..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Politika > Muhammed CAN




2 Kasım 2009
Gümüş Hilal İmparatorluğu Mu?  
Muhammed CAN
geleceği görmek mi?


:BAGJ:
Mavera-un nehirde yapılan Talas savaşında ’Abbasi iktidar İslam’ı anlayışı ile tanışan Türkler, nedendir bilinmez o günden bugüne sahip olduğu İslam’ı rafine etme ihtiyacı duymadı. Oysa Türkiye, Abbasi Siyasal İslam’ı ile beslenerek bugünlere gelebilmiş yegane devlet geleneğine sahip bir ülke ve bu konuda muazzam entelektüel potansiyeli ile mükemmel bilgi arşivi de var.

’’Abbasi Siyasal İslam etiği’’ ile beslenen Selçuklu ve Osmanlı hanedanlarının birikimlerinden, elde ettikleri tecrübelerinden, kendine has otantik kimlik çıkarmayı bilen AKP iktidarlı Türkiye Cumhuriyeti, en son açılım politikaları ile devinimini sürdürme kararlılığını bir kez daha göstermiş oluyor.

Geçmişte kalan iki kutuplu dünyanın güvenlik şeridi olan CENTO, İran’ın kendine has ’’ Siyasal İslam’ı’’ ile üçgeni bozan temel etken olunca, Türkiye gözlerini dahi ovuşturamadan tek kutuplu dünya da yerini almak zorunda kalmıştı. Aradan geçen zaman, Saddam’ın ve Bin Laden’in beceriksizliği, ABD ye üçüncü Planı olan Neo-Osmancılığı yürürlüğe koymasını gerektirdi.

Türkiye’nin dışında kalan, köklü devlet geleneğine sahip, Mısır ve Rusya da var dı. Pek ala bunları nereye koymalıydık? Rusya dini kimliğinden ötürü örtüşmüyor, Mısır ise Coğrafi menfilik ve kendine has olumsuzluklardan ötürü uygun düşmüyor olmalıydı.

Türkiye’nin geçmişte üstlendiği tarihi rolü yeniden ve tam anlamıyla oynayabilmesi için kendine çekidüzen vermesi de lazım dahası kaçınılmaz da olmuştu.
Böylece Obama’nın Ankara ziyaretinde bir çırpıda saçıverdiği incileri ve mavi boncukları adeta pırlanta kabul edildi.

İşin iç yüzünü görmeyen-göremeyen Osmanlı İslamcıları’nın körlük ve de siyasi eblehliğine sözümüz yok ve olamazdı da. Düşündüren olan asıl sorun ise ana-akım İslamcı entelektüellerin olayın siyasi boyutunu ve arka planını görememe Sendromu!

Obama renk kartından ötürü ABD için önemli bir etken aracı. Amerika Ortadoğu’da stratejik sonuçları dikte edebileceği ekonomik ve siyasal günü yitirdiğini bilmiyor değil.
Buna rağmen ABD için bu kritik bölge hayati çıkarlar taşıyor ve her ne pahasına olsa da etkinliğini yitirmek istemiyor. Ötesi de var, elde ettiği imtiyazlarını da korumak ve daha bir geliştirmek.
Ne var ki, bölge cadı kazanına dönmüş bir vaziyette ve eski stratejilerle bölge haklını ve iktidarlarını elde etmek imkan dışı. Geride sadece yumuşak güç kullanarak bölgeyi elde tutmak kalıyor. Bunun için de ana-akım’ın etkisi ile evrilen güç dengelerine nispi saygı göstermek, diğerlerinin meşru çıkarlarıyla uyumlu gibi görünen bir yöntem sergilemek.

Şu halde; Türkiye’nin 86 yıldır dünyadan kopup, geri planda kaldığını düşünenler büyük yanılgı içerisindedirler. Öyle ki o günler sona ermedi ve değişmedi de!
İngiltere öncülüğünde hazırlanan ve Batı’nın arzu ettiği ’’büyük plan’’.
Lozan’da Türkiye’ye zafer kazanmış gibi lanse ettirilerek, yazdırılıp İsmet ve Rıza Nur’a imzalattırıldı!

Aynı Türkiye Bu kez de ABD adına bölgesel role soyunmuş. Türk dış diplomasisi Afganistan’dan Pakistan’a, Kahire’den Kudüs’e büyük bir heyecan ve geleceğe dair cesaretli söylemlerle şaha kalkmış küheylandan farksız. İran’ın etrafını kuşatan bölgelere aşina olanlar, Türkiye’nin neden çeşitli taraflarca söylenen ’’ılımlı İslam’’ Paradigmasına celallendiğini rahatlıkla anlayabilir.

Çandar’ın; ‘’Türkiye’nin ‘eksen kayması’ diye görülenin, uluslararası sistemde eksen’lerin yerinden oynamasının yol açtığı bir ‘yanılsama’, bir ‘göz aldanması’ olması ihtimali çok güçlü’’ tespitini de yabana atmak mümkün değil.

Obama’nın Ankara’da millet meclisinde saçtığı incileri ve el altından mavi boncuklarını dağıttığı gün, GÜMÜŞ HİLAL İmparatorluğu gözümde adeta ayın Ondört’ü gibi parlamıştı.

Türkiye’nin üstlendiği rol ve geleceğe dair beklentisi, elbette yersiz olmayabilir.
Buna rağmen, Türkiye Siyasal, Ekonomik, Sosyal sair sahalarda uzun süreli kapışmaktan kendini alamayacağı rakibinin kim olduğunu, yeterli tanıyıp sonucun ne gibi bir infiale yol açacağını bilmiyor olması düşünülemez.

Safevi şia imparatorluğu hülyalarından ötürü kafasını kumdan çıkartamayan İran halkı, şia’cılığı kullanan Şahların ne denli İslamcı olduğunu yüzyıllar sonra, 1979’da ancak anlayabilmişti!





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın politika kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türk İslamcıların Mele/molla Planı!
Türkiye"nin 2009 Dış Politikasında Şu Ana Kadar En Onurlu Çıkış Ve...
Yeni Süreç Üzerine Anekdotlar
Akp ve Türkiye; Diklenmeden Dik Duruşu Sergileyebilecek mi?
Gazze: Büyük Savaş Senaryosu Mu? - 2
Kim Kazanacak?
Gazze: Büyük Savaş Senaryosu Mu?
Ninova'da Olanlar Bizi Ürkütmesin
Sevdamızın Adı ve Sırrı Kudüs!
Ortadoğu Labirent'i!

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Velayet-i Fakih ve Siyasla İslam
Kürt İslam Tarihine Farklı Bir Bakış (I)
Gündem Özel - 2 İslam ve Medeniyet
Gündem Özel - 3 Mısır ve İslam
Afrika’da Nal Toplamak!
İslamda Kadının Rolü - 1
Bugün Tek Bağımsız Devlet İran’dır
Afrika’da Nal Toplamak!
3. Dünya Savaşında İranı'ı Anlamak!
İslam Dünyasının Arayışı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dost İçin [Şiir]
Serzeniş [Şiir]
Bizde Ne Anne'ler Var [Şiir]
Ne İnsanlar Gördüm [Şiir]
Ey Gazzeli Cocuk! [Şiir]
Ayrılık Senfonisi [Şiir]
Hatıram! [Şiir]
Namus'un Adına! [Şiir]
Hum Kıyısında Bir Gece [Deneme]
Muhammed Can S. Demirtaş'a Soruyor [Eleştiri]


Muhammed CAN kimdir?

. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Muhammed CAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.