Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
Bir ikinci önem ile üzerinde durulması gereken konu kişinin yüreğinin tam ortasında olan Allah sevgisi ve Allah korkusudur. Tek başına sadece sevginin de bir anlamı yoktur. Tek başına korkunun da bir kıymeti olmayacaktır. Allah korkusu ve sevgisi ancak ikisi bir arada bulunduğu zaman değer kazanacak ve bunların ikisine birden sahip olan insanı, yani kulu yüceltecektir. Bazı akıldan yoksunların düşündüğü gibi ''Allah'dan korkulmaz Allah sadece sevilir.'' düşüncesi temelden çürük ve sakat bir düşüncedir ki muhtelif ayetlerde de Kur'an-ı Kerimi layığı ile okuyanlar bilirler Rabbimiz Allah kendinden korkulması gerektiğini biz kullarına bildirmektedir. Rab olan Allah'a bağlılığın ve sevginin de hiç bir maddi karşılığı olmadığı gibi, bize kattığı manevi zenginlik para ile pul ile ölçülebilecek cinsten bir şey değildir... Sevme duygusu yüce yaratıcımız Allah cc. tarafından biz insanlara bahşedilmiş en büyük güzelliklerden, en büyük nimetlerden birisidir. İnsan ilk önce annesi ile müşerref olduğundan en çok da anneler sevilir yakınlık derecesine göre. Sonra baba ve diğer akrabalar, dede, anneanne, babaanne, dayı, hala, teyze gönlünün bir köşesinde yer eder insanın. Akrabalık bağları da toplumun dirlik ve düzenliği, sağlıklı aileler ve sağlıklı bireyler yetiştirilmesi için üzerinde önemle durulması gereken bir konu, dikkat edilmesi gereken bir husustur. Hepimiz, çoluk çocuğa karıştık, birileri ile kadın veya erkek hayatımızı sevgi saygı çerçevesinde birleştirdik. Doğacak çocuklarımıza kimisi dayı oldu, kimisi teyze ya da enişte amca vs. Ailenin daha geniş ve ileri bir oluşumu olan sülaleler meydana geldi. Bir aile, bir sülale birlik ve beraberlik içinde olduğu zaman toplumda da fazlası ile huzur olur, yoksa akrabalar bile aralarında tatsızlığa ve kargaşaya kapılırlarsa toplumda açılan yaraların da sarılması ve tedavisi kolay olmayacaktır, dikkat etmek lazım. Altı yedi yaşında çocuklarımız kız-erkek ilkokula başlamaktadırlar yurdumuzda. İlk eğitimini ailesinde alan çocuklarımız daha sonra da öğretmenleri tarafından eğitim ve öğretim ile ileri ki sınıflara ve topluma hazırlanmaktadırlar. Kimi çocuk, çabuk olgunlaşmakta, kimisi ise daha ileri ki yaşlarda pişmekte ve topluma daha hazır hale gelmektedir. O ilkokul sıraları, o ortaokul ve lise sıralarını hangimiz unutabiliriz ki? Onlar, o elleri öpülesi öğretmenlerimizin hakkını nasıl ödeyebiliriz? Ya devletimizin bize sunduğu hali hazırda birçok ülke de bizimkinin kalitesine kıyısından köşesinden ulaşmayan lise ve üniversite eğitimi... Bu konuda eksiklerimiz olmak ile birlikte yine de orta düzeyde sayılırız. Tabi ki insan yaşamını sürdürebilmek için maddi bir takım olanaklar da edinmek durumundadır. Güzel bir iş, ev, araba, ev eşyaları. Bu gibi sahip olunan varlıklarda insanın huzurlu ve mutlu bir şekilde toplumda yaşamasını sağlayacak araç ve kazanımlardır. Her zaman için maddiyat maneviyatın ardından gelmek durumunda olmalıdır. Tabi ki geçinecek kadar, namerde muhtaç olmayacak kadar da para pulun eksikliğini Rabbimiz Allah cc. göstermesin kimselere. Bu dünyada maddi karşılığı olmayan bir çok olay ve olgu da dileyelim ki yarın bir gün ahrete göçtüğümüzde bizi ve ailemizi ateşlerden koruyacak birer kalkan olsun. İslam toplumlarında en önemli ibadetlerden ve sosyal olaylardan birisi de zekâttır. Hani bir yakıştırma da derler ya ''Herkes kendi kapısının önünü süpürse tertemiz bir yer olur ülke.'' Bu zekat konusunda da her varlıklı birey üstüne düşen görevi yerine getirse, malının kırkta birinin zekatını hakkı ile verse, toplumumuzda da sosyal adalet sağlanır ve garibanlar ile fakirlerin de yüzü azami derecede güler. İnsanlara yardım etme ve hiç tanımadığın bir insanın mağduriyetini giderme duygusunun verdiği huzurun parayla pulla ölçülebilecek bir karşılığı yoktur. Biz her zaman iyilikten ve iyilerden yana olalım. Bir düşünürün dediği gibi ''İyiliğe karşı iyilik adalettir, iyiliğe karşı kötülük cinayettir, kötülüğe karşı iyilik ise insanlığın en yüksek derecesidir.'' Hepinize en derin sevgi ve saygılar...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Zeytinci, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |