Yanlýþ sayýsýz þekillere girebilir, doðru ise yalnýz bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Bahçede dolaþýrken çok sayýda insanýn söylene söylene geçtiðini görünce kapýnýn altýndan süzülüp dýþarý çýktým, gidenlerin peþine düþtüm. -Tüh tüh... -Yazýk olmuþ. -Kimseyi zararý olmayan bir kadýncaðýzdý, ne istediler ondan? -Hiç birimizin sað kalacaðý konusunda garantisi yok. Bu kaçýncý cinayet? Þeklinde konuþmalar duydum. Ýnsanlar Þerife teyzenin evi önünde toplanýnca gerçeði öðrendim. Üç gün Þerife teyze hiç ortalýkta görünmemiþ, bir komþusu merak edip evine gitmiþ. Bahçe kapýsý kilitli deðilmiþ, girmiþ. Ev kapýsýný týklatmýþ, seslenmiþ; bir cevap gelmeyince kapýnýn koluna bastýrmýþ. Orasý da açýkmýþ. Ýçeri girip alt kattaki salonda Þerife teyzeyi yüzü koyun kanlar içinde çek-yatýn üzerinde görünce fenalaþmýþ, baþý dönmüþ. Az kalsýn oraya düþüp kalacakmýþ. Yandaki koltuða çökmüþ. Bir müddet þaþkýn þaþkýn etrafýna bakýnýp durmuþ. Kendini toplayýnca dýþarý fýrlamýþ ve sesi çýktýðý kadar baðýrmýþ: -Yetiþin komþular, yetiþin! Þerife teyze öldürülmüþ... Polis, jandarma araçlarý ve bir de cankurtaran vardý gene evin önünde. Güvenlik güçleri hiç kimseyi bahçe kapýsýndan içeri sokmuyordu. Ben, kalabalýktaki insanlarýn ayaklarýnýn arasýndan geçip bahçe kapýsýna kadar geldim. Kapýdaki polislerden biri beni tanýdý. -Sana serbest, geçebilirsin Badi, dedi. Bahçenin her tarafýný dolaþtým, dikkate deðer bir þey göremedim. Verandayý inceledim, içinde çiçek olmayan boþ bir saksýnýn dibinde kanlý bir mendil dikkatimi çekti. Buraya kim tarafýndan atýlmýþ olabilirdi? Saksýyý devirip mendilin yere düþmesini saðladým ve kokladým. Gene o tanýdýk kokuydu. Artýk seri katilin o olduðundan emindim. Evet seri katil Doktor'du. Bakalým bu gece bize geldiðinde suratýný inceleyeyim, nasýl bir þekil alacak? Güvenlik güçleri içerideki inceleme ve delil toplama iþlemlerini tamamlayýp dýþarý çýktýklarýnda beni verandadaki devrilmiþ saksýnýn baþýnda görünce biri: -Bakýn, bizim Badi de burada. Saksýyý devirmiþ, baþýnda bekliyor. Bir polis: -Badi bizim dikkatimizi çekmek istiyor olabilir. Bakýn yerde bir þey var. Bir mendil, hem de kanlý. Bunu da topladýðýmýz deliller arasýna koyalým. Dedi. Olaydan Kenan Baba'nýn da haberi olmuþ, o yüzden bugün oldukça sinirliydi. Akþam gelecek misafirleri için hazýrlýk yapýyordu. Verandada yerleri yýkadý, masanýn üzerini sildi, sandalyeleri etrafýna dizdi. Elektrikli süpürgeyle içerideki koltuk ve çekyatlarýn tozunu aldý. Tezgahýn üzerindeki tabak, çatal, kaþýk, býçak, bardak ne varsa hepsini -tencereler hariç- bulaþýk makinesine doldurdu. Makinenin içine bir yýkama tableti atýp çalýþtýrdý. Bu yerleþtirme sýrasýnda elinden bir tabak ve bir de bardak düþürdü; ikisi de kýrýldý. Sakarlýðýna kýzdý, söylendi, kýrýklarý süpürüp topladý. Yýkanacak iki tencere kalmýþtý sadece. -Tencereleri de birazdan yýkarým, deyip çek-yata uzandý. Yorulmuþtu. Birkaç saat yattýktan sonra kalktý, tencereleri yýkadý, verandadaki barbeküyü hazýrladý; öyle ki arkadaþlarý gelince yapýlacak iþ býrakmamaya çalýþýyordu. Hava kararmadan Hoca geldi, birbirlerine