..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Kesinlikle Karşıyım! > Kâmuran Esen




17 Nisan 2002
Kitap, Sehpa Olarak Nasıl Kullanılır!  
Kâmuran Esen
Şimdi size; " Kitaptan nasıl yararlanırız?” diye bir soru sorsam, eminim bana onlarca madde sayabilirsiniz. Ama, bir maddeyi mutlaka, mutlaka eksik bırakırsınız. Şimdi yazacaklarımı okuyunca, o eksik maddenin ne olduğunu anlayacaksınız.


:AAEFJ:
Şimdi size; “Kitaptan nasıl yararlanırız?” diye bir soru sorsam, eminim bana onlarca madde sayabilirsiniz . Ama, bir maddeyi mutlaka, mutlaka eksik bırakırsınız. Şimdi yazacaklarımı okuyunca, o eksik maddenin ne olduğunu anlayacaksınız.

Sanırım iki yıl kadar önceydi. Bir gün, komşumuz olan genç bir bayan seslendi:

“Kâmuran Abla! Bugün dolar günüm var.Siz de gelir misiniz?”

Oldu bitti gün’leri sevmem. Devlet başkanlarının birbirlerini resmi ziyaretlerine benzetirim paralı günleri. Kurallar , saçma sapan âdetler , falan filân.

“Sana gelecek olanlar hep genç . Benden sıkılabilirler,” diye bir bahane buldum. Bahane diyorum, çünkü asıl ben onlardan sıkılacağım....Ama söylediğim bu mazeret, ayak üstü bulduğum diğer mazeretler kabul görmedi. Israr üstüne ısrar....Ve ben o paralı gün’e, misafir (Gün’ün haricinden biri yani.) olarak gitmek zorunda kaldım.

Gün’de daha kısa süre kalmak için, oldukça geç gittim.Salona girdiğimde, genç bayanların hepsi ayağa kalktı. Tek tek görüştüm kendileriyle.Bana yer gösterme nezaketinde bulundular, sağolsunlar.

Salona girer girmez bir şey dikkatimi çekti. Her bayanın elinde ya bir kitap, ya bir ansiklopedi vardı. Allah Allah! Bu ne demek oluyordu ! Hele ciltli, kırmızı renkli ansiklopedilerin, bir gün’de bayanların elinde ne işi vardı? ” Bu genç bayanlar günde kitap mı okuyorlar yoksa?” diye saçma bir soru geldi aklıma. Arkadaşlarımı düşündüm.Onların elinde bir güne bir gün, bir defacık bile kitap görmedim gün’lerde. Durun bakalım, ne olacak....İyi ki gelmişim buraya diye düşündüm. Bu genç bayanlar, bu yaşımda bana bir ders verecekler. Bana örnek olacaklar.

Hal hatır edildikten sonra, bir bayan atıldı:

“Haydi! Tombalaya başlayalım artık.”

Bir hareket oldu odanın içinde. Tombala kartelaları üçer- beşer dağıtıldı. Bir kartela da benim elime tutuşturdular. Çıkan numaraları kapatmak için, mukavvadan kesilmiş pullar çıkarıldı çantalardan. Hatta bazı hanımların küçük bir cüzdanı bile vardı, bu pulları koymak için .Hemen cüzdanlarını açtılar, daha önceden hazırladıkları pulları avuçlarına aldılar. Kimi üç, kimi dört, kimisi beş kartela aldı.

Aynı anda çay servisi de başladı. Ben, çay içerken nasıl tombala oynanacağını düşünüyorum boşu boşuna.Hanımlar ona da bir çare buldular hemen. Ellerindeki ansiklopedileri kucaklarına koydular. Ansiklopedinin üstüne de çaylarını, tombala kartelalarını. Yani kitaplar, bir sehpa görevi yapıyordu. Deyim yerindeyse, ağzım açık, bakakaldım. Ve oyun başladı: ” 54, 26, 8, 71 , 32, 40 ...... Aaaa! Birinci çinko !” sesleri salonu doldurdu.

Daha sonra o ansiklopedilerin üzerine kül tablaları da konuldu. Bir kitabın, bir ansiklopedinin sehpa görevi yapacağını hiç düşünmemiştim. Hatta bazı küçük çocukların ellerine, - tombala oynayan annelerini rahat bırakmaları için - kitap verildi. Kitap hem bir sehpa oldu, hem de bir oyuncak. Joker gibi.

Bu bana, çocukluğumda dinlediğim bir masalı hatırlattı: ”Horoz yerde bir inci tanesi bulmuş. Bakmış, bakmış, ne olduğunu bilememiş. Sonra bu inci tanesini, bir mısır tanesiyle takas etmiş.” Kıssadan hisse.

Ya! İşte böyle......Yazımın başında size sormuştum. ”Kitaptan Nasıl Yararlanırız?” demiştim. Hiç birinizin aklına “Sehpa olarak kullanırız . Üzerine çayımızı, kül tablamızı koyarız,” demek gelmedi, di’ mi?

Sevgili okuyucular! Bir gün yazdıklarımı kitap haline getirmeyi başarırsam..........Ola ki kitabım elinize geçerse..........Sakın ha, kitabımı sehpa olarak kullanmayın! Valla öbür dünyada iki elim yakanızda olur.

İşin şakasını bir yana bırakalım.......Bu olay beni çok etkiledi. Düşünün bir kez; yıllarınızı verip , bir kitap yazıyorsunuz.Ve birileri, “Acaba ne yazıyor bu kitapta?” diye hiç merak etmiyor. Kapağını şöyle bir kaldırıp bakmıyor. Ve kitabınızı sehpa olarak kullanıyor. Üzerine çay dökülüyor, sigara külleri dökülüyor. Ne yapardınız? İnsanın elinden bir kaza bile çıkar, değil mi? Valla çıkar mı çıkar.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Çok da fazla abartmasak!
Gönderen: Mehmet Ali Özler / Türkiye/Türkiye
29 Ocak 2008
Yaklaşık 200 bin kitabın bulunduğu bir Kütüphaneler de kitapların daha ne amaçlarla kullanıldığını bir bilseniz; altlık, tepsi, destek, direk, ağırlık, basamak, gölgelik, yelpazelik hatta hatta selpak olarak bile. Sadece Almanyada yılda 750 bin yeni lektür çıkıyor piyasaya. Her kitaba, her basılana düşündüğümüz kadar önem verilseydi, bu eskileri saklamaya evlerimiz yetmezdi. Diğer taraftan yukarıda saydığım amaçlarla kullanılmayacak kitaplar kendilerini bilirler. Saygılar.

:: saf dışı kalmış ülkemizde...
Gönderen: aylin sayarı / İçel(Mersin)/Türkiye
23 Ağustos 2006
pehh unutmayalım ki kitaplarımızı mahveden bir ülkede yaşıyoruz böyle şeylerin olması çok normal kitabı düşünmüyosak bari ağaçlarımızı düşünelim bi grup adam kalkıp ağaçlarımızı yaksın(kitaplarımızıda)bizde kalkıp bişey demeyelim neden olmasın sehpa yerinede kullanılır bilgi yönünden saf dışı kalmış ülkemizden daha herşey beklerim ben...

:: kitaplar her işe yarar...kullanmasını bilmeli...
Gönderen: feridun / Manisa/Türkiye
27 Ekim 2005
…sabahları serin olur eylüllerde o kentin…mehmetler kitapların ateşinde ısıtıyordu ellerini(ONİKİ EYLÜL-I) ...kitaplar her işe yarar sevgili ablam ne yazıkki ben daha vahimini gördüm... ...ne zamanki kendi emeğimize saygı duyarız işte o zaman başkasınında emeğini kutsayacağız...ihtilallerin yozlaştırdığı bir toplumuz maalesef...

:: Çok özür dilerim siteyi eleştirmek için yazıcak bi
Gönderen: can yumak / İstanbul/Türkiye
20 Eylül 2005
Yazar arkadaştan özür dilerim yorumum yazıdan çok site yöneticilerine; Düğünlerde para takma merasimi vardır. Elinde mikrofonla bir beyefendi(!) bağırır; Gelinin teyzesinden 20 YTL... Sitenin daha iyi hizmet verebilmesi ve ayakta kalabilmesi adına yardım ve bağış çok güzel bir olay yalnız ben neden okuyacağım konudan önce Ayşe 20 YTL Ali 100 YTL bağışladı olayını gözüme sokulurcasına okuyorum ki?! Bu biraz bizim o beyefendinin(!) takı merasimine dönmüyormu önemli olan bağış mı yoksa bir çiş yarışı mı? Kimin ne kadar bağışladığını kullanıcının gözüne sokmak! böyle kaliteli bir siteye yakışıyor mu hiç?...

:: Kitap İçin Sıra....
Gönderen: mehmet şentürk / İstanbul/Türkiye
13 Ağustos 2005
Yabancı ülkelere gittiğimde en sevdiğim işlerden bir tanesi kitap almak için sıra bekleyen insanlarla beraber sıra beklemektir.Kitap için sıra bekleyen insanların bir çoğu işçidir,memurdur. dar gelirlidir ama kitap okumayı bir defa sevmiştir ve vazgeçemez... Bir gün bizim insanımız da bunu öğrenecektir ve sorunların bir çoğu çözülecektir sayın Kâmuran Esen ve şu an bizim yapmamız gereken gençlere kitap okumayı sevdirmek ve siz güzel şiirlerinizle bunu yapıyorsunuz.Sonsuz teşekkürler.

:: Bu da Bir Gelişmedir!!!
Gönderen: Yurdagül Sayıbaş / İstanbul/Türkiye
17 Eylül 2004
Ülkemizde kitapların yanına bile yaklaşmayan, okul sıralarından ayrıldıktan sonra bir daha kitaba el sürmeyen bu kadar insan varken üzücü bir şekilde de olsa kitabın insana ulaşması güzel bir şey. Kim bilir içlerinden biri, bir gün sehpa olarak kullandığı kitabın kapağını açmak isteyebilir.

:: Düzyazı
Gönderen: Sesim Erozan / Istanbul
29 Nisan 2004
Yazının içeriği ilgi çekici, ne ki tekniği "vah vah "dedirtecek kadar kötü. Üç noktanın, matematiğin ilk bulunduğu yüzyıllara kadar uzanan gerekçeli bir geçmişi vardır. Canı iki çift laf etmek isteyip de bunu eline kalem alarak yapmayı seçenlerin arzusuna göre azalıp, çoğalamaz ! Özel isimlerin, sözcük sonunda ayraç ile ayrıldıkları doğrudur. Ne ki adı üstünde eğer "özel isim" olma sıfatını taşıyorlarsa. Özel isim olmadığı halde sözlük dilinin dışında, gündelik dil içinde yeni anlamlar edinen sözcükler ise özel gibi üstten ayrılmazlar ve sırtlarında taşıdıkları özel anlam nedeni ile yazı içinde sadece bir kez tırnak içine alınarak yazıldıktan sonra, düz halleriyle aynı yazı içinde var olurlar. Şiirde durum biraz daha farklıdır. Manzum yazıda bir sözcük çok çok bir iki kezden fazla kullanılmadığından, kısa anlatım içinde anlam karmaşasına fırsat vermemek adına üstten ayrılabilir. Gelelim sonunca noktaya. Bir cümlenin öznesi çoğul ise yüklemi de çoğuldur. "Yani kitaplar, bir sepha görevi yapıyordu" denmez. İzedebiyat, eğer sanat ve edebiyat aracı olma işlevini sürdürmek amacındaysa böyle önüne gelen her yazıyı yayınlamaktan kaçınmalıdır. Edebiyata saygı. Lütfen !

:: Suç onların mı?
Gönderen: ALİ BİLGİLİ / Gaziantep/islahiye
22 Nisan 2004
Sizce suç o kitap veya ansiklopedileri sehpa olarak kullananlardamı sedece öğretmenim.Bence suç annelerimizde,babalarımızda,abilerimizde,ablalarımızda,öğretmenlerimizde kısacası insanları yetiştirenlerde,onlara gerekli olanları değilde, prosedürleri öğrettiğimiz için çoğul olan bütün öznelerimizde...Yazınızı okuduğumda utanmasam ağlayabilirdim teşekkürler öğretmenim.

:: Korkutmayın beni !
Gönderen: A. Duygu Ergun / İstanbul
20 Mart 2004
Harika yazmışsınız.. Ona diyecek bir şey yok. Gerçekten güzel ve ironik bir yazı. Ama ben daha 15 yaşındayım. Lütfen beni korkutmayın! Benim hayallerim var daha :)... Hem sonra ileride olur da bu hayalimi gerçekleştirip kitap çıkarabilirsem aklıma bu tip düşüncelerin girmesini istemem. Ayy.. Tedirgin oldum şimdi... Ne gereği vardı kitabı okumaktan başka işlere alet etmenin? Sehpa demek ! Ben olsam onları bir kaşık suda boğardım!!! (bu arada tebrikler, kaleminize sağlık)

:: Harikasınız...
Gönderen: Sude SON / USA
20 Ocak 2004
Evet bir kitabın sehba olarak kullanılabileceğini hiç düşünmemiştim...Ne demiş Atamız...''Türk milleti zekidir'' ;)Bu söz çok doğru ama zekasını doğru bir şekilde kullanmayı bilmez;çünki kitapları okumak yerine sehba olarak kullanır...Ne denilebilir ki...!!! Kaleminize sağlık...

:: Yakmadıklarına şükredelim...
Gönderen: Yücel Dönmez / Chicago
21 Kasım 2003
Kamuran hanım, ülkemizde kitapların yakıldığını da biliyoruz... Bu konuda yakında bir anımı yazacağım ve, İstanbul Üniversitesinde başta rektör olmak üzere, üniversite kurulunun bir dizi bilimsel kitapları nasıl yaktığını öğreneceğiz... Sağlıcakla kalın.

:: Yorumsuz kaldım...
Gönderen: Sevgi Yavuz / Ankara
10 Mayıs 2003
İnanın ne demem gerektiğini bilemiyorum...Gerçekten kitaba böyle az değer veren bir toplumda yaşamak çok utanç verici...Ne yapabiliriz diye düşünüyorum ama sanırım bu tamamen aile içi eğitimden kaynaklanıyor...Annelerini bu şekilde gören ve kitabı oyuncak olarak kullanan çocuklar da gün gelecek aynı şeyi yapacaklardır eminim... Oku adam ol diye çocuklarını okumaya teşvik eden ebeveynlerin, onlara örnek olması gereken davranışlarda hep sınıfta kaldıklarını görüyorum kendi çevremde de...Tam tersi bir örnek vererek biraz da olsa umut taşıyabilmemizi sağlamaya çalışacağım... Bir bayan okuyucum vardı çalıştığım kütüphanede...3 tane de kızı vardı ve eşi de beraber kütüphanemize her cumartesi gelerek her biri 3 kitap alırdı...nasıl büyük keyif alırdım onlarla kitap üzerine sohbet etmekten...Keşke her aile böyle olsa , olabilse... Dilerim bir gün okuyan, okuduğunu anlayan ve en doğru şekilde kullanan örnek bir toplum oluruz... Sevgilerimle... Sevgi

:: Ögrenmek Lazim...
Gönderen: Umut BARLAS / İstanbul
15 Nisan 2003
Kâmuran Hocam Kitaplarin Cok ise yaradigini biliyorum..demekki sehpa olarakta işe yarıyormuş eee denemeden bilemeyiz elbet :) ama suda bir gerçekki Raflarda tozlanan kitaplardan daha faydali bi hale getirmeyi basarmislar.. yakinda bunuda asip okumaya gecerler nedersiniz hocam :) Saygilar... ISIK ve SEVGIYLE




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın kesinlikle karşıyım! kümesinde bulunan diğer yazıları...
Toplumumuzun Kadına Verdiği Değer
Kâmuran Esen Shov (!)
Şarkı Sözü Yazarı Olmaya Karar Verdim
Bir Köşe Yazarının Özellikleri
Bir Erkeğin Birkaç Eşinden Biri Olmak
Mudurnulu Fatma Nine"nin Günlüğü / Ne Günah, Ne Günah Değil?
Erkekler Şalvar ve Cüppe Giysin
Rtük'ün Saçmalıkları
Moraliniz mi Bozuk?o Halde Gazete Okuyun!
Hay Sizin Dilinize Deve Dikeni Batsın İnşallah!

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Atatürk'ü Anlatabilmek
Kütüphanelerimizin Hazin Durumu
Ahilik ve Düşündürdükleri
Evli Çiftler Nasıl Piknik Yapar
Bir İzedebiyat Yıllığı Alır Mıydınız?
Dünya Kadınlar Günü
Alanya'da Turizm Suratımda Nasıl Patladı!
Mudurnulu Fatma Nine"nin Günlüğü / Güle Güle 2014
Yaşadığımız Ama Artık Alıştığımız Garip Olaylar
Dün Gece Bir Rüya Gördüm - Oy Arttırma Taktikleri Kursu

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.