Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Murat bir gün beni çok sinirlendirdi. Kendisine tahtada dikilme cezası verdim. Tabii ki tek ayak üstünde. Fakat Murat’ı bir türlü yerinden kaldıramıyordum. “Kalkmecaaaaaaam!” diye diretiyordu. Murat’a söz geçirmek zorundaydım. Aksi takdirde, öğrencilerimin karşısında küçük düşecektim. Sonunda zorla ikna ettik ve tahtanın önüne dikildi. Mahçup bir yüz ifadesiyle, bir ayağını yavaş yavaş yerden kaldırdı. Bir iki dakika dikildikten sonra sırıtarak şöyle dedi: “Ohoooooo! Nece kolaymış! İsterseniz aşşama(akşama) kadar dikiliverim.” Murat sınıfta benim – deyim yerindeyse - dalkavuğum gibiydi. Ben ne dersem, gözü kapalı inanıyordu. Öyle ki, siyaha beyaz desem, gıkı bile çıkmazdı. Karlı bir günde, öğle yemeği için eve geliyordum.Yanımda da birkaç öğrenci. Sohbet ede ede ilerliyoruz. Hava öyle soğuk ki, iğne gibi yağan kardan, gözlerimizi bile zor açıyoruz. Bir baktım, yanımdaki öğrencilerden biri bisküvi yiyor. Oysa kaç kez söyledim onlara; yemek öncesi abur cubur yemeyin diye. Malum, iştahları kesilir ve gereği kadar yemek yiyemezler. İşte o sebeple, bisküvi yiyen öğrenciyi uyarmak istedim: ”Kızım! Şimdi bisküvi yenir mi?”…Arkasından Murat hemen destekledi – güya- beni. Şöyle çıkıştı arkadaşına: “Koy gız püskevitleri cebine. Bu soğukta püskevit mi yenir?” Bir gün Murat, tahtada fiş cümlesi yazıyor, daha doğrusu yazmaya çalışıyor. Yazacağı cümle de oldukça uzun: “Leylâ ilâç iç, iyi ol.”………Ama Murat bir türlü yazamıyor. İşte tam bu sırada Seval adındaki öğrencim ayağa kalktı. ”Öğretmenim! Murat evde hiç ders çalışmıyor,” dedi. ”Biz Murat’la aynı mahallede oturuyoruz. Pencereden görüyorum onu, akşama kadar sokakta oynayıp duruyor,” diye devam etti. Murat altta kalır mı hiç! Hemen lâfı yapıştırdı: “Tabi oynarım. Ne yapacaktım? Kazık gibi dikilip duracak mıydım?” İlk derse başlamadan önce yirmi dakika günlük olaylar konuşulurdu. Öğrencilerin çevrelerinde, yurdumuzda ve hatta dünyada neler olup bittiğinden haberleri olması açısından, çok yararlı bulduğum etkinlikti bu. Çok önemsiyordum. Öğrenciler radyodan- tv’den haber dinliyorlar; derste anlatıyorlardı.Yakın çevremize ait haberleri de muhtemelen ailelerinden duyuyorlardı. İşte bu haberler üzerinde konuşuyorduk derste. Herkes haber getiriyor ama Murat getirmiyordu. Çünkü o, hep Türk filmlerini izliyordu. “Örtmenim! Ben de size Kemal Sunal’ı annadıverim mi?” diyordu gülerek. Kendisini haber getirmesi konusunda sıkıştırınca, o da yalana başvurmaya başladı. Çocuklar, öyle bir haber olmadığını söylediklerinde de Murat; “Ne bileyim ben! Bizim televizyon öyle dedi,” deyip çıkıyordu işin içinden. Murat bir sabah, arkadaşlarının söylediği haberleri dinledi dinledi. Sonra birden ayağa fırladı. Heyecanla ve sanki gerçekmiş gibi ; “Örtmenim, Karataş Köyü altında kum kamyonu devrilmiş,” deyince, bir öğrencim hışımla kalktı yerinden .”Yalan öğretmenim yalan! Sabahleyin babamla oradan geçtik biz, kaza falan yok ,” dedi. Hazır cevap Murat atıldı Hemencecik bir kılıf hazırladı yalanına: “Sus lan! Kaldırmışlardır kamyonu. Kaza taaa dün akşam olmuş.” Matematik dersinde öğrencilerin sıkıldıklarını fark ettiğim bir gündü. Havayı yumuşatmak için sözü hemen futbola getirdim. Çünkü futbolu seviyorladı. Hatta kızlar bile. Bakalım bu haftaki Beşiktaş – Fenerbahçe maçı ne olacak,” deyince, bir öğrencim dedi ki: ”Öğretmenim, Beşiktaşlı Metin, Fener’e kesin gol atar.”…..Fenerli Murat hemen fırladı yerinden. Yüzünü buruşturup, arkadaşını aşağılar bir yüz ifadesi takınarak şöyle dedi: “Yaaaaa! Pek atar. Kaleci Şimayer ne yapar Şimayeeeerrr? Şaaap şaaap tutar.” Canlarım benim! Bu çocuklar bir ömür! Yaşamımın 28 yılını onlarla geçirdiğim için ne kadar şanslıyım. Keşke 28 değil de 30 – 40 yıl olabilseydi.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |