..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Ýnsan - iþte tüm sýr burada. Bu sýr üzerinde çalýþýyorum, çünkü kendim de insan olmak istiyorum." -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Ömer Faruk Hüsmüllü




8 Þubat 2010
Baharý Beklerken  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Burada hemen hemen hiç arkadaþým da yok sayýlýrdý.Ayný odayý üç kiþiyle paylaþýyordum.Bunlardan birisi altmýþ yaþlarýnda bir ev hanýmý,diðeri on üç yaþýnda bir kýz,öteki ise geveze bir kadýn.Onlarý sevmeyi gerçekten isterdim.Onlarla konuþmayý da.Bunu baþaramadýðýmý görmek beni üzüyordu.Ya onlarda ya da bende bunu engelleyen bir þey vardý.O nedenle pek birbirimize ýsýndýðýmýz söylenemez.


:AHIH:




Göðüs Hastalýklarý Hastanesi’nin üçüncü katýndan aþaðýdaki yemekhaneye gitmek için pelerinimi omuzlarýma attým,merdivenleri yavaþ yavaþ inmeye baþladým.Diðer hastalar da yemek zilini duymuþ olacaklardý ki ben daha bir-iki basamak inmeden birkaç hanýmýn yanýmdan hýzla geçtiklerini fark ettim.Öyle ki bir tanesi az kalsýn aþaðýya yuvarlanmama neden olacaktý.
Hastaneye geleli henüz bir ay olmuþtu.Bu geçen zaman zarfýnda buraya bir türlü alýþamadým.Her þey o kadar sýkýcý ve hatta soðuk ki.Bazý zamanlar ne yapacaðýmý bilemiyor,yattýðým yerden gözlerimi tavana dikiyor ve zamanýn bir an önce geçmesi için Tanrý’ya yalvarýyordum.Boþ gözlerle taradýðým tavanýn dökülen sýva yerlerinin sayýsýný bile biliyordum.Çünkü vakit geçirmek için defalarca onlarý saymýþtým.
Burada hemen hemen hiç arkadaþým da yok sayýlýrdý.Ayný odayý üç kiþiyle paylaþýyordum.Bunlardan birisi altmýþ yaþlarýnda bir ev hanýmý,diðeri on üç yaþýnda bir kýz,öteki ise geveze bir kadýn.Onlarý sevmeyi gerçekten isterdim.Onlarla konuþmayý da.Bunu baþaramadýðýmý görmek beni üzüyordu.Ya onlarda ya da bende bunu engelleyen bir þey vardý.O nedenle pek birbirimize ýsýndýðýmýz söylenemez.
Önümdeki tabaklarý ileriye itip dirseðimi masanýn üzerine koydum ve yemekhanenin içerisini incelemeye baþladým.Karþý masalarda beyler oturuyordu.Yerler cinsiyete göre ayrýlmýþ olmamasýna raðmen bayanlarýn ve erkeklerin oturduklarý yerler ayrý ayrýydý.Bir arada oturduklarý sadece arada sýrada görülebilirdi.Erkekler otuz-kýrk kiþi kadar vardýlar.Kimisi yemeðini yerken,kimisi de yemek yemeyi bitirmiþ sohbet ediyordu.Aþçý elinde kepçesi “Daha yemek isteyen var mý?” diye baðýrýyordu.
Hep ayný þeyler.Masalar,sandalyeler,tabaklar,kaþýklar,bardaklar sürahiler… Ýlgimi çeken pek bir þey bulamadýðým için pencereden dýþarýya bakmaya baþladým.Dýþarýda yaðmur yaðýyordu hafif hafif.Gökyüzü kara bulutlarla kaplanmýþtý.Zaten,oturduðum yerden baþka bir þey de görünmüyordu.
Biraz sonra bir sesle irkildim,ama hemen toparlanýp kendime geldim:
-Haným efendi,yemeðinizi bitirmemiþsiniz,biraz daha yeseniz!
Afallamýþtým.”Size ne?” diyecektim ki bir türlü diyemedim.
-Ama…dedim.O konuþmasýný sürdürdü:
-Yemelisiniz ki iyileþesiniz.Evet hastanenin yemekleri evdekiler gibi lezzetli deðil,ama saðlýðýmýza kavuþmamýz için zorla da olsa yemeliyiz.
-Davranýþýnýza bir anlam veremedim.
-Bu þekilde davranmamý hoþ görün,yanlýþ anlamamanýzý rica edeceðim.
Bu beyin görüntüsü kýrk yaþlarýnda olduðunu gösteriyordu.Sempatik bir yüzü ve güzel bir ifade tarzý vardý.Sýrtýndaki mavi pijamanýn kenarlarýnda biyeler bulunuyordu.Saçlarý muntazam bir þekilde ayrýlmýþ ve taranmýþtý.Pýrýl pýrýl parlayan siyah saçlarýnýn arasýndaki beyazlarýn sayýsý da az deðildi.Ufak tefek bir vücuda ve tam aksine pençe gibi kýllý ve büyük ellere sahipti.
Ýlk tanýþmamýz böyle olmuþtu.Konuþmalarýna kýzmýþ olmama raðmen bir yandan da memnun olmuþtum.Çünkü buraya geldim geleli ilk defa birisi benimle böyle candan ilgileniyordu.
Soðuk bir þekilde “Ýlginize teþekkür ederim.” dedim,o yine özürler diledi ve sessizce kalktý.Yemekhanenin kapýsýndan çýkarken arkasýna dönüp baktý. Tam o sýrada önümdeki pilavdan bir kaþýk almýþ aðzýma atýyordum.Bunu görmüþtü, yüzünde hafif bir gülümseme belirdi ve çýkýp gitti.

Gece uyku tutmadý.Diðer zamanlarda da pek uyuduðum söylenemezdi ama bugün hepsinden beterdi.Düþünüyordum.Bir ara zihnime o adam da takýldý.Ona karþý kaba ve kýrýcý davrandýðýma inanmaya baþlamýþtým.Belki de hiçbir kötü niyeti yoktu.Onca insan varken,onun dikkatini çekmiþ olmam þaþýrtýyordu beni.Defalarca,benimle ilgilenmek gereðini neden hissettiðini kendime sordum durdum.
Sabah kahvaltýsýnda gene yanýma geldi.Öyle sýrnaþýk,terbiyesiz bir hali yoktu.Ýzin istedi,evet anlamýnda baþýmý sallayýnca oturdu.
-Hava ne kadar berbat,deðil mi? dedi.Böyle havalarý hiç sevmem.Ýnsan kendi evinde olsa hadi neyse,ama hastanede bu havalar hiç çekilmiyor.Saatlerdir yaðýyor yaðmur,ne zaman dinecek acaba?Baðýþlayýn saçma sapan sorular soruyorum.Çok sýkýntýlý günlerim oldu burada.Bir tane bile samimiyet kurabileceðim arkadaþ bulamadým.Hoþ bulsan da ne olacak sanki?Bir kaç gün sonra hastaneden çýkýp gidecek.Ben bir senedir buradayým.Siz daha çok yeni sayýlýrsýnýz bana göre.Nasýl,burada canýnýz sýkýlýyor mu,arkadaþlarýnýz var mý?
-Hayýr,hiç caným sýkýlmýyor,dedim.Oysa gerçekte can sýkýntýsýndan patlayacak gibi oluyordum.
-Ne güzel,hem yalnýzlýðý seviyorsunuz hem de canýnýz sýkýlmýyor!...
-Yalnýzlýðý sevdiðimi de nereden çýkardýnýz?
-Bu güne kadar kimseyle konuþtuðunuzu görmedim de.
-Fazla konuþkan bir tip deðilimdir,düþünmeyi severim.
