|
• İzEdebiyat > İnceleme > Sağlık |
1
|
|
|
|
Beslenme, hepimizin hayatını etkileyen ve önemsememiz gereken bir konudur. Beslenme, sağlığımızı, yaşam kalitemizi, iş performansımızı ve toplumsal ilişkilerimizi etkiler. Ancak maalesef, günümüzde artan gıda fiyatları nedeniyle sağlıklı beslenmek herkes için kolay değildir. Bu durum, hem bireysel hem de toplumsal olarak ciddi sorunlara yol açmaktadır.
Bu nedenle, bu sunumda sizlere şu sorulara cevap vermeye çalışacağım: • Beslenme nedir ve insan için neden önemlidir? • Gıda fiyatları neden artıyor ve bu artış insanların beslenmesine nasıl etki ediyor? • Sağlıklı beslenmek için neler yapmalıyız ve toplumsal olarak yapılması gerekenler nelerdir?
Beslenme: Sağlık İçin Bir Zorunluluk mu Yoksa Bir Lüks mü? Gıda fiyatlarındaki artış, son yıllarda hepimizin hayatını etkileyen bir sorun haline geldi. Özellikle yoksul ve gıda güvencesiz insanlar, sağlıklı ve yeterli gıdaya ulaşmakta zorlanıyor ve açlık, yetersiz beslenme ve hastalıklarla mücadele ediyor. Peki, bu sorunun nedenleri ve sonuçları nelerdir? Beslenme, insan için bir lüks müdür yoksa bir zorunluluk mudur? Bu yazıda, bu sorulara cevap arayacağız.
Öncelikle, beslenmenin insan sağlığı ve yaşam kalitesi üzerindeki etkilerini anlamak için, gıda güvencesi ve gıda adaleti kavramlarını tanımlamak gerekiyor. Gıda güvencesi, herkesin her zaman fiziksel ve ekonomik olarak yeterli, güvenli ve besleyici gıdaya erişebilmesi anlamına gelir. Gıda adaleti ise, herkesin eşit şekilde gıdaya erişebilmesi ve gıdayla ilgili kararlara katılabilmesi anlamına gelir. Bu iki kavram, beslenmenin insan için bir insan hakkı olduğunu gösterir.
İkinci olarak, gıda fiyatlarının artmasının nedenleri ve sonuçları üzerinde durmak gerekiyor. Gıda fiyatlarının artmasının arkasında birçok faktör yatmaktadır. Bunlar arasında iklim değişikliği, enerji krizi, arz-talep dengesizliği, spekülasyon, ihracat kısıtlamaları gibi faktörler sayılabilir. Bu faktörler, gıda fiyatlarının istikrarsızlığını ve belirsizliğini artırır. Bu da insanların beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye zorlar ve sağlıksız seçimler yapmalarına neden olur. |
|
2
|
|
|
|
Kilo aldığınız zaman kafaya takmayın diyeceğim, siz de bana mutlaka ''Nasıl takmayayım kilo da veremiyorum.'' diyeceksiniz... Ekmek yemeyi minimuma indireceksiniz bir kere... Ha ekmek yemiyorum günde bir simit ile idare ediyorum diyorsanız, çok yanlış yapıyorsunuz, simit ekmekten daha kalorili bir besindir diyeyim size... |
|
3
|
|
|
|
Kış geldi, haliyle, hastalanma, yataklara düşme riskimizde, eğer dikkat etmezsek çok fazla. O zaman gelsin C vitaminleri, gitsin C Vitaminleri, gitmesin yahu, ne gitmesi, vücuda girsin. O zaman ne yapıyoruz? Bol bol mandalina, portakal, greyfurt yiyoruz, yemeyenlere de zorla yediriyoruz. Zorla derken bizimkilere canım işte aile efradımıza, yoksa başkalarına silah dayayıp da ’’Ye ulan şu mandalinayı, portakalı.’’ diyecek halimiz yok... |
|
4
|
|
|
|
Hastalıklar insanların yakasını bir türlü bırakmıyor.Gerçi hastalıklar ilâhî imtihan için bir vasıta ve vesiledir.Allah,bu şekilde insanların sabrını ve tahammülünü ölçmektedir.
|
|
5
|
|
|
|
Türkiye’de ‘virüslü kene’ teşhisini ilk defa 2003 yılında ortaya koyan Türk doktoru Sami Kartı’ya göre ABD Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı virüsünü taşıyan kenelerle ilgili ‘Biyolojik Silah olabilir mi sorusunu tartışırken Türkiye, virüsün tanısını yeni bulmuştu |
|
6
|
|
|
|
Gerçekten ateşiniz varsa, önce ateşin ayrımını yapın, hastalık ateşi mi, aşk ateşi mi? Aşk ateşi ise ne mutlu size seviyorsunuz demektir, birilerini. Hastalık ateşi ise hemen doktora doğru dümen kırın. Bayan doktor ise bir de güzelse boş bulunup da ''Hastayım size doktor.'' filan demeyin, sadece hastayım deyin ve neler yaşadığınızı anlatın... |
|
7
|
|
|
|
antakya yöresinde bulunan bitkilerden yararlanarak yazdığı şifalı bitkilerin kitapları günümüzde pek çok araştırıcıya kaynak olmaktadır. |
|
8
|
|
|
|
Kişisel olarak o insanlardan hoşlanmadığımı söylemeliyim. Ancak konu onlardan hoşlanıp hoşlanmamak değil, onların kendilerin ifade özgürlükleri olup olmadığıdır. |
|
9
|
|
|
|
Bazı besinler beyne fayda sağlarken bazıları da zarar veriyor. İşte beyne faydalı ve zararlı besinler listesi: |
|
10
|
|
|
|
Öyle ya adı bankaysa, oraya bir şey yatırdığınız zaman bir miktar faiz de almanız lazım değil mi? Yoksa, durun durun bu öyle bildiğimiz bankalardan değil mi? Mevduat toplamıyor, mevduat toplamadığı için, faiz de vermiyor, ama adı banka işte Sperm Bankası hem de... Gidip buraya bir şekilde spermlerinizi bırakıyorsunuz, sonra sizin spermlerimiz uygun bir bayanın yumurtaları ile bir araya gelip ortaya çocuk çıkartıyorlar... |
|
11
|
|
|
|
Bazı cahillerin “bunlar doğal bitkiler, hiçbir zararı olmaz!” yalanlarına inanmayın.
