"Moda denilen şey o kadar çirkindir ki onu her altı ayda bir değiştirirler." -Oscar Wilde |
|
||||||||||
|
İlk iş olarak şehrimde bazı radikal değişikliklere gitmek istemiş ve bazı kararların ani bir şekilde alınması gerektiğini savunmuştum. Dediklerim bir türlü yapılmıyordu… Kasa borç içindeydi, meclis çoğunluğu rakip partinin elindeydi ve en önemlisi kendi partililerim benim yenilmem için ellerinden geleni arkalarına koymuyordu. Yılmadım. Önce parasal sorunu güzel bir kredi ile çözmem gerekiyordu. Bu yüzden gerek iç gerekse ‘’dış güçlerle’’ görüşmeler ayarladım. Her biri bunu sadece bir iş olarak görmeyip karşılığında bir şeyler istedi. Biliyordum ki; bir kere buyruklarına girersem, tasmam artık onlarda olacaktı. Zamanında IV Murad’ın da dediği gibi para almaya alışan, buyruk almaya da alışırdı. Siyasette olmaz olmaz diyerek gücün direkt kendinden yardım istedim. Güldüler. İdealist olduğum için takdir ettiler fakat partimden dolayı o işlerin öyle benim bildiğim gibi olamayacağını söylediler. Konu ben değilim, halk dedim, kahkahalar iyice yükseldi. Zaman geçiyordu… Bir önceki başkan gibi hiçbir şey yapamıyor, sadece olan işlerin yürümesini sağlayabiliyordum. Halkın bana inancı azalıyor, yapacağım dediklerimi bir türlü yapamadığımdan kendimi bu koltukta gereksiz görüyordum. Düşünüyordum. Ne yapabilirdim? Yeteri kadar para kasamda yok. Yanımda olanlar her an kuyuya düşmemi bekleyen bir piton sürüsü, karşımdakiler desen beni her hamlemde sıkıştıran bir sırtlan sürüsü, her gün bana inancı düşüp ve beni eleştiri yağmuruna tutan halk ise tam bir kirpi sürüsü. Bu durumu açıklayabilirdim… Şu sebeplerden dolayı gecikmeler oluyor biraz daha ‘’sabredin’’, planım var diyebilirdim. Nitekim iktidar beni öyle yerden yere vururdu ki bir daha kendime gelemezdim. Tam bunları düşünürken, telefonum çaldı. Girsin içeri dedim. Ayağa kalktım, elini sıktım ve nasıl yardımcı olabilirim sizlere dedim. Ben size yardımcı olmaya geldim ve bu bir kerelik teklif olacak dedi. Düşündüm fakat gerçekler ve olabilecekler ortadaydı. Kabul etmek zorunda kaldım ve ertesi gün basına açıklama yapıp artık partimi değiştirdiğimi söyledim. İstenilenler üzere, devlette türlü türlü problemler varken Konya’da çiftçiyle dertleşen eski parti başkanıma da siyaseten birkaç eleştiri yapmak zorunda kaldım. Bu hamlemle birkaç dost kaybettim, yeni düşmanlar kazandım, hatta ve hatta kendime dahi yani fikirlerime ihanet etmek zorunda kaldım. Gün sonunda ise önce altyapı problemlerini çözmeye başladım. Daha sonrasını plajların temizliği, yolların yenilenmesi ve belediye personeli alımı takip etti… Aldığım güç ve destek sayesinde, çuvaldızı kendimize batırmanın zamanı geldi diye düşündüm. Bina içinde rüşvet alan personelleri sorgulamaya başlayınca, yeni bir telefon geldi, girsin tabi dedim. Görüştük ve yapılacaklar listemden o kaldırılmış oldu. Şimdilik…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Alp Şahin, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |