Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarını düşünmedim. Tersine yaşam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onları seçti. -Juliette Binoche |
|
||||||||||
|
Yaşamımızın her alanında, gereksinim duyduğumuz bu enerjiye sahip değilsek, kullanamıyorsak başarı ve mutluluğada ulaşamayız. Geçen yazımda mutluluk enerji bataryamızın her zaman dolu olması gerektiğinden bahsetmiştim. Elime geçen bir kitap,”işte bu!” dedittirecek bilgilerle donatılmıştı. Kitap, Stephen R. Covey’e aitti. Konusu ise, etkili insanların başarısı ve alışkanlıklarını içermekteydi. Yazara göre,”Mutlu olmak!” aslında çok kolaydı. Ve kimimiz bilerek kimimiz ise farkında olmayarak bataryamızı doldurmaktaydık. Nasıl mı? Sinerjiyle! Evet, bu mümkündür. Sinerji; bir bütünün parçalarının toplamından daha büyük olması demektir. Bu sıradan bir parça değildir. Hayatımızın en önemli mucizevi bir parçasıdır. Sinerji, doğada her yerde vardır. İki bitkiyi yan yana getirin ve kökler birbirine karıştığı zaman toprağın niteliğini değiştirirler. Erkekle kadının dünyaya bir çocuk getirmesi de sinerjiktir. Kısacası bir artı bir eşittir iki eder. Farklılıklar oluşturur ve yaşamımızın özü olmasını sağlar. Önemli olan bu farklılıklara saygı göstermek ve değer vermektir. Güçlü yönleri alıp zayıf yönlerimizin üzerine yapılandırmamız gerek. Sinerjik iletişimde böyledir. -“Bıktım artık, her yükü taşımaktan!..” gibi sözleri söylediğimiz, yakındığımız ve duyduğumuz çok olmuştur. Doğal dengeyi bozduğumuz an sinerji olumlu halden sıyrılır ve mutsuzluk, huzursuzluk oluşur. Yaşam trajediye dönüşür. Sinerji deneyimi olan insanlar yaşamın her alanında mucizevi bir başarı göstermiştir. Çünkü sinerjide arzu vardır. Arzu tutkuya tutku ise elde etme isteği ile buluşur. Anımsar mısınız? Türk taraftarlarının alınmadığı avrupa stadyumunda, çoğunluğun karşı takımın taraftarlarıyla dolu, maç öncesi Türk futbolcuları çok gergin ve panik içindeydiler. Bunu fark eden sn Fatih Terim’in, futbolculara son taktikleri vermek için soyunma odasına girdi. Gördü ki, ekip tedirgin ve heyecan içindeydi. Bu hal ise, başarının en can alıcı düşmanıydı. Başarılı bir teknik direktör olan bu insan, sahaya çıkmadan son dakikalarda sinerjisini kullanması futbol tarihinde coşku yaratmasına neden olmuştu. Fatih hoca, cebinden bir mektup çıkartıp, -”Arkadaşlar bu mektubu okuyunca, inanın çok etkilendim. Çünkü bu mektup sizlere yazılmış. Yazan kişi bir Türk kadını. Özellikle bu anda okumamı rica etmiş...” Ve mektubu okumaya başladı. Bu durum, bizleri ekran karşısında dondurmuştu. Aynı zamanda da altmış milyon insanın potansiyel enerjisini emmiş olup, sinerjiye dönüştürmüştü. Mektubun kısaca içeriği şöyleydi. -“Türk Ulusu sizin arkanızdadır. Yalnız değilsiniz!..” Bu sözler mucizevi bir şekilde etkisini göstermiş ve sahada sanki tükenmez bir enerjiyle oyun oynamışlardı. Sonuç kaçınılmazdı. Türk takımımız dünya üçüncüsü olmuştu. Mektupla gelen sinerjik iletişim, takım ruhunu sağlamıştı. Hani derler ya, “Kağıdım gökyüzü kalemim toprak olsa yine de sözüm sığmaz gökyüzüne...” Sevgili okurlarım bugün yazımı ünlü İtalyan düşünür ve yazar olan Leo Buscağlia’nın öğrencileriyle arasında geçen küçük bir anısını aktaracağım... Sınıfa hızla giren Leo Buscaglia MBA öğrencilerine gülümseyip, -”Kağıtlarınızı çıkarın sizi imtihan edeceğim...”der. Öğrenciler şaşkın ve hazırlıksız yakalanmıştır! Hoca tek soru sorar ve tüm sınıf bu soruya aynı yanıtı verir. Soru şuydu.”Ölümünüze bir hafta kalmış olduğunuz öğrenseniz ne yapmak isterdiniz?” Sınıfın yanıtı ise,” Sevdiğimiz insana koşar ve onu sevdiğimizi söylerdik!” Leo Buscaglıa sınav kağıtlarının sonuçlarını merakla bekleyen öğrencilere öfkeyle haykırmış! -“Bu güzel sözleri söylemeniz için illa ölmeniz mi gerekiyordu!..” Ve bu son derece pozitif sinerjik etki yapan sözlerin ardından tüm sınıf boşalmış... Sizlerinde sıra dışı, buna benzer yaratıcı anılarınız olmuştur. Birinin yaşamını kurtarmak, bir krizi çözmek, bir mucizeye tanık olmak gibi sinerjiye tanık olmuşunuzdur. İnsan yaşamının kıyısında küçük çaplı olayları fark eder. Kısacası sevgi ve hoşgörü yoksa güvende pılını pırtısını alır gider ve özgüvenimiz öksüz kalır. Umuda kurşun atmayalım ve her daim içimizdeki enerjiyi el ele sinerjiye çevirelim. Yüzünüzden gülücükler gönlünüzden ise bahar eksik olmasın!.. Emine Pişiren/Edremit Olay Gazetesi/Nisan.2008
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Emine Pişiren, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |