..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Tarihe Yön Verenler > Salih Zeki Çavdaroğlu




6 Kasım 2020
Osmanlı Düşmanlığı Cumhuriyet Hükümetine Osmanlı Arşiv Belgelerini Dahi Hurda Kağıt Değerinden Sattırmıştı  
Salih Zeki Çavdaroğlu
Osmanlı Devleti Arşiv belgelerinin Bulgaristan' a satılışı...


:AEJH:
Devlet arşivleri; bir anlamda o devletin yazılı hâfızâsıdır. Onlar ki gerek kendi iç münasebetleri, gerekse milletlerarası münasebetlerinin tutanaklarıdır. Bir ülke devletinin yönetim şekli zaman zaman değişime uğrasa da, önceki yönetimin aldığı kararlar, ve uygulamaların, fayda veya zararları ile yeni yönetimce de bilinmesi, bunlardan vazgeçilse dahi, eski kararlara ait bilgi ve belgelerin, yeni yönetimce de saklanması en mâkul yoldur.
Birinci Dünya Savaşı sürerken ve bittikten sonra devlet arşivlerine büyük zararlar verilecektir. Arşivdeki bir çok belge kaybolur veya satılır, bir kısım arşivler de kullanılamaz hale gelir.

Osmanlı Devleti’nin son yıllarında, 1920’nin Aralık ayında, Bâb-ı Âlî Kütüphanesi’ndeki kadim evrakın tanzim ve tasnifi, Ali Emirî Efendi Başkanlığında bir hey’et tarafından başlatılır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun 600 küsur senelik varlığı, devletlerin de mukadder âkıbeti gereği, Birinci Dünya Savaşı’ nın bitimiyle beraber sona erecekti.
Bunun yerine kurulan yeni Devlet; kurduğu yeni ordu ile 1920 yılından 1922’ ye kadar, Son Padişah’ ın da maddi ve mânevî katkısı ile, dönemin emperyal devletlerinin İmparatorluk topraklarını ve “Hilâfet ve Saltanat’ ın mânevî kişiliği” ile birlikte kurtarılması adına mücadele verecekti.
Devlet Arşivlerinin düzenlemesi Cumhuriyet ile birlikte yeni devletin kuruluşunun ilk yılından itibaren, Nisan 1924’e kadar devam ettirilir. Bu çalışma, Beylikler döneminden Sultan Abdülmecid devrine kadar olan zaman içinde, 180.000 kadar belge, Osmanlı padişahların saltanat süreleri esas alınarak tasnif edilecektir.
Bu arşiv çalışmaları, Mayıs 1924’te kurulacak olan Vesâik-i Târîhiyye Tasnif Heyeti eliyle yapılacaktır. Bu işlemi sürdürecek olan Heyet’in başkanlığını 1926 yılına kadar İbnülemin’in Mahmut Kemal Bey yapar.
1926–1931 yılları arasında tasnif işleri Hazine-i Evrak ile Maarif Vekaleti’nden görevlendirilen personelin müşterek mesaisiyle sürdürülür.
Osmanlı Devleti’nin yerine kurulan Cumhuriyet hükümetiyle bütün devlet arşivleri - ki 96 milyon adet belge ve 374 bin defterden oluşmaktadır-Hazine-i Evrak idaresine devredilir.
1931 yılına gelindiğinde; Osmanlı devlet arşivleri ilk defa bizatihi devlet eliye büyük bir darbe yiyecektir. Bunun hikâyesini İbrahim Hakkı Konyalı (1896-1984) dan dinleyelim:
“..Abdurrahman Şeref Bey’in 518 araba ile Hazine-i Evrak’a naklettirdiği evrak).. bir süre Ayasofya’nın üst galerisinde tasnif edilmeye başlanmıştı. Ancak Alman İmparatoru Wilhelm’in İstanbul’a geleceği ve Ayasofya’yı gezeceği haberi üzerine küreklerle merdiven boşluğuna atılmıştı. Evrak güvercin pislikleri ve yağmur suları altında günlerce kaldıktan sonra..”( Erdem Yücel, İbrahim Hakkı Konyalı (Atis); Şehirlerin Sevdalısı İbrahim Hakkı Konyalı Armağanı, Selçuk Ünversitesi Türkiyat Enstütüsü Yayınları, Konya 2015 içinde, s. 111.) 200 balya miktarındaki evrak, Sultanahmet’ ten Sirkeci Garı’ na kadar götürülür. Okkası üç kuruş on iki paraya Sofya’da faaliyet gösteren İsviçre Asıllı Ermeni, Berger ailesine ait Srnee Berger kâğıt fabrikasına kâğıt hamuru yapılmak üzere satıldığından, alıcısına teslim edilmek üzere tren vagonuna yüklenip gönderilecektir.

Bu işlemden haberdar olan Son Posta Gazetesi yazarı tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı bu millî evrak satışının durdurulması için çok uğraştıysa da başarılı olamamış, bunun üzerine, konuyu anlattığı Muallim Cevdet (İnançalp) büyük bir hassasiyetle olayın tâkibine başlar ve İstanbul milletvekili Halil Edhem (Eldem)’ e ulaşır, o da aldığı bu bilgiyi devrin başbakanı İsmet İnönü’ye aktarır.
Aynı zamanda konu hakkında, Manisa Milletvekili Refik Şevket (İnce) de evrak satışının durdurulması için TBMM’ ye önerge verir; Başbakan İnönü de, bu önerge üzerine bir genelge yayınlayarak satışı durdurur.
Ancak, “atı alan Üsküdar’ ı geçmiştir.” Binlerce devlet evrakı Sofya tren garına gelmiştir.
T.C. Devleti bu satış işlemini, yukarda da bahsedildiği gibi Bulgaristan Devleti’ ne değil, Sofya yakınlarında bulunan Kostaneç kasabasındaki kâğıt fabrikasının sahipleri Ermeni asıllı İsviçre tabiiyetli Berger ailesine yapmıştır.
Ancak o günlerde Osmanlı arşivi üzerine çalışmalar yapmak üzere 1929’da İstanbul’a gelen, Osmanlı Türkçesi’ ni ana dili bilen Bulgar Tarihçi Panço Doref, gazetelere de yansıyan bu satış işleminden haberdardır.
Doref, hiç vakit kaybetmeden olayı Bulgaristan’ ın hükümet yetkilisine çektiği bir telgraf ile bildirir. Yani; “Sofya’ya gelen balyalarca malzemenin hurda kâğıt olmayıp, tarihî kıymette Osmanlı devlet belgeleri olduğu”nu ihbar eder…
Bulgaristan hükümeti de , aldığı bu ihbar üzerine hemen harekete geçer ve Sofya garında evraka el koyar, kâğıt fabrikasını kamulaştırır ve belgelerin Osmanlı tarihi uzmanlarınca 1931 yılında tasnif işlemi başlar, 1931-1939 seneleri arasında evrakın katalogu hazırlanır, ikinci dünya savaşı yıllarında Sofya dışında güvenli bir bölgede saklanır. Savaşın bitimiyle,Osmanlı Arşivi yeniden Cyril ve Methodis Kütüphaneleri’ ndeki raflarda yerini alacaktır.
Bulgar Devlet Kütüphaneleri’ nin Şarkiyat bölümündeki bu Osmanlı arşiv belgeleri, o günden sonra araştırmacılarının hizmetine sunulacaktır.
Olayın en sıcak olduğu günlerde T.C. hükümeti bu evrakın, Osmanlı Arşiv belgeleri olduğundan kendilerine iade edilmesini isterler. Bulgaristan arşiv idaresi de belgeleri iyice ayıklar ve tam iki yıl sonra içinde ne kadar değersiz evrak varsa onları Türkiye’ ye gönderir ve olayın defteri kapatılır.
Türkiye Cumhuriyet hükümeti de görevini yapmış olmanın (!) huzuru gayetle müsterih olmuştur…

Salih Zeki Çavdaroğlu
6 Kasım 2020




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihe yön verenler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mukaddes Kitabımız’daki Âyetler ile Tarihî Veriler Işığında: Türkiye’de Yahudicilik Hareketleri
Cumhuriyet’ İn Ürettiği Bir Ütopya :
Evliya Çelebi" Nin "" Seyahatnâme "" Sindeki Musıkî Bilgileri
Roger Garaudy Dalya Demeye Bir Kala Hak’ka Yürüdü…
Hz. Ömer' İn İslâm Devleti' Ni Kurumsallaştırırken İslam Toprak Hukukuna Getirdiği Hüküm ve Yenilikler

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cumhuriyet' İn Radikal 'İnkilâpları '' Sürecinde Tarihi Musikimiz de Payını Almıştı
Necip Fâzıl" da "Peygamber" Aşkı….
2. Adam İsmet İnönü' Nün Müzik ile İlişkisi
Bir ‘uç Beyi’ : Münir Nureddin Bey
Endülüs İslam Devleti Medeniyeti İçinde Elbette Musıki de Vardı
Yazılışının 600. Yılında Süleyman Çelebi" Nin "" Mevlîd" İ
1930’ Lu Yıllarda Musıkimize Yönelik Tasfiye ve Ayar Sonrası Aralanan Kapı İle Tanışıp Dost Olduğumuz Arap Musıkisi ve Arap Filmleri Maceramız
Ezan Bundan Tam 70 Sene Önce Tekrar ‘rab’ Ça Okunmaya Başlanmıştı.
‘ 2. Adam ‘ İsmet İnönü’ Nün Cumhurbaşkanlığı Döneminde Kültür, Sanat ve Musıki
Türk Musıkisi' Nin Okullarda Öğretim ve Radyolarda Yayın Yasakları Sonrasında Arap Filmlerindeki Müziklerin Müziğimizin Arabeskleşmesine Etkileri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Vefatının 67. Yılında Ziya Osman Saba’ Yı Rahmetle Anıyoruz... [Şiir]
İki Bedene Tek Ruh [Şiir]
Adı Konulmamış Duygular [Şiir]
Aşk Bir Terennüm İse [Şiir]
Hayal Bazan Gerçeği Aşar [Şiir]
Sensizlik Beyitleri [Şiir]
Yağmuru Beklerken [Şiir]
Her Şey Geçmişte Kaldı [Şiir]
Vesvese [Şiir]
"" Mâzi Kalbimde Yaradır "" [Şiir]


Salih Zeki Çavdaroğlu kimdir?

Otuz yıldan fazla bir süredir Geleneksel Türk Musıkisi eğitimi aldım. Üsküdar Musıki Cemiyeti' nde 20 yıl korist - solist olarak görev yaptım. Bu güz Türk Musıkisi üzerine makaleler yazıyorum. (bkz. www. musikidergisi. com)

Etkilendiği Yazarlar:
N.Fazıl , C.Meriç, B.Ayvazoğlu,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Salih Zeki Çavdaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.