..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Avukatlar da bir zamanlar çocuktular herhalde. -Charles Lamb
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Hulki Can Duru




5 Nisan 2011
Neden Böyle Akılsızım? Neden Böyle Kötü Kitaplar Yazıyorum?  
“Kitaplar bilisiz insanlarca basılır, bilisiz insanlarca satılır, bilisiz insanlarca okunur, yasaklanır; o halde, artık onların bilisiz insanlarca yazılmasında bir sorun yoktur.” La Rochefoucauld

Hulki Can Duru


Bu ülkede edebiyat artık sanat için veya toplum için yapılmıyor. Egoları tatmin için, kinler, hırslar, intikam için, toplumu kirletmek, bozmak, ufalamak, ayrıştırmak, dejenere etmek ve karşı-devrim için yapılıyor. Postmodern ünlü romancımıza (!) verilen Nobel ödülündeki ölçüt de bu kıstaslara göre belirlendi.


:BEDA:
Kitap ile insanın düşmanı ortaktır: Ateş, nem, ahmaklar, zaman ve içindekiler. Paul Valéry

Sevgili okur, ruh ikizim, benzerim, mirim. Eğer ilkokuldan beri –yani yarım yüzyıldır- şiir yazan bir şairin yapıtları basılıp yayımlanamıyorsa, bir emekli öğretmen yıllardır kitaplarını bastıramıyorsa ve ancak salt kendi kişisel finansmanıyla bunu başarabiliyorsa, bu ülkede gerçekten çok garip şeyler, dümenler, tezgahlar, oyunlar, fırıldaklar, hesaplar dönüyor demektir. Çünkü, en rezil, en motor, en pespaye kitaplar çok satanlar mok satanlar diye medyatik kitapçılarda arsızca ve milletle alay edercesine teşhir ediliyorlarsa bu işin içinde mutlaka bir bit yeniği, bir orostopolluk, bir hesaplaşma vardır. Doğal olarak, o tapon malları okuyanlar da, onlara benzer tapon mallar üretiyor, ve kervan postmodern encikler üreterek güle oynaya yoluna devam ediyor.

O halde, mirim, iki olasılıktan söz etmek sanırım yanlış olmaz: Ya millet Aziz Nesin’in %60 aptallık oranını da aştı, iyice salaklaştı, süzüldü, ya da, millete –istisnalar hariç- özellikle seçmece ıskarta mallar dayatılıyor. Kitap satışlarının promosyonlar, imza günleri ve kitap fuarlarına rağmen yine de yerlerde sürünüyor olmasının nedeni de kuşkusuz kalitesiz mala karşı duyulan isteksizlik, bıkkınlık olsa gerek.

Bir kadın nasıl güzel olduğunu bilir, bir erkek nasıl yakışıklı olduğunu bilirse, bir yazar da kendi şiir ve yazınsal gücünü bilir. İsterseniz megalomani diyebilirsiniz sevgili okur. Peki, ben megalomansam “Neden Böyle Bilgeyim, Neden Böyle Akıllıyım, Neden Böyle İyi Kitaplar Yazıyorum? ” diye kendini öve öve bitiremeyen, ve, “Ecce Homo” (İşte İnsan!) diye kendini yücelten Nietzsche’ye ne diyeceğiz o zaman? Oysa, “Ecce Homo” İncil’e özgü bir terim olup İsa’nın tanrılığını ve görkemini betimler.

Kendini övmekte Nietzsche haksız mıydı? Hayır. Haklıydı. Ama, ben onun kadar iddialı olmayacağım, o kadar gözü pek değilim doğrusu. İşte naçizane övünmem bu kadar olsun. Goethe şöyle buyurur: “Denir ki: İnsanın kendini boşu boşuna övmesi kötü kokuların çıkmasına yol açar; evet ama başkasının haksız kınamasından çıkan kokuya gelince: Milletin burnu yoktur!”

Bu ülkede her alanda egemen olan belli bir zümre, malum odaklar, su başlarını tutmuş, benden olmayan bana karşıdır düsturuyla, salt kendilerinden olanları destekliyor, önlerini açıyor, yükseltiyor, elinden tutuyor, ön plana çıkartıyor, ve, kendilerinden olmayanlara yaşam hakkı, sesini duyurma hakkı vermiyor, onları görmezden, duymazdan geliyor, yok sayıyor. İş dünyasında, sanat, edebiyat, müzik, sinema, kültür, siyaset, hukuk, üniversite aklınıza ne gelirse gelsin her alanda durum böyle. Her yer parsellenmiş, kotarılmış, dikenli tellerle çevrilmiş.

