Dengeli bir rejimde yemeðin yeri çok önemli. -Fran Lebowitz |
|
||||||||||
|
Avuçlarýnýn içinde tuttuðu ellere dikkatle bakmaya baþladý:Ufacýk parmaklar,yeþil oje sürülmüþ týrnaklar,ince ince çizgiler,deriye yakýn damarlar...Yaþam ve canlýlýk belirtileri,kýpýrdanýþ,hareketlilik,ellerden kalbe uzanan bir heyecan...Bu ellerle kalbi arasýnda uzak,uzak olduðu kadar da yakýn bir yol vardý.Elektrik akýmýna kapýlmýþ gibi tüm bedenini titreten bu duygu ne idi ve nasýl oluþuyordu?Yoksa bu bir doðal etkileþim miydi? ”Neydi bu ?” sorusunu defalarca sordu boþu boþuna.Neden kalbi bu kadar hýzlý çarpýyor ve neden bütün vücudu titriyordu?Beynindeki uyuþukluk belki de sarhoþluk hangi nedene dayanýyordu? Cevapsýz sorularla daha fazla uðraþmamaya karar verdi. Mutluluk denilen þey bu muydu?Bu ise ne kadar sürerdi?Ýþte þu anda çok mutluydu ve bunu bozabilecek bir etken yoktu.Sanki dýþ dünyanýn tüm uyarýcýlarý bu özelliklerini yitirmiþlerdi.Hatta o uyarýcýlarýn olup olmadýðýndan bile haberdar deðildi.Çayhanedeki müþteriler,konuþmalar,araba gürültüleri,karþýda sessizce süzülen deniz,kýsacasý tüm varlýklar sanki onun için hiç var olmamýþlardý.O sarhoþtu,o mest olmuþtu.Yaþadýðý anýn tadýný yudum yudum çýkarmak ister gibiydi. Gözlerini sevgilisinin ellerine,ellerinden gözlerine,gözlerinden saçlarýna, kaþlarýna, göðüslerine, beline,tekrar ellerine ve gözlerine dolaþtýrýp duruyordu. Kimi zaman dudaklarýnda duraklýyor,onlarý öpmeyi,benliðinde eritmeyi arzuluyor; bazen göðüslerinde hayale dalýyor ve tenini onlarýn yumuþaklýðý ile temas ettirmek istiyordu.Sonra zor da olsa ihtirasýný,þehvetini bastýrýyor,erotizmden romantizme geçiyordu.Yine gözler,kaþlar,saçlar ve artýk nemlenmiþ olan eller... Dýþ dünyanýn realizmi aniden çarpýyordu tüm korkunçluðuyla hülyalarýna. Gerçekçilik her mesut anýn bir süre sonra biteceðini kabul ettirmek istiyordu.Simitçinin sattýðý þey gibi gevrek sesi onu kendisine getirmeye yetebilirdi.Birazdan saat akþamý gösterecek,sevgilisi gitmek için ayaða kalkacak,biraz yürüyüp arkasýna bakacak,bir-iki duraklar gibi yapacak ve kararlý adýmlarla oradan uzaklaþacaktý. Sonra,bir haftalýk bir bekleyiþ baþlayacaktý.Tam yedi çarpý yirmi dört saat sonra tekrar buluþabileceklerdi.Çok uzun geliyordu yedi çarpý yirmi dört saatlik zaman parçasý.Nasýl geçecek onca zaman diye düþündü.Ona þimdi hiç geçmezmiþ gibi geliyordu,ama gündelik yaþamýn uðraþýlarýna kendini kaptýrýnca çabucak geçecek;öyle ki sevgilisiyle buluþma saatine geç bile kalabilecekti. *** Sonra.Sonra mý?Tekrar buluþma,tekrar romantizm ve erotizm ve korkunç katý realizm.Geçen saatler,onlarýn akýp gitmesine üzülen âþýklar,birbirlerine doyamadýklarýna inanan sevgililer... Sonra?...Buluþmalara son verip ,yaþam boyu birlikte olmayý isteme.”Benimle evlenir misin?” teklifi,yavaþça “evet” deyiþ.Düðün hazýrlýklarý, koþuþturmalar, geleneklerin zorunluluklarý, nihayet kurulan bir yuva, maddi ve manevi birleþme...Vuslata eriþ...Tatlý ve mutlu birkaç gün...Evi neþeye boðan çocuklar,gelecek için kurulan hayaller,beraberlikten beslenen ümitler,aranýlan idealler,yuva için eþ için verilen savaþlar... Sonra;yaþamýn sadistçe törpülediði mutluluk,yaþam mücadelesinin yorduðu ve bazen de kýrdýðý kalpler,yok olan iyi niyetler.Sevginin yerini alan kýzgýnlýklar,kim bilir belki de bir gün nefretler,nefretler ve gene nefretler...Birbirinin varlýðýndan sýkýlmalar,karþýlýklý kiþilik yok etme savaþlarý,onur kýrýcý ve saygýyý yitirten sözler... Bir an içinde hem sonsuz bir mutluluk,hem de sonsuz bir acý yaþadý.Sevgilisinin de ayný þeyleri hissettiðini düþündü.Sessizce ortak ama gizli bir karar vermiþlerdi bile... Akþam oldu,sokak lambalarý tek tek yanmaya baþladý.Yoldan geçen arabalarýn farlarý,denizdeki gemilerin projektörleri gözlerine vuruyor,sinirlerini bozuyordu. Genç kýz ayaða kalkýnca,delikanlý da yerinden fýrladý.Bir an gözleri karþýlaþtý.Gözler birbirine “anladým!” diyordu.Genç kýz önündeki bardaðý ters çevirdi,diðer bardaða ayný hareketi genç de yaptý. Masanýn yanýndan ayrýlmadan önce düello eden silahþörler gibi aksi istikametlere doðru sýrt sýrta döndüler ve ayný anda serseri adýmlarla oradan biraz da telâþla uzaklaþtýlar.Sonra,evet sonra ikisi de koþarak karanlýðýn içine daldýlar. Realizm ölümden de korkunçtu!...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |