"Usun ve deneyimin aksaçlılarınki gibi, ama yüreğin masum çocuklarınki gibi olsun." -Schiller |
|
||||||||||
|
Öyle zamanlardı ki, ağlamaklı bir özlem duyuyordum her yerimle. İçeride, nedenini bilmediğim kavgaların olduğu, bir türlü birbirini anlamayan duygular; belki de büyüyünce anlayacaklar. Her sevişmenin üzerine beyaz bir çarşaf çekme isteğim vardı duygularımı korumak adına… Biz onunla az yaşamış ve bir o kadar çok yalnız kalmıştık birlikteyken. Terleri birbirine karışan Haziran sevişmeleriydi yaşadığımız. Haziran olması şart olmayan, garip rüzgarlar estikçe mevsim mevsim yaşanan. Onun bir tek dudaklarını sevdiğimi ve elini hiç bırakmak istemediğimi o gittiğinde anladım. Bende kalan kokusuydu, bunu kolayca anlamamı sağlayan… Beklentiler denizinde tam boğulurken tutup beni çıkaran, ve yine o karmaşık iç dünyama salan da yine aynı koku… Bazen en yapmacık haliyle bile , öyle güzel sevgi sözcükleri dökülüyordu ki ağzından ben duymakta zorlanırdım. Söyleyemediğim sözcüklerin birikimiydi ondan aldığım cevaplar… Nefret ediyordum içilmenin mecbur olduğu sabahlamalardan. Normal zamanlarda onlardan çok daha sarhoş olduğuma kimseyi inandıramıyordum. Ben ayyaşlığın yüksek mertebe olduğu gecelerde, yüksek yerlere çıkıp yıldızları seyretmeyi sevdim. Onlar beni bir intiharın kenarında sandılar; oysa ben yıldızların balkonundan, dünyaya sarktım taa belime kadar. Bir oyun oynadık. Bahçedeki çocuklar gibi…belki de daha sessiz. Küçüklüğümde her oyunun kahkahayla bitmediğini hatırlatan, oyunlar… Heyecanın doruklara çıktığı, korku tünelinin stresinin yaşandığı, atlı karıncanın çok uzun kalındığında sıkıcı gelen dinginliğinin fazlasıyla hissedildiği anlar yaşadık, tıpkı Lunaparktaki gibi. Zaman zaman mahalleden topladığı arkadaşları, misketlerini oyunumuza karıştırdığında, ben onu onlarla başbaşa bırakıp, mızıkçılık yapıp, bebeklerim olmadan, cebimde saçma sapan misketlerle evin yolunu tuttum.İçinde hep ikimizin olduğu bir oyun istediğimden. Ve yine içinde hep ikimizin olduğu bir oyun istediğimden, sustum belki de… Geçmiş zamanda yaşanan yıpranmışlıklara rağmen, onun yanında olmamı sağlayan, sadece mavi cam misketler olsa da ; bir kez daha el-alem’e özgürlüğün tadının yalnızlıkla değil de delikanlı gibi dostlukla çıkacağını gösterdik. 4 Temmuz 2001 Ömür İsfendiyaroğlu
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömür İsfendiyaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |