Uygarlýk, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayýda artmasýdýr -Mark Twain |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Gece geç yatmýþtý Nur, çatý katýnda film izleyip iki bira içmiþti, babasýnýn biralarýndan, huzur hissetmiþti, mutluluk, çivi gibi, öðlen oldu kalkmadý, beton çivisi gibi berbat hissediyordu, ancak öðleden sonra 3’de uyandý Ama yataktan çýkmak istemiyordu caný. Ayla, yýlan gibi girdi odaya, yeþil gözlü, uzun siyah saçlý, at gibi bir kýzdý, boyu 1.80’ di, capcanlý, neþeli, her zaman gürültülü konuþan, bol bol kahkaha atan bir kýzdý, yaþam enerjisi hiçbir olumsuzluktan etkilenmezdi sanki, her zaman dinamikti, adeta alev saçardý enerjisi, Nur’un ondan en çok sevdiði buydu, candan biriydi, gerekirse dostu için ölürdü Ayla, öyle derdi, Nur gülümseyerek ona bakar, inanmaz, çaktýrmaz, böyle gönül veren bir dostu olduðu için sevinirdi, zor durumlarda belki de Ayla kaçar giderdi. Nur onunla bað kurmaktan, ona her an ulaþabileceðini bilmekten, ona içini dökebilmekten…bu dostluktan memnundu. Bu ikisi birbirini sevgili gibi önemserdi. Ýkisi de 15 yaþýndaydý. Çocukluklarý beraber geçmiþti, Ayla’nýn oturduðu villa ormanýn diðer yakasýndaydý, hacizden arazi, ev satýlmýþtý. Babasý temerrüde düþmüþtü. Ayla, onun baþ ucuna geldi, baþýný okþadý, yanaðýný. Kalk dostum, akþam olacak. Gün bitmeden bir þeyler yapalým. Yanýt alamadý, yalaklýða baþladý: Yanaktan ýsýrdý, bir tokat attý: “Nerde hareket orada bereket.” Nur, küfür etti ele. “Çekil git; kaybol! Rahat býrak beni!” Ayla güldü, “uykuna baþlatma!” dedi, küfür etti, Sustu, Nur gözünü açýp ona baktý, uykusu kaçmýþtý. “Esrar getirdim. Ayrýca eroin de var.” Ýyi bok yaptýn, biraz daha baðýr da annem duysun.” Ayla güldü. Kalktý, aralýk býraktýðý kapýyý örtüp yataða geldi, ikisi de baðdaþ kurmuþ yan yana oturuyordu. Nur, gözlerindeki çapaklarý temizliyordu, kaþýntý olmuþtu. Bu yaz esrara baþlamýþlardý ve bir kez eroin kullanmýþlardý. Sýrf merak ve gençliðin verdiði dinamizm, neþe ve delilikten, can sýkýntýsýndan, þu hep filmlerden bildikleri þeyler. Ama bu iþ korkutucu gelmiþti Nur’a. Bir kez kullanmýþ, görmüþtü eroini, gerek yoktu, bu iþin ölümcül þeye, bir korku koridoruna, baðýmlýlýða, yani diðerlerini sevdiklerini de girdap gibi okyanusun ya da hayatýn en karanlýk en cehennem derinlerine sürüklemesinden… ödü patlýyordu, deðer verdiði þeyleri kaybetmek korkusu, uyuþturucuyla bir þeytana dönüþmek korkusu… tam olarak yoldan çýkmak ve toparlayamamak. Geri dönüþsüz bir yola girdin mi çýkamazsýn. Böyle düþündü. “O boklarý kullanmayalým.” dedi Nur. “Ben kullanýrým, sen kullanma o zaman.” “Sen de kullanma.” Nur, tuvalete gitti, elini yüzünü yýkamak için. Annenle konuþayým dedi Ayla, odadan çýktý, onun kýçýna bir þamar attý. Nur ona küfür etti, orasýna dokunulmasýndan hiç hoþlanmazdý. Ayla da onu sinir etmek için dokunurdu. Nur þöyle düþündü: “Bu salak beni sonunda uyuþturucu baðýmlýsý yapacak, kullanmakta ýsrar ederse sileceðim bu malý hayatýmdan.” “Mallarý ver?” “Neden?” “Tuvalete atacaðým.” “Ben atarým.” “Seni döverim bak!” Ayla güldü ve gitti. Þamatalý bir zamanda esrarla baþladý, sonra eroin. Bu iþ çok canýný sýkýyordu Nur’un, kendini suçlu hissediyordu, birini öldürmüþ gibi, ailesinin uyuþturucu konusundaki düþüncelerini hatýrlayýnca onlara ihanet etmiþ gibi hissediyordu kendini. Evin temizlikçi kadýný banyoyu temizliyordu, Nur onu bekliyordu, az iþim kaldý diyordu kadýn ama iþi bir türlü bitmiyordu, duþ alacaktý Nur, bir ara baþ kahramaný bu temizlikçi kadýn olan roman yazmaya vermiþti kendini, çünkü bu kadýnýn hayatta kalma azmine, dürtülerine ve büyük mücadelesine hayran kalmýþtý, sürekli kaybetmeye oynadýðý halde nasýl kahkahalar atabilir, nasýl morali düzgün uyanabilir, berduþ kocasýna, dayak atan kocasýna nasýl dayanabilir, çok tuhaf geliyordu kadýnýn mücadele türü, acýlar karþýsýnda verdiði tepkileri, her günü bir iþkenceydi, sýk sýk dayak yerdi, kocasý çalýþmazdý, parayý elinden alýrdý, ve kadýn dört ufak çocuða bakardý, Ayþe hep dertle dolu biridir; ama hayatýný neþeli bir filmmiþ gibi anlatýr, Nur’a garip gelen bu, Nur, kadýnýn annesiyle sohbetini dinlediði bir gün bir fikir uyanmýþtý içinde; sürekli acý çektirilen, süründürülen bu kadýnýn hayattan ve insanlardan alacak intikamý varken neden almaz ki? Niye ötekilerin yaptýklarý yanýna kâr kalsýn ki. Onun almayý bilmediði nefis, kýrmýzý dikenli balyoz gibi bir intikam vardý, kafasý basmýyordu herhalde, çok iyi kalpli biriydi herhalde, çok salaktý belki de, ama salaða da benzemiyordu, çocuklar büyüsün, onun anasýný belleyeceðim diyordu gülerek, sýk sýk derdi bunu, ha, bir bildiði var, salak deðil bu kadýn…Ýyi insanlarýn almayý bilmedikleri ya da bir þekilde hiç almadýklarý intikamý birileri almalý, birileri ah çekip durmamalý, bir patlama olmalý, bir büyük patlama, dev bir intikam, öyle sakinlik, bilgelik, sabýr boþ iþ, kana kan, diþe diþ, onlar yaptýklarýný pahalýya ödemeli, bu iþi öteki dünyaya býrakmak zalimlik, bu iþi, çektirdikleri…onlarý Allah’a havale etmek büyük günah, onlarýn yakasýna yapýþmalý, onlarý öldürmekten beter etmeli. Yumuþak insanlarý, iyi insanlarý ezerler, sömürürler, dünyaya bu kadar iyi insan fazla. Ýnsan sinirleniyor, insan o kiþileri parçalamak istiyor, insan o ezilen kiþiler için bir dünya savaþý baþlatmak istiyor, insan yapýlan haksýzlýklarý sindiremiyor, insanýn yüreði, ruhu acýyor. Birileri o maðdurlarýn, ezilenlerin sözcüsü, savaþçýsý, gerillasý olmalý, kan gövdeyi götürmeli, o insanlarýn paramparça edilmesi þart. Þu temizlikçi kadýnýn sükûnet dolu bakýþlarý, hýzlý elleri, büyük gülümsemesi, bir sürü þeyi gerçekten insanda olaðanüstü bir evren, bir büyü uyandýrýyor. Hýrslandý Nur, kendini temizlikçi olarak hayal etmeye baþladý, roman böyle geliþiyordu. Ayþe demiþti, bir uygulama var, cep telefonunda bir yere basýnca polis basan kadýnýn tehlikede olduðunu anlýyor; ama ýþýk hýzýyla gelmiyorlar, gelemiyorlar, “ha, acýktým, þurada et döner yiyek öyle gidek” diye düþünüyor polis, bir iþi çýkýyor, baþka iþi çýkýyor, uyuþuk, tembel, þiþman, o an kadýn öldürülecek, bu þuurla bakmýyor olaya, Ayþe diyor ki, “polis gelene kadar çið çið yer beni,” ama bir gün çok pis þeyler olacak; mutfakta, salonda, evin her yerinde bazý þeyler býrakýyor, mesela mutfakta özel, sert bir tava hep bekliyor, bir çekiç, bir keser, “Ya haným bu keserin iþi ne mutfakta?” “Ceviz kýracaktým da… tatlý için.” Demir testeresi duruyor banyoda. “Haným, kafam güzel, bundan yanlýþ görmüþ olabilirim, banyoda sanki demir testeresi gördüm?” “Ha, o mu, borunun boktan ucunu kesecektim de.” Baþka bir gün; “haným benim teneke kül tablasý nerede? Deli oldum amýna koyduðumun kül tablasý nerde, tipini siktiðim.” “Attým onu; bir boka yaramaz eðildi. Bak sana Ne güzel yenisini aldým canýmýn içi, camdan.” Adam eline alýyor kül tablasýný; “Çok kalýn tabaný var, adamýn baþýný yarar bu.” “Tabi yarar. Saðlamdýr, sigara söndürmek için ilahtýr. Eðilmez bükülmez. Geçenlerde o teneke kül tablasýna bastým, yere düþmüþ, eðildi bok. Ama cam eðilmez.” “Haným sen olmasan ne yapardým” diye baþlar yalakalýða, aþkým, bir tanem.” Mutfaktaki tava, adamýn gözü döner de saldýrýrsa kullanmak için. Banyodaki demir testeresi, cesedi parçalara ayýrmak için, kemikleri süper keser demir testeresi. Tavayla vurup bayýlýnca… mutfakta keser, kafasýný patlatmak, onu öldürmek için… “Haným bu tornavidanýn iþi ne yatak odamýzda, yastýðýn altýnda?” Ha, gardýropta bir vida çýktýydý da sýkýþtýrmak için, deli etti beni.” Adam düþünüyor, korkuyor, hep bir yerlerde bazý aletler. “Beni öldürecek mi yoksa?” “Haným senin beni seviyon mu?” Çocuklarýmýn babasýnýn, kadýn kocasýný sevmez mi? Sen evimin direðisin hayatým.” Yaðým balým der, ertesi gün bir kamyon dayak atar. Büyük bir tutarsýzlýk, organize bir manyaklýk var bir yerde. Eeee bir gün çok kötü þeyler olacak, bir yerlere býçaklar, baltalar, satýrlar saklasa…hakim karþýsýna çýktýðýnda… savcý; “tasarlayarak adam öldürmekten cezalandýrýlmasýný isteyecek mütalaasýnda
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Ýsa Kantarcý, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |