Aşkın aldı benden beni. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Nasılsın, iyi min ? Beni hiç sorma.Soğuktan tiril parıl edip duruyom. Ev, leylek çadırı gibi. Hani derle ya, “ Çingene eşeğini bağlamaz.” deye, işte aynen öyle. Millet villalarda oturagoysun, biz de böne baraka gibi evlerde ömür tüketem. Pencerelerden soğuk üfürüp duruyo. Zobayı yakıyoz yakıyoz, evi ısıdamıyoz. Zobaynan uğraşmaktan, elim- yüzüm demirci çıraklarına döndü. Zobanın yanında yanıyom, aycık öte gittim mi donuyom sevgili günlüğüm. Etdiyallıktan canım cerem de galmamış . Aycık üşüyünce dokdurluk oluyom .Allahtan, hastanemizin dokdurları pek iyi, hepsi güler yüzlü. Geçen gün, Memet Amca’n pek hastalandı, hastaneye gidecek hali yok. Sağ olsun dokdur bey eve gadar geldi. Hemşeri gız ganını alacak emme, ne mümkün ! Adamcığın damarlar büzüşmüş, gurumuş. Bu halinnen bana efelik tasla bi de. Zorunan damarını buldula. Hemşeri gızım, amcanın canını yaktım deye pek üzüldü. Bu yaşlılık pek zorumuş sevgili günlüğüm.Yaşlılık gapıdan içeri guyulacak bi şey değil emme, kendisi geliyo, fark ettirmeden içeri giriyo. Ah amanin hevala bi soğudu günlüğüm, bi soğudu; anladılır gibi değil. Dedikleri gibi Sibirya soğukları geldi, gapıya dayandı. Domuz gribi yurt dışından geliyo, kuş gribi yurt dışından geliyo, soğuklar dersen Sibirya’ dan geliyomuş…Nedir bu çektiğimiz ? Bi de iyi bi şey gelsin yurt dışından, değil mi ? Nerdeeeeee ! Biz onlara, altın yımırtlayan gözelim tesisleri üç guruşa verdik, onlar bize bak ne belâlar yolluyolla. Sevgili günlüğüm, geçen gün Memet Amca’ nla gavga ettik. Yok yere hem de. Neymiş efendim, bana seslenmiş de, duymamışım .” Bu garının gulakları iyice sağır oldu. Sağır garı ! ” diye bağırıyo .Sanki kendisi pek eşidiyomuş gibi . Geçen akşam televizyonu sabaha gadar açık galmış.Horul horul uyudu gece, televizyon bangır bangır açıkken . Çünkü, televizyonun sesini eşitmiyo. Memet Amca’nın horultusu, kesim moturunun sesi gibi taaa benim odaya geliyodu. Bana “ garı ” dediğine pek sinillendim Genciken “ hanım ” dık, etdiyallayınca ” garı ” olduk. Geçen gün, evlilik programını izliyodu. Onun akranları camiden beri geldiği yok, bizimkinin aklı nerelerde. Hiç gaçırmaz o programı . Adamın biri evliyken, yeni eş aramaya televizyona gelmiş. Şaşırdım, utanmaz adam diye söylendim. Diyo ki bana Memet Amca’n: “ Erkeğin galbi enginar- kelem yaprağıdır,her gatında bi kadın yatar.”….Bak bak bak ! Bu yaşta galbin enginar olsa ne yazar, kelem ( lâhana ) olsa ne yazar ! Bana da bi gızmak geldi sevgili günlüğüm, bi gızmak geldi. Dedim ki amcana: ” Erkeğin galbi keleme de benzese, enginara da benzese fayda etmez. Erkeğin galbi değil, cüzdanı keleme ( lâhana ) benzesin ki, bi yaramıza melhem olsun. Keleme benzesin ki, her katından tomar tomar para çıksın. Gaste kâğıdı yemiyoz , para yiyoz, para. Sen paradan habar ver.”…..Devlet bana para verdi de, senden mi gısgandım ? Olsa, dükgân senin , dedi bana. Hak verdim adama. Evlilik programını izleyince devamlı, içime gurt düştü sevgili günlüğüm. Bizim gonşu Ayş’anım; “ Gız, yoksa bu adam evlilik programın resim mesim mi yolladı, ya da yollayacak ? Hiç gözünü tv’ den ayırmadığına bakılırsa, va bi b.kluk.” dedi. Gördün mü sen olan işi sevgili günlüğüm. Düşün bakam, gaşın bakam derken sonunda aklım başıma geldi. Kim bakar o buruşuk herifin( afedersin, ağzımı bozdum) yüzüne sevgili günlüğüm? Gamburu çıkmış, dizleri gağşamış ( koyvermiş ), vidaları düşmüş dolap gapağı gibi. Diş bile yok ağzında doğru dürüst. Kim alır onu ? Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer, kürkçü dükkânıymış. Dönüp dolaşıp geleceği yer, gene benim yanım. Kökü bende onun sevgili günlüğüm, kökü bende. Oraya buraya uzanan dallarını da çatır çatır gırıveririm ibretalim uçun. Deliliğim tutmasın. Hem, benden başka kimse kimse kabul etmez onu. İçtiği ciğarayı bile bana aldırıyo bakkaldan, yüzüme yüzüme üfürüyo dumanını, gece üstü açılıyo da üstümü ört deye taaa öteki odadan beni çığırıyo. Çayının şekerini ben garıştırıyom sevgili günlüğüm, eli yoruluyomuş garıştırırken. Sankı benim canım yok, sankı benimki el değil de fırın küreği. Cık cık cık ! Geçen akşam da gulaklıklarını dakmış; hem magazin programını seyrediyo, hem de bi yandan söyleniyo. Gastelerdeki, televizyonladaki açık saçık, boyalı hanımlar ahlâk bozuyo diyo. Hökümet buna bi çare bulsun diyo. İstemem, yan cebime koy numarası yapıyo bana. Bakmayıversin. Zorunan gözünüze sokan yok ya. Göz de kendisinin, el de. Eline alsın gumandayı, şak deye gapatsın televizyonu. Boyalı gasteleri de almayıversin. Zaten gözleri gördüğü yok doğru dürüst. Gaste almak senin neyine ? Hökümetin yapacak başka işleri var, buna zaman mı ayırabilir? Tekel işçilerine baksın hökümet dedim. Pulislerin gazı bitmiş, onlara gaz alıversin dedim. Memuru, işçiyi, emekliyi sürünmekten gurtarsın dedim. İşte böyle sevgili günlüğüm. Eski günlerimi çok arıyom. Arıyom da, nerde bulacam ? Gitdi gelmez, uçtu gonmaz o gözel günler. Hoşça kal sevgili günlüğüm . Galkım da zobaya iki dal daha odun atayım. Soğuktan dişlerim takır takır ediyo Allah seni inandırsın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |