..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Toplumsal Olaylar > Salih Zeki Çavdaroğlu




22 Temmuz 2020
İki Yıllık Başkanlık Sistemi Uygulamalarını Nasıl Değerlendirebiliriz?  
Salih Zeki Çavdaroğlu
İki yıldır uygulanan 'Başkanlık Sistemi' nin seyri nedir ?


:AJHF:
Türkiye’ nin 95 yıl sonra, sözde parlamenter sistemden, Başkanlık sistemine geçmesinin eleştirileri, münakaşaları, kuşkuları, muhalefet cephesinin gündeminden hiç düşmediği günlerdeyiz.

Oysa bu ülke, daha Cumhuriyet’ in kuruluşuyla birlikte; 27 sene, azami radikal şekliyle, Başkanlık sisteminin en ağır travmalarını , büyük bedeller ödeyerek yaşayacaktı.

1938’ e kadar; 15 yıl Mustafa Kemal, 1950’ ye kadar da 12 yıl İsmet İnönü tarafından mutlak bir “ tek adam” yönetimi ile yönetilen Türkiye’ de yaşanan günlerin bütün acı ve iz bırakan olayları, resmîtaraflı tarih dışında, objektif tarih tarafından didik didik edilerek, meraklılarının bilgilerine sunulmuştur.

Dolayısıyla, Türkiye’ deki iki yıllık başkanlık uygulamasının karşılaştırılabileceği en önemli dönem, her ne kadar bu 27 yıllık, “antidemokratik” cebri başkanlık yönetimleri olsa da, bununla birlikte, 1950’ den günümüze 70 yıllık “demokratik” olarak nitelenen, aslında hep askerî müdahalelerin ilk muhatabı ve şamar oğlanı olmuş olan TBMM bünyesinden çıkan gerek müstakil, gerekse koalisyon hükümetlerinin yaşadıkları ve uygulamaları da önemli bir kıstas olacaktır.

Daha cumhuriyet kurulur kurulmaz yapılan ilk icraatlar; milletin görüşüne hiç ihtiyaç duyulmaksızın, yönetimin tesbit ettiği, insanımızın çoğunluğunun inanç, gelenek, hayat tarzı vd. hususları hiç kaale alınmaksızın “ inkılâp” adı altında uzun bir dizi değişim başlatılır.

Saltanat ve hilâfet kaldırılıp, Cumhuriyet kurulurken, Şeriyye Mahkemeleri kapatılırken, Millî Eğitim mevzuatında değişiklikler yapılırken, Türkçe ezan, Türkçe ibadet konusunda mecburiyetler ve şapka giyme zorunluluğu getirilirken, tekke ve zâviyeler kapatılırken, Mecelle yürürlükten kaldırılıp yerine Medeni Kanun adı altında İsviçre’ den tercüme bir metin getirilirken, medreseler kapatılırken, Harf Devrimi yapılırken, Ayasofya camii olmaktan çıkarılarak, müzeye dönüştürülürken, devrin siyasî yönetimi bunları halka hiç sormadığı gibi, bu değişikliklere olumlu bakmayanları dahi canları pahasına cezalandıracaktır.

Devlet sisteminde; yasama, yürütme ve yargı erklerinin tamamı âdeta “yürütme organı” nın ŞEF’ inin elinde toplanacak, hatta İstiklâl Mahkemesi kararlarının dahi tasdik mercii , “ Tek adam” ın tasdikine dayanacaktı.

Oysa 2018’ de, parlementer sistemden başkanlık sistemine geçilmeden önce, önce bu değişiklik , halk oyunun görüşüne sunulmuş ve öngörülen baraj atlanarak, gerekli idârî mevzuat peyderpey değiştirilmeye başlanmış ve hâlen de sürdürülmektedir.

Buna rağmen Türkiye’ nin mâlum kronik muhalif kesimi , 1923-1950 arasındaki en ceberrut yönetim sistemine, bırakın en ufak bir eleştiri yapmayı, o dönemin Türkiye’ nin en mutlu, müreffeh ve istikrarlı yılları olduğunda hiç kuşkuları bulunmamaktadır.

Hatta işin en komik tarafı; sanki başkanlık sistemine hiç geçilmemişcesine, önceki konumunda olduğu gibi, sadece sembolik bir makam sahibi olarak gördükleri Cumhurbaşkanı’nın, sabah akşam anayasal sınırlar içine çekilmesine dair fetvâlar verilmektedir.

Oysa iki yıldır; “Diktatör” ilân ettikleri Cumhurbaşkanı’ nın şahsına ve aile efrâdına karşı ağıza alınmayacak hakaret ve küfürler edilmekte, bunlara yargı müdahale ettiğinde özgürlüklerine dokunulmasından bahsedecek kadar çocukça tepkiler vermektedirler.

Cumhurbaşkanı bütün devlet işlerinde, “Yasama” ve “Yargı” nın alanına mümkün mertebe girmemeye gayretettiğini gözlemliyoruz.

Alacağı önmli kararlaröncesinde , bir şekilde kamu oyunun görüşünü almakta, kendi parti ve devlet yönetimindeki yetkili kadrosu ile istişare etmeksizin adım atmadığını görmekteyiz.

Hatta en son AYASOFYA’ nın müze statüsünün yeniden cami vasfına dönüştürülmesi konusunu, bir bakanlar kurulu kararnamesi ile çözüp, kendilehine önemli bir siyasî puan toplayacakken, bunu en yüksek idarî yargı olan Danıştay’ ın önüne götürmesi de bu temkin ve basiretinin bir göstergesidir.

İki senelik zaman diliminde, siyasî ve bürokratik işlemlerin, eskiyle kıyaslanmayacak kadar hızlandığı inkâr edlemeyecek bir gerçektir.

Mart ayından bu yana dünya genelinde yaşananan COVİD 19 vak’ asının, Türkiye olarak, dünya ölçeğinde en az hasar ve zararla yaşanmasında, siyasi otoritenin, tıp ve diğer kurum bürokrasilerine tek elden müdahale edebilmesinin payı inkâr edilemez.

Zaman ilerledikçe, gerekli dönüşüm işlemlerinin tamamlanmasıyla birlikte; Türkiye Başkanlık sistemine daa çok alışacak ve kabullenecektir.


Salih Zeki Çavdaroğlu
11 Temmuz 2020



https://ferahnak.wordpress.com/2020/07/11/iki-yillik-baskanlik-sistemi-uygulamalarini-nasil-degerlendirebiliriz/



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplumsal olaylar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cumhuriyet İle Birlikte Osmanlı Mûsıkîsi de Artık Yeni Rejimin "İnlılâp" Ajandasındadır
‘ Üstad’ 37 Sene Önce Bugün Hakk’ A Yürümüştü
‘başkanlık Sistemi’ne Geçmeseydik, Ne Pkk, Ne Fetö, Ne de Corona Virüs İle Baş Edebilirdik!..
Mısır" Daki Halk İsyanının Geçmişi, Bu Günü ve Geleceğinde Müslüman Kardeşler '' İn Yeri

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cumhuriyet' İn Radikal 'İnkilâpları '' Sürecinde Tarihi Musikimiz de Payını Almıştı
Necip Fâzıl" da "Peygamber" Aşkı….
Mukaddes Kitabımız’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Işığında: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
2. Adam İsmet İnönü' Nün Müzik ile İlişkisi
Bir ‘uç Beyi’ : Münir Nureddin Bey
Endülüs İslam Devleti Medeniyeti İçinde Elbette Musıki de Vardı
Osmanlı Düşmanlığı Cumhuriyet Hükümetine Osmanlı Arşiv Belgelerini Dahi Hurda Kağıt Değerinden Sattırmıştı
Yazılışının 600. Yılında Süleyman Çelebi" Nin "" Mevlîd" İ
1930’ Lu Yıllarda Musıkimize Yönelik Tasfiye ve Ayar Sonrası Aralanan Kapı İle Tanışıp Dost Olduğumuz Arap Musıkisi ve Arap Filmleri Maceramız
Ezan Bundan Tam 70 Sene Önce Tekrar ‘rab’ Ça Okunmaya Başlanmıştı.

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vefatının 67. Yılında Ziya Osman Saba’ Yı Rahmetle Anıyoruz... [Şiir]
İki Bedene Tek Ruh [Şiir]
Adı Konulmamış Duygular [Şiir]
Aşk Bir Terennüm İse [Şiir]
Hayal Bazan Gerçeği Aşar [Şiir]
Sensizlik Beyitleri [Şiir]
Yağmuru Beklerken [Şiir]
Her Şey Geçmişte Kaldı [Şiir]
Vesvese [Şiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradır "" [Şiir]


Salih Zeki Çavdaroğlu kimdir?

Otuz yıldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musıkisi eğitimi aldım. Üsküdar Musıki Cemiyeti' nde 20 yıl korist - solist olarak görev yaptım. Bu güz Türk Musıkisi üzerine makaleler yazıyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiği Yazarlar:
N.Fazıl , C.Meriç, B.Ayvazoğlu,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.