..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Bilen sever. -Leonardo da Vinci
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Ömer Faruk Hüsmüllü




17 Aðustos 2011
Bir Aný Defteri Buldum - 13  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Israrlar bir ara o kadar çok arttý ki ölmesine üç gün kala gitmek zorunda kaldým. Bitmiþti. Bedenen ufacýk kalmýþtý. Yüzü kirli sarý bir renkteydi. Beni görünce yüzü aðlama-gülme karýþýmý bir hal aldý. Benden defalarca özür diledi. Onu affetmem için yalvardý. Yakýnda öleceðini bildiðini ama bu vicdan azabý ile öteki dünyaya gitmek istemediðini söyledi. Benim çok katý bir insan olduðumu düþünebilirsiniz. Ancak ben Kenan’ý affedemedim. Yaþadýklarým gözümün önünde canlanýnca, bunu yapamayacaðýmý anladým. Keþke, affedebilseydim, keþke öylesine yüce bir gönüle sahip olsaydým…


:BCDI:
-Sibel haným, merhaba. Dedi.



-Merhaba doktor bey. Beni yakaladýnýz. Galiba bu gördüklerinizden sonra beni, ömrümün sonuna kadar burada tutarsýnýz.

-Düþündüðünüzün tam aksi kanaatteyim. Bu hareketiniz bile iyileþtiðinizin bir kanýtý. Hani yaramaz küçük çocuklar vardýr. Orayý burayý karýþtýrýrlar, bazen de kýzabileceðimiz hareketler yaparlar. Çocuklarýn bu davranýþlarýný onlarýn dünyayý tanýmak istemeleri þeklinde yorumlamak lâzým. Ýþte þimdi siz de yeniden dünyayý tanýmaya çalýþýyorsunuz.

Doktorun söylediklerine raðmen utanmýþtým. Aðaçtan indim ve doktora sordum:

-Beni hemen taburcu edecek misiniz?

Elini omuzumun üzerine koydu:

-Edebiliriz, ama acelemiz de yok. Bana kalýrsa on gün kadar daha sizi müþahade altýnda tutmalýyýz.

-Doktor bey, hangi yýldayýz ve hangi aydayýz? Merak ediyorum: Ben ne kadar süredir bu hastanede kalýyorum?

-1989 yýlýndayýz ve bu gün de 23 Mayýs. Yanlýþ hatýrlamýyorsam siz on seneden biraz fazla bir süredir buradasýnýz.

Deyip hemþireye baktý, o da bu ifadeyi baþý ile onayladý.

-Bakýn Sibel haným! Bugün sizin için olduðu kadar, benim için, hatta burada sizinle ilgilenen tüm saðlýk personelimiz için de önemli bir gün. Çünkü biz týp ordusu komutanlarý bugün büyük bir zafer kazandýk. Bizler, böyle bir olayý tüm meslek yaþamýmýzda çok sýk yaþamayýz. O yüzden duyduðum sevinci anlatamam.

Derken, yüzünde hem sevinç hem de gururun birlikteliðinin yarattýðý anlamlý bir ifade vardý.

**

Kararlýydým. Hayata yeniden baþlayacak, mücadele edecek ve kazanacaktým. Büyük harflerle zihnime “BAÞARACAÐIM!” diye bir yazý yazdým. Sýk sýk bu yazýyý gözümde canlandýrýyor, bütün gücümle içimden haykýrýyordum: BAÞARACAÐIM! Bu haykýrýþ kimse tarafýndan duyulmuyordu, ama o kadar gür bir haykýrýþtý ki, vücudumun bütün hücrelerinin titrediðini hissediyordum.

**

Sibel yorulmuþtu. Garsona iþaret ettim. Hareketimi görünce sustu. Mola vermesi gerektiðini o da anlamýþtý. Garsondan tost ve kola istedik. Sipariþler gelinceye kadar okuduðu kitaplar hakkýnda konuþtuk. Tostlarý yerken ve kolalarý içerken ikimiz de susmayý tercih etmiþtik.

**

-Ara vermemiz iyi oldu. Biraz dinlendim. Devam edebilirim.

-Buyurun, sizi dinliyorum.

-Hastanedeki son günlerimde, geçmiþ yaþantýlarýmý acýsýyla tatlýsýyla hatýrlamaya çalýþtým. Onlarla yüzleþmek istiyordum. Çünkü iyisiyle kötüsüyle bana aitlerdi. Zaten bu yüzleþmeye daha iyileþtiðimin ilk günü baþladýðýmý hatýrlarsanýz az önce söylemiþtim. Hayatýma kazanç ve zarar açýsýndan da bakmaya çalýþtým. Ne zaman kazanmýþtým, ne zaman kaybetmiþtim? Doðumum bir kazançtý, çünkü benim var olmam için sayýsýz ihtimal bir araya gelmiþ ve dünyaya merhaba demiþtim. Doðum olayýný sadece benim için deðil; belki de her canlý için büyük bir þans olarak da deðerlendirmek gerekebilir. Çocukluðum ve ergenlik dönemim de kazançtý. Ama evlendikten sonra birinci yeniden doðuþum dediðim güne gelinceye kadar geçen süre zarardý. O gün ise yeniden kazanmaya baþlamýþtým ve bunu ölünceye kadar sürdürmeye kararlýydým.

-Bütün geçmiþinizi, daha doðrusu geçmiþinizdeki önemli olaylarý hatýrlayabildiniz mi?

-Hepsini deðil. Hatýrlamakta zorlandýklarým oldu, ama silinenler de var sanýrým.

-Bunlar hangi zaman dilimine ait?

-Çoðu son yýllarla ilgili. Tam olarak süresini bilemem,ama herhalde 2-3 senelik bir zamaný kapsýyor. Þöyle anlatayým: Bu 2-3 yýllýk süre tamamen silinmiþ deðil, ancak hatýrladýklarým o kadar az ki… Üstelik hatýrladýðým anýlar baðýmsýz parçalar halinde. Bu parçalarla dünle, bugünle bir iliþki kuramýyorum. Bu durum beni rahatsýz ediyor. Çünkü geçmiþte “ne yaptým, nasýl yaptým, baþýma neler geldi?” hepsini bilmek istiyorum.

-Hatýrlamanýza yardýmcý olacak kimse yok mu?

-Nasýl olsun, bu olaylarý yaþadýðým sýrada yanýmda kim vardý ki? Akýl hastanesindeki hastalar… Umutsuzca olsa da bu yolu da denedim. Birlikte kaldýðýmýz hastalarýn bir tanesi hariç hepsi olaylara karþý kayýtsýz ve az konuþan kiþilerdi. Sadece orta yaþý biraz geçmiþ olan bir kadýn vardý çok konuþan. Ona benim yaþadýklarýmla ilgili bir þey bilip bilmediðini sordum: “Seni çok dövdüler.” Dedi. Kim ve niçin dövmüþtü beni? Diye sorunca: “Seni dövdüler, beni de öldürdüler…” deyince ya bir rüyasýný ya da bir hallüsinasyonunu anlattýðýný anladým.

-Doktorlar yardýmcý olabilirler.

-Onlarýn elinden gelen de bu kadar iþte. Neyse, tekrar konuya döneyim. Hastanedeki son günlerim çabuk geçiyordu. Ýstediðim zaman bahçeye çýkýp dolaþabiliyordum. Gündüzleri çoðunlukla bahçedeydim. Bir keresinde elindeki çakmaðý etrafýndaki insanlara göstermeye çalýþan uzun boylu, kumral saçlý, mavi gözlü yakýþýklý bir genç erkek hasta dikkatimi çekti. Kimileri “Çakmak, versene bir sigara!” dediðinde hemen ikramda bulunuyor, aðýr hareketlerle çakmaðýný göstere göstere o kiþinin sigarasýný yakýyordu. Aðýr davrandýðý için kýzýp, “Öf be, amma da uzattýn!” deyip sigarayý atýp yanýndan uzaklaþanlar da oluyordu. Daha sonraki günlerde bu hastayý göremedim. Hemþirelere tarif edip sorduðumda, hastaneden kaçtýðýný, ertesi gün de bir otomobilin altýnda can verdiðini öðrenmiþtim. Bu haber, beni çok üzdü. Gözlerimden boþalan yaþlara hakim olamadýðýmdan içeri kaçtým. Yataða kapanýp saatlerce aðladým. Aðlamak beni rahatlatmýþtý. Demek ki insan olduðumun farkýna varmýþ, insan gibi davranmaya baþlamýþtým.

Doktor on gün demiþti, ama hemþire onüçüncü gün eþime haber verdiklerini, yarýn gelip beni alacaðýný, hazýrlýðýmý yapmamý bana söyledi. Neyim vardý da hazýrlýk yapacaktým? Lafýn geliþi öyle demiþ olmalý.

-Ertesi gün eþiniz geldi mi?

-Gelmedi. Hemþirenin geleceðini söylediðinden tam dokuz gün sonra geldi. Kýsacasý doktorla konuþmamýzdan tam yirmiiki gün sonra taburcu oldum. Önce bir otobüsle Eminönü’ne gittik. Oysa evim Kocamustafapaþa’daydý. Deðiþmiþ. Oradan vapura binip Kadýköy’e geçtik. Kadýköy’den de Ümraniye’ye. Yeni evim bir apartmanýn üçüncü katýnda bir daireydi. Ýki oda ve bir salonu vardý. Kenan evi ve atölyeyi buraya taþýmýþtý ben hastaneyken. Tabi yaptýðý tek deðiþiklik bu deðildi. Birlikte olduðu kadýný da eve getirmiþ, ama benim döneceðimi duyan kadýn, onu terk etmiþ. Bunun üzerine kadýna yeni bir ev kiralamýþ, evi yeni eþyalarla doldurmuþ. Beni söz verdiði zamanda almaya gelemeyiþinin nedeni de böylece anlaþýlmýþ oluyordu.

-Kocanýzýn size karþý olan tutumunda herhangi bir deðiþiklik olmadý mý?

-Olmadý. Olsa da benim için fark etmezdi. O adamla, ayný evdeydik, ama iki yabancýydýk. Günlerce evi temizlemeye çalýþtým. Komþular edindim. Komþularýmla gidip gelmeye baþladýk. Makyajýmý yapýyor, param oldukça yeni giysiler alýyordum. Biraz kilo da almýþtým. Kilolar bana yaradý, güzelliðimi ortaya çýkardý. Aynalarla barýþmýþtým. Dakikalarca ayna karþýsýnda süsleniyordum. Bu arada okumaya da merak sardým. Yaþýma baþýma bakmadan dýþarýdan sýnavlara girip lise diplomasý aldým.

-Birinci yeniden doðuþ güzelliklerle dolu desenize.

-Öyle. Yýlgýnlýða düþtüðüm zamanlar olmadý deðil, ancak hemen zihnimdeki “BAÞARACAÐIM!” pankartýný açýp oracýkta boðuyordum yýlgýnlýðý. Bu arada söylemeyi unuttum: Ben hastanede iken kayýnvalidem de annem de ölmüþler. Duyunca ne üzüldüm ne de sevindim. Sanki sýradan bir haberdi. Olaylarý detaya girmeden özet olara anlatýyorum. Çünkü zamanýmýz oldukça azaldý. Kalan süre içerisinde söyleyeceklerimi bitirmek istiyorum.

-Kendinizi yormayýn. Bir kýsmýný, daha sonraki buluþmamýza býrakabilirsiniz..

-O zamana kalacak aným da o kadar çok ki. Bugünküleri bitireyim bir an önce: Kenan, çoðu gece eve gelmiyordu. Nerede olduðu belli. Geldiðinde de hep sarhoþtu. Evin masrafý için yeterince para veriyordu. Ama bir gün geldi, kirayý bile ödeyemez duruma düþtü. Ýþleri bozulmuþtu. Bu durumda benim de çalýþmam gerekiyordu. Kenan’a söyledim. Atölyede çalýþmam þartýyla kabul etti. Atölyede bir iþçi olarak iþe baþladým. Burada ondört tane makine olmasýna karþýlýk sadece altý tane iþçi vardý. Diðerlerini çýkarmak zorunda kalmýþtý. Atölyede mendil iþi yapýlýyordu. Mendil toplarý yandaki depoda büyükçe bir masanýn üzerinde kesiliyor, atölyede kenarlarý makine ile dikiliyordu. Daha sonra kalan iplik parçacýklarý makasla temizleniyor, kalýplanýp ütüleniyor ve oniki tanesi bir arada paketleniyordu. Sonra da Kenan bir araba kiralayýp bunlarý Mahmutpaþa’daki toptancýlara götürüyordu.

Kaðýt mendil kullanýmýnýn giderek yaygýnlaþmasý Kenan’ýn iþlerinin bozulmasýna yol açmýþtý. Piyasadaki mendil talebi giderek azalýyordu.. Ýþin doðrusu mendil iþinde çalýþmama raðmen benim bile çantamda bez deðil, kâðýt mendil vardý.

-Çocukluðumda hatýrlýyorum. Bayramda elini öptüðümüz büyüklerimiz bize mendil hediye ederlerdi. Biz de bu bayram mendilleriyle bir sene idare ederdik.

-Kýsa sürede iþçi olarak girdiðim atölyede iþleri öðrenmiþ ve orayý idare eder hale gelmiþtim. Bunu gören Kenan, bütün iþi benim üzerime yýkmakta gecikmedi. Atölyeye para almanýn dýþýnda uðramamaya baþladý. Mallarý bile toptancýlara ben götürüp teslim ediyordum. Bu arada beni oldukça heyecanlandýran bir macera da yaþadým.

-Nasýl bir macera?

-Duygusal tarafý olan ama bedensel tatmin de amaçlayan bir iliþki yaþadým. Bedenim beni buna zorladý. O adama karþý içimde kýpýr kýpýr bir þeyler hissettiðimde önce bu duygularý bastýrmaya çalýþtým. Baþaramadým. Adam yeni evliydi ve karýsýný da çok sevdiðini duymuþtum. Atölyenin yanýndaki depoda mendil toplarýný kesme iþini yapýyordu. Göz göze geldiðimiz anlarda elim ayaðým tir tir titriyordu. Kendime hakim olmam gerektiðini telkin ettiysem de boþunaydý. Depoya gitmemeyi bir çare olarak düþündüðümde aksine daha çok gitmek istiyordum. Bir gün depoda o adamla birlikte olduk. Çok zevkliydi. Her þey bir anda olup bitmiþti. Ne ben ne de o adam birbirimize seviþmek için bir teklifte bulunmuþtuk. Vücutlarýmýz kendiliðinden birleþmiþti. O anlarda ayýp, toplum, aile gibi þeyler insanýn aklýnýn ucundan bile geçmiyor.

-Fizyolojik güdüler bazen toplumsal güdülere sizin de anlattýðýnýz gibi baskýn çýkabilirler.

-Bazýlarý bunu Kenan’dan intikam almak için yaptýðýmý düþünebilirler. Öyle bir isteðim de yoktu. Üstelik bu olaydan sonra Kenan’a ihanet ettiðim düþüncesinde de deðildim. Kenan sadece kâðýt üzerinde benim kocamdý. Bu iliþkiyi þöyle noktalayalým: O adam ertesi gün iþe gelmedi ve ben onu, o günden sonra hiç görmedim.

-Bu konuda aklýma gelen sorular var. Sorabilir miyim?

-Lütfen sormayýn. Bir-iki tane sýr da benimle birlikte mezara gitse bundan ne çýkar? Bu öykünün size inandýrýcý gelmeyen ya da eksik anlatýldýðýný düþündüðünüz taraflarý var, sanýrým. Haklýsýnýz. Sizden ricam, bu konuyu burada kapatalým.

-Siz nasýl isterseniz öyle olsun!

-Eve barka uðramayan Kenan, sýk sýk evde vakit geçirmeye baþladýðýnda bir þeyler olduðunu anlamýþtým, ama ona ne olduðunu sormamýþtým. Nasýl olsa yakýnda her þey kendiliðinden ortaya çýkardý. Öyle de oldu. Bir süre sonra, onu her dýþardan geldiðinde elinde ilâç dolu torbalarla gördüm. Giderek zayýflýyordu. Derken geceleri acý içinde kývranmaya, hatta baðýrmaya baþladý. Hastalanmýþtý. Oldukça ciddi bir hastalýða yakalanmýþ olduðundan, ev ziyaretçi akrabalarýnýn akýnýna uðrayýnca emin oldum. Gene bir gün iþten eve döndüðümde Kenan’ý göremedim. Sonradan akrabalarýnýn hastaneye yatýrdýklarýný öðrendim. Aylarca hastanede yattý. Ziyaretine gitmedim. Gelmem için haber göndermiþ. “Hayýr” dedim. Yaptýklarýnýn bedelini ödediðini düþünüyordum. Bir hoca, “Ýnsanlar yaptýklarý kötülüklerin cezasýný bir gün mutlaka öderler. Bazýlarýnýn kötü olduklarý halde bu dünyada cezalarýný çekmediklerini görüp de yanýlmayýn. Demek ki onlarýn günahlarý o kadar çok ki, ödemeye bu dünyadaki ömürleri yetmeyeceðinden, cezalarý öteki dünyaya býrakýlmýþtýr.” Demiþti. Haklýymýþ.

-Yattýðý süre içinde hastaneye ziyarete hiç gitmediniz mi?

-Israrlar bir ara o kadar çok arttý ki ölmesine üç gün kala gitmek zorunda kaldým. Bitmiþti. Bedenen ufacýk kalmýþtý. Yüzü kirli sarý bir renkteydi. Beni görünce yüzü aðlama-gülme karýþýmý bir hal aldý. Benden defalarca özür diledi. Onu affetmem için yalvardý. Yakýnda öleceðini bildiðini ama bu vicdan azabý ile öteki dünyaya gitmek istemediðini söyledi. Benim çok katý bir insan olduðumu düþünebilirsiniz. Ancak ben Kenan’ý affedemedim. Yaþadýklarým gözümün önünde canlanýnca, bunu yapamayacaðýmý anladým. Keþke, affedebilseydim, keþke öylesine yüce bir gönüle sahip olsaydým…

Bunlarý söylerken Sibel samimiydi. Gözleri yaþla dolmuþtu. Her an aðlayabilirdi. Bir-iki damla gözyaþý yere düþmüþtü bile. Kendisini toparladý ve çantasýndan mendil çýkarýp gözlerini sildi. Aðlama gülme karýþýmý bir sesle:

-Kenan öldükten sonra, hayatýmýn ikinci yeniden doðuþunu hemen yaþamadým. Biraz zaman geçmesi gerekti. Ýkinci yeniden doðuþum birinciden kat kat güzeldi. Onu da artýk bir daha ki buluþmamýzda anlatýrým. Artýk kalkabilirim. Hoþça kalýn.

-Güle, güle. Arayý fazla uzatmayýn…

-Ýnanýn uzatmamayý ben sizden daha çok istiyorum. Her þeyi anlatamazsam diye korktuðumu bile söyleyebilirim. Tekrar hoþça kalýn.

(Devam edecek)



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Eleman Aranýyor - 1
Bir Aný Defteri Buldum - 10
Eleman Aranýyor - 3 (Son Bölüm)
Bir Aný Defteri Buldum - 12
Bir Aný Defteri Buldum - 14
Bir Aný Defteri Buldum - 11
Yanlýþ Adrese Mektup - 8
Bir Aný Defteri Buldum - 9
Bir Aný Defteri Buldum - 6
Bir Aný Defteri Buldum - 15

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Küçücük Hikâyeler - 2
Deliden Mektup Var
Acayip Bir Hikaye
Bir Murat Dört Surat
Korona Hikayeleri - 8
Küçük Hikâyeler - 1
Senin Hikayen
Prostat
Bir Ölünün Günlüðü - 8 Son Bölüm
Bir Ölünün Günlüðü - 7

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Siyasi Taþlama: Neþezâde - 2 [Þiir]
Siyasi Taþlama: Karamsarzâde [Þiir]
Kusurî"den Týrtýklama [Þiir]
Zam Zam Zam... [Þiir]
Týrtýklama (Kazak Abdal'dan) [Þiir]
Yoklar ve Varlar [Þiir]
Ýstanbul,sana Âþýk Bu Kul [Þiir]
Âþýk Dertli"den Týrtýklama [Þiir]
Namuslu Karaborsacý [Þiir]
Dostlarým [Þiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yýldýrým adýný kullanarak çeþitli forumlara yazý yazdým. Ýddiasýz iki romaným var. Çok sayýda siyasi içerikli yazýya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öðretmeniyim. Yazmaya çalýþan her kiþiye büyük bir saygým var. Çünkü yazýlan her satýr ömürden verilen bir parçadýr.

Etkilendiði Yazarlar:
Az veya çok okuduðum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.