..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Ömer Faruk Hüsmüllü




11 Şubat 2010
Romantizm Mi,realizm mi?  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Mutluluk denilen şey bu muydu?Bu ise ne kadar sürerdi?İşte şu anda çok mutluydu ve bunu bozabilecek bir etken yoktu.Sanki dış dünyanın tüm uyarıcıları bu özelliklerini yitirmişlerdi.Hatta o uyarıcıların olup olmadığından bile haberdar değildi.


:BJFB:



Avuçlarının içinde tuttuğu ellere dikkatle bakmaya başladı:Ufacık parmaklar,yeşil oje sürülmüş tırnaklar,ince ince çizgiler,deriye yakın damarlar...Yaşam ve canlılık belirtileri,kıpırdanış,hareketlilik,ellerden kalbe uzanan bir heyecan...Bu ellerle kalbi arasında uzak,uzak olduğu kadar da yakın bir yol vardı.Elektrik akımına kapılmış gibi tüm bedenini titreten bu duygu ne idi ve nasıl oluşuyordu?Yoksa bu bir doğal etkileşim miydi?
”Neydi bu ?” sorusunu defalarca sordu boşu boşuna.Neden kalbi bu kadar hızlı çarpıyor ve neden bütün vücudu titriyordu?Beynindeki uyuşukluk belki de sarhoşluk hangi nedene dayanıyordu? Cevapsız sorularla daha fazla uğraşmamaya karar verdi.
Mutluluk denilen şey bu muydu?Bu ise ne kadar sürerdi?İşte şu anda çok mutluydu ve bunu bozabilecek bir etken yoktu.Sanki dış dünyanın tüm uyarıcıları bu özelliklerini yitirmişlerdi.Hatta o uyarıcıların olup olmadığından bile haberdar değildi.Çayhanedeki müşteriler,konuşmalar,araba gürültüleri,karşıda sessizce süzülen deniz,kısacası tüm varlıklar sanki onun için hiç var olmamışlardı.O sarhoştu,o mest olmuştu.Yaşadığı anın tadını yudum yudum çıkarmak ister gibiydi.
Gözlerini sevgilisinin ellerine,ellerinden gözlerine,gözlerinden saçlarına, kaşlarına, göğüslerine, beline,tekrar ellerine ve gözlerine dolaştırıp duruyordu. Kimi zaman dudaklarında duraklıyor,onları öpmeyi,benliğinde eritmeyi arzuluyor; bazen göğüslerinde hayale dalıyor ve tenini onların yumuşaklığı ile temas ettirmek istiyordu.Sonra zor da olsa ihtirasını,şehvetini bastırıyor,erotizmden romantizme geçiyordu.Yine gözler,kaşlar,saçlar ve artık nemlenmiş olan eller...
Dış dünyanın realizmi aniden çarpıyordu tüm korkunçluğuyla hülyalarına. Gerçekçilik her mesut anın bir süre sonra biteceğini kabul ettirmek istiyordu.Simitçinin sattığı şey gibi gevrek sesi onu kendisine getirmeye yetebilirdi.Birazdan saat akşamı gösterecek,sevgilisi gitmek için ayağa kalkacak,biraz yürüyüp arkasına bakacak,bir-iki duraklar gibi yapacak ve kararlı adımlarla oradan uzaklaşacaktı.
Sonra,bir haftalık bir bekleyiş başlayacaktı.Tam yedi çarpı yirmi dört saat sonra tekrar buluşabileceklerdi.Çok uzun geliyordu yedi çarpı yirmi dört saatlik zaman parçası.Nasıl geçecek onca zaman diye düşündü.Ona şimdi hiç geçmezmiş gibi geliyordu,ama gündelik yaşamın uğraşılarına kendini kaptırınca çabucak geçecek;öyle ki sevgilisiyle buluşma saatine geç bile kalabilecekti.

***


Sonra.Sonra mı?Tekrar buluşma,tekrar romantizm ve erotizm ve korkunç katı realizm.Geçen saatler,onların akıp gitmesine üzülen âşıklar,birbirlerine doyamadıklarına inanan sevgililer... Sonra?...Buluşmalara son verip ,yaşam boyu birlikte olmayı isteme.”Benimle evlenir misin?” teklifi,yavaşça “evet” deyiş.Düğün hazırlıkları, koşuşturmalar, geleneklerin zorunlulukları, nihayet kurulan bir yuva, maddi ve manevi birleşme...Vuslata eriş...Tatlı ve mutlu birkaç gün...Evi neşeye boğan çocuklar,gelecek için kurulan hayaller,beraberlikten beslenen ümitler,aranılan idealler,yuva için eş için verilen savaşlar...
Sonra;yaşamın sadistçe törpülediği mutluluk,yaşam mücadelesinin yorduğu ve bazen de kırdığı kalpler,yok olan iyi niyetler.Sevginin yerini alan kızgınlıklar,kim bilir belki de bir gün nefretler,nefretler ve gene nefretler...Birbirinin varlığından sıkılmalar,karşılıklı kişilik yok etme savaşları,onur kırıcı ve saygıyı yitirten sözler...
Bir an içinde hem sonsuz bir mutluluk,hem de sonsuz bir acı yaşadı.Sevgilisinin de aynı şeyleri hissettiğini düşündü.Sessizce ortak ama gizli bir karar vermişlerdi bile...
Akşam oldu,sokak lambaları tek tek yanmaya başladı.Yoldan geçen arabaların farları,denizdeki gemilerin projektörleri gözlerine vuruyor,sinirlerini bozuyordu.
Genç kız ayağa kalkınca,delikanlı da yerinden fırladı.Bir an gözleri karşılaştı.Gözler birbirine “anladım!” diyordu.Genç kız önündeki bardağı ters çevirdi,diğer bardağa aynı hareketi genç de yaptı.
Masanın yanından ayrılmadan önce düello eden silahşörler gibi aksi istikametlere doğru sırt sırta döndüler ve aynı anda serseri adımlarla oradan biraz da telâşla uzaklaştılar.Sonra,evet sonra ikisi de koşarak karanlığın içine daldılar.
Realizm ölümden de korkunçtu!...

.Eleştiriler & Yorumlar

:: İşte realizmin zaferi...
Gönderen: Müşerref ÖZDAŞ / , Türkiye
11 Şubat 2010
Sonra;yaşamın sadistçe törpülediği mutluluk,yaşam mücadelesinin yorduğu ve bazen de kırdığı kalpler,yok olan iyi niyetler.Sevginin yerini alan kızgınlıklar,kim bilir belki de bir gün nefretler,nefretler ve gene nefretler...Birbirinin varlığından sıkılmalar,karşılıklı kişilik yok etme savaşları,onur kırıcı ve saygıyı yitirten sözler... ..............Realizm bundan daha güzel nasıl tanımlanabilirdi? Çok güzel bir yazı idi. Teşekkürler sayın öğretmenim.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Acayip Bir Hikaye
Coşkun Irmak - 11 (Son Bölüm)
Coşkun Irmak - 8
Coşkun Irmak - 9
Coşkun Irmak - 10
Gülün Sonu
Coşkun Irmak - 6
Coşkun Irmak - 5
Coşkun Irmak - 7
Coşkun Irmak - 4

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Korona Hikayeleri - 8
Bir Murat Dört Surat
Küçük Hikâyeler - 1
Bir Ölünün Günlüğü - 8 Son Bölüm
Prostat
Hırsız Kim?
Bir Ölünün Günlüğü - 3
Bir Ölünün Günlüğü - 4

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.