..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksýn ki yaþamayý, yetmiþinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzým Hikmet
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Yaþam > Vildan Sevil




16 Mayýs 2011
Bir Kadýn, Sinsi Bir Þiddet ve Bir Yanýt  
Bir intikam mýydý yoksa?..Ya da kadýnýn kendini sürekli yeniden var etme gücünün bir göstergesi mi?.. Neyin nesiydi?..

Vildan Sevil


Onlarca yýllýk, birbirimizin ýcýðýný cýcýðýný bildiðimiz az sayýdaki dostlarýmdan biridir Nuray. Kadýn gibi kadýndýr. Ýçi dýþý bir. Yalan dolan, riyadan eser bulamazsýn. Laf aramýzda, arkaik kalýtlarýmýzdan olan kadýnsý oyunlarý, entrikalarý bilinçle reddetmiþ,kiþiliðiyle var olmaya çalýþan, okuyan, özümseyen ve öyle yaþayarak bu dünyada kendine yer bulmaya çalýþan bir kýzdýr. Bu yüzden hayatýn çok sillesini yemiþ, yiðitçe savaþmýþtýr. Çok severim, kafa dengidir. Ama hayat iþte...Zýrt zýrt telefonlaþýr da sýk sýk görüþemeyiz.


:BCHB:
Nuray, Anadolu yakasýnda oturuyor. Geçen gün telefon etti, hoþ beþten sonra, “Senin oralarda iþlerim var, Karþý’ya geçeceðim, uygunsan görüþelim hayatým, çok özledim” dedi.

Onlarca yýllýk, birbirimizin ýcýðýný cýcýðýný bildiðimiz az sayýdaki dostlarýmdan biridir Nuray. Kadýn gibi kadýndýr. Ýçi dýþý bir. Yalan dolan, riyadan eser bulamazsýn. Laf aramýzda, arkaik kalýtlarýmýzdan olan kadýnsý oyunlarý, entrikalarý bilinçle reddetmiþ,kiþiliðiyle var olmaya çalýþan, okuyan, özümseyen ve öyle yaþayarak bu dünyada kendine yer bulmaya çalýþan bir kýzdýr. Bu yüzden hayatýn çok sillesini yemiþ, yiðitçe savaþmýþtýr. Çok severim, kafa dengidir. Ama hayat iþte...Zýrt zýrt telefonlaþýr da sýk sýk görüþemeyiz.

“Ayyy...Ne demek cancaðzým, iki elim kanda olsa, sana zaman yaratýrým, ben de çok özledim, dolduk yine di mi, gel de biraz boþalýrýz hem, bekliyorum caným.” dedim.

Akþamüstü geldi. Ýþlerini halletmek için canhýraþ koþturup bitkin düþtüðünü söylüyordu ama yüzünde anlamlandýramadýðým bir gariplik de vardý. Rahatlayýp kendine gelmesi, yatýþmasý için onu duþa týkýp çayý demledim, çayýn yanýna ufak tefek bir þeyler hazýrladým.

Nuray da benim gibi bürokratik iþlerden hiç anlamayan, nefret eden biridir. Ama iþ baþa düþmüþtü ve çaresizdi. Geçen hafta vergi ve tapu daireleri arasýnda koþturduðunu, bana uðramaya fýrsat bulamadýðýný telefonda söylemiþti. Bugünkü geliþinin nedeni, sonuca kesin olarak ulaþmaktý. Son raunda sýra gelmiþti. Gelmesine gelmiþti de, yine tüm gün mesai harcamak zorunda kalmýþtý. Ama bugünkü zaman kaybýnda ve gerginlikte kendi payý da vardý.

Nuray orta sayýlacak bir geliri olan, kendisine saygýda kusur etmeyen, çocuklarýyla da ilgilenir görünen kocasýndan kýsa bir süre önce boþanmýþtý. Kendisi de çok çalýþkan, geçimini saðlayan biriydi. Artýk emekli olmuþtu.

Boþanma kararý; çocuklar, aileler, arkadaþlar arasýnda bomba etkisi yaptý. Kavgasýz gürültüsüz, gayet uyumlu görünen bu çiftin bunca yýl sonra ayrýlacaðý kimsenin aklýna gelmezdi.

Onlarca yýl süren bu evlilikte, Nuray’ýn neler yaþadýðýný, hissettiðini ondan baþka yalnýzca ben biliyordum. Sanýrým, çatlamamak ya da delirmemek, arada biraz boþalmak için aramýzdaki güvene dayanarak yalnýzca bana anlatmýþtý. Çünkü, kullandýðý ilaçlardan, gittiði doktorlardan da yarar saðlayamýyordu.

Ýþ gereði yaþanan, sýk ama kýsa süreli ayrýlýklar dýþýnda, kocasý, evine fiziksel varlýðýyla düzenli olarak gelen, karýsýnýn bir dediðini iki etmeyen biriydi. Nuray’ýn istekleri de hayýr denmeyecek kadar zorunlu ve gerekli olanlardý zaten. Ne var ki Nuray, kocasýnýn yanýnda her zaman baþka kadýnlarýn da o eve geldiðini, evin her yerinde kocasýyla birlikte dolaþýp durduklarýný, yatýp kalktýklarýný hep hissetti. Kocasýndan akan yüzeysel, derinlikten yoksun bir sevgiydi sanki. Zamanla Nuray da tüm sevgisini yitirdi.

Yýllarca, hem baba hem ana görevini üstlenerek çocuk yetiþtirmek, böyle baba ve mutsuz anneyle çocuk yetiþtirmek, üvey babayla çocuk yetiþtirmek düþünceleri arasýnda sürekli dolanýp da seçim yapamamaktan nasýl bunaldýðýnýn, gençliðini tükettiðinin tanýðýyým. Boþa koysa dolmuyor, doluya koysa olmuyordu bir türlü.

Ýkna edici, açýk kanýt olmadan, o herkese karþý iyi baba, iyi adam, iyi koca imgesinin sarsýlmasýnýn ve kendisinin, yok yere suçlayan anne/kadýn konumuna düþmesinin, çocuklarýnda yaratacaðý ruhsal etkiden endiþeleniyordu hep.

Ýstanbul cangýlýnda ruhen örselenmiþ, ergenliðe yürüyen çocuklarýný bekleyen binbir çeþit tehlikeyi, onlarýn eðitimlerini nasýl etkileyeceðini düþünüyordu. Kimseye bir þey söyleyemeden, hissedilmesinden bile korkarak, umarsýzlýk, mutsuzluk girdabýnda, neþesini gün be gün yitirerek yaþamýþtý onlarca yýl. Fiziksel saðlýðý da çok darbe almýþtý.

Kocasýyla kaç kez konuþmayý, bu evliliði güzellikle, ortak kararla sonlandýrmayý denemiþ, hep inkârla, dirençle karþýlaþmýþtý. Boþanma önerileri, “Gereksiz kuruntularla ikisini de boþu boþuna üzdüðü” gerekçesiyle hep reddedilmiþti. Kocasýna göre Nuray, her zaman kocasýnýn yaþamýnda bir numaraydý, hatta çocuklarýndan bile önde geliyordu ama kocasýnýn tüm çabasýna, sevgisine karþýn Nuray anlamamakta direniyordu iþte. Gereksiz, kuruntuya dayanan kuþkularla yuva yýkýlýr mýydý? Çocuklara ne diyeceklerdi?..

Kocasýný izlemek, izletmek, onun baþvurduðunu düþündüðü, gizli, sinsi yöntemlerle savaþmak istiyor, onuruna bir türlü yediremiyordu. O kulvarda yol alýrsa, kendisini çok kirlenmiþ hissedeceðine inanýyor, göze alamýyordu. Belki karþýlaþacaðý gerçekle açmazlarýný aþabileceðine inanmýyor ya da korkularýna yeniliyordu. Sonuçta kararý o verecekti. Ben dinleyici olmaya çalýþýyor, yönlendirmekten özenle kaçýnýyordum.

Nuray’ýn, daha pek çok çeliþkiyi, kuþkuyu, çektiði acýlarý barýndýran bu uzun sürecini neredeyse birlikte yaþamýþtýk. O zamanlar evlerimiz birbirine yakýndý. Baþýmýz dara düþtüðünde birbirimize koþar, tartýþýr, dertleþirdik.

Birkaç ay önce, kocasýnýn son iliþkisi, hiçbir kuþkuya yer býrakmayacak biçimde ortaya çýkýverince, Nuray’cýðýmýn da pimi çekildi. Onca yýllýk göstermelik saygý temelinde, sevgiden, güvenden yoksun, o mutsuz evlilik, Nuray’ýn kendisinin de önünü alamadýðý bir büyük patlamayla çöktü.

Kocasý bu kez de mülkiyet iliþkilerini öne sürüp boþanmamakta direniyordu. Nuray’ýnsa dayanacak gücü kalmamýþtý. Artýk çocuklarý da iþ güç sahibiydi. Yýllardýr yaptýðý þey, þu ya da bu nedenlerle kendisini kandýrmaksa eðer, o dayanak da ortadan kalkmýþtý.

Gözü ne mal, ne para, ne baþka bir þey gördü. Kocasýnýn istediði ne varsa býrakýp boþandý. Ona oturduklarý evi kaldý yalnýzca.

Ýstanbul’un Avrupa Yakasý’nda bulunan, bana yakýn olan bu evi satmak üzere boþalttý. Anadolu Yakasý’nda kirasý düþük bir eve taþýndý. Boþanmanýn yol açtýðý borçlarý kapatmak, küçük bir ev alýp oturmak istiyordu.
Ýþte, günlerce, tapu, vergi dairesi arasýnda koþturmasýnýn nedeni de bu evdi.

Eve alýcý çýkýnca, tapuya gittiklerinde haciz konduðunu öðrendi Nuray. Hayýr, ona hiçbir tebligat yapýlmamýþtý ama dokuz yýl önceden kalan vergi borcu duruyordu. Oysa daha geçen yýl yine böyle yýllar önceden kalma hiç bilmedikleri bir borç çýkmýþ, ödemiþlerdi.

Þimdi Nuray’ýn aðzýndan dinleyelim sevgili okur:

Geçen hafta, vergi dairesine gittim þekerim. Konuyla ilgili memuru buldum. Derdimi anlattým. Geriye yaslanarak bacaklarýný olabildiðince açýp uzatmýþ olan koca göbekli biriydi memur. Koltuðun kolçaklarýna yayýlmýþ kollarýný zar zor toplayýp kalktý bir zahmet. Üst dudaðýný, þöyle soldan yukarý kaldýrýp üçüncü diþinin yarýsýný gösterecek bir eðrilik oluþturarak elini uzatýp evraklarý aldý, inceledi. Bilgisayarda, aradý taradý.

- Borcun falan yok, dedi.

- Nasýl olur? Müþteri çýktý, evimi satamýyorum, haciz varmýþ memur bey, dedim.

- Yok iþte, olsa burada görünür.

- Ýyi ama memur bey, haciz nerden çýkýyor peki?..

Sayýn memurun üst dudaðý, yerçekiminin tersine, yukarý doðru yol almaya baþladý, bakýþlar bir hoþ oldu. Adam bir yandan göbeðinin altýna düþmüþ pantolonunu yukarý çekiþtirip duruyor... Karþý’dan gelmiþim, geri dönmem gerek, iþi uzatmayayým, kýzdýrmayayým diyorum ama...

- Git onu tapuya sor, demez mi?

Ben de bir hoþ olmaya baþladým hayatým. Tansiyonum düþtü mü, çýktý mý bilmem ama koca salon fýr dönmeye baþladý.

- Tapu da buraya yollamýþtý, o zaman bana, bir “Borcu yoktur” belgesi verin de onu tapuya götüreyim bari, dedim.

- O iþini görmez.

- Peki ne görür iþimi?..

-Ben ne bileyim ne görür, ben burada olaný söylüyorum iþte.

Al baþýna belayý...

-Tamam verin evraklarý, dedim, ama hangi ses tonuyla dedim, yüzümün hali, bakýþlarým nasýldý, bilmem.

Kâðýtlarý kaptýðým gibi, müdürün odasýna yürüdüm, yokmuþ. Kapýsý açýk bir odanýn üstünde Müdür Yardýmcýlarý yazýyor. Girmeden, en nazik ve anlayýþlý olacaðýný sandýðým birini gözüme kestirip daldým, baþýna dikildim, derdimi anlattým.

Ah hayatým, iyi insanlar da var hâlâ...Belki de benim halimi gördü, ne olacaðý belli olmaz, dedi de ilgilendi adamcaðýz.

Gençten bir memuru çaðýrdý, talimatlar verdi, bana çay söyledi. Memur elinde belgelerle geldi, bir þeyler anlattý. Ben konuþulanlarý anlayamýyorum. Sonra, o nazik Müdür Yardýmcýsý “Yarýn tapudan þu tarih ve sayýlý yazýnýn fotokopisini getirin, ona göre biz arþive bakalým” dedi, elime küçük bir not kâðýdý tutuþturdu.

Ertesi gün geldim, denileni yaptým. Epeyce bekledim tabi. Öðleden sonra, borcun ödendiðini, ancak vergi dairesinden tapu dairesine yazý gitmiþ mi gitmemiþ mi, gitmiþ de onlar mý tapuya iþlememiþ, bilinmiyormuþ. Haftaya belli olurmuþ, arþivlere bakýlmasý gerekiyormuþ. Onlar, bulunca tapuya yazarlarmýþ. Borcun ödendiðine dair yazýyý, burasý tapuya yazmamýþsa yeni yazý hazýrlamalarý gerekirmiþ.

-Aman beyfendi, n’olur, siz bulun, yazýn ama tapuya ben götüreyim. Bir de postada zaman yitirmeyelim, dedim.

-Tamam hamfendi, dedi.

Ýþte caným, bugün de bu iþleri halletmek için geldim.

Sabahleyin, Müdür Yardýmcýsýnýn, ilgilenmesi için görevlendirdiði memuru buldum. Adam tanýmadý tabi, bir hafta geçti. Nüfus cüzdanýmý istedi, verdim. Baþladý evraký aramaya. Ara tara yok. “Tapu senin üzerine mi, emin misin?” diyor. “Tabi eminim, tek tapum var, nasýl bilmem?” diyorum. “Yanýnda mý?” diyor. “Onunla iþimiz yok demiþtiniz, sadece yazý verecektiniz, getirmedim” diyorum.

Nuray’la baþlayan tüm adlarý sýralýyorlar...Bana verecekleri yazý yok. Deliricem. Nihayet, evraký arayan diðer memurun Nuray Yýldýz dediðini duydum “Evet, evet, iþte o...o...” dedim. Dedim ammaaaa...Nasýl oldum biliyo musun?

Benimle ilgilenen delikanlý celallendi:

-Ýyi de iki saattir ne diye söylemiyorsun da bizi uðraþtýrýyorsun, diye kükredi. Nüfus kâðýdýnda baþka soyadý, yazýda baþka soyadý.

Sonra anýmsadým. Önceki geliþimde de farký görmüþlerdi, TC kimlik numarasýndan ayný kiþi olduðumu anlamýþlardý ama yazýyý tapudaki soyadýna göre yazmýþlar. Fakat o anda ben bunlarý hiç düþünemedim.

Gözlerini belertip, baþýný salladý, söylendi durdu genç memur.

Baþka zaman olsa o kabalýða... Var ya...Ama þimdi ne diyeyim? Yýllarca taþýdýðý soyadýný nasýl unuttuðunu kendi de anlayamayan, þaþýrýp kalmýþ, kaç memuru boþuna oyalamýþ, mahçup bir kadýn ordaki.

-Özür dilerim, çok özür dilerim memur bey, uðraþtýrdým sizi...Soyadým deðiþti de, unutmuþum, özür dilerim...Kusura bakmayýn lütfen...Kusura bakmayýn...

Dedim mi, diyebildim mi? Valla bilmiyorum. Herhalde demiþimdir.

Memurun, evraký arayan diðer memura sesleniþini duydum en son:

-Tamam tamam Nuray Yýldýz, evet iþte o evrak...Aç bakayým dosyayý diðer bilgiler tutuyor mu, bir daha kontrol edelim. Allah allah...Kadýn soyadýný unutmuþ be yav...Soyadýný unutmuþ...Tövbe tövbe...

Oradan nasýl çýktým, buraya, sana nasýl geldim, bilmiyorum valla...Yazýyý tapu dairesine götürecek ne zaman kaldý ne de güç. Sana attým kendimi. Ýyi ki beni duþa soktun da biraz kendime geldim. Þu çayla da iyice toparlanýrým herhalde. Eline saðlýk can dostum, saðolasýn...

Nuray sakinleþip kendine gelince bütün gece bu unutuþ üstüne konuþtuk. Onlarca yýl taþýnan soyadý, bir yýl dolmadan nasýl unutulurdu?

Onlarca yýl boyunca kendisine uygulanan, baþkaldýramadýðý, birikmiþ, gizli ve sinsi bir þiddet karþýsýnda bilinçdýþýnýn uyguladýðý karþý þiddet miydi, bu unutuþ?..