Zira, bu ülkede edebiyat artık sanat için veya toplum için yapılmıyor. Egoları tatmin için, kinler, hırslar, intikam için, catharsis (ortalığı pisletme) için, toplumu kirletmek, bozmak, ufalamak, ayrıştırmak, dejenere etmek ve karşı-devrim için yapılıyor. Postmodern ünlü romancımıza (!) verilen Nobel ödülündeki ölçüt de bu kıstaslara göre belirlendi. En ufak bir kuşkunuz olmasın ! Kippa düşmüş, kel görünmüştür. Nihai hedef Türkiye Cumhuriyetini ve onun değerlerini yok etmektir.

İmdi sevgili okur, 24 Mart 2011 günü dünya yazın tarihinde bir ilk yaşandı. Basılmamış bir kitabın bilgisayar müsvetteleri savcılık emriyle yok edilirken, yazarı da terörist olduğu gerekçesiyle tutuklandı. Kitabın dijital kopyalarını ellerinde bulunduranlar hakkında bile savcılıkça kovuşturma açılacağı ve suçlu sayılacakları açıklanarak kamuoyuna gözdağı verildi.

Bu olay UNESCO’nun 21 Mart dünya şiir gününden 3 gün sonra gerçekleşti! Yazın dünyasının kaşalotları, UNESCO, Pen, edebiyat dernekleri, medyatik dergiler bu yüz kızartıcı olaydan tek satır söz etmedi… Ve o ülkenin cumhurbaşkanı “oldu mu ya şimdi, o kitap yasaklama yüzünden yüzbinler satacak” diye hayıflandı ! Canım, canım…

Akabinde başka bir ilk yaşandı. Bugüne kadar kitaplarını bastıramamış, ancak kendi çabasıyla yıllar sonra bastırabilen emekli bir felsefe öğretmeni isteyen herkese kitabını “bedava” vereceğini açıkladı. İz Edebiyat vasıtasıyla tanıdığım Sn. Ömer Faruk Hüsmüllü’nün bu trajik başkaldırısını büyük beğeni ve gönençle karşıladığımı belirtmek isterim.

Benim de ondan bir farkım yok. Bugüne kadar ancak iki kitap bastırabildim: (“Teslis Sendromu” ile “Aşka Allaha ve Akla-Tarihi Simalardan Mevlevi” ki bu sonuncusu amcamın yazmış olduğu Mevlevilik hakkındaki bir çalışmanın tarafımca derlenmesidir.) Ama, hemen şunu soracağım: “Ey sabahtan akşama kadar Öğretmenler Evinde tavla, iskambil ve okey oynayan emekli öğretmenler ! Niye birleşip bir yayınevi kurmazsınız?”

Bu nedenle, isteyen herkese yazmış olduğum şiir, öykü, deneme ve eleştirilerimi e-kitap olarak göndermeye karar vermiş bulunuyorum. Gerçi yapıtlarımdan bazı alıntılar İz Edebiyatta kısmen yayınlandı. Ancak, Fahrenheit 451 Sendromuna tutulmuş ileri demokrasi aşıkları günün birinde benim yapıtlarımı da bilgisayarımdan silip yok etmeye kalkışabilirler. İşte onun için, mirim, bu yola tevessül etmiş bulunuyorum. İmdi, aşağıda dökümü verilen listeden ilgilendiğiniz kitapları seçerek özgeçmişinizle birlikte canhulki@yahoo.com adresine göndermeniz yeterli olacaktır:

1.     Süre Duran Etki, 1978 (Şiir)
2.     Eski Kule Müziği, 1980 (Şiir)
3.     Geometrik Aydınlık, 1982 (Şiir)
4.     Havanın Fen Noktası, 1986 (Şiir)
5.     Tartaros Paradigması, 2001 (Dünyanın sonu hakkında eskatolojik bir deneme)
6.     Teslis Sendromu,2003 (Hristiyanlıktaki üç tanrı inancı ile Müslümanlıktaki üç şeytan inancının karşılaştırılması ve eleştirisi)
7.     Nano Kutsallık, 2005 (Kuran, Muhammet ve Müslümanlığın bilimsel eleştirisi)
8.     Kuşku Bilinci ve Özgür Eleştiri, 2009 (Roman eleştirileri, çeşitli yazınsal, siyasal eleştiriler)
9.     Saatlerin Gördüğü Rüyalar, 2010 (Fantastik öyküler)


Bu tür kişisel yazılara İz Edebiyat yöneticilerinin hoşgörülü yaklaştıklarını bildiğimden böyle bir tanıtım yazısı yazmaya –ki aslında burada bir şairin, bir yazarın, bir eleştirmenin dramı gizli- cüret ettim. Uygun görmedikleri takdirde işbu yazımı silebilirler. Ancak, kararları ne olursa olsun, böyle bir olanağı bugüne kadar bize sundukları için İz Edebiyatın sabırlı ve dikkatli yöneticilerine candan teşekkür etmeyi bir borç addediyorum. Onların sayesinde acımız kısmen de olsa hafiflemiştir!

Çünkü, bir şair, bir yazar, bir sanatçı, bir müzisyen için en büyük acı eserlerini bastırmamak, toplumla paylaşamamaktır. Soyut kazanç, somut kazançtan daha önemlidir. Basılamayan her eser ölü doğmuş bebek, cenin, düşük gibidir. Küvöze atılıp yok edilmeyi bekler.

Çekoslovak yazar Franz Kafka (1883-1924) Yahudi asıllı olduğu için eserlerini bastırmakta zorlanıyordu. Avrupa’da anti-semitizmin hızla yükseldiğini gördükçe, Kafka sonunda tamamen umudunu yitirdi, hastalanınca da eserlerini yakıp yok etmesi için dostu Max Brod’a teslim etti. Brod’un çabasıyla eserleri öldükten sonra basıldı ve Kafka ölümünden çok sonra ünlendi...


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Su yolunu buluyor inadına...Bin selam!...
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
5 Nisan 2011
İnsan varsa düşünce, düşünce varsa baskı, baskı varsa direniş vardır. İnsanlık, dünden bugüne böyle geldi. Kendi küçük çıkarlarını yok sayan, cesur yüreklerle geldi bugünlere, yarınlara ulaşmanın da başka yolu yoktur. Sn. ÖF.Hüsmüllü ve siz Sn Hulki Can, en değerli varlıklarınızı kuşanıp yürüyorsunuz barikatlara, inadına, inadına, inadına...Bin selam sizlere...Dilerim ve umarım, yazar yoldaşlarınız yalnız komaz sizi bu görkemli yürüyüşte... Her düşünce, her duygu özgür göçer kuşlar gibi dolanır durur bu gezengende. Bin selam...(Not: Yazıdaki, yapıtların yayınını engelleyen kesin ve genellemeci yaklaşıma eleştiriyi, şu andaki coşkum engelliyor. Selam..)

:: Biz hep böyle miydik, neler oluyor bize?
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
5 Nisan 2011
Saygıdeğer üstadım, yazınızı okurken inanın içim ezildi. Ne söylesem diye çok düşündüm, bir şey bulamadım. Çünkü siz söylenmesi gerekenleri zaten söylemişsiniz. Kitaplarınıza tabii ki talibim. Mail adresim sanırım sizde var. Uygun bir zamanınızda gönderirseniz sevinirim. Sizin kaleminizin önemini çok iyi takdir edebiliyorum. Bunu iltifat olsun diye de söylemiyorum. **Ben "ücretsiz kitap" dedim bildiğiniz gibi. Peki dedim de ne oldu? Cevabı şu linkte açıkladım: http://edebiyatgalerisi.net/edebiyat/turk-edebiyati/roman/inadina-ucretsiz-kitap.html#more-61566 Bu ilgisizlik moralimi bozmadı. Ben toplum içinde bir deney yapıyorum ve sonucu böyle çıkıyor. Demek ki kullandığım yöntemde bir hata var... İzedebiyat hakkında söylediklerinize aynen katılıyorum. Bu güne kadar hiç bir yazımı bu site silmedi. Yöneticilerine müteşekkirim.*** Bir arkadaş yayınevi yayınevi dolaşan bazı yazarlarla ilgili şu bilgiyi göndermiş.Sizinle paylaşmak isterim: “Marcel Proust] Devasa eseri Kayıp Zamanın İzinde 1913 baharında çeşitli yayıncılar tarafından reddedilmişti. Reddedilen ünlü kitaplar (ve nedenleri): • Madame Bovary: "Çok fazla gereksiz detay var." • Anne Frank’ın Hatıra Defteri: "Gündelik dedikoduların ötesine geçmiyor." • Sineklerin Tanrısı: "Başarı vaat eden iyi bir fikir kötü uygulanmış." • Teneke Trampet: "Çeviriye uygun değil." • Harry Potter: "Fazla kalın ve çok pahalı." • Lolita: "Yazarı hapse girebilir." • Yüzüklerin Efendisi: "Satmaz." *** Aynı arkadaş kendi görüşünü de şöyle belirtmiş: “Lütfen siz de pes etmeyin. Tabii, şu anda yayınlanmamış kitapların bile yok edilmeye çalışıldığı bir ortamda bu çok daha zor. Yine de:Umut; gizli-saklı, uzakta. Aynı anda yanıbaşımızda. “ **Selam, sevgi ve saygılarımla değerli üstadım…




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnançlara Saygı Göstermek
İslam Coğrafyasında Kadın Olmak
Dominodaki Son Taş: Türkiye
Deli P… ile Çılgın T…"nin Kıssadan Hisseli Sergüzeştleri
Yugoslavya Sendromu: Türkiye'yi Yok Etmek!
Şeker Bayramı Nereden Geliyor?
Kuklalar ve Kuklacılar
Türkiye Hristiyanbir Devlet Olsaydı...
Çünkü Şifreyi Bilmiyorduk!
Yumurta ve Sevgi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.