Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher |
|
||||||||||
|
Aklımdan geçen bu düşünce yani "Duygusal Zeka" terimi ilk kez 1990 larda Salovey ve Mayer tarafından “Kişinin kendisinin ve başkalarının duygu ve hislerini gözlemleyebilme, aralarındaki farkı ayırt edebilme ve kişinin düşünce ve hareketlerine rehberlik etmesi için bunu kullanabilme yeteneği" olarak tanımlanmış ve ben bu bilgiden tamamen bihabermişim. Araştırınca bu açıklamaya ulaştım, "Aklın olduğu gibi duyguların da yolu bir" diyebiliriz bu durumda. Herkesin bir şeyler aklından geçer birileri de resmiyete dönüştürür. Yaşadığımız duyguları bir başkasının da aynı oranda hissettiğine pek inanmak istemiyoruz. Bizim sevdamız daha büyük, içine düştüğümüz girdap daha derin, yaptığımız fedakarlık başkasına kıyasla daha yüceymiş gibi. Ölüm, kimi daha az etkiler ki ya da özlem duygusu. Kirpi yavrusunu kadife tüylü yavrum, diye severmiş, herkes kendi annesini, babasını dünyanın en iyisi, en güzeli ilan eder. Toplu çekilmiş bir fotoğrafta ilk kendimize odaklanırız nasıl görünüyoruz diye. Biraz megalomanız da dürüstçe söylemek gerekirse. Bazen eleştirsek de beğeniriz aklımızı, bedenimizi. Başkalarından daha çabuk affederiz kendimizi; yaptığımız hatalarda, yanlış kararlarda. Gelelim duyguların zekasına. Pek çok duygu arasından aşkı seçtim üstünde düşünmek için. Ne yalan söyleyeyim aklımdan geçenlere gülmedim desem yalan olur. Mesela; "IQ'su yüksek veya düşük aşk" olayı. Zeki insanlar, aşık olmak için matematiksel formüller mi geliştirir? Sınava girip en yüksek puanı mı alırlar? Tersini düşünelim IQ seviyesi düşük olan birinin sevdası sorgulanır mı? Ya da ortalama zekayla aşk idare eder mi uzun yıllar sürecek bir birlikteliği? Gerçek aşkın zekayla, mantıkla, ilim, irfan, bilimle alışverişi yok bence. Kırmızı kalbe çıkıyor bütün aşk yolları. Ancak en büyük aşklar için tam teşekküllü bir hastanenin Kalp Damar bölümünden sağlam raporu almak da gerekmiyor. Gönül İşleri Başkanlığı, Aşk Bilim Kurulu, Sevda Bakanlığı, Kırık Kalpler Teftiş Şubesi vs. de yok. Her şeye bir mana yüklüyoruz. Okumakla adam olunmadığı gibi aşık da olunmuyor. Okuma yazması olmayan bir çift de sonsuz aşkı pekala yakalayabilir, tadabilir. Keşke birbirine aşık her çift son nefeslerine kadar, iyi günde kötü günde elele olabilselerdi, sevginin içine saygıyı, hoşgörüyü, adil olmayı, empatiyi, anlayışı, dinlemeyi ve anlamayı katabilselerdi. İnat, kibir, gurur, bencillik, öfke, ilişkide lider olma sevdası bir hastalığa çok iyi gelebilecek bir ilaca isteyerek ya da istemeden kuvvetli yan tesir oluşturmaya benziyor. Bu, ilacı bırakmaya kadar götürüyor. Aslında insan insana ilaç gibi gelirken zehirleniyor aşk maalesef. "Duygusal zeka açıklığı" tabiri düştü aklıma belki o da vardır, böyle dileklerde de bulunuyordur insanlar birbirine. Derin mevzular bunlar. En iyisi herkese mutlu, sevgi dolu günler temenni ederek son noktayı koymak. Kalın sağlıcakla...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |