• İzEdebiyat > Öykü > Soyut |
101
|
|
|
|
Oysa birkaç kelimeden ibarettir işte...ama ben içinden çıkamıyorum... |
|
102
|
|
|
|
İnsanların vecd dediğimiz, ilhamla birlikte kendinden geçtiği anlar vardır. Bu şiirlerimden biridir bana göre. Saygılarımla. |
|
103
|
|
|
|
illa tanıtım metni yazmak zorunda mıyım? |
|
104
|
|
|
|
büyüme sürecinde insanların karşılaştığı zorlukları aşmak için seçtiği yollar... bazen yanlışlığı bazen doğruluğu ve bunların sonuçları ile yüzleşme çabaları... |
|
105
|
|
|
|
Gemiyi ucuruyor kız. Gökyüzünde yüzdürüyor ve dönüp ardına bakıyor sonra saçlarını tarıyor..
|
|
106
|
|
|
|
-Ayıbın, ahlakın ve de dinin olmadığı bir yaşam kuruyorum kendime, gelmek ister misin? |
|
107
|
|
108
|
|
|
|
Ruhsuz bir topraktan başka bir şey değildi ya da topraksız bir ruh. Ne fark eder? Ya beden ya can. İkisinden biri eksikti işte. |
|
109
|
|
|
|
“o” sormaz “o”üşümez “o” uyumaz “o” istekleri bitmez.tüm girdaplarında mahzen dolu hayatımızda bir silüet." |
|
110
|
|
|
|
Gece var nârda Nur' u görmez gözün hiç sesi!
Gece var gündüzlerin kundakçısı geceler!
Gece var altı şarta tecavüzün iç sesi!
Gece var beş vakitin varakçısı geceler!
|
|
111
|
|
|
|
Şimdi gözlerime bakıyor ve bir kelime düşmesini bekliyorsun dilimden.Eskisi gibi elini tutarken parmaklarımı parmaklarına karıştırmamı,nefesimle saçlarını okşamamı bekliyorsun ama dedim ya gözlerime boşuna bakma sevgili;sen artık bir cesedin elini tutuyorsun ve gözlerimden artık sana da kurak mevsimler... |
|
112
|
|
|
|
Kim Alice ile birlikte çayın tutkusunu paylaşmaya cesaret edebildi? |
|
113
|
|
|
|
Buzdolabından çıkardığım kokusu bozulduğunu belli etmeyen sütü lıkır lıkır içtim ayna karşısında, sonra birden gözgöze geldik gözlerimle. |
|
114
|
|
115
|
|
|
|
niyetim sonsuzluga dogru gök yüzünde havalanmaktı ve gercekten özgürlüge ilerledim. acmıstım kanatlarımı ve uctum ama ipin ucunda..küllerimi savurmak zorunda kaldım.. yeniden yaratmaya cabaladım kendimi ama coktan ipin ucunda kaybolmustum... |
|
116
|
|
|
|
Çok bilgiyi taşımak, çok şey bilmek değildir,
Hakka götürmüyorsa, içi boş bir cevizdir, |
|
117
|
|
|
|
Bir gün, kendine baktı aynada. Camla sır arasında kalıverdi. |
|
118
|
|
|
|
Bir kaç kelime bulup, bunları kalbimin ve ruhumun derinliğindeki renklerle karıştırıp, çocukluğumdan beri kendimle taşıdığım hüznümün süzgecinden geçirerek sana seslenmek istedim. |
|
119
|
|
|
|
Hayırlara yor kızım. Başa gelen musibettir, çocuğunu gölgeye götür, başında dur, ağlarsa gül, gülerse ağıt yak. Bize su yok bebem, ana sütünden mahrum, baba sevgisinden yetim, olmasın, kalmasın, yaşasın bebemiz… Dedemiz sevmedi bizi, iki inek bir köpek, anangiller çok çekti, sen çekme yavrum. Deden sever seni, hele bir gül yüzüne, kurbanda et götür, ramazanda elini öp, dede ben geldim, dede suyu tarlaya, elini bana ver de öpeyim, dede kardeşim yok benim, bahçede kediler yavrulamış, dede ne zaman büyüyeceğim ben, duvardaki mavzeri, yüklükteki aynalı defteri ne zaman vereceksin… |
|
120
|
|
|
|
Bata çıka yaşıyoruz. Ruhumuz dalıp gidiyor bir oraya, bir buraya. Sonra bir bakıyoruz ki bambaşka bir yerden çıkıvermişiz yeryüzüne... |
|