..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan kendini bilmeli. Gerçeği keşfetmeye yaramasa da, yaşamayı öğretiyor. Ve bundan daha güzel birşey yok. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > osman tatlı




20 Ocak 2013
Akıl ve Din  
osman tatlı
Aklın ilahlaşmasıyla, bilgi saltanatını ilan etmiş oldu. Bilgi demek güç olduğuna göre ne kadar çok şey biliyorsanız o kadar akıllı ve güçlüsün demek anlamına geldi. Bilginin insanı ukallaştırdığı, aksine insanı yabancılaşmaya sürüklediği görmezlikten gelindi. Bilginin insanı insanlıktan çıkardığı söylenseydi aklın ilahlığına sorgu kapısını açacaktır.


:ABED:
Kant aklı ilahlaştırırken, Hegel insanı itibarsızlaştırdı. Nietzsche anlamı hiçliğe çevirdi. Bunlar bize reform, aydınlanma olarak geri döndü. Ve insanı tanımlamadan, insanın varoluşun temeli sorgulanmadan insana tanrılaşma misyonu verildi. Böylece makineyle güçlenen insan aklının bencil tutumuyla birleşince tanrıya meydan okumasıyla tanrıyı hayatın dışına ittiler.


Böylece din düşman ilan edildi. İnsanın hayatından sökülmesi gereken bir hastalık olarak görüldü. Dinin değeri yerine aklın değerleri yer değiştirmeye başladı. Akılın kutsallaştırdığı, her şey hayatın merkezine konuldu. Belki ondandır insan bir nesneleşti bir öznelleşti. İnsanı bir yere konulamadı. İnsan kendi eliyle kendine ihanet etmesi yabancılaşmayı getirdi. Ne kadar insanı siyasi, mali ve dinin yabancılaştırdığı üzerinde kafa yorulurken, kimsenin insanın özünü sorgulamadı. Zaten yabancılaşma tartışmaları birazda insan özünün üzerine durmamanın bir yolu olarak seçildi. İnsanı kendinek ve hayata yabancılaşması üzerine felsefeciler öyle kafa yordular ki kimse insan neden var oldu, diye çıkıp sormadı. Soranların sesini de duyan olmadı.

Aklın ilahlaşmasıyla, bilgi saltanatını ilan etmiş oldu. Bilgi demek güç olduğuna göre ne kadar çok şey biliyorsanız o kadar akıllı ve güçlüsün demek anlamına geldi. Bilginin insanı ukallaştırdığı, aksine insanı yabancılaşmaya sürüklediği görmezlikten gelindi. Bilginin insanı insanlıktan çıkardığı söylenseydi aklın ilahlığına sorgu kapısını açacaktır.

Evet, bir zamanlar insanlar nesneyi putlaştırdı. Bu ilk çağların bir ilkeliği olarak lanse edildi. Dalga geçildi. Hafife alındı. Ama modern insan belki taşı, ağacı ilah edinmeyi bıraktı ama bunların yerine akıllı ve bilimi ilah ederek, tapmaya başladı. Hangi ilkelliktir, hangisi modernliktir tartışması bir yana modern insan kendini beğenmişliği, kendine olan güveni, gerçeği görmesi gereken gözler köreldi.

Aklın ilahlaşması, vicdanın körelmesine de yol açtı. Salt akılla hareket eden insan bencilleşti ve acımasızlaştı. Böylece vahşet dizi boyu arttırdı. İnsanoğlunun belki hiçbir dönemde göremeyeceği zalimliklere imza atmaya başladı. Bu savaşlarda yaşananlarla sınırlı değildir, insan aklı günlük hayatta bile kendi dışındaki her şeye zalimce kırbaç sallıyor. İlginç her inan kırbaç, bazılarında inlemeye yol açarken, kırbacı elinde tutan ise zevkten dört köşe olmaktadır.


Biz her ne kadar, akıllı ilahlaştıran potadan gelmesek de o potaya karşı dursakta aslında farkında olmadan aklın bir esiri olduğumuzu görmemiz gerekiyor. Modern aklın virüs gibi yaygınlaştığı bir dönemde akılın etkisinin dışında kalmak ya da etkisini kırmak zordur. Hangi misyon ve kimlik taşınırsa taşınsın akılın egemen olduğu bedenlerde, insanın hareket mekanizması da aklın kontrolünde olacaktır.

Aklın bedene olan egemenliğinden olsa, bugün insan mutsuzdur. Bir türlü aradığı huzuru bulamıyor. Çünkü aklı ilahlaştıran ve dine savaş ilan eden batı, insanın kurtuluşu için bir çözüm bulamamıştır. Tıkanmıştır. Her şeyi yok edenler, bunun yerine insana bir şey vaat edememişlerdir.
Doğu ise, aklın sisi altında, dinle mücadele vererek kurtuluş çaresi arasa da maalesef farkında olmadan aklın etkisindeler ve bir türlü bunu göremiyorlar. Akıllın ilahlığıyla, dinin egemenliğini beraber götürme gayretleri boşa çıkmaktadır. Aklın ve dinin arasındaki fark ya da ortak nokta bulunmadığı sürece Müslümanların huzuru bulmaları ve yaşadıkları acılardan kurtulması ve çelişkilerden kurtuluşu zor gibidir.
Osman Tatlı
osmantatli@gmail.com
www.osmantatli.com.tr



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnsandaki Kaygı Örnekleri
İyi Kitap Kötü Kitap
Kaygıya Giriş
Korku ve Kaygı Arasındaki Ayrım
Dershanelere Dikkat
Türkiye ve Suriye
Kitap Okumayın Kampanyası
Merak
Eğitimde Korkaklığa Yer Yoktur

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yazar Kimliği
Aşk ve Cinsellik Ayrı Şeylerdir
Aşk Yolculuğu
Yazar Konuları Nereden Alır
İslamda Kadına Kırbaç
Yazarlık Yolunda Ara Söz
Aşkın Kölesi Olmak
Yalnızlık Sözleri III
Soğuk Bayram
Birey Olabilme

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yalnızlık Sözleri I [Öykü]
Hayalim Yazar Olmak [Roman]
Hayalim Yazarlık [Roman]
Okuyorum Ama Yazamıyorum? [Roman]
Edebiyat Fakültesinde Dergi Çıkarmak [Eleştiri]
İklimler / Film Eleştirisi [Eleştiri]
120 / Film Eleştirisi [Eleştiri]
Üç Maymun / Film Eleştirisi [Eleştiri]
Neşeli Hayat [Eleştiri]
The İmam"ın Savaşı Kiminle [Eleştiri]


osman tatlı kimdir?

okuyucu ile beraber yolculuk yapmak


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © osman tatlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.