..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İçine koyabileceğin bir karanlığın olmadan, bir ışığın olamaz. -Arlo Guthrie
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Deneysel > seyfullah ÇALIŞKAN




28 Eylül 2007
Karanlık ve Gece Benim Şiirimdi - 3  
seyfullah ÇALIŞKAN
Ben de önemli bir şey sanmıştım. Demek sadece arkadaşsınız, dedi. Ağzından çıkan sözcükleri son derece alaycı bir ses tonuyla söylemişti. Bakışlarının altında “Ben daha fazlasını biliyorum. İnsafa gel de şunu doğru düzgün anlat.” der gibi bir yüz ifadesi belirgin olarak okunuyordu. Ona ne anlatacağımı, nereden başlayacağımı bilemiyordum. Derken yeniden söze o başladı.


:BJJC:
Arkadaşıma ve kendime birer çay söyleyip kahvenin köşesindeki tenha bir masaya çekildik. İstemeye istemeye konuya ucundan, kenarından dokunmaya başladım. Elbette övünür gibi söze başlayıp “o kadın benim sevgilim, ona aşığım, onun için yanıp tutuşuyorum.”diyemezdim.
-     Benimle birlikte gördüğün o kadını uzun zamandır tanıyorum. Bazen birlikte takılıp
dolaşıyoruz. Kendisi iyi, temiz ve dürüst birdir. Arkadaşlık ediyoruz. Hepsi bu, dedim.
Arkadaşım biraz meraklı ama daha çok anlaşılmaz bir yüz ifadesi takınarak;
-     Ben de önemli bir şey sanmıştım. Demek sadece arkadaşsınız, dedi.
Ağzından çıkan sözcükleri son derece alaycı bir ses tonuyla söylemişti. Bakışlarının altında
“Ben daha fazlasını biliyorum. İnsafa gel de şunu doğru düzgün anlat.” der gibi bir yüz ifadesi belirgin olarak okunuyordu. Ona ne anlatacağımı, nereden başlayacağımı bilemiyordum. Derken yeniden söze o başladı.
-     Dün akşamüzeri hal hatır sormak, büyüklerin gönlünü almak için size uğradım. En iyisi
ne bildiğimi sana açık açık sana söyleyeyim. Yanlışları vara sen sonra düzeltirsin. Annen bana senden bahsetti. Bizim oğlana bir haller oldu, gecesi gündüzüne karıştı, eve bile gelmez oldu diye yakındı. Benden de seninle konuşmamı istedi. Birileri annene o kadın dul olduğunu ve sana kancayı taktığını yetiştirmiş besbelli. Oğlunun dul bir kadına kapılıp evlenmesinden korkuyor. Anne, babaları bilirsin. Bir şey belli etmeseler bile çocukları için her zaman kendi planları, hesapladıkları vardır. Elbette senin evlenmeni istiyormuş. Ama bunun helal süt emmiş, ailesi, soyu sopu belli biriyle olmasını istiyormuş. Meseleyi özetlemek gerekirse o kızı bırakmanı istiyor. Seni ikna etmemi, seni bu beladan kurtarmamı benden istedi. Bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Sana yanlış yaptığını, aklında kurduğun her neyse ondan vazgeç diyeceğimi sakın düşünme.
- Evet, o kadınla ciddi ciddi bir ilişkimiz var. Ama ortada evlenmek veya geleceğe ilişkin konuşulmuş bir şey yok. Onu seviyorum ve dul olup olmadığı beni hiç ilgilendirmiyor. Hayatım boyunca onunla birlikte olduğum zamanlar kadar iyi vakit geçirmedim. Sana nasıl anlatmalıyım bilmiyorum ama çok mutluyum. Annem seninle konuşarak aslında benim eve gitmemi iyice zorlaştırmış oldu. Şimdi eve gittiğimde, bir şey söylediğimde tatsızlık çıkacağı da kesinleşti. Bu son derece masum bir ilişki. Bunu dallandırıp budaklandırmanın ne âlemi var anlamıyorum. Neden annem her şeyi böyle içinden çıkılmaz hale getirir bilmiyorum. Ama gelip benimle konuştuğun için sana teşekkür ederim.
İki arkadaş sevdiğim o kadın ve ilişkimizin dışında onlarca başka konuyu da konuşarak derin bir sohbetin içine daldık. Saatlerin nasıl geçtiğinin farkına bile varamadım. Gece yarısına doğru kahveden kalktık. İşte o zaman aç olduğumu, yemek yemeyi tamamıyla unuttuğumu fark ettim. Arkadaşımla hükümet konağının önünde ayrıldık. Ben Ulupark’a doğru uzanan cadde boyunca yürüdüm. Canım eve gitmek istemiyordu. Ona gitsem ayıp olurdu. Saat çok ilerlemiş ve belki de o çoktan uyumuştu. Parka varmadan ara sokaklardaki bir birahaneye girdim. Burası sabaha yakın kapamayan iki üç mekândan biriydi. Nerden buldular o saatte bilmiyorum ama bana bir kebap dürüm getirdiler. Karnımı doyurup birkaç bira içtim.
Canım burnumda olduğu için birahanede ne kadar oturduğumu bilmiyorum. Eve geldiğimde herkes uyuyordu. İçeri girip, gizlice odama süzüldüm. Gerçi ben ne kadar sessiz olsam bile annem geldiğimi mutlaka duymuştur. İçtiğim biralar biraz rehavet vermesine rağmen gözüme uyku girmiyordu. Yatağın içinde bir sağa bir sola dönüp duruyordum. Sabaha yakın saatlerde kendimden geçip biraz uyumuşum. Yatağımdan kalkıp aceleyle tıraş olup evden kaçar gibi çıkıp işe gittim. Yine de evdekilerle yüz yüze gelmeden, annemle konuşmadan ellerinden kurtulabilmem imkânsızdı. Çok sürmez birkaç gün sonra yakalanırdım.
Tahmin ettiğim gibi kaçmalarım gerçekten uzun sürmedi. Annem, “Arkadaşın Nejat seni arıyordu. Görüşebildiniz mi? “diyerek konuya girdi. Birkaç dakika bile geçmeden incelikli bir manevrayla eteğindeki bütün taşları boşaltıverdi. Onunla ilişkimiz hakkında o kadar çok şey duymuştu ki annemin yirmi dört saat peşimizden adım adım gezip bizi takip ettiğini düşünmeden edemedim. Elbette anneme uçurulan haberler gerçeğinden biraz abartılı ve sevimsiz tanımlamalarla doluydu. O konuştukça kendimi banka soyarken iş üstünde yakalanan hırsız, azılı bir katil veya sapık gibi hissettim. Beni resmen aşağılıyor, o güzel kadına da sürekli hakaretler ediyordu.
Bu şekilde konuşursa onu dinlemeyeceğimi ve bir daha konuşmayacağımı birkaç kez söylememe rağmen annem tavrından vaz geçmiyordu. Aklı sıra sevdiğim kadını aşağılayarak onu benim gözümde küçültebileceğini, vazgeçmemi sağlayacağını düşünüyordu. Biraz sonra çok iyi biliyordum ki annem bana yeminler ettirmeye çalışacak, sütünü ve analık hakkını helal etmeyecek, bütün duygusal motifleri kullanarak başarılı olmaya çalışacaktı. Aramızdaki oğul ana ilişkisinden kaynaklanan tüm geçmişimizi bir kadınla değiştiğimi söyleyip “Sana yazıklar olsun, bir eteği bokluya beni değişiyorsun.”diyecekti. Kendimi inatçı, kalın kafalı ve insani duygulardan uzak biriymişim gibi hissetmemi sağlayacaktı. Bile bile bu sonu bekleyemezdim. Dayanamayıp evden kaçar gibi çıktım. Ben ayakkabılarımı giymeye çalışırken giyerken annem hala konuşmaya devam ediyordu. Annemin hiç tanımadığı birisi hakkında bu kadar ön yargılı olması, hiç tanımadığı birini bu denli aşağılamasını aklım almıyordu. Sanki beni vahşi bir hayvanın ağzından kurtarmaya çalışıyordu. Çaresizlik içinde çırpınmasına gerçekten çok üzüldüm. Her çocuk gibi ben de annemi sever, onu incitmemeye özen gösterirdim. Ama burada annelikten çok ustalıkla sergilenen bir annelik rolü ve ikna edici annelik gösterisi vardı. Bunu her ikimizde çok iyi biliyorduk.
.
Seyfullah
Kasım 2006



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın deneysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sokarım Seni Şalvarıma Çıkarırım Tozpembe
Öyle Pat Diye de Ölünmez ki
Daldır Kaşığı Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 2 (Son)
Gelincikler Ağlar mı?
Yağmur, Kar, Değermen Çöreği ve Orçun Abi
Selver
Rakı Şişesinden Ejderha Olduk –ıı -
Daldır Kaşığı Yahniye, Sorma Etini Bahri"ye - 1
Gökçeada 3
Öyküler Sokaklara Yağar

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Tabanca
Saman Altından Aşk Yürürse
Rakı Şişesine Ejderha Olduk
Gökçeada 3
Ben İşin Kitabını Yazmıştım
Nataşa, Mavra ve Rakı
Güvercinli Yazı - 1
Emekleye Emekleye Emekli
Çaki, Çakmak, Bıcak, Tarak
Acemi Çapkın

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Başka Türlü Bir Şey [Deneme]
Canan [Deneme]
Aşkı Anlatmak Haksızlıktır [Deneme]
Zaman Sen Yalansın [Deneme]
Nisan"ın Şuçu [Deneme]
Bahar, Badem, Çocuk [Deneme]
Sonbaharı Hüznün Rekleri Boyar [Deneme]
Mevsim Türlüsü 2 [Deneme]
Bir Fırtına Tuttu Bizi [Deneme]
Delikanlıyı Bozan Yazılar [Deneme]


seyfullah ÇALIŞKAN kimdir?

Ben yazar falan değilim. Yazma eğilimli biriyim. Durumum henüz tedavi gerektirecek kadar kronik hale gelmedi. .

Etkilendiği Yazarlar:
Bilmiyorum,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © seyfullah ÇALIŞKAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.