Sevginin ölçüsü ölçüsüz sevmektir. -Spinoza |
|
||||||||||
|
GAZ ODALARI Faurisson, gaz odası inşa etmenin çok sıkı izolasyon gerektirdiğini, gazın borularla odalara giriş ve dağıtımını sağlayan bir boru sistemine kamplarda rastlanmadığını ayrıca, havalandırma ve gazı nötralize etme gibi ek düzeneklerin olması gerektiğini, aksi takdirde, çevredekilerin de gazdan zarar göreceğini ileri sürmüştür. Bu durumda gaz odalarının inşa edilmiş olması onun için olanaksızdır. Bu sav mantıklı görünmüyor. Gaz odaları olmayabilir. Ama gaz ile öldürülen insanlar vardır. “Zyklon B” gazı herhalde ısınma amaçlı kullanılmıyordu. Ama bu ürün özellikle insanları öldürmek için imal edilmiş bir zehirli gaz değildi. Tarlalarda kullanılan bir böcek ilacıydı. Ayrıca, insanları gazla öldürmek için illa gaz odaları inşa etmeye gerek yoktur. Havagazı, doğal gaz ve soba zehirlenmesinden ölenler nasıl ölüyor? Bir arabanın egzosundan çıkan dumanla hiç izolasyonu olmayan bir garajda gazla zehirlenme pek ala mümkündür. ANNA FRANK Faurisson'un savların biri de “Anna Frank'ın Hatıra Defteri”nin tam bir sahtekarlık olduğu, defterdeki el yazısının bir çocuğa ait olamayacağı yolundadır. Gerçekten de defterdeki el yazısı 13-14 yaşındaki bir kızın elyazısından çok yetişkin biri tarafından yazılmış bir yazıyı andırmaktadır. Olabilir, ama her kim tarafından yazılmış olursa olsun böyle bir defter vardır. İkincisi grafolojiyle ilgilenmiş biri olarak şunu eklemek isterim. El yazısını yaşa endeksleyerek bir genelleme yapmak pek doğru olmaz. 13-14 yaşında çok güzel elyazısı olan kimseler olduğu gibi 40-50 yaşında bile hala küçük harfle yazan ve çok çirkin elyazısı olanlar vardır. HOLOKST YASALARI Faurisson bu çıkışları nedeniyle Fransız ve Avrupa kamuoyunda büyük tepki görür. 1980de ABDli yazar Noam Chomsky düşünce ve söylem özgürlüğünün kısıtlanamayacağı gerekçesiyle Faurisson’u savunur. 1990 yılında çıkarılan bir yasayla Holokost’un Fransa’da reddedilmesi yasaklanır. Akabinde 1991de Faurisson üniversiteden kovulur. Bunun üzerine Faurisson “İnsan Hakları Komitesi”ne başvurur. Holokost yasasının “Uluslararası Bireysel ve Siyasal Haklar Antlaşması”na, insan haklarına, düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu belirtir. Ancak, İnsan Hakları Komitesi antisemitizmi önlemek için böyle bir yasanın gerekli olduğunu açıklar, Faurisson’un başvurusunu kabul etmez. Faurisson 2005 Şubatında İran televizyonunda yaptığı bir konuşmada Holokost’u yadsıdığı için mahkum olur, 3 ay göz hapsi ve 15.000.- dolar para cezasına çarptırılır. Buna rağmen, Aralık 2006 da İran hükümetince düzenlenen “Holokost’un Küresel Vizyonunu Gözden Geçirme Konferansı”nda görüşlerini yeniden savunur, bugüne kadar kimsenin çıkıp da kendisine Nazilerin gaz odalarından bir tekini bile gösteremediğini belirtir. Ancak, sanırım Auswitchz'de harabe halinde olsa da gaz odasını andıran bir binanın varlığı bilinmektedir. HOLOKOST KONFERANSI İlk Holokost karşıtı konferans “Holokost’un Küresel Vizyonunu Gözden Geçirme” adıyla 10 Aralık 2006da Tahran'da toplanmış, İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya, Tunus, Cezayir, Habeşistan, Suriye, Lübnan ve Filistin gibi 35 ülkeden toplam 150 tarihçi, uzman ve bilim adamı konferansa katılmıştır. Konferansta Holokost'un tartışılmasının batılı ülkelerde kanunlarla yasaklanması kınanmıştır. 2 gün süren Konferansta amacın Holokost'u inkar etmek olmadığı, ancak, gerçeklerin ortaya çıkması ve araştırmacılara fırsatlar sağlanması olduğu belirtilmiştir. Tabi konferansın şeriatla yönetilen ve İsrail''in varlığını yadsıyan İran gibi bir ülkede yapılması büyük bir talihsizlik olarak görülebilir. Ancak, dünyanın bir çok yerinden gelen Yahudi delegasyonların da konferansa katılması paradoksal bir görüntü oluşturmuştur. Konferansa katılan Siyonizm karşıtı Ortodoks Yahudiler İsrail'in işlediği cinayetlerin kabul edilemez olduğunu, "Holokost'un da İsrail'in elinde bir bahane olduğunu" açıklamışlardır. Bir Haham, İsrail'in Siyonist bir ülke olduğunu ve bütün Yahudileri temsil edemeyeceğini belirterek, Filistinlilere karşı işlenen cinayetleri kınayınca salondan büyük alkış almıştır. Yeri gelmişken, İsrail devletinin varlığına karşı çıkan Ortodoks Yahudilerin “fırınlarda yakılmayı” tanrısal bir ceza olarak gördüklerini belirtelim. Çünkü, Tevrat'ta tanrı yakıp yok eden bir ateşe benzetilir: “Çünkü Tanrımız Rab yakıp yok eden bir ateştir, kıskanç bir Tanrıdır" (Tesniye 4: 24). "Her şeyi yiyip bitiren ateşin yanında hangimiz oturabilir? Sonsuza dek sönmeyecek alevin yanında hangimiz yaşayabilir?" (İşaya 33:14).
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |