..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu kitap çok gerekli bir açığı dolduruyor. -Moses Hadas
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Ortamsal > Mudi Beya




3 Aralık 2015
Görme Engellinin Fendi Münasip Münasebattar' I Yendi  
Mudi Beya
Çocukluk yıllarında geçirdiği çiçek hastalığı sonucu gözlerini kaybeden Bahtiyar Mutlu ile aynı mahalleden çocukluk arkadaşı Münasip Münasebettar, iflah olmaz iki domino oyuncusuydular. Bahtiyar Mutlu, Münasip’ in çalıştığı fabrikaya engelli kadrosundan girmişti. Aynı mahallenin çocukları olduktan başka bir de mesai arkadaşı olmuşlardı sonradan. İki rakip olarak türlü iddialar ortaya attılar, bahisler tuttular; ara sıra işin içine para mara da girse bile, iki ezeli domino oyuncusunun inatlaşması, parayı gölgede bırakıyordu… Yenilen taraf genel olarak Münasip Münasebettar olmakla birlikte, işin peşini bırakmayı içine sindiremiyordu… Rakibinin görme engelli olması nedeniyle hileye saparak onu kolayca yenmeyi düşünmüyor değildi. Ama, oyun kurulan masanın çevresini meraklı yancıların sarmış olması, hile yapmaya engeldi. Bir de, rakibin zorlu olmasına karşın, görme engelli oluşundan ötürü hileye başvurmayı kendine yediremiyor gibi bir hali vardı…


:AGIF:

Birinci Bölüm
Görme engellinin dünyası zifiri karanlıktır! Yani, görme engelli olmak, her daim zifiri karanlıkta yaşamını sürdürme durumudur ve çok büyük beceri gerektirir… Ama durum çepeçevre bundan ibaret değil! Hemen hemen her engelli için geçerli olan bir yasası vardır doğanın! Engeli oluşturan eksikliğin olasılıkla ortaya çıkaracağı olumsuzlukları adeta avantaja çeviren, en azından hafifleten gelişmeler oluyor engellinin yaşamında. Örneğin, engellinin duyu ve duyguları normal insanlara göre daha çok gelişme gösterdiği gibi sair organları da daha çok işlevsel oluyor. Burada, ayaklarıyla yazı yazan, resim yapan bedensel engellileri, müzik dehası görme engellileri ve belli sanat dallarında akıl almaz hünerler ortaya koyan türlü engellileri sayıp dökmeye kalksak, sayfalar dolusu yazılar çıkar ortaya! Aslında burada sayabileceklerden çok daha fazlasına tanık oluyoruz. En başından söyledik: Görme engellinin dünyası zifiri karanlıktır! Bu nedenledir ki, görme engellilerin, herhangi bir şekilde görme engeli olmayanlara zifiri karanlıkta rehberlik etmeleri olağan karşılanıyor kendi aralarında. Görme engeli olmayanlara göre olanaklı değil gibi ama, oluyor böyle işler… Bundan daha ilginç olanıysa, görme engellilerin aynı zifiri karanlık bir ortamda yemekler yaparak yaptıkları yemeklerle birlikte içki servisi de yaptıklarıdır… Görme engellilerin kendi aralarında bu da olağandır.
Ve geride kalan yıllar içinde uygulamaya konulan bir eylem ve buna karşı gerçekleştirilen operasyon kısaca şöyle gelişti: Sorunlarını anlatmak için başbakanlığa yürüyen 50 görme engelliye 200 polis müdahale etti!.. Bir çok test ve sağlık kontrolünden sonra polislik işini kaptığı halde, demek ki, bunların dördünün bir görme engelli ile ancak başa çıkabileceği hesabı yapılıyor olmalı! Görme engelliler bu eylemi, Gezi Direnişi sonrası günümüzde yapsalardı, binlerce polis, 50 görme engelliye basınçlı su, cop, biber ve portakal gazı, silah, Toma ve kamalarla saldırarak destanlar(!) yazar mıydı acaba? Güvenlik kuvvetlerinin bu zalim destanı yazmaya teşne olması ne ürkünç bir durum!...
Bir görme engelli yurttaş olan Bahtiyar Mutlu, şeytana pabucunu ters giydirmedi ama, Münasip Münasebettar’ı bir çok kez tek pabuçla evine gönderdi!... Şöyle oldu:
Dedimkine Mahallesi halkından kimileri, Münasip Münasebettar’ ı bir son yaz günü akşamüstü kahveden evine giderken çoraplı ayaklarında ayakkabı olmadığını fark edince çok şaşırmışlar ama, bu duruma bir anlam verememişlerdi. Bu manzara ilk kez yaşandığında bu manzaranın nedenini bilenlerin sayısı, o dakikalarda kahvehanedekilerle sınırlı kalmıştı. İşin iç yüzü, bu yürüyüşler ay içinde bir- iki kere yinelendikçe iyicene anlaşıldı.
Çocukluk yıllarında geçirdiği çiçek hastalığı sonucu gözlerini kaybeden Bahtiyar Mutlu ile aynı mahalleden çocukluk arkadaşı Münasip Münasebettar, iflah olmaz iki domino oyuncusuydular. Bahtiyar Mutlu, Münasip’ in çalıştığı fabrikaya engelli kadrosundan girmişti. Aynı mahallenin çocukları olduktan başka bir de mesai arkadaşı olmuşlardı sonradan. İki rakip olarak türlü iddialar ortaya attılar, bahisler tuttular; ara sıra işin içine para mara da girse bile, iki ezeli domino oyuncusunun inatlaşması, parayı gölgede bırakıyordu… Yenilen taraf genel olarak Münasip Münasebettar olmakla birlikte, işin peşini bırakmayı içine sindiremiyordu… Rakibinin görme engelli olması nedeniyle hileye saparak onu kolayca yenmeyi düşünmüyor değildi. Ama, oyun kurulan masanın çevresini meraklı yancıların sarmış olması, hile yapmaya engeldi. Bir de, rakibin zorlu olmasına karşın, görme engelli oluşundan ötürü hileye başvurmayı kendine yediremiyor gibi bir hali vardı…
Görme engelli Bahtiyar Mutlu, hasmını pes ettirmek için stratejik kararlar vermeye başladı son zamanlarda! Örneğin, bir gün gömleğini soydu, eve öyle gönderdi. Bir keresinde yağmurlu bir günde şemsiyesini üterek el koydu!... Galiba en stratejik karar olarak ayakkabının teki üzerine oyun kurmak oldu!... Ayakkabının teki üzerine kurulan bu oyunların kaçınılmaz sonucu olarak, Münasip Münasebettar’ ın bir elinde tek ayakkabıyla yalınayak eve gitmesi şaşkınlıkla izleniyordu, geçilen sokakların sakinleri tarafından… Bahtiyar Mutlu, bu kadarla da yetinmeyecek, oyun kurulurken, kaybeden tarafın elinde kalan tek ayakkabıyı giyerek eve öyle gitmesi koşulunu dayatacaktı. Öyle de oldu! Münasip, yürürken ayaklarından birinde ayakkabı olduğu için aksayarak ilerlemesi de ilginç bir görüntü oluşturuyordu…

....../.....
Birinci Bölümün Sonu



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın ortamsal kümesinde bulunan diğer yazıları...
Görme Engellinin Fendi Münasip Münasebattar' I Yendi
Fanfinfon Çorbası
Abdülrezzak Holding 2
Abdülrezzak Holding (Altıncı Bölüm )
Abdülrezzak Holding
Abdülrezzak Holding
Abdülrezzak Holding 3
Ay Işığında Bir Temmuz Gecesi
Abdülrezzak Holding (4. Bölüm )
Abdülrezzak Holding (Yedinci Bölüm )

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Akşamdan Yazılan Mektup Sabahleyin Yazanı Tarafından Okunur Mu
İşte Geldi 8 Mart Bakın Neler Olacak
Ereğli Çamlıyayla 2015 Toroslar Geçişi
Öylesine Bir 8 Mart Yazısı
Kalleş Avrupalı!
Abdülrezzak Holding 1
Kriz Ortamında Ekonomik Garantili Konuk Ağırlama Önerileri
Genç Politikacı Adaylarına Öğütler!
Günlük: Kırkbirkere Maşşşahlah Tüüü! Tüüü! Tüüü!
Ona Öyle Demezler Peynir Ekmek Yemezler

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sıradışı Bir 8 Mart Kutlaması [Deneme]
Rabbiş Teyzemin Fanfinfon Macerası [Deneme]
Zevat Zerzevat Fiyat Vesaire… [Deneme]
Tezek İthalatı! [Deneme]
Muhteşem Bir Operasyon! [Deneme]
Günlük: [Deneme]
Milli Piyango Milyonerleri [Eleştiri]
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü [Eleştiri]
Gaz Bombası ve Basınçlı Su İle Saldırılması Olası Eylemlere Katılacak Olanların Dikkâtine! [Eleştiri]
Anlaşıldı Vehpi' Nin Kerrakesi veya Eşekten Düşen Karpuz [Eleştiri]


Mudi Beya kimdir?

Bilgisayar edinip İnternet ile yakından ilgilendiğim zamana kadar ülkemde okurdan çok yazarın varlığını düşünür ve bundan büyük kaygı duyardım. . . Uçsuz bucaksız olanakları bulunduğumuz odaya, ayağımıza getiren İnternetle tanııştıktan sonra, ülkemde okurdan çok yazarın olduğunu düşünmüyor, çok net biliyorum böyle olduğunu. Bunu bilmem, yukarıda sözünü ettiğim kaygılarımın katlanmasına neden oluyor. İçinde debelenmekte olduğumuz sorunların temelinde, okumayan bir toplum oluşumuzun katkısı sanıldığından daha daha çok diye düşünüyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Jack London, Ernest Hemingway, Gogol, Zola, Aziz Nesin, Nazım Hikmet ve daha başkaları...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mudi Beya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.