Ellerin
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 7 Temmuz 2008 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Hoşça kal diyor gözleri…Yağmur yağıyor…O ağlıyor…Ben ağlıyorum…Hoşça kal diyorum…Ağlıyor gözlerimiz…Damlıyoruz birbirimizin gözlerinden…Düşüyoruz…
|
|
Yalnız Bir Opera
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 16 Temmuz 2008 |
İyileşme |
| |
Yaşadıklarım üşüşüyor yine bilincime.Arkalara attıklarım, unutmaya çalıştıklarım birer birer gün yüzüne çıkıyor.Mahşer kalabalığı gibi…
|
|
Mezarını Bilmediğim
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 29 Temmuz 2008 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Aşkı senin gibi yaşarsam ölürdüm ben.Benim yüreğim seninki kadar meydan okuyamazdı, ben senin kadar büyük sevemezdim ki.
En iyisi başlamamalıydı.Başlamadı da.Benim hayatımdan birçok kadın arasından bir kadın geçti yine…Hiçbir zaman unutulmayacak bir kadın.Gözlerini içiyorum başkalarının gözlerinde…
|
|
O Eski Şarkı (İkinci Bölüm)
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 16 Ağustos 2008 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Sen nasıl birisin biliyor musun? Sen sevilmediğin yerde asla durmayan birisin. Hatta insanların seni sevmesinin senin için bir önemi yok. Seni çok sevmeleri gerekiyor. |
|
O Eski Şarkı (Son Bölüm/ve Bitti... )
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 16 Ağustos 2008 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Ne düşündüm biliyor musunuz? Kendimiz için ‘’doğru olduğuna inandığınız’’ şeyi yaparken bir başkasının yaşamını alt üst ediyorduk… Benim yapmaya çalıştığım şey gibi. Biliyorum o da günün birinde bir başkasını terk ettiğinde anlayacak bunu. Biliyorum.
|
|
Bal Gözlüm
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 19 Ağustos 2008 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Yazan benim.
Yazdıran yaratıcı.
Yazan kalemim.
Cemre yok…Emre yok…Onlara iftira atanlar yok…Bunları izleyen O hala var.Hala şahit…Onların hikayesini yazmama şahit. Emre…
Yüreğimin gurbeti.
Emre…
Harama bulaşmış sevdam.
Emre…
Koyu… Kapkaranlık… Zifiri karanlık... Gece Emre…
|
|
İçimden Göçtü, Göçüp Gitmelerinin Karası
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 8 Eylül 2008 |
Soyut |
| |
Ayrılık bir trenin cam kenarında kalacak…
Tutacak kadının ellerinden. Sarılacaklar birbirlerine. Kadın ağlayacak…
Ve hatırlayacak kadın mevsimlerden hazan, aylardan Ekim olduğunu…
|
|
Sarı Odalı Ev
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 2 Ekim 2008 |
Başkaldırı |
| |
Neden? Neden ilişkimizin diğerlerinden farklı olduğuna, neden sonunun mutlulukla bitebileceğine inanmıyorsun?
|
|
Lale, Nilgül
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 6 Kasım 2008 |
Bireysel |
| |
Kırk iki yaşında saçlarının çoğuna aklar düşmüş, on üç senelik evli, iki çocuk babasıyım. Ömrünün ikindisini yaşayan bir adamım. Ama bana sorarsanız, yirmi beşinde tanıştığım, o liseli kızlayım hala. Yoo, yoo hayır evli bir adam olarak bunları size anlatmaktan utanmıyorum. Hiç de vicdan azabı duymuyorum. Şey… Bazen, bazen işte…
|
|
Mutluluk Sadece Senin Yanında Olmakmış, Anladım
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 3 Şubat 2009 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Bir keresinde annem, ''bazen, insanlar birbirlerini o kadar çok sever ki, sorun onlarda olmaz. Sorun sevgilerini taşıyamamakta olur güzel kızım.'' dediğinde... Allah'ın bana benim taşıyamayacağımdan fazla aşk verdiğini düşünür, O'na da kızardım.
|
|
Hele Bir Sen Git
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 6 Nisan 2009 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Hadi git artık. Git de koyvereyim hayatı. Bak ne zamandır taşıyorum omuzlarımda yoruldum da ben. Kaldıramıyorum yaşamı yaşamayı... Şu köşeyi de döndüğünü göreyim, beynimin iflas tuşunu çekeceğim. Kendime ''düş'' diyeceğim.
|
|
Adını Koyma
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 19 Mayıs 2009 |
Sevgi ve Arkadaşlık |
| |
‘’ Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakınlaşırız ki dostluğumuzu ya da kardeşliğimizi hiçbir şey engellemiyormuş gibi görünür, bizi ayıran küçücük bir köprü vardır, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adım atacakken sana şu soruyu sorsam: Bu köprüyü geçip bana gelir misin? İşte o anda artık bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam öylece suskun kalırsın. O andan itibaren aramıza dağlar ve azgın nehirler girer; bizi ayıran ve birbirimize yabancılaştıran duvarlar örülüverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artık yapamayız. Ama o küçücük köprüyü düşündüğünde, sözcüklere sığmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve şaşar kalırsın…’’ Nietzsche
|
|
Teninin Kokusuna Hasretim
(ÇAĞLA GÖKDENİZ) 26 Ağustos 2009 |
Aşk ve Romantizm |
| |
Benim anlatacak tek bir hikayem vardı. O da tam karşımdaydı... Ona onu anlatabilirdim bir tek. Bazı yıllar yine buraya gelip, onu unutmamak için verdiğim çabaları, mutlu olması için dua ettiğim geceleri belki yapabilirim diye başladığım ama ikinci görüşmede bırakıp gittiğim adamları... |
|
|
Yitik ezgilere, tüketilmiş her şeye, beklenen sevgiliye, tersine akamayan bütün sulara, gözden düşenlere, çoktan yazılıp bitmişlere, değişen rüzgarın yönüne, yaşanan hiçbir şeyin bir daha kapıyı çalmamasına, tüm yorgunluklara, sığındığım bütün limanlara, binlerce yıl uzağımda olan her şeye, üzülmesine kıyamadığım aynadaki yüzüme…Giden…Giden…Giden her şeye...
'Gittiler diye söylüyorum bu şarkıları... Her gün, her an... Siyahı çok şarkılar bıraktılar diye bana...'
|
05.12.2009 11:31:12
|
... |
| |
Tebdil-i mekanda fayda vardır demişler büyüklerimiz...
Yeni mekanım,
www.caglagokdeniz.com |
|
09.09.2008 11:04:04
|
yosmi/acılarla sorularla |
| |
Neden kedi seven bir insan olduğumu biliyorum da kedisiz ve sevgisiz getiriyorum yaşadığım günlerin yaprak döken sonunu? metin altıok |
|
|