BAYRAK DÝREÐÝ
Olay bir akýl hastanesinde geçiyor. Delinin biri her gün bayrak direðine týrmanýyormuþ, cebinden bir kâðýt çýkarýp, bayrak direðinin tepesine sýkýca baðlýyormuþ. Bu durum Baþhekimin dikkatini çekmiþ, o da týrmanmýþ direðe delinin koyduðu kâðýdý alýp inmiþ.
Kâðýtta þöyle yazýyormuþ:
-BURASI BAYRAK DÝREÐÝNÝN TEPESÝDÝR..!

***

SEN TANIMAZSAN
Temel ile Dursun borç para yüzünden mahkemelik olmuþlar.
Hakim Temele sormuþ:
-"Oðlum, nedir konu anlat bakalým!"
-"Haçum pey. Pen ha bu Tursuna geçen sene 100 lira verdum penim paramu bi türlü vermez da."
Hakim Dursuna dönmüþ:
-"Siz ne diyorsunuz bu iddiaya?"
-Kim? Ha o adam mu baða para vermuþ? Valla pen oni tanýmayrum bile, Haçum bey."
Bunu duyan Temel iyice þaþýrmýþtýr. Dursuna dönerek:
-"Tursun, ha sen þimdu peni tanýmay musun?"
Dursun:
-"I-ýh,"
Temel:
-"Haçan, sen peni tanýmaysan pen seni hiç tanýmayrum da."


***

EVDE MÝSÝN?
Temel, Dursun'un evi önünde baðýrmaktadýr:
-"Ula Tursun evde misun?"
Dursun:
-"Evde deðülum da!"
Temel:
-"Ula Tursun kapida bir çift çizme var!"
Dursun:
-"Olabilür benim uç çift çizmem var!"

***

SON ARZU
Ýdama mahkum olan Temel’e son arzusunu sormuþlar;
- "Penu oðlumin yanuna gömun!" demiþ.
-"Ama oðlun yaþýyor!"
- "Olsun. Pen beklerum."

***

EÝNSTEÝN GÝBÝ
Ünlü müzisyeni yemeðe davet etmiþlerdi. Yemekten sonra evin annesi "Size bir sürprizim var" dedi ve kocasýnýn piyano ziyafeti vereceðini açýkladý. Gerçekten adam, piyanonun baþýna oturdu ve baþladý çalmaya. Ama öyle berbat çalýyordu ki, ünlü müzisyen kulaklarýný týkamamak için kendini zor tuttu. Bu arada kadýn, müzisyene döndü:
-"Nasýl buldunuz kocamý?"
-"Týpký Einstein gibi çalýyor."
-"Ýyi ama Einstein piyano çalamazdý ki.."
-"Evet, týpký kocanýz gibi..."

***

ÖRDEK BÖREÐÝ
bir gün Acemi er, baþçavuþuna yakýnýr :
-Baþçavuþum, bize yine yemekte ördek böreði verdiler.
vallahi de billahi de, içinde gram ördek eti yoktu.
-O halde? diye yanýtlar baþçavuþ.Sen hiç asker bisküvisi yedin mi
-Þey...yani evet, baþçavuþum.
-Ýçinden hiç asker çýktý mý?

***

NE YAPARSIN?
Cimrinin biri arkadaþýna anlatýyordu:
-“Zavallý bir dilenciye, sana yüz bin lira versem ne yaparsýn?” dedim.
-“Sevincimden aklýmý oynatýrým,” dedi.
-“Peki, sen ne yaptýn?”
-“Ne yapacaðým, adamý aklýný oynatmaktan kurtardým...”

**

O DA BÝR ÞEY MÝ?
Türk Havayollarý Ýstanbul-Erzurum seferini yapan uçaðýn iniþe doðru geçtiði sýrada, Pilot anons eder:
-Sayýn yolcularýmýz, þu an Bayburt semalarý üzerinden geçiyoruz.
Birkaç dakika sonra Erzurum havalimanýna iniþ yapacaðýz, hava parçalý-bulutlu 15 dereceee ………AMAN ALLAHIM! HAY ALLAH!….. ……..”
Ve anons o anda kesilir. Bütün yolcular panik halindedir. Ortalýk çalkalanýr. Bir kaç dakika sonra, pilot bir açýklama yapmak üzere mikrofondadýr; bu geçen süre, yolcular için sanki yýllar kadar uzun sürmüþtür. Pilot:
- Sayýn yolcularýmýz, kusura bakmayýn sizleri korkuttum, özür dilerim. Ama hostes yanlýþlýkla üstüme bir fincan sýcak kahve döktü, caným çok yandý, pantolonun ön kýsmýný bir görseniz!
Arka sýralarda oturan Bayburtlu bir yolcu baðýrarak:
-O da bir þey mi, sen bizim pantolonlarýn arka kýsmýný bir görsen! Der.

***

OLTA
Cenaze töreni kalabalýktý. Avludakilerden biri sordu:
-“Afedersiniz, tabutun üstünde niçin bir olta duruyor? Ölen bir balýkçý mýydý?”
-“Yok caným! Balýkçý falan deðil, ev kadýnýydý. Olta ise kocasýna ait. Hobisi balýk tutmaktýr. Cenazeden sonra balýða gidecek de, oltayý eðretiden koymuþ...”

***

BÝR ÝLÝÞKÝYÝ KURTARMANIN FORMÜLÜ
Bir iliþkiyi kurtarmak için önce sabýr,
Sonra zeka,
Daha sonra bir kaþýk tuz
Ondan da sonra 10 gram zencefil
Zencefilden de sonra bir tutam meyan kökü...
Hala okuyor musun?
Sirke de koy sirke.....!