Aþýk olmayan âdem / Benzer yemiþsiz aðaca. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Kendince ‘saðlam görüþleri’ olan, ama ( nedense?) maalesef bunlara her zaman katýlamayan sevgili arkadaþým Bush. Duydum ki, bunlarý çok sýkýntý yapýp kendi kendini üzüyormuþsun. Sakýn üzülme. Ýçini rahatlatýr mý bilmem ama bu günlerde zaten kaç kiþi kendi görüþlerine katýlabilme ‘lüksüne’ sahip ki? Açýkçasý, kim katýlabiliyor ki? Deðil mi ya? Sen o güzelim kafaný bunlarla meþgul etme. Ben biliyorum, senin ‘kalbin temiz’. Ne kadar, sana fitne fesat yakýþtýrsalar da ne kadar ‘yufka yürekli’ olduðunu bir ben bilirim. O cici köpeðin için az mý aðladýn, karalar baðladýn. Bazý karanlýk tipler, kendini bilmez fitne fücurlar, hemen kalkýp ‘el kadar köpeðe o kadar aðlayacaðýna, Irak’ta öldürülen binlerce günahsýz, masum çocuða acýsaydýn ya’ diyecekler. Ama sen onlara aldýrma. Ben bilmez miyim, her þeyi sadece ‘insanlýðýn hizmeti’ için yapýyorsun. Kendin için bir þey istiyorsan namertsin. Mesela Petrol gibi. Tövbe estaðfurullah, þu kör þeytan insanýn aklýna ne kadar da kötü þeyler sokuyor deðil mi Bushçuðum? Zaten insan denilen bu nankörlere yaranmak imkansýz. Hiç kýymet bilmiyorlar vallahi. Sen ‘demokrasiyi’ getirmek uðruna denizler aþ, binlerce kilometre öteden kalk gel. Kýymetin bilinmesin. Nankör bunlar, nankör. Þimdi bir de utanmadan ‘Onun üzerine ne vazife, binlerce kilometre öteden bizim nasýl yönetildiðimiz? Ona mý sorduk? Her toplum nasýl yönetileceðine kendisi karar verir. Yönetim biçimimiz yanlýþsa yanlýþ. Hem, kime göre yanlýþ? Belki, bana göre de esas senin yönetim biçimin hatalý. Hadi bakalým cevap ver’ diyecekler. Bu kendini bilmezler. Sen onlara aldýrma emi Bushçuðum… Bu arada, Bushçuðum deyince, sanki çalý çýrpý gibi oluyor ama biliyorum ki, sen beni yanlýþ anlamazsýn. Zaten resmi dilimizi, Ýngilizce ilan etmeye þunun þurasýnda ne kaldý deðil mi caným? O zaman, bu manasýz hatalar da kendiliðinden ortadan kalkacak. Böylelikle, kendi kendimize icat ettiðimiz ve dünyanýn hiçbir yerinde baþka bir örneðine dahi rastlamanýn mümkünün olmadýðý þu garip Ýngilizce ve Türkçe karýþýmý ‘gulyabani’ dil de tarihe karýþacak. Ýnþallah mevlam o günleri tez elden gösterir bana caným Bushçuðum. (Biliyorum, her seferinde sanki sana sanki süpürge der gibi bir þey oluyor ama resmi dilimiz olan Ýngilizceye geçene kadar artýk çaresiz idare edeceksin) Ha, bir de þu dil sorunu var deðil mi Bushçuðum? Ay, baþýný aðrýtmak gibi olmasýn ama caným. Sorma bu günlerde, burada bazý zýpýrlar çýktý piyasaya. Neymiþ, Türkçe’ye baþka dillerden giren yabancý kelimeler dilimizi bozuyormuþ, falan, filan… Bir kere Ýngilizce yabancý dil deðil ki. Kör cahiller. Yakýnda resmi dilimiz olacak. Hem yabancý dil olsa, güzel yurdumun biricik baþbakaný, sen hariç dünyanýn en karizmatik adamý ‘yakýþýklý’ Tayip, Millet Meclisi’nde yaptýðý konuþmasýnda ‘concept’ kelimesini kullanýr mýydý? Deðil mi ya? Aaaaa, vallahi kendi kulaklarýmla duydum. Biz Evleniyoruz ve Pop Star arasýnda koþtururken yanlýþlýkla TRT 3’e basmýþým. Meclis saatimiymiþ neymiþ, orada konuþuyordu. Pop Star, Biri Bizi Gözetliyor, Biz Evleniyoruz gibi çok kaliteli, hissiyatý yüksek, öðretici, vatana millete hizmet eden programlar varken Meclis Saati gibi gereksiz programlarý da neden yayýnlar hiç anlamýyorum. Bir kere promosyonu yok. Heyecan yok. Kimse þarký söylemiyor. Sadece kürsüden konuþan millet vekilleri. O kadar. Þimdi, bazý densizler, ‘Türk Dil Devriminin Yapýldýðý ve Türk Dilini Koruma kanunlarýnýn hazýrlanarak kabul edildiði ve Dil Kurumunun temellerinin atýldýðý o yüce meclisin çatýsý altýnda, 80 yýl sonra, ayný Cumhuriyetin Baþbakaný resmi meclis tutanaklarýna geçen konuþmasýnda Ýngilizce sözcük kullanýyor. Biz Türk Dil Devrimini boþuna mý yaptýk? Hani, bir ulusu ‘ulus’ yapan en temel öðelerden biri de kullandýðý ‘ortak dil’di? Yani, o devletin Resmi Dili. Bir ülkenin baþbakaný kendi ‘ulusal diline’ sahip çýkamazken ülkeye nasýl sahip çýkar? Baþbakan olarak, halkýna örnek olmak ve önderlik yapmak vasýflarý ile donatýlmýþ olmasý gereken kiþi, yabancý bir ülkenin dilini resmi meclis tutanaklarýna geçecek olan konuþmasýnda kullanarak bize hangi konuda ‘örnek’ olmaya çalýþýyor acaba? ’ diyecekler. Dedim ya, bunlar çok densiz caným. Bu arada, sahi ‘concept’ kelimesi tutanaklara acaba nasýl geçmiþtir? Nasýl yazmýþlardýr, Türkçe - Ýngilizce mi? Yoksa, sadece Ýngilizce mi? Bak, yine kafam karýþtý. Amaaaaan, hep söylüyorum. Biz hemen, iþi gücü býrakýp ana dilimize Ýngilizce’ye geçelim diyorum, bir türlü anlatamýyorum.. Neyse, Evet, ‘yakýþýklý’ Tayip bu yabancý kelimeleri kullanýyor. Ýyi de yapýyor. Çünkü, birincisi ne kadar bilgili olduðunu gösteriyor. Caným, adamýn çatýr çatýr yabancý dili var ki konuþuyor. Yoksam nerden bilecek concept’i deðil mi ama? (Allah aþkýna þunun Türkçesi neydi ki? Ayyyyyy, hemen Ýngilizce öðrensem iyi olacak yoksam bu gidiþle diðer ‘Beyaz Türklerin’ konuþmalarýndan hiç bir þey anlamayacaðým.) Ýkincisi, acayip Avrupai görünüyor, yani çok janti…(bunun yerine ‘havalý’ da diyebilirdim ama çok düz Türkçe, böyle yüksek bir þahsiyetten bahsederken çok yavan kaçar) Üçüncüsü, bir kere çok yakýþýyor, sonracýma çok karizmatik duruyor…. Yaaa, böyle Bushçuðum. Adamý çekemiyorlar. Hep kýskançlýk. Kýskanç bunlar, kýskanç. Yok, seni ziyarete geldiðinde bacak bacak üstüne atmýþ filan. Daha neler. Gazeteler çarþaf çarþaf yazdý. Günlerce konuþuldu. Bazý kendini bilmezler gene ahkam kestiler. Bu sefer de bunu yazan gazeteleri ve medyayý iktidar uþaðý olmakla suçladýlar. Bu arada bazý çýkýntýlar meydaný boþ buldular. Tayipçiðimin yokluðunda atýp tuttular. Yok efendim, bir baþbakan olarak görevi, ‘Nerede olursa olsun, Büyük Türk Ulusunu en iyi biçimde temsil etmek. Ulusal çýkarlarýmýzý ve saygýnlýðýmýzý korumak, ulusal onurumuzu ve haysiyetimiz rencide edici davranýþlardan hassasiyetle uzak durmak’ mýþ falan filan… Yani laf salatasý. Aramýzda kalsýn, senin karþýnda bacak bacak üstüne atmasýna biraz ben de ‘takýldým’ doðrusu. Yani, insan ‘büyüðünün’, hele hele ‘velinimetinin’, biricik ‘efendisinin’ karþýsýnda el pençe divan durmalý. Öyle, sanki ‘eþiti’ gibi ayak ayak üstüne atmak filan. Olmuyor. Yakýþmýyor. Ama artýk sen onun gençliðine vereceksin. Öðrenecek aðabeysi, öðrenecek…. Ne de olsa zamane. Sonra, bir de ‘Kýbrýs’ meselesi var. Amma da mesele yaptýlar þu ‘Kýbrýs’ý caným. Ver kurtul deðil mi ama? Diþ aðrýsý gibi bir þey oldu resmen. Diþin aðrýdýðýnda ne yaparsýn? Diþçiye gider çektirisin. Temiz iþ. Çektir gitsin. Dedim ya, insanlar çok ukala. Bu seferde, Tayipçiðimi ‘Kýbrýs’ý babasýnýn malý gibi vermekle’ suçluyorlar. Güya, sen ne dersen onu yapýyormuþ. Hatta bazý çok bilmiþler iþi o kadar ileri götürdü ki tahmin dahi edemezsin. ‘Bu topraklar, þehit kanlarýyla alýndý. Her karýþýnda, þehitlerimizin döktüðü kan var. Deðil toprak vermek, vermeyi düþünmek bile ‘Vatana Ýhanettir’. Bunu Amerikalý Amcalarýna yaranmak için yapanlara ise ‘Vatan Haini’ denir’ dediler. Yaaaa, sorma. Halbukisi bizim ‘yakýþýklý’ ‘Tayip’ haklý. E, ben ne diyorum? Ver kurtul. Yaaaa, iþte böyle. Ýçim pek daraldý. Ama geçenlerde senin eþin için yazdýðýn o ‘veciz’ þiiri televizyondan dinledim Bushçuðum. Ayyyy, ne güzel þiir yazmýþsýn öyle. Senin gibi þair adama çok haksýzlýk ediyorlar. Yine senin günahýný alýyor bu yezitler. ‘Þiirleri de kendi gibi pek bir þeye benzemiyor. Ama biz edebiyat dünyasý olarak, baðrýmýza taþ basmaya razýyýz. Dünyanýn baþýna bela olmaktan vazgeçsin, þiire soyunsun. Yeter ki insanlýk kurtulsun’ diyorlar. Bence sendeki cevheri çekemiyorlar, caným. Dedikodu bu, yaz yaz bitmez Bushçuðum. Elin aðzý torba deðil ki büzesin. Kusura bakma, þimdi televizyonda Pop Star baþlýyor. Hemen gitmem gerek. Vatana millete hizmet eden bu gibi programlarýn senin ülkenden çýkmasý ne güzel. Þiir yazýyorsun, Yazdýðýn þiirler kadar ‘nadide’ bu programlarýn dünyanýn dört bir yanýna yayýlmasýný saðlýyorsun. Yani, sana ne kadar çok teþekkür etsek azdýr. Ýnsanlýða bu kadar çok ‘hizmetin’ geçiyor. Hala kýymetini bilmiyorlar. Nankör bunlar, nankör. Eeeeee, þimdilik benden bu kadar Bushçuðum, Pop Star baþlamadan ekranýn karþýsýndaki yerimi almalýyým, evdekilere selam eder, gözlerinden öperim….
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |