Dünya hayal gücünün tuvalinden başka birşey değildir. -Henri David Thoreau |
|
||||||||||
|
Aytekin Tuncay adliyedeki mesaisine saat sekizde başladı. Kimseyle konuşmadan odasına çıktı. Fotoğraf makinesindeki fotoğrafları bilgisayara attı. Fotoğrafları tek tek inceledi. Faili meçhul katliam dosyası. Bu fotoğraflarla bir sonuca ulaşmak mümkün değildi. Yeşiltepeli lakabıyla bilinen Selahattin Sami Koper karanlık bir adamdı. Dolayısıyla düşmanı da çoktu. Profesyonel biri gelmiş adamı yatağında iz bırakmadan öldürmüştü. Şile Jandarma Komutanlığında görüştüğü ve kendisini Albay olarak tanıtan adamın dedikleri hala kafasından çıkmamıştı. Olabilir miydi? Özel eğitimli bir asker bu cinayeti işlemiş olabilir miydi? Sorular kafasında cirit atarken sabit telefon çaldı. Bir an irkilen Aytekin Tuncay telefonu kaldırdı. -Alo. -Savcı Bey. Sayın Başsavcı ofisine giriş yaptı. -Teşekkür ederim. Başsavcı’ya haber verir misiniz? Ben de geliyorum. Aytekin Tuncay 5 dakika sonra Başsavcı’nın makam odasındaydı. -Günaydın Başsavcım. -Günaydın Aytekin Savcım. Benimle görüşmek istemişsiniz. Buyurun sizi dinliyorum konu nedir? Aytekin Tuncay misafir koltuğuna oturdu. -Konu dünkü katliam Sayın Başsavcım. Başsavcı Vekili Zekai Bey’in ricasıyla ben de olay yerindeydim. Şile Savcısıyla incelemeleri yaptık. Ayrıntılı fotoğraflama yaptım. Jandarma Komutanlığında oldukça ilginç bir görüşme yaptım. Sizden bu soruşturmayla ilgili araştırma izni istiyorum. -Dosyayla Ahmet Savcım ilgilenmiyor muydu? -Evet Başsavcım. -Bir dakika. Başsavcı masanın üstündeki zile bastı. Kapıdaki görevli içeri girdi. -Buyurun efendim -Savcı Ahmet Bey odasındaysa görüşmek istediğimi söyle. Bize çay getirin -Aytekin Savcım tam hatırlamıyorum ama dosya doğrudan bir soruşturma dosyası değil. Bir buçuk yıl içinde Türkiye’nin değişik yerlerinde işlenen cinayetlerle ilgili bir araştırma dosyası. Ve yine yanlış hatırlamıyorsam bakanlığın talimatı üzerine açıldı. Gizli ve araştırma Özel Yetki istiyor. Ayrıntıları Ahmet Savcım anlatsın bakalım işin aslı nedir? Kapı çalındı, görevli içeriye girdi. -Efendim Savcı Ahmet Bey geldiler. -Tamam. İçeri gelsin. Savcı Ahmet Doğanalp ceketini iliklemiş olarak içeri girdi. İşaret üzerine Aytekin Tuncay’ın karşısındaki koltuğa oturdu. -Benimle görüşmek istemişsiniz Başsavcım. -Doğrudur, sayın Savcım. Ayrıntılarını sizin daha iyi bildiğiniz şu katliamlar dosyasıyla ilgili olarak görüşmek istedim. -Dosya muhteviyatını araştırmamızı bakanlık istedi sayın Başsavcım. Sebebini bende anlayabilmiş değilim. Dosyadaki cinayetlerin çoğunluğu İstanbul dışında işlenmiş cinayetler. Son cinayetler İstanbul sınırları içinde işlendi. Aklıma gelen ilk sebep seri katil şüphesi oldu. Dosyayı inceledikçe bu şüphe geçersiz hale geldi. Çünkü bu dosya bir buçuk yıl önce açıldı. İki sene önce aniden Türkiye’nin değişik vilayetlerinde infazlar yapılmaya başlandı. Maktullerin tamamı güneydoğu kökenli iş adamları ve yakınları. İki gün önceki infaz dosyaya eklediğim son eylem. Eylemcilere ait bir iz bulunamadı. İnfazlar hakkında Jandarma ve Polis Olay Yeri inceleme ekiplerinin yaptıkları çok detaylı araştırmaya rağmen maalesef elimizde hiçbir şey yok. İnfazların yapılışına bakılınca kafamda oluşan birkaç senaryo var ama olaylar birbirlerine bağlanamıyor. -Ne gibi Ahmet Savcım? -Şöyle açıklamaya çalışayım Başsavcım. Maktuller güneydoğu kökenli olunca aklıma ilk bölgenin kronik sorunu Kan Davası ihtimali geldi. İki gün önce öldürülen iş adamı ve diğer iş adamlarının yakınları doğrudan her hangi bir kan davasına taraf değiller. İki gün önce öldürülen Yeşiltepeli diye bilinen şahıs dışındakiler bölgesel iş adamları. Küçük çaplı uyuşturucu silah ve sigara kaçakçılığı şüphelileri. Dosyanın genelini incelediğimde maktullerin aşiretlerindeki pozisyonları biraz dikkat çekici. Maktullerin pozisyonları aşağıdan yukarıya doğru. Yani ilk öldürülen ağanın yeğenlerinden birisi ve eğer numaralandırırsak 10 numara iken son öldürülen Yeşiltepeli aşiretin bir numarası. Failler sanki mesaj veriyorlar. Ama mesajın kime verildiğini tespit etmek olanaksız. -Gizli devlet operasyonu olabilir mi? -Bunu bende düşündüm Başsavcım. Eskiden bildiğimiz operasyonlara benzemiyor. Bir kere çok gürültüsüz ve hiç iz bırakmadan yapılmış. Devlet operasyonları genellikle çok gürültülü olur. Çoğunlukla aynı gün veya birkaç gün içinde dedikodular yayılır. Dosyayla ilgili olarak Bölge Başkanı ile özel olarak off the record konuştum. Hiç bir bilgisi yok. Konuşması ikna ediciydi. Öldürülen kişiler ve aileleri ile ilgili hiçbir özel araştırma talimatı olmadığını söyledi. Eğer böyle gizli bir devlet operasyonu varsa bile bunu ancak Müsteşardan veya yardımcısından öğrenebileceğimi özellikle belirtti. Diğer bölge başkanlıklarından özel olarak bilgi istettim. Bir gün sonra Müsteşarlıktan aradılar. Sebebini sorunca bu infazların gizli bir devlet operasyonu olmadığı hakkındaki kanaatim kesinleşti. Resmi prosedür her operasyonu deşifre eder. Elimize ulaşan bilgilere göre maktuller ve aileleri istihbarat tarafından devamlı takip altında tutulan kişiler. Ulaşabildiğimiz hiçbir birimde çok gizli bir araştırma veya operasyon bilgisi yok. Maktullerin tek bir ortak noktaları var. -Bu ortak nokta nedir Ahmet Savcım? -Maktullerin aşiretleri Karaşahin Holding’in ortakları. -Karaşahin Holding. Şu bildiğimiz Karaşahin’ler mi? -Evet Başsavcım. Holding’in inşaat ve AVM sorumlusu İbrahim Hakkı Karaşahin’in yaptığı kendi bölgelerindeki AVM’lerde ortaklıları var. Ortaklaşa yaptıkları inşaatlar var. Karaşahin Holding ismine ulaşınca bir an acaba diye düşündüm Holding yasa dışı işler mi yapıyor? Yaptığım araştırma sonucunda somut hiçbir bilgiye ulaşamadım. Holdingin yasa dışı hiçbir işi yok. Somut bir delil zaten yok. Haklarında dedikodu bile yok. Holdinge polis gönderip soruşturmayı veya adliyede bilgilerine başvurmayı düşündüm ama sonra vaz geçtim. -Çok iyi düşünmüşsünüz Ahmet savcım. Gereksiz yere itibar kaybı yaşamaya gerek yok. Biz insanları bilgi almak için çağırıyoruz ama basın olayı farklı yerlere çekebiliyor. Ardından insanlar bizi “Ticari itibarımızla oynandı” diye şikâyet ediyorlar. Bu konuda haksız sayılmazlar. Vatandaşın şuur altında “ Suçlu değil de niçin ifadeye çağrıldı?” gibi bir mantık var. Bu mantık beraberinde dedikodu üretim merkezlerini harekete geçiriyor. Bir süre bekleyin gerekirse siz bilgilerine başvurun. Kolluk kuvvetlerini karıştırmayın. Bu dosyayla ilgili en son isteyeceğim şey dedikodu çıkartılması. -Benim vaz geçmemin sebebi bu zaten sayın Başsavcım. Bölge Başkanı son zamanlarda emniyetle aralarının bozuk olduğunu bilgi alışverişlerinin durma noktasına geldiğini söyledi. -Sebep neymiş Savcım? -Müsteşarlık talimatıyla bazı şube müdürlerini izlemeye almışlar. Emniyettekiler bu yüzden bozulmuşlar. İzlemenin sebebini Bölge Başkanı da bilmiyor. Bu iş için Müsteşar doğrudan kendisine bağlı özel bir ekip görevlendirmiş -Neyse Ahmet Savcım her ne şekilde olursa olsun olay bize intikal etmeden müdahil olmayacağız. Elinizde somut deliller olmadan soruşturma açmayın lütfen. Başsavcılığın kurumsal itibarına her zamankinden daha fazla önem vermemiz gereken bir süreç yaşıyoruz. İyi niyetli bile olsa her türlü sızıntıya karşı hazırlıklı olmamız lazım. Aytekin Savcım iki gün önceki katliamla ilgili görevlendirme istedi. Sizinle bunun için görüşmek istedim. Başsavcı Aytekin Tuncay’a baktı. -Biraz önce ilginç bir görüşmeden bahsediyordunuz sanırım. Anlatır mısınız? -Şile Jandarma Komutanlığında isminin Tufan Şanver olduğunu söyleyen bir subayla görüştüm. Tufan Albay bana bu ve diğer cinayetlerin failinin kendi yetiştirdiği askerlerden ikisinin olma ihtimalinden bahsetti. Oldukça ciddiydi. -Bu cinayetlerin sorumlularının askerler olduğunu mu söylüyorsunuz? -Asker dediği komando subaylar Başsavcım. İki kayıp subayın cinayetlerin faili olma ihtimalinden bahsetti. Dediğine göre 3 yıl önce 10 kişilik bir timin sekiz üyesi çeşitli saldırılar sonucu öldürülmüş. Sağ kalan iki subay ortadan kaybolmuş. Albay bu kadar sessiz cinayetleri kayıp askerlerinin işleyebileceğine inanıyor. Albay’ın kanaati de bu cinayetlerin öldürülen askerler ile alakalı olabileceğini, kayıp askerlerin yanlış yönlendirilirse çok zararlı olacağını düşündüğünü açıkça ifade etti. -Size bunu söyleyen kişinin hasta veya sarhoş olmadığına emin misin Aytekin Savcım? -Tam olarak emin değilim Başsavcım. Kendisini Tufan Şanver olarak tanıtan kişi ifadesinin mahkemelerde delil sayılamayacağını, sakinleştirici kullandığını söyledi. -Şimdi anlaşıldı Aytekin Savcım. Adam uyuşturucu bağımlısı olduğunu açıkça itiraf etmiş. Hayalinde kurguladığı varsayımlar üzerine adli kovuşturma açamayacağımızı sizde bilirsiniz. -Biliyorum Başsavcım ancak Albay’ın anlattıkları… -Anlattıklarını boş verin Aytekin Savcım. Elimizde somut bir delil yok. Komandolar ordudaki şehir efsanelerinden biri bana göre. Haklarında ve katıldıkları operasyonlar hakkında fazla bilgi olmadığı için bu tür efsaneler ortaya çıkıyor. Komandolar hakkında konuşan herkes kafasındaki kurguya ve filmlerde seyrettiklerine göre konuşuyor. Hayali insanlarla ilgili bir araştırma izni veremem. Bakanlık ta vermez. Boşu boşuna ortalığı velveleye vermeye gerek yok bence. Eğer somut delillere ulaşırsanız o zaman izin isteriz. İsterseniz Ahmet Savcımın elindeki dosyayı inceleyin. Daha sonra tekrar görüşelim. Siz nasılsınız? İki ay önce nişanlınız vefat etmişti sanırım. Bilirkişi raporu çıktı mı? -Henüz elime ulaşmadı Başsavcım. Olay Yeri’nin ilk bulgularına göre ölüm şüpheli değildi zaten. Bindiği arabanın fren düzeninde bir arıza olmuş sanırım. -Siz nasılsınız Aytekin Savcım, atlatabildiniz mi? -İyiyim Başsavcım teşekkür ederim. Toparladım sayılır. -Unutmadan sizin için istediğimiz Özel Yetki onaylanmış, Bir haftaya kadar yazınız elimize geçer her halde. Tebrik ederim. -Teşekkür ederim Başsavcım, Müsaadenizi isteyebilir miyim? -Elbette arkadaşlar buyurun.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © MUSTAFA ESER, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |