Kötü bir barış, iyi bir savaştan daha iyidir. -Puşkin |
|
||||||||||
|
Hayatımızın hemen her döneminde bazen bir dağ büyüklüğünde, bazen tepe bazen de tümsek şeklinde önümüze çıkar. Ter veya gözyaşı dökmeden aşabildiklerimiz kolay olanıdır ama bir de çektirinceye kadar acı ve sızı çektiğimiz diş ağrısı benzeri olanlar vardır ki epeyce uğraştırırlar bizi. Ne mi? Evde, okulda, çalışma hayatında, ikili ilişkilerde, öz benliğimizde sürekli önümüze çıkan ve mücadele etmek zorunda kaldığımız engeller diyeceğim size. Neden mi? Çünkü hayatımızın akışını büyük ölçüde değiştirirler. Mutlu olup olmamamızda büyük rol teşkil ederler. Keşke engelli koşulara önceden hazırlanan sporcular kadar antremanlı olsak bu engellere ama nerede? Çünkü ne zaman, nerede ve ne gibi bir engele maruz kalacağımız tüm gizemiyle gelecekte saklıdır. Engeli, beyninde milim milim geliştirenler, küçücük dilleriyle yakınlarındakine devasa emirler yağdırırlar. Bilinçli veya bilinçsiz yaptıkları bu eylemlerin, kişiler üzerindeki etkilerini hiç ama hiç düşünmezler. Bu tür davranışların sahipleri, çoğu zaman telafisi olmayan hatalara ve mutsuz hayatlara zemin oluştururlar. Karşısındaki kişilerin hayatını tam bir kabusa çevirirler. Oysa büyük olmak, büyüklük taslamak anlamına gelmediği gibi birinin üstü olmak da o kişinin psikolojisini alt üst etmek anlamına gelmez. Ama ne yazık ki aynı kefeye koyanların sayısı da azımsanmayacak derecede çoktur. Çoğunuz, "ailem engel olmasaydı şimdi okumuş biri olacaktım", "sevdiğimle evlenip mutlu olacaktım", "patronum engel olmasaydı şimdi yurt dışındaydım", "zamanında konuşmama engel olmasalardı bu kadar ezilmeyecektim" gibi geçmişe dönük pişmanlıklarını dile getiren insanlara rastgelmişsinizdir. Bu kişiler daha sonra "keşke kimseyi dinlemeseydim veya iç sesime kulak verseydim" diye de devam ederler. Ama çoktan iş işten geçmiştir. Artık geride sadece içte kalan ukteler vardır. Modern ve ileri görüşlü, aklı başında insanlarda pek göremediğimiz bu davranış biçimine maaselef kendini yetiştirememiş, sabit fikirli insanlarda daha sıklıkla karşılaşabiliyoruz. Olumsuz sonuçlara götüren engeller olduğu gibi bir de olumlu sonuçlar doğuran engeller vardır. O yüzden engellerin de şanslı veya şanssızı olabiyor diye de düşünmeden edemiyor insan. Gönlünde yatan meslek yerine ailesinin psikolojik baskısıyla sevmediği bir mesleği icra etmeye mecbur bırakılanlar olduğu gibi bir de her ne olursa olsun ben gönlümde yatan işi yapacağım diyerek diplomasını duvara asıp tamamen farklı bir alanda hayatını idame ettirenler de mevcut. Engellere karşı elimizi kolumuzu kıpırdatmadan teslim olup mağlubiyeti daha baştan kabul etmek mi, yoksa engellere karşı göğüs gererek ne pahasına olursa olsun direnip zafer kazanmak mıdır esas olan. Amaç, kapalı kapıların ardındaki mutluluğa ulaşmaksa eğer atılan her adımın hesabını verebilecek kadar güçlü kararlar alabilmeliyiz. Düşünme gücümüzü kullanmayı da unutmamalıyız. Engellerin; sevgiye, dostluğa ve kardeşliğe engel olmaması dileğiyle cümlemi Marcus Aurelius'un "Aklın gücüne hiçbir engel karşı duramaz" sözüyle noktalamak istiyorum. Saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Aysel AKSÜMER
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Aysel AKSÜMER , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |