri : Kayýp Ruhlara Masallar
Para Aðaçta Yetiþmiyor Pinokyo!
"Ýþi Kapmak" Ýçin Ne Kadar "Ýleri" Gidebilirsiniz? Metot Oyunu Sýnýrlarý Zorluyor!
That Face : Aynada Gördüðün "O Yüz" Kim?
Dario Fo"dan "Bir Anarþistin Kaza Sonucu Ölümü"
Ferhan Þensoy"dan 2019 Türkiye Fotoðraflarý
Dumana Boðulan "Romeo ve Juliet"
Ben, "Çýplak Memelerini Deðil" Dansý Ýzlemeye Geldim!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.