"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Televizyondaki program yapımcıların ve sinemacıların görünür amaçları ekonomiktir. Ama asıl amaçları hazırladıkları programlar üzerinden propaganda yapmaktır. Ekonomik amaç, sadece bir nedendir ve asıl amacı, yapımların hedeflerini kamufle etmektir. Televizyon dizilerin konusu üçlü aşk maceraları etrafında dönüyor gibi görünse de, üçlü aşk dizilerin derdi gençliği manepule etmektir. Gençliğin ilgi algısını aşk, ilişki, cinsellik ve görsellik üzerine çekmektir. Böylece gençlerin tek derdi sevgili edinmek olacağında, dünyadaki ve hayattaki gelişmelerden habersiz hale getirmek ve duyarsızlaştırmaktır. Gençler veya halkların dizilerdeki aşk meşk oyunlarıyla oyalanırken, üzerlerinden dönen dolaplardan böylece habersiz hale geliyorlar. Hala, Brezilya tarzı dizilerle oyalanan halkımızın seviyesini de böylece görebilmekteyiz. Amerika ve Avrupa, üçlü aşk dizilerini geride bırakıp, aksiyon, gizem üzerine dizilerle dünya gündemini belirlerken, halkımız hala üçlü aşk dizileriyle tatmin olmaktadır. Ötesi olan sanatsal gelişmeleri ve bakış açılarını algılamakta zorlanmaktadır. Aşkla ve cinsellikle kafayı çeken bir halktan: zulme, haksızlığa, adaletsizliğe, işkenceye, insan hakları ihlallerine, özgürlüğün önündeki engellere, düşünmeyi engelleyen materyallere ve kat edilmeye çalışılan manevi değerlere saldıranlara sesini yükseltmesini beklemek hayaldir. Bütün bunlara karşı insanımızı pasifleştiren, tepkisiz yapan ve umursamaz hale getiren televizyon sektörünün piyasaya sürdüğü programlardır. Peki, başlıkta belirttiğimiz Kurtlar Vadisi Pusu konumuzun neresinde yer almaktadır: Kurtlar Vadisi, artık üçlü aşk dizilerden farkını ortaya koymuş durumdadır. Ve hükümetle yakın ilişkileri de göz önünde tutarakta Türkiye gündemine dair sözü olan bir dizi rolündedir. Dizinin bir sözünün olması da kabul görmüş durumdadır. Bu tartışılıyor olsa da dizinin üzerine düşen tek gölge hükümete yakın olmasıdır. Bu da dizi izleyicisini ikiye bölmektedir. Hükümet yanlıları diziyi beğenirken, hükümeti sevmeyenler diziyi de sevmiyor. Dolaysıyla bir dizi üzerinden bile ötekileştirme yapıldığını görüyoruz. Bu durum ilginçtir. Ve toplumsal yönün araştırılması gerekmektedir. Toplumumuzun gruplaşmaya fazlasıyla meyilli olması ve herkesin kendi tarafını körü körüne savunması bir dizide bile kendini göstermesi insanımızın düşünce biçimini ele vermesi açısından önemlidir. Dizi yapımcıların da bu durumu inkar ettiği söylenemez. Ortada yatan bir gerçeğin üstünün örtülmesi imkansızdır. Türkiye geçmişini ve bugünün siyasi gelişmelerini iyi takip eden ve analiz eden yapımcıların bunu derleyerek ekrana getirmesi kadar doğal bir durum yoktur. Düşüncesini dile getiremeyen ya da bir şeyler dönüyor ama buna anlam veremeyen kitleler dizi üzerinden kendini ifade eder oldular. Hatta siyasi gelişmeleri dizideki karakter ve repliklerle izah eden, örnek vererek analizlerde bulunan binlerce insan var. Yaşananları abartı diyenlerin yanında dizidekiler gerçektir diyenlerden azdır. Denilebilir ki diziyle siyasi gündemi okuma hastalığı bile gelişti. Dizinin söylediklerini, insanlarımız biraz eski gazeteleri ve bugünün gazeteleri karıştırsalar ve birazda siyasi hayatımıza dair yazılan kitapları karıştırsalar göreceklerdir ki dizi, Türkiye’de yaşananlar ve yazılanlar üzerinde bir derleme yaptığı görülecektir. Bu derlemenin yanında yapımcıların aksiyon filmlerinden de derlemeler yaparak senaryoya ekledikleri de görülecektir. Kurtlar Vadisi, büyüyen Türkiye’nin sesi olma yolunda ilerlemektedir. Dizi, kahramanlarına bu paralellikte söylemlerle konuşturmaktadır. Büyük Türkiye’yi isteyenler ve istemeyenleri bir potada ele alan dizi, iki tarafında gerekçesini dillendirerek, kararını BÜYÜK TÜRKİYE’yi isteyenlerden yana kullanmaktadır. Dizi ayrıca, yerli kahraman, yerli model oluşturma gayreti içindedir. Yıllarca Amerika’nın kahramanlarının posterlerini duvarlarına asan insanımıza, kendimize ait bir kahraman model sunulmaktadır. Böylece, yıllarca kendini ezik hisseden insanımıza cesur, yürekli bir model oluşturuluyor. İnsanımızın içinde birikmiş, özlemiyle yanıp tutuştuğu, kendi adına konuşan bir kahramanı olmuştur. Osman Tatlı www.osmantatli.com.tr osmantatli@gmail.com
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © osman tatlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |