..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünya hiçbir padiþaha kalmadý, sana da kalmayacaktýr. -Nizamî
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Ömer Faruk Hüsmüllü




26 Haziran 2011
Bir Aný Defteri Buldum - 9  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Hava yavaþ yavaþ kararmaya baþlamýþtý. Köprünün ýþýklarý, boðaza ayrý bir güzellik katýyordu. Rüzgâr hafiften esmesine raðmen, adeta aðaçlarýn yapraklarýna etkileyici bir müzik yayýný yaptýrýyordu. Garson geldi, sipariþleri alýp gitti. Sibel tekrar konuþmaya baþladý:


:BBIG:
Telefonda Sibel vardý.
-Yarýn saat 20.00’de buluþalým. Sizin için uygun mu?
Diye soruyordu. “Evet, uygun.” Cevabýný alýnca da Çamlýca’da bir lokanta adresi verdi ve hemen ekledi:
-Benim misafirimsiniz. Önceden anlaþalým da sonradan bir sorun çýkmasýn: Hesaplar benden. Yani sizi ben aðýrlayacaðým. Kabul etmezseniz, bu buluþmayý iptal etmek zorunda kalýrým.
Kararlaþtýrdýðýmýz saatte, lokantanýn otoparkýnýn yanýndan geçip, kapalý bölümüne girdim. Etrafa bakýndým, birkaç masa doluydu. Ýçeride Sibel’i göremeyince arka bahçeye açýlan kapýya yöneldim. Burada mükellef bir þekilde donatýlmýþ masanýn baþýnda beni bekliyordu. Çok önceden geldiði belliydi. Çünkü böyle bir masayý hazýrlatmak için zamana ihtiyaç vardý.
Bana doðru yürüdü, elini uzattý. Gösterdiði yere oturdum.
-Bu kadar zahmete hiç gerek yoktu, dedim.
-Rica ederim. Ne zahmeti… Bir kere de randevuya sizden önce ben geleyim, dedim. Sizi beklerken zamanýmý da masanýn hazýrlanmasýyla uðraþarak geçirdim. Öykünün devamýný çeþitli sitelerde yayýmlamýþsýnýz. Okudum.
-Yazýlanlar, anlattýklarýnýzla örtüþüyor mu?
-Evet. Konuþmalarýmýzý belleðinizde çok iyi muhafaza etmiþsiniz.
-Teyp gibi herhangi bir ses kaydý aracý kullanmadan, anlattýklarýnýzý aynen vermeye çalýþtým. Ancak bazý noksanlar ve eklemeler de yapmýþ olabilirim.
-Ses alma cihazý ile yapacaðýmýz bir konuþmayý zaten ben kabul etmezdim. Ben olduðumu sonradan kanýtlayacak bir delil býrakmak istemiyorum. Son okuduðum bazý yorumlarda özel bir yaþama ait bazý sýrlarýn açýklanmasýnýn doðru olmadýðý þeklinde deðerlendirmeler vardý.
-Kimi okurlarýn bu konudaki hassasiyetlerini anlayýþla, hatta takdirle karþýlamak gerekir.
-Size katýlýyorum. Ben, bu okurlarýn endiþelerini gidermek için konuyu açtým. Benim gerçekte kim olduðum bilinemeyeceðinden, yapýlanlar etik açýsýndan yanlýþ deðildir.
Hava yavaþ yavaþ kararmaya baþlamýþtý. Köprünün ýþýklarý, boðaza ayrý bir güzellik katýyordu. Rüzgâr hafiften esmesine raðmen, adeta aðaçlarýn yapraklarýna etkileyici bir müzik yayýný yaptýrýyordu. Garson geldi, sipariþleri alýp gitti. Sibel tekrar konuþmaya baþladý:
-Öyküyü anlatmaya devam edelim: Hastaneden taburcu olmam gereken gün geldi çattý. Doktor, defalarca özür dileyerek beni çýkarmak zorunda olduðunu anlattý. Yatak imkanlarýnýn sýnýrlý olmasý, yatacak hasta sayýsýnýn artmasý gibi birçok mazeret sýraladý durdu. O gün çýkmam gerekiyormuþ. Odamda bana ait olan dolaptaki eþyalarýma hiç bakmamýþtým. Neyim vardý bilmiyordum. Hatta giyecek bir elbisem var mý, ondan bile haberim yoktu.
-Hastaneye geldiðiniz ilk günlerde, eþiniz veya kayýnvalideniz ihtiyacýnýz olabilecek þeyleri getirmiþ olmalýlar.
-Dolabý karýþtýrdýðýmda, bir elbisemin, ayakkabýlarýmýn ve içi boþ sayýlabilecek çantamýn olduðunu gördüm. Giyinip beklemeye baþladým. Hemþire geldi. Beni almasý için bir yakýnýma telefon edebileceklerini söyledi. Hangi yakýnýma? Kime? Böyle biri var mýydý gerçekten? Hemþireye kendim gidebileceðimi söyledim. Evraklarýmý hazýrladýlar, birkaç yere de imza attýrdýlar. Az sonra da hastanenin bahçesindeydim. Yürümekte zorlandýðýmý farkettim. Aðrým, sýzým yoktu, ama her adým atýþýmda ayaklarým kasýlýyordu. Yürümeyi yeni öðrenen bir bebek gibiydim. Küçük adýmlarla yürümeyi denedim. Ellerinde evraklarla dolaþan insanlar, beyaz önlüklü saðlýk personelleri, ilâç torbalarýný sallaya sallaya gelenler, yerdeki sigara izmaritleri, kâðýt parçalarý, aðaçlardan dökülmüþ kurumuþ yapraklar, yüksek sesle konuþanlar hatta baðýranlar… Þaþkýndým. Olanlarý anlamaya çalýþýyordum. Gördüklerim bana çok yabancý geliyordu. Oturacak yer aradým, yoktu. Kaldýrýma çöktüm. Etrafýma bakýndým. Yarým saat kadar bir zaman geçince normale döndüðümü anladým. Aklýma çantamýn içinde para olup olmadýðýna bakmak geldi. Çünkü en basidinden bir yere gitmek için bile para lâzýmdý. Çantamýn içinde para yoktu. Yürüyerek gidecektim. Nereye? Bilmem! Hastanenin çýkýþ kapýsýndaki görevliye sahile nasýl gideceðimi sordum. Tarif etti. Sahile gitmek isteyiþimin bir nedeni yoktu, aklýma ilk gelen yer olduðu için sormuþtum.
-Eviniz hastaneye yakýn mýydý?
-Uzak sayýlmazdý, sayýlmazdý da benim evime gitmeye hiç niyetim yoktu. Ne pahasýna olursa olsun, oraya gitmeyecektim. Orasý hariç her yere gidebilirdim. Sahile geldim. Kýyýya vuran dalgalarý izledim. Kendimi buradan denize býrakmayý düþündüm. Denize atladýðýmý, soðuk suyun vucudumu titrettiðini, tuzlu suyun aðzýma girdiðini, çýðlýk attýðýmý, çýðlýðýmý duyan birilerinin gelip beni kurtardýðýný, vucuduma yapýþmýþ yaþ elbisem ile banklardan birine uzattýklarýný, beni almak için bir ambulansýn geldiðini ve hastaneye doðru hareket ettiðimizi bir sinema filmi gibi gözlerimin önünden geçirdim. Anlaþýlacaðý gibi bu sadece bir filmdi. Gerçekle herhangi bir iliþkisi yoktu. Yalnýzlýðým bir kez daha aklýma geldi. Þu koskoca dünyada tek baþýna bir Sibel! Bir yer bulup oturdum. Ellerimi baþýmýn arasýna alýp ne yapabileceðimi düþünmeye çalýþtým. Aklýma hiçbir þey gelmiyordu. Bir bayan sesi duydum, kafamý ona doðru çevirdim. Oturmak için izin istiyordu. Kýrk yaþlarýnda, eli yüzü temiz birisine benziyordu. Konuþkandý. Adýnýn Sabahat olduðunu söyleyip benim adýmý sordu. Sesi yumuþaktý. Birkaç dakika içinde kýrk yýllýk dost gibi konuþmaya baþlamýþtýk. Ustaca sorduðu sorularla benim hikayemin bir kýsmýný öðrenmeyi baþarmýþtý. Tek baþýna kaldýðýný, bir can yoldaþý aradýðýný, istersem durumumu düzeltene kadar onun yanýnda kalabileceðimi, bana geliri yüksek iyi bir iþ de bulabileceðini söyledi.
Garson sipariþleri getirince Sibel, masadaki mumlarý yakmayý unuttuðumuzu hatýrladý. Doðrusu ben fark etmemiþtim. Garsondan yakmasý için rica etti ve konuþmasýný sürdürdü.
-Bu bayan onunla gitmem konusunda beni ikna etti. “Sabahat haným, ben sizin bu iyiliðinizi nasýl öderim?” dediðimde “Haným, yok! Sabahat abla var. Aþk olsun ne ödemesi?” diye cevap verdi.
-Demek ki iyi insanlar da varmýþ bu dünyada!
-Ben de öyle sanýyordum, ama… Biraz sabredin de öyle olup olmadýðýna karar verin. Neyse, Sabahat abla bir taksi çevirdi ve onun Kumkapý taraflarýndaki evine gittik. Burasý bakýmlý bir bahçesi olan, iki katlý güzel bir evdi. Bulunduðu yer de oldukça sakin bir sokaktý. Yüksek bahçe duvarlarý ile çevrili olan bu evin gizemli bir havasý vardý. Sabahat abla, bana yemek hazýrladý. Ben yedim, o seyretti. Neden yemediðini sorduðumda, akþama arkadaþlarý geleceðini, onlarla birlikte yiyeceðini söyledi. Bana üzerime bir þeyler almam için bir miktar para da verdi. “Yanlýþ anlama, borç veriyorum. Ýleride kazanýnca ödersin.” Dedi. Ayrýca akþam arkadaþlarý geldiðinde benim odama çýkmamý, zaten yorgun olduðumu, daha sonra arkadaþlarýyla tanýþmak için bol bol bol zamanýmýz olacaðýný söyledi. Ben de biraz sonra izin isteyip, bana gösterdiði üst kattaki odaya gidip hemen yattým. Uyumuþum. Bir ara uyandým. Aþaðýdan konuþmalar, gülüþmeler ve tokuþturulan kadeh sesleri geliyordu. Demek ki Sabahat abla, misafirleriyle eðleniyordu. Tekrar uykuya dalmýþým. Yan odadan gelen seslerle uyandýðýmda vaktin oldukça geç olduðunu anladým. Kalkýp odanýn ýþýðýný açýnca duvardaki saatin bu tahminimi doðruladýðýný gördüm. Yan odadaki sesler devam ediyordu. Konuþmalardan ve çýkarýlan seslerden orada seks yapýldýðýný anlamamak mümkün deðildi. Sabahat ablanýn bana bulacaðý iþ de böylece belli olmuþtu. Uyumamaya ve sabahý beklemeye karar verdim. Ancak kendimden geçip dalmýþým. Gözlerimi açtýðýmda çoktan gündüz olmuþtu. Duvardaki saate bir kez daha baktým. Dokuzu biraz geçiyordu. Hemen giyinip çantamý aldým ve aþaðý kata indim. Kimsecikler yoktu ortalýkta. Ýçkinin ve geç yatmanýn etkisiyle demek ki evdekilerin hepsi uyuyordu. Kendimi sokaða attýðýmda rahatlamýþtým. Dar bir sokakta ilerlemeye baþladým. Yürüdüm, yürüdüm. Sonunda Sultanahmet’e geldiðimi gördüm. Oradan Bayazýt tarafýna doðru devam ettim. Bir lokantada karnýmý doyurup Kapalýçarþý’ya girdim. Saatlerce orada oyalandým ve ne yapacaðýma karar vermeye çalýþtým. En sonunda istemeyerek de olsa evime dönmemin en doðru karar olduðu sonucuna vardým.
Konuþmanýn burasýnda aniden durdu. Yüzünde tiksinti duyan bir insanýn ifadesi vardý. Anlattýklarýndan aþýrý bir þekilde etkilendiði belliydi. Kadehimdeki son yudum rakýyý içip, garsona seslenip bir tane daha istedim. Konuyu deðiþtirmek amacýndaydým.
-Hava biraz serinledi. Ýsterseniz içeriye geçelim ya da görüþmemizi burada sonlandýralým, dedim.
-Hayýr, içeri girmek ya da konuþmayý kesmek istemiyorum. Devam edeceðim: Evimin kapýsýný açýp içeri girdim. Girerken attýðým ilk adýmýn bana çok derin acýlara mal olacaðýný hissediyordum. Burasý bir mezar kadar soðuktu. Bana dört duvarý olan bir sýðýnaðýn dýþýnda saðlayacaðý bir avantajý da yoktu. Gelmekle iyi mi, kötü mü ettiðimi deðerlendirebilecek durumda da deðildim zaten. Vakit öðleni geçmiþ olduðundan kocam iþe gitmiþti. Gece geç saatte geldi. Beni gördüðü halde, hiçbir þey söylemeden gitti yattý. Ne hastaneden ne zaman çýktýðýmdan, ne de dün geceyi baþka birisinin evinde geçirdiðimden haberi vardý. Bana karþý bu aldýrmaz tavrý bir hafta kadar sürdü. Keþke hep böyle davransaymýþ! Çünkü bir gün gecenin geç bir saatinde, tekme vurarak yattýðým odanýn kapýsýný açtý. Çok korkmuþtum. Beni dövecek sandým. Þaþkýn þaþkýn kendisine baktým. Yataðýn baþucu kýsmýna büzülüp oturdum. Benimle birlikte olmak istediðini, kadýnlýk görevimi yapmam gerektiðini yüksek sesle söyledi. “Hayýr!” cevabýný duyunca üzerime saldýrdý. Geceliðimi ve diðer giysilerimi yýrtarak çýkardý. Baðýramadým, çýðlýk atamadým. Baþkalarýnýn duyacaðýndan, rezil olacaðýmdan çekiniyordum. Direnmeye çalýþtým, gücüm yetmedi. Sonuçta benimle zorla iliþkiye girdi. Daha doðrusu bana tecavüz etti. Olay sýrasýndaki ve sonrasýndaki duygularýmý tam olarak anlatacak kelimeler bulamýyorum. Aþaðýlanmýþtým. Hem de ne aþaðýlanma! O alçaktan nefret ederken, kendimden de iðreniyordum. Pis, iðrenç bir yaratýða benzediðimi ve herkesin de bana bu gözle baktýðýný sanýyordum. Rüyalarým bile deðiþmiþti. Þu rüyayý günlerce tekrar tekrar gördüm: “Üst tarafýna tiþört giymiþ, alt tarafý ise çýplak olan arkasý dönük bir adamýn sol elinde, kafasý kesik; ama tam koparýlmamýþ bir tavuktan kanlar damlýyor, ayný adamýn sað elinde ise bir býçak var. Adam yürüyor, arkasýndan bir kedi de yerdeki kan izlerini koklayarak onu takip ediyor. Bir ara kedi tavuða doðru bir hamle yapýyor, bunun üzerine adam, ani bir refleksle dönme giriþiminde bulunuyor…” Her defasýnda rüyanýn tam burasýnda, çýðlýk atarak uyanýyorum ve sabaha kadar gözümü bile kýrpmadan yataðýn içinde oturuyorum. Tecavüzler aylarca devam etti. Bu sapýktan kurtulmamýn tek yolunun onu öldürmek olduðunu anlamýþtým. Nasýl yapacaðýma da bir komþumla konuþurken öðrendiklerim sayesinde karar vermiþtim. Sonuçta beni idam bile etseler, bu iðrençliðe son verecektim.
