..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Dil > Mudi Beya




13 Mart 2009
Dilimizin Zenginliği ve İlaç Tanıtma Yazıları  
Mudi Beya
Ormanı, suyu, havayı, denizi, çevreyi, enerjiyi ve buna benzer doğal kaynakları çok hor ve hovarda kullandığımız halde, iş sözcük kullanma işine gelince çok ekonomik davranarak kıdım kıdım kullandığımızın acaba farkında mıyız? Yoksa sözcüklerimize kıyamıyor muyuz; tüketmekten mi korkuyoruz için için…


:CIEJ:

Türk Dil Kurumu tarafından 2005’ te yayınlanan Güncel Türkçe Sözlükte 104.481 sözcük yer almakta, bu sözcüklerin 14.973’ ü de yabancı dillerden araklanmış olmakla birlikte kullanımdaymış. Oysa ki, bu denli sözcük zenginliğimizin olduğunu çoğumuz pek bilmeyiz; bilmediğimiz gibi bu işlere kafa da yormayız. Yormayız da iyi mi ederiz? Başkasını bilmem ama, bana göre kötü ederiz; hem de çok kötü!
Ormanı, suyu, havayı, denizi, çevreyi, enerjiyi ve buna benzer doğal kaynakları çok hor ve hovarda kullandığımız halde, iş sözcük kullanma işine gelince çok ekonomik davranarak kıdım kıdım kullandığımızın acaba farkında mıyız? Yoksa sözcüklerimize kıyamıyor muyuz; tüketmekten mi korkuyoruz için için…
Her ne kadar ekonomi bilimi, bir bakıma kıtlık bilimiyse de, sözcük kullanma konusunda kendimizi sıkıntıya sokarak ekonomik davranmamıza hiç gerek yok! Kıyasıya kullanalım sözcüklerimizi!.. Kullanalım ki, unutulmasınlar. Sözcükler, kulanılmadıkça ilkin paslanırlar, zamanla da unutulup giderler. Sonra da, kendimiz gibi dilimiz de yoksullaşır. Dilimiz de yoksullaşınca sevdiklerimize karşı duygularımızı nasıl aktaracağız? Düşüncelerimizi de, işyeri tabelalarında olduğu gibi yabancı dillerden sözcüklerle mi anlatacağız? Sevgililerimize şiir de mi yazamayacağız o zaman? Yazarlarımız, şairlerimiz eserlerini yabancı dillerde mi ortaya koymanın derdine düşecekler?
Dünyanın en büyük ekonomisi olan Japonya’ dan daha çok dolar milyarderimizin olduğuna kanmayın! Dolar milyarderimizin Japonya’ dan çok oluşu garantili fakirleşmemizin sonucudur.
Yani demem o ki, biz yoksul bir halkız. Yoksul halkın kesesi ve kasası boştur doğal olarak. Kesesi ve kasası boş olan insan topluluklarının kafası da boşaltılmıştır. Kesesi, kasası ve kafası boş olan insanı aldatarak yönetmek de çok kolaydır. Kolay olmasa, buzdolabı, Çamaşır makinesi ve elektrik süpürgesiyle oylarını değiştirmesi umulur mu? Bu umutla ineği, öküzü elinden alınarak boşaltılan ahırına çamaşır makinası, elektrik süpürgesi konulması önerilebilir mi? Bunu biraz açmalı değil mi?
İktidar sahiplerinin, izlemekte oldukları dış- güdümlü ekonomi- politikalar nedeniyle, köylü ürettiğine pişman edilerek ineğini, öküzünü elinden çıkardığı için boş kalan ahırını ne yaptı? Seçim kıyağı olarak evine gönderilen buzdolabını ve bulaşık makinasını hayvanlardan arındırdığı ahıra koymasın mı? Tam da öyle oldu!
Yurttaşın kafası da kesesi gibi boşaltılmamış olsaydı bence, kaybettiği hayvanlarının hesabını sorma yerine, ineğinden ve öküzünden boşalan ahıra eksi 20 derece soğukta buzdolabı koymaya yanaşmazdı. Aynı şekilde su şebekesinden yoksun olduğu halde bulaşık makinesini de kabul etmezdi.
Sözcük dağarcığımızın zenginliğine karşın dilimizi ortalama 150 sözcükle konuşmamız bendenizin canını sıktığı için bu can sıkıcı yazıyı yazmak zorunda kaldım. Sonunda sözü, ilaç kutularından çıkan yaban dilde yazılmış tanıtma yazılarına getirmeyi amaçladım.
Bu yazıda içinde yaşamakta olduğum toplumu, dilimizin zenginliğine karşın az sayıda sözcükle konuşmakta olduğu için… Seçim rüşveti amacıyla dağıtılan türlü gıda paketi, kömür, beyaz eşya v.s. şeyleri kabul etmeyi içine sindirdiği için aşağılamak, küçük görmek ve kınamak gibi bir düşünce taşımadım asla.
Ama, işin içinde hatırı sayılır boyutta hem hakaret, hem aşağılama ve hatta insanımızı ‘adam yerine, koymama eğilimi bile var! Ve de bu hakaret, aşağılama ve ‘ adam yerine, koymama rezaleti bendenizi bu yazıyı yazmaya itti. Nasıl mı? Ben de bunu anlatmaya çalışıyorum.
Şimdi sormak istiyorum: Yüz binden fazla sözcüğe sahip koca bir dili günde ortalama 150 sözcükle konuşan topluma bu yapılır mı? Yapılırsa da, bu iş onları adam yerine koymamak olmaz mı… Hani hasta hakları vardı? Hani AB sürecinde yol haritasından söz ediliyordu…
Hastane kapısında ve ya eczanede eline tutuşturulan ilac kutusunun içinden çıkan prespektüs (Tenezül edip de ‘Tanıtma yazısı , bile demiyorlar) yabancı dilde olunca nasıl okuyup, nasıl anlayacak? Bu uygulama, bu şaşkın halkla dalga geçmek değil midir sizce? Yoksa kimilerinin ileri sürdüğü gibi ( hani, haksız da değiller ) sömürge falan olduk ta benim mi haberim yok?
Bu konuda daha fazla yazmanın gereği yok. Ancak, sorunu daha anlaşılır bir şekilde tarafınıza aktarmama yardımcı olacak olan iki örneği aşağıda bulacaksınız.
Ama bu soruna el atacak bir ilgili bulabilecek mıyız? Onu bilmiyorum.

1. Örnek:
Moxday 400 mg film tablet. ENDİKASYONLARI:
Moxday 400, duyarlı suşların neden olduğu aşağıdaki bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde endikedir.
+ Kronik bronşitin akut alevlenmesi :
Streptococcus pneumoniae, Haemophilus influenzae, Moraxella catarrhalis, Haemophilus parainfluenzae,Klebsiella pneumoniae,Staphylococcus aureus.
+ Toplumdan edinilmiş pnömoni :
Streptocossus pneumoniae, Haemophilus influenzae,Moraxella catarrhalis, Haemophilus parainfluenzae, Klebsiella pneumoniae, mycoplasma pneummoniae.
+ Akut sinüzit :
Streptocossus pneummoniae, Haemophilus influzienzae, Moraxella ctarrhalis
+ Komplike olmayan cilt rahatsızlıkları :
Staphylocossus aureus, Streptocossus pyogenes.
2. örnek:
CORASPİN 100 Antiagregan
Endikasyonları :
Anti-trombotik olarak; non-stabil anjina pektoriste ve risk altındaki ( hipertansif, hiperlipidemik, diyabetik ) hastalarda koroner trobozun önlenmsinde; miyokardreinfarktüs profilaksis
İnde; kardiyovasküler cerrahide özellkle aortkoroner by-pas ve asterivenoz şantlarda post-operatif tromboz v e embolizmin önlenmsinde; geçici iskemik ataklarda ve inme profilaksisinde endikedir.
İlaç kutusundan çıkan bu yazıdan benim köylüm, benim emeklim, benim işçim ve benim memurum ne anlar? Anlamak zorunda da değil. Bu insanlar dotora gitmeden önce yabancı dil kursuna mı gitmeliler? Ne öneriyorsunuz?









Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Akşamdan Yazılan Mektup Sabahleyin Yazanı Tarafından Okunur Mu [Öykü]
İşte Geldi 8 Mart Bakın Neler Olacak [Öykü]
Ereğli Çamlıyayla 2015 Toroslar Geçişi [Öykü]
Görme Engellinin Fendi Münasip Münasebattar' I Yendi [Öykü]
Görme Engellinin Fendi Münasip Münasebattar' I Yendi [Öykü]
Fanfinfon Çorbası [Öykü]
Abdülrezzak Holding 2 [Öykü]
Öylesine Bir 8 Mart Yazısı [Öykü]
Kalleş Avrupalı! [Öykü]
Abdülrezzak Holding 1 [Öykü]


Mudi Beya kimdir?

Bilgisayar edinip İnternet ile yakından ilgilendiğim zamana kadar ülkemde okurdan çok yazarın varlığını düşünür ve bundan büyük kaygı duyardım. . . Uçsuz bucaksız olanakları bulunduğumuz odaya, ayağımıza getiren İnternetle tanııştıktan sonra, ülkemde okurdan çok yazarın olduğunu düşünmüyor, çok net biliyorum böyle olduğunu. Bunu bilmem, yukarıda sözünü ettiğim kaygılarımın katlanmasına neden oluyor. İçinde debelenmekte olduğumuz sorunların temelinde, okumayan bir toplum oluşumuzun katkısı sanıldığından daha daha çok diye düşünüyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Jack London, Ernest Hemingway, Gogol, Zola, Aziz Nesin, Nazım Hikmet ve daha başkaları...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mudi Beya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.