..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Güzel birşeyin fazlası harika olabilir -Mae West
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Aysel AKSÜMER




19 Şubat 2011
Çöken Neydi?  
Aysel AKSÜMER
Hava bulutlu ve bir türlü dağılmıyorsa, o zaman rüzgâr biz olmalıyız. Güneş de yüreğimizden doğmalı.


:BACH:
Mustafa, elmacık kemiğinin çıkıntısına konuşlanmış gözlüğünü yavaşça çıkararak emin bir ses tonuyla;

- Ben bugüne kadar yapmış olduğum hiçbir tahminimde yanılmadım

dedi gururla.

Karşılığında ise hemen oracıkta alaycı bir ses duyuldu.

- Ne kadar da böbürlendin böyle! Ne o meteoroloji uzmanlığına mı soyundun?

Mustafa, çakır gözlerinin üstüne kavis çizen kaşlarını yukarı doğru kaldırdı. Elindeki gazeteyi gözüne iyice yaklaştırdı ve sonra kafasını salladıktan sonra parmağıyla işaret ettiği resmi göstererek;

- Eğer bu yüzde yirmi yıldır ikâmet etmiyorsan bana da Mustafa demesinler! On dokuz dersen bıyıklarımı keserim.

Gelen ses odayı kapladı bir an..

- Doğru gerçekten! Pekiyi nereden bildin?

Mustafa, sırtını iyice koltuğa yasladı ve dudağını hafif yana büktükten sonra sözcüklerin üstüne bastıra bastıra konuşmaya başladı.

- Buna sezgilerimin gücü, derin ve engin gözlem yeteneğim, yılların tecrübesi desem!

- Çok da alçak gönüllüsünüz maşallah?

- Pekiyi bir sakıncası yoksa neden o yüzü seçtiğini sorabilir miyim?

Ses bir netleşiyor bir belirsizleşiyordu.

- Şartları ve alt yapısı buna oldukça müsaitti!

Mustafa tekrar gözlüklerini taktı ve;

- Bu ne demek oluyor şimdi?

- Bazı insanlar vardır kendi tahliye kapısını bulamazlar. Hayata bakan pencerelerini de sıkı sıkı kapatırlar. Çıkmaz yola girerler ve bir daha da geri geri çıkmayı beceremezler. Sanki başka yol yokmuş gibi oraya sıkışır kalırlar. Tam benliktir bu durum!

- Yani suç sende değil öyle mi?

- Elbette ki değil… Benim adım kasvet.. Işığını kaybedenleri çabucak bulurum. Zaten karanlığı severim ben.. Usul usul çökerim gözbebeğine sonra ruhuna kilim atar, eni konu oraya yerleşirim. Duman duman sararım bedenini, hava bile aldırmam düşüncelerine… Sevinci boğar, kahkahayı bıçak gibi keserim. Yağmur öncesi sinsi sinsi planlar kuran gri bulutlar gibi haince girerim ruhlarına ve yaş olarak akmadan gözlerden asla bulunduğum bedeni terk etmem.

Mustafa, seri bir hareketle elindeki kalemi gazetedeki yüze yavaş yavaş yaklaştırdı ve dudaklara yaptığı yukarı doğru kavisle güzel bir gülümseme getirdi.

Bu defa gelen ses ağlamaklıydı.

- Lütfen dur! Göz göre göre beni dağıtıyorsun. Bırak elinden o iğrenç kalemi!

Mustafa ise aldırmadan daha da belirginleştirdi çizimini ve;

- Ben kasveti hiç mi hiç sevmem ve şu anda seni dağıtmaktan müthiş zevk alıyorum. Kimsenin yüzüne yakışmıyorsun! Zaten sen de değil ki seni kabullenenler de bütün kabahat! Güneşi kaybetmiş gökyüzü kadar soğuksun! Neşeyle ve zevkle yokediyorum seni hem de sonsuza kadar!

Kasvet, hep başkalarına çökerken şimdi resmen bozguna uğramıştı. Bu sefer çöken düpedüz kendisiydi.


Kasvetten sonra gelen rahatlama, kara bulutları yırtarak kendine yer bulmaya çalışan güneş kadar huzur verir insana. Hüzün; ruhun pası, mutluluk ise cilasıdır.


Aysel AKSÜMER



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fırça Günlüğüm
Mutluluk Düşüncede Başlar
İç Dünyamız
Hayal Fidanları
İlk Yaş Günü
Gülmek
Herkesin Bir Öyküsü Vardır
Su Gibi
Her Doğan Gün Yeniden Doğuştur

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünya İyilik Günü
Bir Daha ki Sefere
Keşke
Dokunmak Dokunuyor
Ajda Pekkan
Nereden Başlasam?
Sıradışı Tarzlar
Taksiler Kan Kırmızısı
Ruhumun İçi
Yaralı Ben Ama Kan Yok

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Şiir]
Global Yalnızlık [Şiir]
Deliksiz Suskunluk [Şiir]
Gelişi Güzel [Şiir]
Kırık Bir Aşk [Şiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Şiir]
Doğaya Karışmak İstiyorum [Şiir]
İstanbul Düşü [Şiir]
Bohçadaki Sözler [Şiir]
Erik Ağaçları [Şiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla İlişkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reşat Nuri GÜLTEKİN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.