-Bunda ciddi olamazsýnýz, dedim. Ama yüzündeki kararlýðý görünce ciddi olduðunu anladým.
-Ciddiydim. Benim oturduðum mahallede çok seyrek de olsa görüþtüðüm iki tane komþum vardý. Bunlardan Fatma ile bir gün benim evde konuþuyoruz. Laf döndü dolaþtý onun bir tanýdýðýnýn kocasýndan gördüðü eziyetler canýna tak edince adamý öldürdüðü konusuna geldi. “Kocasý uyurken kulaðýna kýzgýn yað dökmüþ.” Dedi. “Olur mu öyle þey, adam döker dökmez acýyla uyanýr,” Dedim. “Uyanmaya zamaný kalmýyormuþ ki, hemencecik ölüyormuþ.” Diye itiraz etti. Bu konuþma bana bir fikir vermiþti. Ayný yolu ben de deneyecektim.
Dedi ve Sibel, aðlamaya baþladý. Yüzündeki donuk ifade ve gözyaþlarý… Týpký bir heykelin yüzünden süzülen yaðmur damlacýklarý gibiydi. Aðlamasý fazla uzun sürmedi. Bitince uzun süre suskun kaldý. Lafa baþladýðýnda ise önce özür diledi:
-Sizin de gecenizi zehir ettim. N’olur kusura bakmayýn!
-Özür dilemenize gerek yok. Benim açýmdan zehir olan bir gece de yok. Ben sadece olaylarý tesbit etmeye çalýþýyorum. Bu konuda duyarsýz davranmak zorundayým. Olaylardan etkilenirsem, okuyucuya gerçekleri aktarmak konusunda zorlanýrým. Anýlarýnýzý anlatmanýzý bu gecelik bitirmenizi rica edeceðim. Biraz da etrafa bakýn, boðazýn þu þairlere, yazarlara ilham veren, onca eser yazdýran manzarasýný seyredin.
-Ben boðazý görmüyorum ki… Sadece bakýyorum. Benim evimin penceresinden de boðaz görünüyor, ama bana deðil! Doðru dürüst zevk aldýðým, hoþlandýðým þey o kadar az ki! Para ile bu hazlara ulaþabileceðimi bilsem, servetimin önemli bir kýsmýný hiç düþünmeden verirdim. Ancak tabi ki bu, hiçbir zaman mümkün olamayacak bir istek.
Uzunca bir süre burada anlatmaya deðmeyecek konulardan konuþtuk. Kendisini toparlayýnca da kalkmaya karar verdik. Beni arabasýna davet etti. Binince þoföre:
-Önce Ömer beyi evine býrakalým, dedi.
Þoför bana adresimi sormadan arabayý harekete geçirdi. Yol boyunca söylemek benim de aklýma gelmedi. Tam evimin önünde duran arabadan indikten sonra, zihnimde koskocaman bir soru iþareti belirmiþti…

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ???
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
26 Haziran 2011
Sibelin serüvenini merakla beklemeye devam edeceðiz galiba. Saygýlar...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Eleman Aranýyor - 1
Bir Aný Defteri Buldum - 10
Eleman Aranýyor - 3 (Son Bölüm)
Bir Aný Defteri Buldum - 12
Bir Aný Defteri Buldum - 13
Bir Aný Defteri Buldum - 14
Bir Aný Defteri Buldum - 11
Yanlýþ Adrese Mektup - 8
Bir Aný Defteri Buldum - 6
Bir Aný Defteri Buldum - 15

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.