..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Seviyorum, öyleyse varım. -Unamuno
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Kâmuran Esen




6 Nisan 2011
Kadın İkinci Sınıf Vatandaş mı?  
Kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapanlara ve bu muameleye karşı çıkmayan, erkek egemenliğine boyun eğen hemcinslerime yazıklar olsun !

Kâmuran Esen


“ Kadın ikinci sınıf vatandaş mı? ” diye kime sorsam; eminim herkes veya büyük bir çoğunluk, “ Hayır ! Asla !.... Kadın – erkek eşittir.” diye yalan söyler.


:BDCE:
“ Kadın ikinci sınıf vatandaş mı ? ” diye kime sorsam; eminim herkes veya büyük bir çoğunluk, “ Hayır ! Asla !.... Kadın – erkek eşittir.” diye yalan söyler. Evet, yalan söyler. Çünkü, toplumumuzda kadın- erkek asla eşit değildir. Ailede, çarşıda, pazarda, iş yerinde, tatilde, piknikte, nikâh salonunda, hatta camide bile kadın ikinci sınıf vatandaş muamelesi görür. İşin kötüsü kadınların büyük bir kısmı; kendilerinin ikinci sınıf vatandaş konumunda olduklarının farkında bile değillerdir. Doğru olanın bu olduğunu sanırlar. Daha da kötüsü, kadın, ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmeye o kadar alışmıştır ki; bu tutumun devam etmesi için çaba bile gösterir. Kendini hep geriye atar.

Alın size bir örnek: Televizyonda bir programda bir kadına “ Kocanız sizi döver mi ? ” diye sordular. Şöyle yanıtladı: “ Kocam değil mi? Döver de, sever de.”. ..Bir başka kadın da; “ Kocam beni hiç dövmedi. Bir kabahatim olsaydı döverdi.” diye yanıtladı. Sonra bir erkeğe sordular, “ Karınızı döver misiniz?” diye. O da; “ Lâftan anlamazsa ne yapılır abi ? Arada sırada oluyor.” diye cevapladı gülerek. Programda, aynı sorunun yöneltildiği kişilerin büyük bir çoğunluğu; erkek iseler, eşlerini dövdüklerini, kadın iseler kocalarından dayak yediklerini söylediler. Kısacası, erkeklerin ve kadınların çoğu, kadının eşinden dayak yemesini doğal karşılıyor.

Kadın, aile ortamında da ikinci sınıf vatandaş muamelesi görür. Çalışan bir kadın bakın ne diyor: “ Eşim bana ev işlerinde hiç yardım etmez, ama ortalığı dağıtmak için çok uğraşır. Bu konuda çok ustadır. Sabahleyin giyinirken, üç- beş gömleğin provasını yapar. Sonuçta birini giyer, diğerlerini ortada bırakır. Gömleğe uygun bir kravat bulmak için, üç beş kravatı takar takar, çıkarır. Beğendiğini takar, diğerlerini oraya buraya atar. Sigara elinde evin içinde dolaşır, yerlere sigara külü dökülür.

Eve geldiğinde ceketini çıkarır, kendisine en yakın sandalyeye takar. Kravatını da asacak herhangi bir yer bulur. Çoraplarını çıkarır, ortaya atar. Gazeteyi okur, sayfalarını dağıtır, öylece bırakır. Lavaboya gidip yüzünü yıkadığında, içeriye havluya silinerek gelir. İşi bitince havluyu da bir kenara atar. Sonra efendim, “ Soba da söndü mü ne? Bir bak şu sobaya.” der. Ya da “ İçerisi çok sıcak oldu, sobayı kapat.” emrini verir. Arada bir, “ Bir bardak su ver.” ya da “ Çok hararet bastı. Soğuk bir şey yok mu içecek? Şöyle ayran falan.” der. Beni ayağında döndürür.

Aradan biraz zaman geçer; “ Bir çay demle de, içelim.” emrini verir. Ben mutfakta ertesi günün yemeğini hazırlama telâşındayken, içeriden eşimin “ Bir bardak daha çay içeyim.” diyen sesi duyulur. Bu arada çalan kapıya ve telefona bakma görevi yine benimdir. Çünkü eşim televizyon seyrediyordur. İzlediği programı bırakamaz. Ayrıca çocukların dersleriyle ilgilenmek, yine benim görevimdir.

Piknikte bile durum aynıdır. Piknik yerine varınca hanımlar için hummalı bir çalışma başlar. Masalar açılır, örtüleri örtülür. Kadınlar başlarlar salatayı yapmaya. Bir hanım soğanları soyar, bir diğeri domatesleri doğrar, bir üçüncüsü salatalıkları. Erkekler çoktan dinlenmeye geçmişlerdir. Başlarlar kadınlara emirler yağdırmaya:

Kömür nerde? Biraz daha kömür getirin. / Tutuşmadı bu mangal. Gazete kâğıdı verin de kömürü tutuşturayım./ Islak bez nerde? Ellerim kirlendi. /      Müyesser, oğlana salıncak kur da kapatsın çenesini. / Şurda keskin bir bıçak vardı, kim aldı? Elimdeki kesmiyor. /     Melâhat ! Sabun nerde sabun? / Ayşe ! Hava soğuk. Oğlana bir hırka giydir. / Fatma ! Benim hırkamı getir. / Hanım ! Elime su döker misin? / Salatayı yaptınız mı? Soğanını bolca doğrayın. / Bagajdan rakı şişesini getirin de, siz salatayı yaparken biz ufak ufak demlenmeye başlayalım. / Aysel ! Turşuyu unuttun mu yoksa? vs….Yani; kadınlar çalışır, erkekler kadeh tokuşturur.

Nikâha gidersiniz. Çıkışta, bir kadın olarak beklersiniz. Çünkü, önce erkekler çıkacaktır…. Peki, camide neler yaşanır dersiniz ? Anlatayım: Hacı mevlidi için camiye gidersiniz. Mevlidin sonuna doğru, kadınlara ait bölümden, kadınları çıkarırlar. ” Burayı boşaltın, erkekler çok kalabalık; namazı burada kılacaklar. Siz, en yakındaki falanca camiye gidin.”… Kadınlar da mevlidin daha duasını yapmadan kuzu kuzu çıkarlar. Hiçbirisi kalkıp da, “ Neden biz başka camiye gidiyoruz ? Erkekler gitsin!” demez. Bir erkeğin anası, eşi, kızı, kardeşi, bacısı olan kadınlara yapılan bu hareket, hangi mantığa sığar? Allah’ın evinde dahi, kadına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılır.

Camiden çıkıp, hacı aşı yenen yere gidersiniz. Diyelim ki biraz geç kaldınız. Daha tabağınızdaki yemek bitmeden, kadınları uyarırlar: ” Çabuk olun, camiden çıkan erkekler gelecekler yemek yemeye.” …Gelsinler…. Bugüne kadar hiçbir kadın, hiçbir erkeği yemedi. Hiçbir erkek de biz kadınları yemedi. Erkek dediğiniz kişi; beni babam, eşim, oğlum veya ağabeyim. Niye uzak durayım erkeklerden ? Kadınları erkeklerden kaçırmanın mantığı ne?

Şimdi siz bana , “ Kadınlar erkeklerle eşit haklara sahiptir.” diyemezsiniz. Kadınlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapanlara ve bu muameleye karşı çıkmayan, erkek egemenliğine boyun eğen hemcinslerime yazıklar olsun !

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Gerçekler..
Gönderen: Şenol Durmuş / , Türkiye
6 Nisan 2011
Toplumumuzun ne yazık ki gerçekleri...Bir bakıma da köylü kültürünün çok doğal bir yansıması...İnsan haklarının ayaklar altına alındığı bu toplumda kadınlar ve çocukların yaşadığı dram sürecektir...Saygılar değerli kalem...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Güzel Dilimiz Türkçe
Türkülerimiz
Başlık Yok!
Imf'ye Borç Veriyoruz Yalanı
Ne Yazsam Ne Yazsam!
Umutla Başlayan Bir Günün Hikâyesi
Anneanneler Üzerine Bir Araştırma(!)
Bir Pazar Yerinde Yaşananlar
Bize Bi'şeycikler Olmaz!
Dün Gece Bir Rüya Gördüm – 6

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kızım Sen Avukat Ol!
Atatürk'e Mektup
İstanbul Sizin Olsun
Ben Birazcık Deli miyim?
Öğretmenler Günü
Mudurnu'da Bir Günlük Gezi
Yeğenime Yaptığım Peynirli Börek Tarifi
Bişim Efde Heykes Bi Asayip...
Kaybedecek Hiçbirşeyi Olmayana / Ölüm...
Canı Sıkılmak Nasıl Birşey?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.