Yalnızlık güzel birşey, ama birilerinin yanınıza gelip yalnızlığın güzel birşey olduğunu söylemesi gerekir. -Balzac |
|
||||||||||
|
Alfalar vardır… Her zaman herşeyin en iyisine sahip olan… Her zaman, her şeyde ama… Bunun da türlü türlü sebepleri vardır. Kah yaratılışları, kah cesaretleri, kah liderlik özellikleri, kah kan bağları, kah ise kendinden önceki güç tarafından desteklenmeleri vs… Alfalar; bu özelliklerini kullanır, beraberinde betalara seve seve boyun eğdirir ve betalar, sırf alfaları için, her türlü mücadeleye girmeyi kabul eder. Bu yüzden de alfalar, kendileri için mücadeleye giren betaları, bu itaatkarlıkları için kah mükâfatlandırır, kah dahasını yapmadıkları için cezalandırır. Betalar vardır… Alfalarından hayalleri ve beklentileri olan… Belki de kendilerini sırf onlarla aynı yolda yürüdükleri için bir gün alfa olarak düşleyen… Öyle ya… Alfalar; bazı değerleri ve düşünceleri betaları için şart koşar… Betalar da; sırf o değerlere sahip olunca kendilerini kah mutlu, kah güçlü hissedeceklerini zanneder… Bu yüzden alfasının izlediği yol veya savaş kaybedilince o da kaybetmiş hisseder… Yine aynı şekilde alfası kazanınca, o da kendince eline hiçbir şey geçmese dahi, kazanmış hisseder… Bu yüzden beta candır, naiftir, çoğunluktur, sen nereye ben orayadır. Omegalar vardır… Sürü dışında kendi halinde takılan… Kendi farkındalığında olan… Kendi doğruları, yaşama dair ilkeleri ve hayata dair kendi beklentileri olan… Öyle ya… Omega da bilir bazı betalar gibi koskoca aslanı avlayan bir alfaya biat etmeyi… Veyahut kalpsiz başka bir alfa tarafından bezdirilmiş, bıkkın betaları arkasına alıp alfacılık oynayan yaşlı bir kurtçuğun bir betası olmayı… Amma velakin gerçek bir omega; ne en güçlü bi alfaya boyun eğer, ne de en güçsüz alfacığa katılıp kendini güvende hissetmeyi tercih eder… Çünkü gerçek bir omeganın bir duruşu vardır. Doğası bu bir kere… Eğer bu duruşu kendi alfasında göremezse sittin sene biat etmeyi tercih etmez. O yüzden de omega; ne en güçlü alfaya itaat eder, ne de üç adım sonrasını ön göremeyen betaların alfacık diye itelediğine destek verir… Öyle ya… Omega, alfaya sırf alfa diye biat etmez… Ta ki doğru alfa gelene kadar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |