..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"Gülün dikene katlanmasý onu güzel kokulu yaptý." -Mevlana
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Toplumcu > Anýl Gökpek




22 Ocak 2009
Nasýl Zengin Oldum  
1 elma, 2 elma, 3 elma, elmalar...

Anýl Gökpek


Ve gülmeye baþladý. ‘U’larla dolu bir kahkaha. Bir kuhkuhu.


:CJEI:
     Bu yazýnýn yayýnlanmasýnýn mümkün olmadýðýný biliyorum; ama yazmazsam, bunu içimde tutarsam delireceðim: Midas’ýn kulaklarý eþek kulaklarý! Midas’ýn kulaklarý eþek kulaklarý! Midas’ýn kulaklarý eþek kulaklarý!
     Bir dergi hazýrlýyoruz. Sektörel eðilimli ancak benzerlerinden daha dinamik, bir tür “genç-iþadamý dergisi” planlýyoruz. Planlýyoruz diyorum ama aslýnda “planlýyorlar” ya da “planlýyorduk” desem daha doðru olacak. Ýlk sayýnýn röportajýnýn hemen ardýndan gelen küskünlük, dergi sahibinin (hiçbir þeyden haberi olmadýðý için) üzülmesine karþýn ayrýlmamý gerektirdi. Eðer bu meslekte, bugünün þartlarýnda, ahlaktan bahsedebilirsek, ayrýlýþýmýn zorunlu olduðu ortadadýr.
     Gelelim o ilk röportaja: Bu tip bir derginin röportaj için gideceði ilk isim kimdir? Elbette Kazým Kazancý. Biz de öyle düþündük ve bir randevu istedik. Cevap için dört, randevu içinse yirmi üç gün beklememiz gerekti. Bu arada dergi binasýnýn döþenmesi, matbaa ile anlaþma ve benzeri teknik iþler devam etmekte olduðundan beklemekle bir kaybýmýzýn olmayacaðýný biliyorduk.
     Bu koþuþturmanýn ardýndan röportaj gününün gelmesi de bir tür tatil haberi etkisi yaptý. Yönetim kuruluna ait ofislerin bulunduðu plazaya girdiðimizde insaný þýmartan türden bir ilgiyle karþýlandýk. Randevumuza yirmi dakika daha vardý, ne alýrdýk? Kahvaltý arzu eder miydik? Mönüden bir içecek seçmek ister miydik? Ah, her þeyi yapabilirdik ancak sigara geri kalmýþlar içindi ve binada içilmesi yasaktý. Kuzey Kantin’in tam ortasýnda, camdan bir sigara içme kulübesi vardý ancak orasý da bir telefon kabini kadardý; içinde bir kiþiden fazlasýna yer yoktu.
     Plazaya derginin þoförüyle gelmiþtim; röportaj saati geldiðinde onu bu cennetin nimetlerinden faydalanmak üzere býraktýðýmda az da olsa bir kýskançlýk hissetmedim desem yalan olur.
     Çalýþanlarca shuttle (mekik) olarak adlandýrýlan ufak ofis aracýyla, üzerinde baþkan yazan dev kapýya ulaþtýðýmýzda randevuya yalnýzca on beþ saniye kalmýþtý. Kayýt cihazýmý sol elime alýp kapýyý açmaya yeltendim. Refakatçim, Amerikan kýrýðý bir Türkçe ile, “Daha deðil!” deyip kapýnýn üzerindeki kýrmýzý lambayý gösterdi. Birkaç saniye sonra lambanýn ýþýðý yeþile döndü ve refakatçim kapýyý açtý. Ben orada deðilmiþim gibi odaya daldý. Aslýnda burasý bir oda deðil metal bir küptü. ‘Baþkan’ yazýsýnýn bir tür önlem olduðunu düþündüm. Metal küpün bir yerinde bir hareketlenme oldu. Açýlan kapý bizi Kazým Bey’in ‘asistanýnýn asistaný’nýn odasýna geçirdi. Bir kriz masasýnýn ciddiyetinde ve hýzýnda çalýþmakta olan stajyerlere direktifler veren yönetici-asistaný-asistaný bizi görünce gülümsedi:
     - Hoþ geldiniz, buyurun.
     Duvara gömülü panoda bir takým matematik problemlerini çözdü ve kapýyý açtý. Kriz masasýndan bakanlar kurulu toplantýsýna girmiþ gibi hissettim. Yaz ortasýnda ‘olaðanüstü’ toplanmýþ bir Bakanlar Kurulu… Saðýmdan, solumdan, bana çarparak geçen bu insan selinin ortasýnda, hiçbir þey yapmayan ve sadece konuþan hurinin yönetici-asistaný olduðunu düþünmekteydim ki o güzeller güzeli kýz birden bana bakýp,
     - Can Bey, deðil mi? Daðýnýklýðýn kusuruna bakmayýn, buyurun, Kazým Bey sizi bekliyor, dedi.
     Bir baþka çelik israfý da gösteriþli bir tekno-hamleyle açýldý ve artýk Atýlgan uzay gemisinin kaptan köþkündeydik. Kazým Bey gülücüklerle yanýma gelip koluma girdi. Refakatçime gitmesini buyuran bir kafa hareketinden sonra,
     - Hoþ geldiniz, dedi. Sizleri, sizin gibi gençleri bu iþte görmek ne güzel! Ýsminiz Cem’di deðil mi?
     Duraksadýðýmý görünce masasýndaki notlarýna hýzla göz atýp,
     - Pardon, Can, diye düzeltti. Evet görüþmemize baþlayabiliriz; yalnýz önceden size bildirildiði gibi yirmi dakikanýz var.
     Sesli olsun, sessiz olsun, tüm harfleri ýsrarla ‘u’ harfine dönüþtürme çabasýndaki aðzýna bakakaldým; çünkü ben bu aksanýn bir tür “halkla-iliþkiler projesi” olduðunu, zaten uzun yýllar boyunca yaþamýný köyünden ve insanlarýndan uzakta geçiren bir kiþide aksan kalmasýnýn mümkün olmadýðýný düþünüyordum. Ne var ki bu adam hala Yozgatlý Kazým Aða’ydý!
     Þaþkýnlýðýmý hýzla üzerimden atarak ilk ve tek sorumu yönelttim. (Plana göre sadece tek soru sorulacak, yirmi dakika konuþulacaktý. Bant çözüldükten sonraysa, konuþmanýn uygun yerlerine, konuyu benim yönlendirdiðim hissini uyandýracak ufak sorular yerleþtirilecekti.)
     - Kazým Bey, Para-politik Dergisi olarak biz, ülkemizin genç iþadamlarýnýn önündeki en iyi örnek olan size, baþarýnýzýn sýrrýný sormak istiyoruz. Yükseliþinizi hazýrlayan etkenleri bizim için özetlemeniz mümkün mü?
     - Can Bey, öncelikle size ve Para-politik dergisine teþekkürlerimi sunarým. Genç iþadamlarý bir ülke ekonomisinin belkemiðini oluþtururlar. Gençlerdeki kuvvet olmasa biz nasýl ayakta dururuz? (Güler) Böyle önemli bir grubun beni örnek almasý gerçekten de büyük bir gurur. Aslýnda nasýl zengin olduðumu çeþitli vesilelerle, defalarca anlatmýþtým. Ancak madem gençler çaðýrýyorlar, (güler) öyle deðil mi, o halde bir kez daha anlatmakta fayda var. (Duraksar) Ticarete ilk atýlýþýmý bugün gibi hatýrlarým. O gün on paraya, o zaman kuruþ çok deðerliydi, gençler bilmezler, lirayý ise kimse görmezdi, neyse, on paraya kocaman, sulu bir elma aldým. Kýpkýrmýzý, güzel bir elmaydý ama toza bulanmýþtý. Yýkadým. Bir güzel de parlattým. Bir baktým ki þahane! Yemeye kýyamadým. Elmayý, pazarda bir adama, ederinin iki katýna sattým. Þahane elma, neden almasýn, deðil mi? Ýþte bu hikaye pek meþhurdur. Ertesi gün o parayla aldýðým iki elmayý, yýkayýp parlattým tabii, pazarda sattým ve o parayla dört elma aldým. Üçüncü gün dört elma sekiz oldu, devrisi gün on altý. Yýkayýp parlatmayý da unutmuyorum tabii.
     Böyle güzel baþlayan öykü sadece bir-iki dakikada bir azaba dönüþtü. Elma Çýðýnýn Dönüþü. Korku filmi gibiydi. Ve çýð durmaksýzýn büyüyordu.
     - On üçüncü gün dört bin doksan altý elmayý, yýkayýp parlatýyorum tabii, sattým ve tam sekiz bin yüz doksan iki elma aldým. Ticareti hemen öðrenmiþtim. On dördüncü gün…
     Kafamýn içi uzayan ‘u’lar yüzünden uðulduyordu ve kusmak istiyordum. ‘Kusmuk’ sözcüðünde iki adet ‘u’ olduðunu, bunun Kazým Bey’in aðzýnda ne hale geleceðini düþünmekte olduðumu fark ettiðimde aðlanacak halime güldüm.
     - Peki Kazým Bey, bahsi geçen iki haftada elinizden bu kadar elma geçti ve siz bir tanesini bile…
     - Katiyyen! Aklýmdan bile geçirmedim. Ticaret bu efendi, çocuk oyunu deðil. Neyse… On beþinci günün sabahý on altý bin üç yüz seksen dört elmayý…
     Ýnsanlarýn üçüncü sayfa haberlerine nasýl malzeme olduklarýný o an rahatlýkla görebiliyordum. Þimdi þu kafamý þiþiren adam elli yýldýr ekonomiyi yönlendiren gruplardan birinin baþkanýydý ve tüm ciddiyetiyle bana masal anlatýyordu. Gerilmiþtim. Sayýlarý duymamak için ellerimi koltuða yapýþtýrmýþ, parmaklarýmla koltuðun altýný yokluyor, desenin nasýl devam ettiðini gözümde canlandýrmaya çalýþýyordum. ‘U’larý duymamak mümkün deðildi. Bandýn çözümünü yapacak arkadaþa acýdýðýmý anýmsýyorum. Baþka þeyler düþünmeye çalýþtým ama yapamadým.
     - Yirmi beþinci günün sabahý on altý milyon yedi yüz yetmiþ yedi bin iki yüz on altý elmayý, yýkayýp parlattýktan sonra tabii, pazarda sattým. Parasýyla da tam otuz üç milyon beþ yüz elli dört bin dört yüz otuz iki…
     Biz tam yedi cüceyiz, on dört kollu bir… Sus! Sakinleþmek için ona kadar saysam? Bir… iki… üç… Ne yapýyorum ben? Sayýlarýn sýkýntýsýndan kaçarken yine sayýlara sýðýnýyorum. Meditasyon? Omm… Reiki? Yok, yok… Artýk nirvanaya ersem ne yazar! Þarký mýrýldansam? Zehn kleine jagermeister… Çýldýrýyorum!
     - Böylece ilk ayýn son sabahý yýkayýp parlattýðým elma sayýsý beþ yüz otuz altý milyon sekiz yüz yetmiþ bin dokuz yüz on iki olmuþtu.
     - Kazým Bey!
     - Oradan kazandýðým parayla bir milyar yetmiþ üç milyon yedi yüz kýrk bir bin sekiz yüz yirmi dört elma aldým.
     - Kazým Bey!!
     - Dile kolay, tam bir milyar yetmiþ…
     - Kazým Bey!!! Delireceðim, yeter artýk! Lütfen!
     - N’oldu? Sýkýldýnýz mý? Daha yeni baþlamýþtým.
     - Lütfen midem bulanýyor.
     - Peki… Elli liran var mý?
     - Pardon?
     - Elli lira; bir baþka baþarý öyküsü için. Üstelik çok daha kýsa. Daha on bir dakikamýz var ve bu öykü yetmiþ beþinci güne kadar sürebilir.
     - Ama…
     - Hadi, utanma. Hah, þöyle. Þimdi dinle. Otuz ikinci günün sonunda, ki o gün haftanýn son günüydü, holdingimi kurdum. Elimdeki dört milyar iki yüz doksan dört milyon dokuz yüz altmýþ yedi bin iki yüz doksan altý elmanýn takibini yapacak bir takým tuttum.
     - O yaþta mý?
     - Otuz üçüncü günden devam mý edeyim?
     - Hayýr, lütfen!
     - Bu hikaye ve elliliðin sonu aramýzda kalacak. Baþka dergileri araþtýrýn ve eski röportajlarýmdan bir karýþýmý derginizde yayýnlayýn. Eðer söylemediðim bir tek harfe yer verirseniz sizi ömrünüzce mahkemelerde süründürürüm.
     Pis kokulu bir suskunluk esti odanýn içinde.
     Daha dokuz dakikamýz vardý ve ben kaçmak istiyordum. Kaçmak ve giden elli lirayý unutmak… O sýrada Kazým Bey bir sigara yaktý. Bir tane de bana uzattý. Yasaktan bahsedecek oldum, “Onlara yasak,” dedi, “Kendime de yasak getiremem ya!” Ve gülmeye baþladý.
     ‘U’larla dolu bir kahkaha.
     Bir kuhkuhu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Metin Þentürk'e Açýk Mektup
Et Suyuna Bulgur Pilavý - II
Belli Olmaz
Et Suyuna Bulgur Pilavý
Her Þey Güllük Gülistanlýk
Müptela
Kapý - 2 -
Kapý - 1 -
Þehrin Ýstenmeyen Tüyleri
Birkaç Not

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Aslan'ýn Hikayesi [Roman]
Kim Kiminle Nerede Ne Zaman [Roman]
Dýþýmýzdaki Þeytan [Roman]
Ada [Roman]
Büyük Yazardan Okurlarýna Açýk Mektup [Roman]
Lukacs [Roman]
Kaan Ilgaz Bilmecesi [Roman]
Mini Sosyal Bilimler Ansiklopedisi - Cilt III [Deneme]
Dinin Açtýðý Yaralarý, (Hastayý Daha da Kötüleþtirmemek Adýna) Dini Görünen Ancak Ýlmi Merhemlerle Tedavi Etmeye Çalýþýrken, Sunulan Yeni Merhemin Yanlýþ Yorumlanýp Yeni Bir Dini Akým Oluþturmasý ve Bu Akýmýn Önünün Alýnamamasý Üzerine Bir Tarih Dersi [Deneme]
Mini Sosyal Bilimler Ansiklopedisi - Cilt I [Deneme]


Anýl Gökpek kimdir?

Kayýp kuþak gerçek mi? Yoksa sadece bir efsaneden mi ibaret?

Etkilendiði Yazarlar:
Oðuz Atay, James Joyce, Sabahattin Ali


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Anýl Gökpek, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.