Bitkiler ya da doğal bazı şeyler hastalıkların iyileşmesine katkı sağlayabilir, ancak doğru miktarda ve zamanda kullanmak şartıyla. Bu alternatif tıp ürünlerinin birbirleri ile ve ilaçlarla oluşturacağı etkileşimler sonucu ölümlere varan üzücü olaylar meydana gelebilmektedir. Mesela greyfurtun bazı ilaçların etkisini azalttığı ve etkileşime girdiği gerçeği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. |
|
12
|
|
|
|
Hergün en az 3 kişiye gülümseyin ve tanımadığınız en az 1 kişiye "GÜNAYDIN" deyin.Başkalarının senin hakkında ne düşündüğü seni ilgilendirmez. |
|
13
|
|
|
|
Kalp Hastalığı riski taşıyan ve kalp hastaları için yararlı olan semiz otu Nisan, Mayıs, Haziran aylarında haftada 3-4 kez tüketilmelidir. |
|
14
|
|
|
|
Bu sene Çanakkale’deki şehitlikleri gezerken bolca biberiye bitkisine rastladım. Hazine bulmuş gibi sevindim ve biraz topladım. Tabii bunu yaparken kopardığım biberiyeler için üzüldüğümü de söylemeliyim. Canlarını acıtıyormuşum gibi geldi bana. |
|
15
|
|
|
|
Siz boş verin sigarada içmeyin, izmarit de içmeyin. En iyisi bir de izmarit diye balık var, gidin onu alın marketten kızartın yiyin. İzmarit ismi de sırtında ki lekeden dolayı verilmiş bu balığa. Büyüklerine pabuç, küçüklerine de kancur deniliyormuş, izmarit balıklarının... |
|
16
|
|
|
|
Sigarayla dostluk kurduğum ilk günler her şey ne kadar da güzel görünmüştü bana. Şunu itiraf edeyim ki aslında sigaradan keyif filan da almıyordum. Çevremde sigara tüttürenlerin cakasına kurban oldum da denebilir. Sanki o laneti içince büyüyordu insanlar… Çevremizdekiler onlara daha farklı bakıyordu. Büyük olmanın alâmeti gibi algılanıyordu sigarayı ağızda tutmak, öylece konuşmak… Etraftaki kızlara hava atmanın yolu da sanki sigaradan geçiyordu. Bu duygularla ellerim titreyerek, cebimde biriken bozuk paraları büfeciye uzattım. Filtresiz bir Bitlis istemiştim burma bıyıklı, sert mizaçlı adamdan. Paketi uzatırken de küçümser bakışlarla baştan aşağı süzmüştü beni. Bu benim sigaraya adım atışımın ilk merhalesiydi. Yaşım kemale ermediği için gerçekleri göremiyordum.
|
|
17
|
|
18
|
|
|
|
Atatürk’ün Kara Harp Okulu’na girişinin yıldönümü olan 13 Mart 2011 günü düzenlenen törende bir ilk gerçekleşmiş ve Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi okunurken bazı paragraflar kasıtlı olarak okunmadan atlanmıştır. |
|
19
|
|
|
|
Dis macunlarinin temel maddesi FLUORID, aslinda ilac endustrisi tarafindan da kullanilan bir tur sakinlestirici etkin maddesi... Fluorid’le ilgili ilk deneyler Nazi Almanya’sinda yapiliyor... Nazi bilim adamlari, icme suyuna karistirdiklari fluoridle cesitli deneyler yapiyorlar ve fluoridin beynin bazi bolgelerini uyusturdugunu; kisilerin direnme, dayanma gucunu kirdigini saptiyorlar...
Bu bulus, Nazi toplama kamplarinda kullaniliyor. Icme sularina fluorid karıstırılarak, toplama kamplarindaki kisiler, sakinlestiriliyor, uyusturuluyor ve uyumlu kisilikler haline getiriliyor. |
|
20
|
|
|
|
Karadeniz’de kanser vakaları artarak devam ediyor; tabir caizse canları kırıp geçiriyor kanser... Çernobil faciasının Karadeniz’de kanseri tetiklediği iddiaları her ne kadar resmi sağlık çevrelerince inkâr edilse de, bu coğrafyada yaşananlar farklı bir görüntü çiziyor. Nice değerimizi alıp götürdü kanser… Buna kader deyip geçmek ne kadar doğru acaba?
|
|
|
|