-Daha çok ne türdeki konularý düþünürsünüz?
-Çok çeþitli konular…
Herkes kahvaltýsýný bitirip yemekhaneyi terk etmiþti.Aþçýnýn o gür sesiyle kendime geldim:
-Biraz acele ederseniz iyi olur,çünkü daha temizlik yapýlacak.
Aþçý,hem bunlarý söylüyor hem de bir yandan alay ve merak dolu bakýþlarla bizi inceliyordu.Elimde olmadan kýpkýrmýzý kesilmiþtim.Ortada bir þey yoktu,ama ben kendimi suçlu gibi hissetmiþtim.Bu bana utanç verdi.Önümdeki sütü bir kerede dikip içtim,zaten tamamen soðumuþtu.Masadan kalktým,o da peþimden geliyordu.Dýþarý çýkar çýkmaz onu tersleyip gönderirim,diye düþündüm. Koridorda:
-Sizinle…diye baþlamýþtým ki o sözümü keserek:
-Sizi yeterince meþgul ettim,müsaadenizle…deyip gitti.
Daha sonraki günlerde de bu görüþmeler devam etti.Aþçýnýn o sözleri ve bakýþlarý bizi bir suçu paylaþan iki arkadaþ durumuna getirmiþti.Yemekhanede baþlayan sohbetler,merdivenlerde sürüyor ve koðuþlarýn önünde bitiyordu.Biz sadece iki arkadaþ olarak dertleþiyorduk.Zaten daha ilerisi olamazdý,bu imkansýzdý. Buna raðmen bizim duygularýmýzý bilmeyen diðer insanlardan yanlýþ anlarlar diye çekiniyordum.Ama þunu itiraf etmeliyim ki hastane artýk eskisi gibi gözüme can sýkýcý bir yer olarak görünmüyordu.
Bu konuþmalar bir ayý aþkýn bir zaman devam etti.Her yemekhaneye iniþimde gözlerim karþý masalarda onu arýyordu.Genellikle erken inmezdi yemekhaneye,neredeyse en son gelen oydu.Kibarca kapýyý açar,gürültüye meydan vermeden dikkatlice kapatýr ve sessizce yerine otururdu.Daha sonra da yemek ya da kahvaltýsýný bitirip benim yanýmdaki iskemlenin boþalmasýný beklerdi.
Bir gün gene ayný zamanýnda gelecek diye bekliyordum ki o ,bütün beklemelerime karþýlýk gelmedi.Odama girip yataðýma uzandýðým zaman ilk defa olarak onun varlýðýnýn benim yaþamýmda ne kadar büyük bir boþluðu doldurduðunu hayretle ve biraz da korkarak gördüm.Kafamýn içinde çeþitli sorular ve ihtimaller dolaþýyordu birbirlerine çarparak.Acaba çok mu hastaydý da yemeðe gelememiþti,yoksa taburcu oldu da benim haberim mi yoktu?Ne olduðunu nasýl öðrenebilirdim?Kimseye bir þey soramazdým.Ne diyecektim,kim diye soracaktým?

Sabah kahvaltýsýnda onu görünce yerimde duramadým.Kahvaltýyý aceleyle bitirip kalktým,yanýna gittim.Ne olduðunu sordum.Çok duygulanmýþtý,memnundu.
-Ýlginizden dolayý çok mütehassis oldum.Memnuniyetimi anlatamam.Önemli deðil,ufak bir rahatsýzlýk,hepsi o kadar…dedi.
O gün,her günkünden daha uzun konuþtuk.Belki de saatlerce koridorda dolaþtýk.Tüm hikayesini o gün öðrendim:Ýnþaat mühendisiymiþ.Okulu bitirince evlenmiþ.Kýsa bir süre sonra devletteki iþini býrakarak müteahhitliðe baþlamýþ.Bu iþten oldukça iyi para kazanmýþ.Zengin ve mutlu imiþ.Bir çok ahbap ve dost edinmiþ.Altý yýl mutlu bir evlilik yaþamý sürmüþ.Sonra bir gün karýsýyla aralarýnda çýkan bir münakaþa iþi ayrýlýða kadar vardýrmýþ.Þöyle devam ediyordu:
-Bu ayrýlýðýn gerçek nedeni hâlâ benim için meçhuldür.O kadar basit ve sýradan bir münakaþaydý ki…Bir yuva bunun yüzünden nasýl yýkýlýr,anlayamadým gitti.Anlamasam da bir gerçek vardý ki her þey bitmiþti,sona ermiþti.Bir gün eve geldiðimde kapýnýn zilini çaldým uzun uzun.Açýlmayýnca anahtarýmla içeri girdim.Girince bomboþ bir ev buldum karþýmda.Þoke olmuþtum,bayýlacak gibiydim.Elimle duvara tutundum.Neden sonra kendime geldiðimde evi dolaþmaya baþladým.Bir odada rasgele atýlmýþ birkaç gazete sayfasý,yerlerde çeþitli çöpler;salonda eski küçük bir halý,köþede bir divan,diðer odada ise üst üste atýlmýþ giyeceklerim ve birkaç tane de kitabým vardý.Divana çöktüm ve aðlamaya baþladým.Taþýnýrken çýkarýlan toz þimdi bile genzimi yakýyordu.
Biraz durdu,sonra acelesi varmýþ gibi anlatmasýný sürdürdü:
-Gece olduðunda salonun ýþýðýný yaktým,ama perdeler de sökülüp götürüldüðünden dýþarýdan içerisi bir bir görülüyordu.Yerdeki gazeteleri toplayýp salonun penceresine bir bantla yapýþtýrdým.Bu olaydan sonra da zaten iflah olmadým.O zamana kadar sadece bazý toplantýlarda bir-iki kadeh ancak içerken ,artýk iyice kendimi içkiye vermiþtim. Gece gündüz içmeye baþladým.Derdimi unutmak için içtim,içtikçe dertlendim. Ýþimi gücümü býrakmýþ avare avare geziyor ve içiyordum.Bir gün iflas ettim,icra memurlarý ofisimdeki özel eþyalarýma bile el koydular.Çevremde ne bir dostum ne de bir arkadaþým kalmýþtý.Ailem bile benden utanýyordu.Bu sefil yaþantý tam on bir sene sürdü.Ýçki ve sefalet yüzünden kan tükürmeye baþlayýnca hemen tedavi olmadým.Üç sene daha o yaþamý sürdürdüm ve sonunda geçen sene kendiliðimden gelip buraya yattým.dedi,yarým dakika kadar sustu ve devam etti:
-Ýlk günler içkisizlikten etrafa saldýrýyor,onunla bununla kavga ediyordum.Arada sýrada dýþarý kaçýp bir þiþe aldýðým ve bunu tuvalette gizlice içtiðim oluyordu.Hiç bir þey bulamazsam arkadaþlarýn kolonyalarýný baþýma dikiyordum.Aradan geçen zaman bu alýþkanlýðýmý yenmemi saðladý,nasýl oldu bilmiyorum.Çünkü ben bundan kurtulmak için bir çaba da harcamadým ama içki ile ilgili her þey kendiliðinden ve aniden bitiverdi.Artýk içmiyorum,ama kendimi gerek fizik ve gerekse ruh olarak bitmiþ olarak hissediyordum.Tâ ki sizin hastaneye ilk geldiðiniz güne kadar bu kaderin benim yüzümü güldürmeyeceðini düþünüyordum…dedi,tepkimi ölçmek için yüzüme baktý,herhangi bir belirti göremeyince konuþmasýný sürdürdü:
-Ama,o gün bir baþka gündü.Dalgýn dalgýn merdivenleri çýkarken bir kadýn gördüm.Eline aldýðý krem renkli pardösüsü yerde sürünüyordu.Ayaðýnda siyah bir çizme,sýrtýnda çiçekli bir elbise vardý.Sarý uzun saçlarý,ela gözleri,kývrýk kirpikleri,incecik kaþlarý…
-Ýsterseniz,þimdi bunlarý býrakalým da baþka konulardan bahsedelim,dedim.
-Duyduklarýmý,hissettiklerimi bir yazar bir þair gibi ifade etmeyi çok isterdim. Buna tabii ki imkan yok,ama dilim döndüðünce o günün benim ruhumda yarattýðý yeniliði anlatmaya çalýþýyorum.Belki de bu duyduklarým gerçek aþktý,çok farklý bir duyguydu ve bu güne kadar böylesini ilk defa tadýyordum.
-Aramýzda böyle duygularýn varlýðýný ben kabul etmiyorum.Hele aþk asla olamaz…Ne olur aramýzdaki arkadaþlýðý, dilerseniz dostluðu lütfen bu düþünce ve duygularla yýkmayalým!

-Benim sizden bir karþýlýk beklediðimi zannetmeyin,buna zaten hakkým yok. Tek taraflý da olsa bunlarý yaþamak beni mutlu ediyor.Lütfen bana kýzmayýn ve kýrýlmayýn!Mademki dostuz,bu duygularýmý dostumla paylaþmayacaðým da kiminle paylaþacaðým?
-Bir daha bu tür konuþmalar yaparsanýz,sizinle görüþmemeye kararlýyým. Galiba bir çok toplumsal kuralla kuþatýldýðýmýzý unutuyorsunuz!
-Toplum kurallarýnýn varlýðýný inkar etmiyorum,ama duygusal yaþamýma o kurallarýn etki etmediðini görüyorum.Bazý þeyler insanýn kendi elinde deðil. Mantýðýmýn yanlýþ diye emrettiðini duygularým reddediyor.Ýnsan da mantýkla deðil daha çok duygularla sarmaþ dolaþ olarak yaþamayý seviyor.
-Yeter!... diye baðýrdým ve koþarak merdivenleri çýktým.
Göz yaþlarým yastýðý sýrýlsýklam yapmýþtý.Ýçimde derinlemesine bir acý vardý.Hem kendime hem de ona acý çektiriyordum.Lanetler yaðdýrdým kendime, varlýðýmdan tiksindim,nefret ettim.Böyle bir iliþkinin baþlamasýna izin verdiðim için kendimi suçladým.Hayatý zaten mahvolmuþ,yýkýlmýþ bir insana bir darbe daha vurmanýn ne anlamý vardý!
Evet,onun aþkýný itirafý,güzel sözleri gururumu okþuyor,bana haz ve mutluluk veriyordu.Ancak böylesine ümitsiz bir aþký onun yaralý kalbi ve zayýf vücudu çekemezdi.Yýkýlýr,periþan olur,yaþamý biterdi.Ona nasýl gerçeði anlatacaktým?Ona evli olduðumu,iki tane çocuðum bulunduðunu,pek mutlu olmasam da çocuklarýmýn hatýrýna sürüklediðim bu evliliði yýkamayacaðýmý nasýl söyleyebilirdim,nasýl?Sonra ahlâk kurallarý,toplumsal yargýlar karþýsýnda gösterdiðim hassasiyet de vardý.Bütün bunlarýn hepsini ona zor da olsa anlatmalý ve bu iliþkiyi sonlandýrmalýydým.
Ertesi gün korkarak yanýma yaklaþtý,çekinerek gözlerimin içine bakýyordu.Bir þeyler söylememi ama bir an önce söylememi bekler gibiydi.Ellerini ovuþturuyor,boynunu kaþýyor,masanýn etrafýnda dört dönüyordu.Aðlamaklý bir sesle:
-Sizi kýrdým ve üzdüm,dedi.
-Kabahat bende…Size baþýndan her þeyi anlatmam gerekirdi.Sizin nasýl bir yaþam öykünüz varsa benim de var.Ýþte bu nedenle sizinle aramda duygusal bir yakýnlaþma olamaz,kurallar maalesef buna engel.Ben…
-N’olur anlatmayýn,yalvarýrým anlatmayýn.Ben sizin yaþam öykünüzü öðrenmek istemiyorum.
-Niçin istemiyorsunuz,yoksa sizi ilgilendirmiyor mu?
-Hayýr,yanlýþ anlamayýn.Ýstemeyiþimin nedeni hayallerimin yýkýlmamasý içindir.Ben sizin yaþam öykünüzü kendi zihnimde yarattým.Bilinen en katý gerçekten daha gerçek benim için bu hayali öykü.Rica ediyorum,bundan bana söz etmeyin.
-Peki,ama o zaman benim de bir þartým var:Siz de bana aþktan,sevgiden söz etmeyeceksiniz.Sadece bir dostuz biz,anlýyor musunuz dostuz biz…Ýki samimi dost!
-Zorunluluklarýn yarattýðý dostuz biz,evet biz dostuz!
-Eðer bu dostluðu sürdürecek gücünüz yoksa bitirelim gitsin!
-Baþaracaðým,göreceksiniz…
Bir daha aramýzda bu tür konuþmalar hiç olmadý.Eskisi gibi havadan sudan bahsediyorduk.Çok tedbirli hareket ediyor,beni büsbütün kaybetmekten korkuyordu.Günler öylesine çabuk geçti ki!Bir gün kalkýp da pencereden dýþarý baktýðýmda aðaçlarýn çiçek açtýðýný ve baharýn ilk günlerinin geldiðini gördüm.
Havalarýn ýsýnmasýyla birlikte bahçede dolaþmamýz için arada izin vermeye baþladýlar.Bu bizim için bulunmaz bir fýrsattý.Çünkü meraklý gözlerden uzakta rahatça dolaþabiliyor ve konuþabiliyorduk.Issýz bir köþeye çekiliyor,orada bulduðumuz bir aðacýn altýndaki çimenlere uzanýyor,kuþ seslerini dinliyorduk.Bazen belki dakikalarca susuyorduk ama gene de gizli gizli bir takým mesajlar aramýzda gidip geliyordu.Kimi zaman bir bakýþ o kadar çok þey anlatýyordu ki…

O gün yalnýz baþýma bahçeye çýkmýþtým.Onun beni nerede bulacaðýný biliyordum. Aðaçlara, çiçeklere, kuþlara, gök yüzüne bakarak yürüdüm.Her taraf mis gibi taze ot kokuyordu.Yere uzandým,güneþin tatlý sýcaklýðýna býraktým kendimi.Ayak sesleri duyduðumda onun geldiðini anladým.Her zamanki gibi yavaþça oturdu yanýma.Elindeki beyaz bahar çiçekleriyle dolu dalý bana uzattý.Aldým,kokladým.
-Bahar hiç bitmese,dedi.Sesimi çýkarmadýðýmý görünce devam etti:
-Ýlkbahar bence mevsimlerin en güzeli.Hele bu sene bir baþka güzel.Bana göre her þey baharla baþlar ve baharla biter.Bu bahar da ya bir baþlangýç ya da bir son mutlaka olacaktýr.Hep bu günü yani baharý bekledim…
-Bu son ve baþlangýcý da nereden çýkardýnýz?
-Hissediyorum.
Ayaða kalktým,o da fýrladý yerinden,ama sanki daha öncekine göre biraz zorlandý gibi geldi kalkarken bana.
Yan yana yürümeye baþladýk.Ýçimde bir sevinç vardý,hafiflemiþ hissediyordum kendimi.Sebebini bilmediðim bir mutluluk sarmýþtý etrafýmý.Durdum,o da durdu.Ama benim aniden duruþum onun sendelemesine neden oldu.Bana doðru düþecekmiþ gibi sallandý.Elimde olmadan omuzlarýndan tuttum düþmesin diye.Baþý yanaðýma öylesine yakýndý ki…Sýcacýk nefesini duyuyordum. Bu,yakýcý,iç gýcýklayýcý bir þeydi.Çünkü bütün vücudumda tatlý bir gevþeklik yaratmýþtý.
Birden ellerimi tutu.Ciltlerimizin temasý ne kadar da hoþtu!Ellerimi hafifçe sýktý,dileyen gözlerle yüzüme bakýyordu.Bu gözlerdeki çaresizlik ve ihtirasý bir arada gördüm.Aslýnda benim de tüm benliðim,tüm bedenim ve ruhum ayný isteyiþ içerisindeydi.Belki de ikimiz de aþk denen o duyguya esir düþmüþ,onun kölesiydik artýk.Aþk bize prangalarýný vurmuþtu,dilediði yere bizi sürükleyebilirdi. Ne ahlâk kurallarý,ne toplumsal yargýlar ne de insan iradesi ona karþý koyabilirdi.O duygu aleminin tek hakimiydi…
Asfalt yolda yürürken hiç konuþmadýk.Merdivenin baþýna geldiðimizde:
-Baharýn getirdiklerini her ne olursa olsun yaþayýn…dedi.
Bu onun aðzýndan iþittiðim son sözler oldu.O günün gecesi sabaha kadar hiç uyumadým.O küçücük zaman parçasý içinde sanki birkaç hayatý birden yaþadým.O güzel ve mutlu aný düþündüm saatlerce…
Sabahleyin kahvaltýda yoktu.Öðlen ve akþam da gelmedi.Daha sonraki üç günde de onu göremedim.Beþinci sabah kahvaltýsýnda karþý masalara bakýp onu aranýrken oradaki erkeklerin hepsinin de suratlarýnýn asýk olduðunu gördüm. Moralleri bozulmuþa benziyordu.Doðru dürüst kahvaltýlarýný etmeden kalktýlar.Bir bayan yanýndakine:
-Bu gün birisi ölmüþ,dedi.
Bu birisi O’ydu.Baþkasý olamazdý,evet evet O’ydu.Boðazýma düðümlenen hýçkýrýklarý zaptetmek için ne kadar çabaladýysam da bu mümkün deðildi.Göz
yaþlarým fýþkýrýrcasýna akýyordu.Herkesin hayret dolu bakýþlarý arasýnda aðlayarak kaçtým oradan.
Günlerce aðladým,acý çektim,üzüldüm.Hayatýmda böylesine bir acý tatmamýþtým. Onu kaybetmenin verdiði acý ne yazýk ki saðlýðýmý kazanmama yol açtý.Oysa tersi olmasý gerekmez miydi?Bir hafta sonra kendimi toplamýþ ve üç hafta sonra da hastaneden taburcu olmuþtum.
Hastaneyi terk etmeden önce gezdiðimiz yerleri bir kere daha ama bu sefer onun ruhu için dualar ederek dolaþtým.Her þey yerli yerinde ve eskisi gibiydi,bir tek eksik olan O’ydu.
******
Hastanenin demir kapýsý gürültüyle arkamdan kapandý.Evime giderken otobüsün içinde “Evet dostum,baharýn getirdiklerini yaþayacaðým!” diyordum. Bahar neler getirmiþti?Neler getirmemiþti ki?... Mutluluk, saðlýk, acý, aþk ve ÖLÜM…






Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Acayip Bir Hikaye
Coþkun Irmak - 11 (Son Bölüm)
Resimle Gelen Ölüm
Coþkun Irmak - 8
Coþkun Irmak - 9
Coþkun Irmak - 10
Gülün Sonu
Coþkun Irmak - 6
Coþkun Irmak - 7
Coþkun Irmak - 5

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7
Dilsiz Fahiþe - 8 (Son)

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.