Eðer þiddete þiddet ise orantýlý mýydý, deðil miydi?..

Bir intikam mýydý yoksa?..Ya da kadýnýn kendini sürekli yeniden var etme gücünün bir göstergesi mi?.. Neyin nesiydi?..

Tartýþtýk durduk Nuray’cýðýmla.

23.04.2011
Vildan Sevil

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: :))
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
27 Mayýs 2011
Teþekkürler Saadet Haným, güç veriyorsunuz. Sevgiler..

:: :))
Gönderen: Saadet Toksöz / , Türkiye
27 Mayýs 2011
Gönlün kabul etmediðini beyin de hafýzaya kayýt etmiyor sanýrým. Tanýmlama çok doðru.. Þiddetin sinsi hali ve en tehlikelisi.. Anlatýmýnýz harika ve okurken insana çok keyif veriyor.Kutlarým.

:: ::
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
21 Mayýs 2011
Ülkemiz, Kâmuran Haným, sevgili ülkemiz:)) Teþekkürler, sevgiler...

:: ............
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
21 Mayýs 2011
Güleriz aðlanacak halimize vesselâm.Altý sene önce eþimi kaybettikten sonra, kullandýðýmýz birkaç telefon, üzerime kayýt edildi.Ama, müþteri hizmetlerinden zaman zaman eve telefon edip, eþimi telefona istiyorlar.Telefon faturalarý ismime geldiði halde, müþreti hizmetlerinden, eþimi telefona istemelerine bir anlam veremiyorum.Yýllar önce ölmüþ birini telefona istemeleri,kendimi kötü hissetmeme sebep oluyor........Kaleminiz ve yüreðiniz saðolsun.Bir çýrpýda okudum.Okumadým da, sanki sizdn dinledim.O kadar sýcak bir anlatýmdý yani.Sevgiyle.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýpek Nehir, 1 Mayýs, Vay Ýstanbul...
Okurun Sevinç Çýðlýðý ve Yazarýn, Kitabýn Çilesi
Yine Tecavüze Uðradým!.. Yine Tecavüz Ettim!..
Sen Kaç Kere Doðdun Sevgili Okur?..
Konuðum Var: Cengiz Akýn, Post - Modern Edebiyatta "Zaman" Kavramý, Zaman - Bilinç Ýliþkimiz
Ant Olsun ve Þart Olsun ki Umursamayacaðým!.. Nerde Benim Þu Cýmbýzla Ayna?..
Kassandra'nýn Güncel Kehaneti
Poetika// Sanatsal Yaratý Üstüne Fikir Uçuþmalarý (Iv)
Ahhh Ýstanbul... Çekme Beni Böyle Kendine Kendine... Yorgunum...
Kýrk Katýr mý, Kýrk Satýr mý? Mutluluk, Onur ve Bölünmek

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Duruþma [Þiir]
Dedem Düþlerime Giriyor [Öykü]
Çocuklarýn Çýðlýðýndan Göklerin Týlsýmýna [Öykü]
Dolunayda Uyku Tutmaz [Öykü]
Ýlk Sosyalist Muhtar Fevzi Aðabey [Öykü]
Oy Madimak, Madimak!.. Sen Artýk Türkülerle Deðil, Ateþlerle Anýlmaktasýn [Öykü]
Düþselin Gerçeðinde, Gerçeðin Düþselliðinde [Öykü]
Ben Ölürken [Öykü]
Gece, Mehtap, Selene, Apollon ve Ben [Öykü]
Aþk"a Geldin, Hoþ Geldin!.. [Öykü]


Vildan Sevil kimdir?

Koþuþturmaktan yoruldu. Altmýþýndan sonra, çok yabancýsý olduðu teknolojiyle, sanal ortamda kalem oynatmaya kalktý. Ýletiþim kurmak, duygu, düþünce, birikim paylaþmak, genç kuþaklardan yeni þeyler öðrenmek istedi. Yazarlýk deneyimine burada adým attý. Ýþte böyle sýnýr tanýmaz bir "dinazor ". . . Baþarýr mý acaba ?

Etkilendiði Yazarlar:
Marx, Engels, Freud, Nietzsche, Adorno, Horkheimer, Foucault, Antik Grek, Rus , Fransýz yazýný, Amado, Marquez, Llosa, Asturias, Lübnanlý Amin Maalouf...Elbette Nazým, Aragon, Neruda ve nice ozan/þair...


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.