sarýldýlar. Kenan Baba: -Diðerleri de birazdan burada olurlar. -Sanmýyorum. Çünkü Tüccar gelemiyor, þekeri üç yüze fýrlamýþ, baþý dönüyormuþ. Kýsacasý gelebilecek durumda deðilmiþ. -Saðlýk olsun. Doktor, sen, ben yeteriz... -Doktor'un da gelme ihtimali yok gibi. Beþ-altý gündür telefon ediyorum, her defasýnda “Aradýðýnýz numaraya ulaþýlamýyor” mesajý geliyor. Buraya gelmeden önce de arayýp toplanacaðýmýzý haber vereyim dedim, ayný mesajý aldým. -Onun yurtdýþý kaçamaklarý meþhurdur. Gene dýþarýya çýkmýþ olmasýn? -Gitmeden önce haber verirdi, bu sefer gerek duymadý galiba. Doktor'un gelme ihtimalinin az olduðunu duyunca sevinçten zýplamaya baþladým. Çýldýrmýþ gibiydim. Hoca, þaþkýnlýk içerisindeydi beni seyrederken. -Baba, bu hayvana bir þeyler oldu. -Aldýrma! Bu Badi'nin ne zaman ne yapacaðý belli olmaz. Daha fazla dikkat çekmemek için verandadan dýþarý çýktým. Zýplaya zýplaya bahçede dolaþmaya baþladým. Kaç tur attýðýmý saymadým, iyice yorulunca yanlarýna gittim. Barbeküdekiler piþmiþ, salata yapýlmýþ, ekmek kesilmiþ, bardak ve þiþe masaya konmuþtu. Hoca: -Suyu unuttuk, deyip içeri girdi ve elinde sürahi ile geri döndü. Beklenen iki kiþi gelmediði için et boldu, benim payýma da çok et düþtü. Yedim, yedim... Ben yedikçe onlar gülüyorlardý. Bir ara Baba: -Hoca, þuna et verme artýk, baksana çatlamak üzere, dedi. Bu söze gücendim, içeri girdim. Kenan Baba arkamdan baðýrdý: -Bak hele, hemencecik de darýlýr... Ýçeriden ne konuþtuklarýný duyabiliyordum. -Öldürülen o yaþlý kadýnýn evi size yakýn mý? -Yakýn, yakýn... Doktor'un komþusu. Ýyi ki doktor evde yokmuþ, olsaydý çok üzülürdü. Bakalým gelince haberi ona nasýl vereceðiz? -Ölen tanýdýk olunca insan tabii ki çok daha fazla üzülüyor. Hani gazetede seri katilin yakalandýðýna dair haber çýkmýþtý, demek ki haber uydurmaymýþ. Bakalým katilin kurban listesinde baþka kimler var? Baba, istersen sen de Doktor da bir müddet buradan uzaklaþýn, tehlike burnunuzun dibine kadar gelmiþ. -Bir yere gitmem, katilden de hiç korkmuyorum. Bunlarý duyunca Kenan Baba'yý bu katile karþý uyarmam gerektiðine karar verdim. Belki de yakýn bir zamanda onu da öldürecekti. Hemen bilgisayarý açtým, Kenan Baba'nýn yazýlarýný topladýðý dosyanýn temiz bir sayfasýna büyük harflerle: -SERÝ KATÝLÝ AÇIKLIYORUM: DOKTOR(CERRAH) CÝHAN... Yazýp verandaya çýktým. Kenan Baba sürahideki biten suyu doldurmak için içeri girdiðinde kendi kendine konuþmaya baþladý: -Bu günlerde iyice dalgýnlaþtým. Bilgisayarý kapattýðýmý sanýyordum, açýk unutmuþum. O da ne? Hocam çok þakacýsýn! Hoca son cümleyi duydu: -Ne þakasý, anlayamadým. -Gel, bak da gör þakaný! Neden buna gerek gördün? Beni korkutup buradan kaçýrmak mý istiyorsun? Hoca içeri girip bilgisayardaki yazýyý görünce þaþýrdýðý titreyen sesinden belliydi: -Ýnan ki bunu ben yazmadým, böyle þaka mý olur? Bildiðim bir þey olsa söylerim, neden yazayým ki... -Ýyi de, bu yazýyý ben de yazmadýðýma göre, kim yazdý? Burada sen ve ben varýz. Bir de Badi. Badi'nin yazmasý imkansýz... Bu yazý benim bilgisayarýma nasýl eklendi? ● ● ● (Devam edecek...)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |