Doğaüstü henüz anlayamadığımız doğal şeylerin adı. -Elbert Hubbard |
|
||||||||||
|
Türk sineması, dünya sineması içinde daha yer edinmemişken ve kendi içinde daha sorunlarını hal edememişken; Kürt açılımı ve barış sürecinin olumlu ilerleyişi sinema dünyasına Kürt sineması var mıdır yok mudur sorular etrafında bir tartışma başladı. Öncelikle şunu belirtmek isterim dünyanın hiçbir yerinde sinema bir ırk ismiyle anılmamaktadır. Avrupa ülkelerinde ve Amerika; Rusya da, İran’da, Hindistan’da ve daha nice ülkelerde birçok etnik ırk barınsa ve bu insanlar tarafında film yapılsa da hiçbir zaman sinemalar yapanlar etnik kimlikleriyle anılmaz. Ülke isimleriyle anılır. Yani Amerikan sineması, Fransız sineması, Hindistan Sineması, İran sineması gibi ülke isimleriyle bütünleşerek anılır. Herhalde bir bizde sinemamız bir ırk be milliyetçilik uzantısıyla anılmaktadır. Hâlbuki Türk sineması adı altında sinema yapanlar ve oyunlar farklı ırklardan gelen insanlardan oluşmaktadır. Türk, Kürt, Arap, Ermeni, Rum gibi farklı kimlikler taşıyan insanlarda tarafında sinema yapılsa da maalesef Türk ismiyle anılarak doğrudan bir milliyetçilik ve ayrımcılık yapılmaktadır. Oysa dünya konjektörüne göre sinemamız Türkiye sineması olarak anılmalı ve tanıtılmalıdır. Böylece sinemamız herhangi bir ırka mal edilmemiş olur. Ve bir ülkenin ortak üretimi olarak görülmeli ve anlatılmalıdır. Türk ismiyle sinemanın anılması doğal olarak, Türkiye’de Kürt Sineması adı altında tartışmaların fitili ateşliyor. Türkiye’de Türk Sineması olamayacağı gibi Kürt Sineması olamaz, olmamalıdır. Evet Kürt yönetmelerin yaptığı filmler olabilir. Kürtlerden bahsede motifler olabilir; Filmlerde Kürtçe dili konuşulabilir, ama demek değildir yapılan film Kürt Sinemasıdır. Eğer Kürt sinemasından bahsedilecekse Kürdistan Sinemasından bahsedilmelidir. Ancak bu da Kürdistan diye bir devletin varlığıyla imkân bulur. Nitekim Kürdistan diye bir devlet olursa, bu devletin içinde de farklı etnik kimliklerin olacağını unutmamak gerekir. Kürdistan devletinde yaşayan bir Türk Yönetmen film çevirdiğinde, biz buna Türk sineması dememeliyiz. Kürdistan Sineması deriz. Çünkü Kürtlerden bahseden ve filmde Kürtçe dili kullanan yönetmenler Türk, Ermeni, Arap, Avrupalı olabilir. Oyuncular da farklı ırklardan olabilir. Ama yönetmen nereli ise filmi o ülkeyle anılır. Nasıl ki ilk Kürt filmini bir Ermeni yönetmen çevirmiş ise ve yapılan bu film Ermeni sineması adı altında anılıyorsa, yapılan filmin içeriği ne olursa olsun, yönetmenin yaşadığı ülkeyle anılır. Madem yeni bir süreçten bahsediyoruz. Bu süreçte sinemamız Türk sineması değil, Türkiye Sineması olarak değiştirilmesi gerekir. Ve Türkiye Sinemasında yapılan filmlerin kimler tarafından yapıldığına bakılmadan, filmde kullanılan dillere bakılmadan Türkiye Sineması ad altında yer edinmelidir. Böylece Türk Sineması, Kürt Sineması gibi milliyetçilik ve ayrımcılık kokan adlandırmalara gerek kalmayacaktır. Eğer olacaksa dediğim gibi bir Kürdistan Devleti kurulursa sineması da Kürdistan olmalıdır. Osman Tatlı osmantatli@gmail.com www.osmantatli.com.tr https://twitter.com/otatli63
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman tatlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |